Ekşi Duyuru

Lazika alıyorum ben senelerdir, tavsiye ederim.

bergamotlu(earl grey) çay seviyorsan Migros'larda da satılan Ahmad Tea baya lezzetli ben seviyorum. Deneyebilirsin

Çay delisi arkadaşlarım Ahmad Tea'yi çok övüyorlar.
Bir de (galiba Çaykur'du) Tirebolu 42.

Doğuş export tea fena değil

tirebolu 42 müthiş,
karali çay da iyi.

bulabilirsen azerbaycan menşeili azer çay muhteşem.

fiyattan bağımsız konuşuyorum .. Ahmad tea kesinlikle en iyisi.

Ahmed Tea'nin her çeşidi efsane ve pahalı.

aceleniz yok ise yeni sezonu bekleyin.

hemen alacaksanız store’dan matchday alabilirsiniz.

100.yıl var mı bilmiyorum.

bir tavsiyem yok ama ben de bir konuyu şikayet edicektim, en kıytırık kebapçıda iftar menüsü kişi başı 750 TL olmuş

Horhor Hatay Akdeniz Sofrası.
Yanlış bilmiyorsam 1600 tl.

edit: yanlış biliyormuşum, 900 tl imiş. ama performans çok çok iyi değil.

gülhane parkı içindeki beltur kaldil restoran

Levent'te Sara Yaman Kliniği var. Yaptırdığım her işlemden memnun kaldım.
Nişantaşı'nda da isabel zey beauty var, gitmedim ama giden arkadaşlarımdan biliyorum onlar da memnundu.

en çok bunu kullanıyorum.
www.kerastase.com.tr

bunun kokusu ve saça verdiği dolgunluk güzel, haftada 2 bunu kullanıyorum.
www.kerastase.com.tr

bunu da spordan sonraki duşlarda kullanıyorum. ferah ve temiz bir his veriyor.
www.kerastase.com.tr

haftada bir ayrıca kepek şampuanı kullanıyorum.

hep aynı şampuanı kullanmak saça iyi gelmiyor.

Dove

sachane.com
şunu kullanıyorum
normalde saçlarım ince telli ve çabuk yağlanıyor. boya var da. keratin bakımı yaptırmıştım daha beter yağlanmasına ve sönmesine neden oldu. bu şampuan ile şu an saçlarım hiç sönmüyor, tepesi hep kabarık (bkz. yaprak dökümü necla). yağlanması da gecikti banyo sonrası taraması da kolaylaştı. bütçe düşmanı gibi gözüküyor ancak bi damlası bile yetiyor ve koca şişe.

şampuan önerisi veremeyeceğim ama sürekli aynı şampuanı kullanmamak gerek diye biliyorum.

Market şampuanı kullanmıyorum

ben de zamanında dünya para verip kerastase kullanıyordum.
şunu bulduktan sonra hiç gerek yokmuş dedim
www.hepsiburada.com
erkek yazdığına bakma kadın fark etmeden kullanabilirsiniz.

Kullanıyorum.
Çok sevimsiz bir şey.

aldım 6 ay içinde deforme olup şaftı kaydı, pek memnun kalmadım

hayat bu kadar detay düşünmen ve hassas olmak için çok kısa.

hem macbook hem de harici magic keyboard var kullanmıyorum, bir şey olursa alırız onu da mı düşüneceğim.

evet, ben cok sevdim. tertemiz.

Yer. Fakat ağzında veya dişinde sorun varsa kıramaz, ve yemez.

kesin hastadir+1

hiç hasta gibi değil acaip enerjikler.

tadını beğenmemiş olabilirler, hangi mamadan verdin? kedi denen haydutların midesi çok kıymetli çünkü :D

5 aylık küçükler birazda büyümemişlerse yetişkin mamalarını kıramıyorlar, direk koklayıp gidiyorsa beğenmemişlerdir mamayı.

Mamayı az bir şey ıslatıp vermeyi deneyebilirsiniz.

3-4-5 aylıkken süt dişleri dökülüyor. Yani büyük mamayı kıramayabilirler.
Ve büyük mamaları bağırsakları için uygun değil henüz. Sindirimleri için yani.

BonnieBiftekli Yetişkin Kedi Maması

bunu almıştım bunu kıramaz mı?

Bonnie yi beğenmemişlerdir. Sevilen bir mama değil genelde. Enjoy alın bi deneyin en azından.

Sefiller, Karamazof Kardeşler, Monte Kristo Kontu, Don Kişot, Savaş ve Barış, Rüzgar gibi Geçti, Anna Karennina Durgun Don.

Bunlar efsane kitaplar. Keşke hiç bitmese denecek cinsten.

Sefiller'i İş Bankası Kültür Yayınları'ndan al oku. Pişman olmazsın.

Keşke hiç bitmese denecek cinsten +1

Sefiller aman amma yazmış kaç sayfa bu diye sıkılacağınız bir kitap değil. Sayfa sayısı gözünüzü korkutmasın hiç. 5 cilt değildi okuduğum. 2 cilt olanı okumuştum. Sayfa sayısı neydi bilmiyorum şimdi ama kalındı ciltler yani 1200 sayfa vardır heralde okuduğum versiyonunun. Okurken hiç amma uzunmuş diye düşündüğümü hatırlamıyorum

Su an Le Comte de Monte Cristo okuyorum Fransizca ve orijinal metnin yaklasik 1100 sayfa oldugunu ögrendigimde ben de bu soruyu sordum.

Konu örgüsü ilgi çekici olsa da ciltlerce sürmesi bana anlamsiz gelmistir.

Sefiller muhteşem kitap.
İyi bir çeviriden tamamı okunduğunda sıkılmak zor.

su an ilk cildini okuyorum yarisina geldim ama detayli savas tasvirleri bogdu biraz beni. aslinda onun disinda cok guzel bir kitap ama bu kitaba bunlari yazacagina gidip savas icin ayri bir kitap yapsaydin diyesim geldi.

bu arada kitabin ilk ceyreginde fantine diye bir kadin var. bu kadinin ve cocugunun hikayesini okudugum esnada netflix'te "an american crime" diye bir film izledim ve hikayeler cok benziyor. izlememis olanlara tavsiye edebilirim.

rus dili ve edebiyatı öğrencisiyim, burada adı yazılmış romanların çoğunu türkiye'de bulunabilecek en iyi çevirisinden okudum, orijinalleri üzerinde ders çalıştım. her birini 3-5 yılda bir özleyip tekrar tekrar okuyasım gelir. bunu şu yüzden söyledim, kesinlikle "yav 10 sayfa duvar anlatıyor!!!" diyen birisi değilim konu klasikleri okumak olunca.

yalnız sefiller'i sıkıcı buluyorum ve ne kadar denersem deneyeyim 300'üncü sayfadan ötesine geçemedim. onu bırakıp başka kitaba geçtiğimde ise bir ayda 4-5 kitap okuyacak hıza dönüyorum tekrar.

hugo'nun her olaydan sonra "hayatta bazen böyle şeyler olur" tarzı acayip eklemeleri benim dikkatimi dağıtıyor mesela. inci'deki meşhur hikayeyi hatırlayanlar olur belki, annem babama nasıl verdi mi ne öyle bi şeydi. onda eleman saçmasapan şeyler yapıp "böyle yeteneklerim vardır, insanları şaşırtırım" gibi komik eklemeler yapıyordu.

sefiller'i okurken aklıma sürekli bu geliyor. "sıradan vatandaş" için bence çok ağır bir roman sefiller. bak mesela savaş ve barış'ı okurken elbette o dönemin şartlarını biliyorsan çok daha fazla keyif alırsın ama şart değil. herhangi bir yetişkinin eline ver o romanı, yine okuyup çok şey anlayabilir/öğrenebilir/sevebilir.

sefiller'i keyif alarak okuyabilmek için bence son 300-400 yıllık fransız tarihini ve siyasetini çok iyi bilmek lazım. en azından şahsi görüşüm bu. inanılmaz bir eser olduğundan şüphem yok ama şu veya bu klasik gibi alıp okuyayım denebilecek bir roman değil bence. daha çok rehber gibi.

Sunglass hut magazasini bi aramakla baslardim ben olsam. Luxottica'nin kendi markasi.

Pet shoptan mama alınmaz zaten. Pet shop'a arada bir oyuncak bakalım, vakit geçirelim diye giriyoruz biz (büyük pet shop var yakınımızda). En fazla ödül maması alıyoruz görünce heves edip. Onun dışında genelde Amazon ya da Trendyol'dan alıyoruz mamayı.

internet mağazası ile fiziki mağazanın masrafı bir değil tabii ama yine de önden enflasyon yüklemeli satış yapıyor hemen herkes. sadece petshoplar değil. fırsatçılık.

akakçe’den bakıp neresi ucuzsa (genelde amazon) oradan alıyorum ben ama 35 liralık mamadan korktuğum için sadece acana alıyorum.

Hangi mama olduguna gore degisir. Royal canin proplan gibi cok populer mamalarda internette sahte mamaya gelme olasiliginiz cok yuksek. Diger aciklama da cok buyuk firmalar cok yuklu oranda alim yapabildigi icin alislari petshoptan ucuza geldigi icin daha ucuza verebiliyorlar.

Petshopun capi belli, mamayi birkac cuval alip dusuk bir kar marjiyla dukkaninda satmaya calisiyor. Adam kaziklama mantigiyla degil mamalarin kar marjinin dusuk olmasiyla ilgili aslında. Cinden gelen sahte mamayla (ki birebir ayni ambalajla gonderiyolar bilmeyen adamin disaridan anlamasi imkansiz) ya da aşırı buyuk firmalarla bas etmesi mumkun degil dukkan kirasi odeyen adamin.

petshoptan daha çok açık mama alınıyor ama asla almamak lazım o mamalar bayatlıyor. sokak kedisi için belki alınır.
internettede güvenilir site harici trendyoldan mama alınmaz hem sahtesi çok hem bayatı patlağı çok oluyor.
mamaları petlebi ve markamamadan alıyorum. markamama daha ucuz.

düzenli bakamıyorum ama bbc türkçe fena değil

Bcc türkçe tam bir batı tetikçisi olduğu için çöpe gidiyor yanında dw ve doğu kardeşleri sputnik rt ile birlikte. Türkiye gündemi için tarafsız bulamazsınız ama sünya geneli associated press iyidir yorumsuz/tarafsız duruş açısından.

Euronews
T24

zaytung.com logosundaki sloganda bile diyor tarafsız diye.

www.google.com

koli basili bulaşır. enfeksiyon hastalıklarında bir ton uğraştırır.

Amebiasis olmuştum, baya kötüydü hastalık.

Maydonoza sumuklu bocek gelir, ben pazardan almissam mutlaka kontrol ederim. Bizim evin ustundeki saksiya bile geliyor.
bir de kedi kopekten bulasan bir hastalik var, instagramda falan marketteki kedileri guzelleyen aptallar var malesef ama organlara yerlesip buyuyor kese seklinde. yani tarlada hayvan gezmisse sikinti.
ben de sadece su ile yikiyorum vaktim olmadigi icin, hic yikamamaktan iyidir.

Sirkeli suda bekletmediğim ve çok iyi yıkamadığım yeşillikleri yemem.

@spherical Kist hidatik mi bahsettiğin acaba

galiba o, arkadasim iki kere ameliyat oldu ve onu alirken de yirtilma ihtimali varmis ameliyatta. ben de ondan biliyorum.

4500 etmez bence

yaz ve kış kullanılabilecek bir ayakkabı ama sonuçta koşu ayakkabısı olduğundan hafif arazide koşulabilecek kadar kış kastedilmiştir. sabit dururken ayağı sıcak tutmaz yani.

amacına göre bence çirkin değil ama siyah gitmemiş. ofiste kullanılacak bir model değil pek. ederi de maksimum 2-2,5. zaten amazon amerika’da da fiyatı bu civarda.

camper bakardım ben olsam.

10/2

Çirkin değil ama ben olsam Camper bakardım +1

değmez.

Sizi olumsuz olarak etkilemiyorsa bırakın kendi hallerine. O kadar uğraşmaya değmez bence alıştırmak zor oluyor.

Uğraşmanıza gerek yok. Soğuk, rüzgar va yağmurdan korunmak için çatıda kalıyordur. Havalar ısınınca, en geç Mart sonu gibi sokağa inerler zaten.

ayy bostanlı'da iseniz o kedi tanıdık :)

bir süre sonra gidiyor. travmalı bir süreç yaşamıştır, boşuna yapmaz böyle şeyler sizin de dediğiniz gibi.

hava ısınınca kaybolurlar. bir de çatıya çıkış kapanınca zaten giderler. çok yaklaşmayın. saldırır büyük ihtimal.

Kurtuluş kuruyemiş

makbul kuruyemiş. netten de satıyorlar. bu kadar uygun ve kaliteli bir kuruyemiş bulma şansın yok. bir tane bile kapalı antep fıstığı çıkmayan yegane yer.

Corum'dan direkt soyluyoruz. 1 gunde kargo yapiyorlar ve taze.

www.leblebidiyari.com

www.umitkuruyemis.com.tr


Bagımlısı olacaksın. Izmırde sıraya gırerler burda genelde.

türk halkı kelimeyi kullanırken nereden alınmış, alınan dilde nasılmış diye bakmıyor. zaten de bilmiyor. direkt kelimesindeki -t'nin telaffuzu "meşakaatli" olduğu için zamanla kullanılmamaya başlamış, direk olmuştur (tahminim).

sokaktan 100 kişi çevirip sorsan, 95 tanesi o kelimenin "direct"ten gelmiş olduğunu bilmiyordur, hatta dilimizde kullanılan halinin "direkt" olduğunu da bilmiyordur, "direk" zannediyorlardır. "niye direk demişler peki?" diye sorsan, "işte direk gibi böyle dümdüz olduğu için" diye cevap alırsın.

Futbol bu kelimeyi dilimize sokmuş olabilir. Hala öyle mi bilmiyorum ama spikerler, serbest vuruşları; direkt ve endirekt diye ayırırdı. Dinleyici de son t yi anlamamış ve en ücra köşeye kadar böyle yayılmış olabilir.

İngilizceyle ilgisi yok zaten telaffuzu da farklı. 19. Yydan beri dilimizde olan fr bir kelime

Hocam heyecanınızı baltalamak istemem ama diller arası etkileşim insanlığın başından beri var. Bu olay böyle çalışıyor.

Bugün de bizzat dile yeni giren sözcüklerin nasıl yayıldığını aşamalarıyla görebilirsiniz. Örneğin "internet".

Anadolunun en ücre köşesindeki kişi de internetin ne olduğunu bilir. Ancak etimolojisiyle ilgilenmez. Orada bir şey vardır ve insanlar ona bu adı vermiştir, bu kişi de bu adı öğrenir.

Komple bir dili öğrenmekle kökeni bir dilden gelen bir sözcüğü öğrenmek arasında büyük fark var.

İnternet bir ürün. Ürün olmayan sözcükler de böyle yayılıyor, örneğin bir gazeteci veya gazeteci grubu, bir politikacı ya da politikacılar grubu veya başka bilinir kimseler bir sözcüğü alıp belli başlı konuları tanımlamak için sıkça kullandıklarında bunlar da dile yerleşiyor. Son yıllarda dilimize yeni giren veya artık kullanılmadığı halde yeniden canlanan Arapça-Farsça sözcükler var.

Örneğin bugün özentilik olarak görülen "plaza türkçesi" yarın dile çok daha fazla nüfuz etmiş olacak büyük ihtimalle.

yedigimiztavuk +1

olaya ekonomik yönden de bakmak lazım. o kombi 24 saat de çalışabilir ama bunun maliyeti aidatlara etki eder. toplantıda veya önceden site kuralı olarak saatler kararlaştırıldıysa, bu etkenler de konuşulmuştur diye tahmin ediyorum. aidatların yüksek oluşu bu tarz (küçük gibi görünen) büyük giderlerdir.

Daha küçük bir yerde yaşıyorum burada da 12de kapanıyor. Aklım almıyor mesela buna. Hadi benim çocuğum falan yok. Ben de çok dellendim ilk taşındığımda, yönetim asla geri adım atmadı, hatta dava falan açacaktım ihtar çektim bunlara. Baktım başka hiç kimsenin itirazı yok. Klima aldım çok üşüdügum zmaan onu açıyorum
Bu ülkede en denetimsiz şeyler apartman ve site yönetimleri.

O yine iyiymiş benim oturduğum apartmanda gün ortasında da kapanıyor. O kadar suyu tekrar ısıtmanın da maliyetli olduğunu anlatamadık bir türlü. Ben de elektrikli ısıtıcı aldım gün içinde açıyorum.

kat malikleri toplantısında bunun gün içinde kaç saatleri arasında yakılacağına karar verilir. olması gerekende budur. kimine göre gündüz yanması gereksizdir, kimine göre de daha geç kapanmalıdır.
istanbul bu sıralar 15-16 derece altına düşmüyor bence hiç yakılmaması gerekir. ki ben daha doğru dürüst kombi yakmadım bile.

bu yüzden merkezi sitemli değil kombili ev tercih edilmeli.

merkezi ısıtmada çok soğuk bir bölge değilse 11-12 gibi kapanması normal.
gece boyunca açık olursa fatura çok fazla artar.
uyumak için serin ortam daha iyidir zaten, yok ben gece yaşıyorum diyorsanız bireysel kombi olan bir eve taşınmanız daha iyi olur.

eksiseyler.com

iyi ki böyle bir yerde oturmadım. Sabah kalkınca buz gibi eve uyanmak daha kötü değil mi? Mesela ben olsam gece en kısıkta da olsa yansın, sabah 9 öğleden sonra 15 arası hiç yanmasın, sonra yanmaya başlasın eve gelince sıcak olsun derdim. Hadi bakalım çalışanlar için bu daha mantıklı.

Fakat yapılacak bir şey yok eğer çok şikayet yoksa. Mesela benim kaldığım tek apartman genel ısıtmaydı, onlar sıcak havalarda parçalı yakıyorlardı ama böyle değil, mesela sabah 3-5 saatte bir yanıp sonra 3-5 saat kapanıyordu falan. Gayet iyiydi o.

yeni sistem (termostatik vana + kalorimetre) ise gereksiz olmuş. eski sistem (düz petek, sayaç yok) ise tasarruf için mantıklı.

iyi de kasksız ve gözlüksüz oynanmaz ki acıtır. yüze atılmamalı zaten.

Kefalete istinaden kiracı ile kiralayan taraf arasında yapılmış bir sözleşme var mı? Var.
1 yıl geçerli mi, geçerli.

Hukuki bilgiyle yorum yapıyorum: (belki) kefil olunana karşı vazgeçme geçerli olsa da (küçük bir ihtimal), alacaklıya karşı vazgeçme geçerli olmaz. Alacak her türlü borcu kefilden ister.

Hocam çocuk oyuncağı mı bu iş, ben siz kefil oldunuz diye imzaladım, adama güvenmiyordum. O zaman evi boşalttırın kiracıya, beni mağdur ettiğiniz için 3 aylık kiramı da peşin yatırın, feshedelim sözleşmeyi.

Demezler mi adama?