Selamlar, hocam ben tarafsız bir yerden yazacağım size.
Ev kiralama bir alışveriş. Ev alıp kiraya vermek de bir yatırım. Aşağıdakini lütfen tartışmak için yazmadığımı bilerek okuyun. Sadece bu konudaki bakış açınızı değiştirirseniz hem bu kiracıyla hem de ilerdeki kiracılarla daha mantıklı bir noktada yönetirsiniz süreçleri.
Şimdi her yatırım gibi bunun da riskleri var. Her zaman aynı getiriyi sağlayamama ihtimali var. Maalesef Türkiye'de bu anlaşılamıyor özellikle ev sahipleri tarafından. Evin sürekli çok değer kazanması ve sürekli çok kira getirmesi gerektiğine inanıyorlar. Öyle bir durum yok maalesef. Enflasyona vurunca birçok evin satış değeri, alış değeriyle kafa kafaya çıkabiliyor. Ya da biraz üzerinde. Fiyat enflasyon yüzünden artsa bile.
Siz bir kira kontratı yapıyorsunuz. Adı üstünde sözleşme. Belli şartlara ve belli durumlara göre karşılıklı sözleşiyorsunuz. Burada sizin de kiracının da belli hakları ve uyması gereken kurallar var.
Kiracının en temel uyması gereken şey kirayı eksiksiz ve gününde ödemesi. Bunu ödediği sürece evin kullanım hakkını sözleşme boyunca elinde tutar.
Gelelim zam oranına.
Bu kontratta belli. Siz insiyatif kullanarak bu oranın altında zamlar yapmışsınız geçmişte. Ya da %25 şartından bahsediyorsanız o da devletin belirlediği bir oran. Kontratta tüfe yazıyor olabilir. Ama tüfeyi kontrol etmek için tuik'in sitesine girdiğinizde emlak kira için tüfe oranı %25'tir yazdı iki sene boyunca. Yani resmi kaynak öyle diyor.
Evin kirası piyasasının altında kalıyor konusu biraz subjektif. Çünkü sizin sözleşmenizde kira miktarı mahalledeki evlerin kira miktarına göre belirlenir yazmıyor. Ev sahibi olarak düştüğünüz ikinci hata da burada. Birçok ev sahibi buna benzer taleplerde bulunuyor, işte etrafta kiralar çok arttı. Ya da sen maaşına şu kadar zam aldın. Ya da "ben de kira ödüyorum, benim kiram şu kadar oldu". Sözleşmede kira maddesi artışı neye göre yapılacak belli. Bunlar konu dışı. Adam isterse ayda 1 milyon tl maaş almaya başlasın. Bu kirasını etkilemez. Ya da sizin kiracınız 10 liraya otururken karşı komşunuz 100 liraya kiracı buldu diyelim. o sizi bağlamaz.
Civardaki konutlar ne zaman tartışmaya girer? Kira tespit davası olduğunda.
5 yılı geçtiği için bunu kullanabilirsiniz. Süreç biraz uzun sürebiliyor. Genelde sonuçlandığında da geriye dönük bile beklentinizi tam karşılamayabilir. Sadece manevi bir tatmin yaşarsınız.
Başka eviniz yoksa, "ben oturacağım" diyerek kiracıya tahliye davası açabilirsiniz. bu da uzun sürer. Bir de kira tespit davası açtığınız için tahliye davasının ciddiyeti sorgulanabilir. Karşı tarafın avukatı direkt buna oynar.
Evle ilgili taleplerden bahsedilmiş. Ev sahibinin demirbaşlarla ilgili belli sorumlulukları oluyor. Kiracı bazı tadilat taleplerinde bulunabilir (bu ne kadar kira ödediğinden ayrı bir konu). Ev sahibi de borçlar kanununa göre bu tadilatları karşılamak zorunda. Tabii kiracıdan kaynaklı bir kusur olması durumu ayrı. Atıyorum kombi bozuldu. Ev sahibi yaptırmak zorunda. Ama kombiyi kiracı bozdu diyelim o ayrı. Tavan akıtıyor. Ev sahibi yaptırır gibi gibi. Kiracı bunları size bildirdi ve karşılık alamadı diyelim.
Gidip kendisi bir tamirci bulur. Yaptırır ve maliyeti sizden tazmin edebilir. Örnekleri var.
Uyanık bir kiracı şunu yapabilir. Zaten sizin bu taleple geleceğinizi düşünerek, evde sizin karşılamanız gereken tadilatları birkaç kez yazılı bildirdikten sonra sizden yanıt alamayınca gider bir ustaya yaptırtır. Faturayı da biraz şişirtir. Ustanın canına minnet. Yani sizin talep ettiğiniz zam farkını, size ödetebilir. Hatta sizin ihmaliniz yüzünden sıkıntı yaşıyorsa, atıyorum tavanı akıyordur eşyaları zarar görmüştür, kombi çalışmıyordur "hasta oldum" diyebilir gibi gibi. Bunlarla ilgili tazminata da götürebilir.
Tablo sinir bozuyor ama bunları bilmek ve anlamak önemli.
Bu da ev sahiplerinin düştüğü ikinci yanlış. Alakasız konuları birbirine karıştırmak. Kiracının düşük bir kiraya oturması, sizin evle ilgili sorumluluklarınızdan muaf olduğunuz anlamına gelmiyor.
Durduk yere daha büyük maliyetlerle muhattap olabilirsiniz.
Şimdi diyebilirsiniz ki, ben ne yapacağım?
-Kira tespiti talep edebilirsiniz. Bu biraz zaman alır. Ama günün sonunda muhtemelen civardakine yakın bir yere gelme ihtimali var. Ama yine sizin beklediğiniz oranda bir zam olmama ihtimali de var.
-Evi devretmek de çok kullanılan bir yöntem. Ama ben olsam buna kesinlikle niyetlenmem. Ev üstünüzeyse eşiniz üstüne, çocuklarınız varsa onlar üstüne, anne baba üstüne devredediyor satış gibi gösterip birçok ev sahibi. Evin yeni sahibi kiracıya tahliye davası açabilir. Ama burada da riskler var. Sonuçta kendi malınızı birinin üstüne yapıyorsunuz. Geri vermeyebilir. Allah gecinden versin bir vefat durumu olabilir. Dünyanın binbir türlü hali var. Boşanma olabilir, küslük olabilir. Başkası gibi anlatalım. A kişisi evi verdiniz diyelim bir aile büyüğüne. Kiracı tahliye konusu 1 sene sürdü diyelim. O arada da vefat etti. Sizin de 6 kardeşiniz var. Bir anda o ev 6 kardeşin mirası oluyor. kardeş bile olsa herkes iyi niyetli olamayabiliyor.
Bir de evi devretme işi de maliyet. Sonuçta 0 lira bile olsa rayiç üstünden bir tapu masrafı ve vergi çıkıyor. Evi verdiniz maliyet. Geri aldınız yine maliyet.
-Bence bir orta yolda uzlaşmaya çalışın. Bu konuda yapılabilecek en mantıklı hareket bu.
-Bir sonraki kiralamada da olası ihtimalleri enflasyonu vb göz önünde bulunduararak bir fiyat belirleyin. Yani bu yıl 10 liraya verdiniz evi diyelim. Önümüzdeki 5 senenin enflasyonlarını hesaplayın, o ihtimali de düşünerek 5 yıllık ortalam kiranızı bulun. Bu yeterli mi değil mi onu bilerek yönetin kiranızı. Bunu chatgpt'ye bile yaptırabilirsiniz kabaca. En azından ne alıp ne vereceğinizi bilirsiniz. Ama bu hesabı yaparken merkez bankasının tahminlerinin biraz üzerine çıkın. Çünkü o tahminler iyimser tahminler oluyor. Zarar etmeyin. Bu hesap kesin bir sonuç vermez ama en azından belli bir mantıkta kira belirlemenizi kolaylaştırabilir.
-Dediğim gibi uzlaşmak, net bir plan koymak en temizi. Biraz siz talebinizi düşürün, biraz da onun çıkmasını bekleyin. Bir orta yol bulursunuz.
0