Ekşi Duyuru

doğadan marka olanından eve aldım. (başka marka var mı bilmiyorum) gayet içilebilir bir tadı var. akşamları bir saatten sonra, kafeinli siyah ya da beyaz çay içmek yerine, bu içilebilir.

3 pas geçmede puanı fazla olan kazanacak

Üstünde rakam yazan h ve k kutuları ne manaya geliyor?

H3 yazan yere koyduğunuz harf üzerindeki puan değerini 3 ile çarpar. K2 ve k3 karesinde yaptığınız kelime ise oluşturduğunuz kelimeyi 2 ve 3 ile çarparak puan kazandırır.

3 kere pas çekilince otomatik oyun biter puan olarak üstün olan kazanır. Kullanıcı adını paylaşın oynayalım hem de kafanızdaki soruların hepsini yanıtlayayım.

böyle şeyleri sizin yerinize yapan yapay zeka uygulamaları var. örneğin link thenewblack.ai

veya photoshop yeni sürümüne sahipseniz uygulama içindeki yapay zekayı kullanabilirsiniz.

Usulü iyi bilmeniz gerekir. Önceden tecrübeniz yoksa zor.
Satış yerinde avukatlar mal sahibi, alacaklı, galericiler arasında çok çeşitli pazarlıklar dönüyor.

Bir dönem ilgilendim. O dönemde online satış olmuyordu. Bir salonda toplanılıyor, alıcısı önceden belirlenmiş hissi veren açık artırmalı satışlar yapılıyordu.

Şimdi açık artırmaların online yapıldığını duydum. Herhangi bir yolsuzluğu olmaz.

O dönemlerden aklımda kalanlardan biri, bu mallara 'Gözlü mal' 'Ahlı mal' gözüyle bakılıyor. Uğursuzluk getireceğine dair yaygın bir inanış var. Bu tip kazanca da iyi gözle bakılmıyor.

Hala öyle midir bilmem, almayı düşündüğün gayrimenkulün fiziki durumunu, içinde yaşayan olup olmadığını öğrenme konusunda sıkıntı yaşıyorsun. İçinde yaşayan varsa ve ben seni tanımam. Bu ev babamın, ben çıkmam. derse, yargı süreci, ülkemizde malum. Genelde de içinde yaşayan insanlar bitik insanlar oluyor. Çıkın demeye vicdanın elvermiyor.
Ya da adam eşyasını bırakmış kilitlemiş gitmiş, sende kira kontratı yok. adamın kim olduğu, yaşayıp yaşamadığı bile belli değil.

Karmaşık işler yani.

Not: Hala aynı sorunlar var mıdır bilmiyorum. Baktım, cevapsız kalmış, eski halini yazayım dedim. Bazı şeyler değişmiş olabilir.

Artık tüm ihaleler online oluyor. Hile hurda olma ihtimali yok en yüksek rakamı verirseniz kazanırsınız, ama
Tüm Türkiye’den herkes katılabiliyor bu da gözlemlediğim kadarıyla taşınmazın piyasa fiyatına hatta daha üstüne ihale oluyor. Burada iş size düşüyor bilirkişi raporu ve şartnameyi iyi okuyup karar vermeniz lazım kdv damga vs ödenecek vergileri de dikkate alın. İhalenin feshi söz konusu olursa ihale bedelinin tamamı için yatırdığınız paranın icra veya satış memurluğu hesabında fesih davası sonuçlanana kadar belki yıllarca bekleyebilir yıllar sonra ihale fesih olursa bu bedeli enflasyon karşısında kuşa dönmüş şekilde alabilirsiniz bu tür ufak da olsa bir risk var. Bunun dışında karlı olup olmayacağı alacağınız yere ve bedele bağlı.

çoğundan ya bir hissedar ya da tanıdığı girip fiyat yükseltiyor satılırsa ucuza gitmesin diye
bunlara denk gelmezseniz çok rağbet gören bir yer değilse açılış fiyatları uygun

Yani normalde kıymetinin yarısından satışa çıkıyor, kârlı gibi duruyor ama satılan yerin hissedarı vs satışa girdiğinde ucuza alamıyorsun. İnternet satışı ama herkes son yarım saatte teklif veriyo zaten. Son saniyede en yüksek teklifi kim verirse onun oluyor. Biz geçen bi satışa girdik, yerin değeri tahminimize göre 2,5-3 milyon civarıydı. Bilirkişi raporunda 2,4milyon çıkmıştı. Hissedar olan kişi son saniyede 2,1 milyon teklif verdi o aldı.

Biraz son saniyede ne olacağına bağlı, bi de değerli bi yer mi, alırsan tekrar satışa koyduğunda hemen satılır mı, kâr eder misin, beklediğine değer mi vs. İyi hesaplamak lazım.ama öyle yarısına satış başlıyo diye yarısından satılmıyo. Bilirkişi raporunda kıymeti 2 olan bi yeri 1,3 gibi bi rakama almak mümkün değil. Yine bilirkişi raporunda yazan miktara yaklaşıyor yani.

benim bildiğim mutlaka bir avukatla çalışmanız lazım, bir miktar avukat masrafı oluyor çünkü mutlaka bir malı almakta zorlanacaksınız ve avukatınız iyi ise karşı tarafın vazgeçme ihtimali yükseliyor.

bizde şu an böyle bir aşamadayız, söylenene göre bulunduğumuz yere satacağımız yerdeki tapudan dosya gönderip harç 2 katı olacak şekilde satış oluyormuş.
yani söylediğiniz şey oluyormuş ama henüz satış olmadığı için deneyimleyemedik.

@eja başvurusu nasıl yapılacak?
Taraftarlardan biri kendi ilindeki tapuya gidecek mi deniyor?

galiba önce satış olacak diğer il tapusu aranıp hangi tapuya gönderilecekse bunun bilgisinni veriyor denmişti, bu kısımda tam emin olamadım, arayın tapudakiler yardımcı olurlar diye umut ediyorum

var. pandemi döneminde tam da bu şekilde bir alım-satım yapmıştım.

hatta bir adı vardı da unuttum bu yöntemin. işlemin yapılacağı gün alıcı ve satıcı bulundukları ilde aynı esnada ilgili tapu müdürlüğünde oluyor. memurlar görüntülü görüşme yaptırıyorlardı. karşılıklı olarak şu bedelle bu şahıstan burayı aldım, diğer tarafta ilgili yeri evet bu şahısa satıyorum diyip ondan sonra imza atıyorduk.

işte onun bir adı var, bilmemne li satış şeklinde. satıcı taraf randevu almıştı, ben alıcıydım.

Wow

Wow karışık geliyor biraz.
Oldukça basit olması lazım.

Başka basit oyun demişsiniz, kelime oyunu değil ama sudokuyu öneriyorum.

Hocam daha önce de yazdım mitsubishi, siemens gibi pahalı markaların verimliliği daha yüksek

Örneğin 15.000 btu gücüne sahip pahalı bir mitsubishi klima 30m² salonu rahatlıkla soğutuyor ve dengeli çalışıyor

Yine 15.000 btu luk ucuz markalar ise aynı 30m² lik salonu soğutmak için daha fazla çalışıyor haliyle daha fazla güç harcıyor

Klima her sene değiştirdiğimiz birşey değil

Ucuz klimalar ilk 2 sene alım maliyetinden dolayı ekonomik gelse de sonraki senelerde enerji sarfiyatıyla daha pahalıya gelmekte

Karar senin, belki antalyada geçici bir işin vardır üç sene sonra ayrılırım diyorsan başka en az 10 sene daha burada yaşarım diyorsan başka

benzer şeyleri yazıcam. mitsubishi aldık evet daha pahalı ama elektrik faturasına etkisi 20 30 lira oldu :)

@pide yani fazla fark olmuyor mu ?

hayır hiç olmuyor hatta artık, geçen sene klima almamızdan önceki fatura tutarı geliyor her ay. bu arada şunu belirteyim. klima araştırırken internetten alacaktım. yakın bir yerdeki yetkili servisi aradım. artık kandırdı mı bilmiyorum internette satılan mitsubishilerin kullandığı gazların regülasyon sebebiyle yakın zamanda yasaklanacağını, klima bozulursa o gazdan tedarik edilemeyeceğini, klimaların da çöp olacağını anlattı. ben de tabii ki buna inanarak gittim ondan satın aldım :) siz yine de araştırın doğruluğunu tabii.

Fiyatı değil de elektrik sarfiyatına odaklanacaksanız mutlaka inverter klimalara bakın. lg dualcool klimalar bildiğim kadarıyla en az elektrik harcayan klima.

@grimavi +1 kaliteli markalar mitsubishi daikin fujitsu bunlar gerçekten klima işinin en iyileri daha sessiz ve daha verimli. 4 mevsim kullanıcaksan bunlardan birini al, ancak sadece yazın soğutsun vs. diyorsan btu önemli oda mt karesine göre alabilirsin.

bildiğim kadarıyla o bedelin içinde farklı ücretler toplamını görüyorsunuz. başvuru için baz fiyat var, atıyorum 1000 lira olsun. bir de basılacak tapu adeti için kağıt parası, işlem ücreti gibi şeyler var. temel fiyatı belirleyen şey aldığınız randevu sayısı. diğer farklılıklar işlem gören tapu kağıdı sayısıyla ilişkili. çok sorgulamayın, ödeyin geçin derim.

İşlemin cinsine göre değişir. Bir intikal işleminde üç taşınmaz için başvurduysanız ve taşınmazlar aynı ilçedeyse tek bir döner sermaye ödersiniz. Üç taşınmazın satışı için başvurduysanız üç ayrı döner sermaye ödersiniz. Her bir taşınmaz için ayrı ayrı intikal başvurusunda bulunursanız her işlem için ayrı döner sermaye ödersiniz.

Benzeri iki defa başıma geldi bir tapu dairesinde bakanlığın fiyat tarifesini farklı eklemelerle yükseltmişlerdi çşb'nin tapu ihbar hattına şikayet ederek çözmüştüm.

İki işlemde satış. Hepsi aynı ilçe.
ilk işlemde 3 kişiye birer arsa düşüyordu.
İkinci işlemde 3 arsada 3 kişinin payları 1/3.
ilk işlemdeki arsalar daha ucuz üstelik.

web tapu ödemesinde sanki alıı satıcı ayrı ayrıvergi çıkartıyordu, oyüzden olabilir mi

Dediğiniz durumda ilki için sanki üç ayrı işlem açılmış gibi anladım. İşlem başına ayrı döner sermaye alınmış gibi. Size üç ayrı mesaj mı geldi farklı başvurulardan?

avrupalı da görüyorum şahsen ama dediğin gibi araplar daha çok ortalıkta bariz bir şekilde. muhtemelen kampanyalardan veya karlılıkla alakalıdır.

Genetik veya iklimsel bir etki olarak Arapların daha çok saçı dökülüyor olabilir mi?
Afrikalı zenci kadınların da saçları çok dökülüyor diye biliyorum. Kavgalarda peruklar uçuyor hep.

kita avrupasinda insanlar cok spor yapiyor, vücutlarina cok iyi bakiyorlar ama görünüs ikinci planda biraz cogunluk icin. o yüzden olabilir.
beyaz sacli kadin cok var, kiyafete de büyük bütceler, fairtrade degilse, ayirmazlar pek.
sakal da pek yaygin degil. sinek kaydi genelde herkes.
kellesince kazitiyorlar.

dert de kellik yapar. adamlarin derdi de az.

Hiç ingiltere uçağına binmemişsiniz.uçaktaki adaöların yarısı saç ektirmiş,geriside implant yaptırmış,bembeyaz dişlerle sırıtıyorlar.

Parka,saçı döküldüğü için peruk takmıyor o kadınlar,saçları çok fazla kıvırcık olduğu için sıfır kesip perukla geziyorlar.

- Bir kere kabul edelim Avrupalilar'in boy pos, fizik, genetik ustunlugu var. Orta dogu toplumlari kadar saclari dokulmuyor. Gobek az, kamburluk az, cocuk az, insanlar yipranmamis, yasini daha az gosteriyorlar, stres az, calisma saatleri, kosullari iyi, bireysellik fazla, insanlar ozgur, elalem ne der hapishanesinde yasamiyorlar.
- Avrupali'nin cani kiymetli, riski, zarari varsa kolay kolay girismez, ayni durum goz cizdirmede de var. Bizler hemen tuzlukla kosariz, Avrupali gozlukle idare eder.

Ama soyal medya, instagram yuzunden insanlar vucutlariyla takintili olmaya basladilar son yillarda. Dolayisiyla artik Avruplailarda da yayginlasiyor estetikler, goz cirdirmeler, sac ektirmeler. Zamanin ruhu kisaca. Bir de ulkemiz her anlamda yagmalanacak yermiscesine agresif reklami yapiliyor Araplara. Ev alin, vatandaslik alin, estetik, dis, goz yaptirin seklinde. Avrupali'ya daha nis pazarlama var tatil ve dis tedavisi ozelinde.

Tamamen sallıyorum;
Araplar için hem uygun fiyatlı hem de güvenilir bir ülkeyiz. Avrupalılar için sadece uygun fiyatlı bir ülkeyiz.

Ben böyle bir işlem için ne kadar uygun fiyatlı olsa da mesela Pakistan'a gitmezdim ama Bulgaristan'ı tercih edebilirdim.

algıda seçicilik (ve gezdikleri yerlerle de ilgili olabilir)

Ben saç ektirdim, gittiğim merkezde İtalyan İspanyol kişiler görmüştüm. İngiltere uçağında da hep en az 3-5 ektirmiş kişi görüyorum.

Saç ve diş konusunda Türkiye çok iyi biliniyor. Hatta genel olarak özel hastaneler de iyi biliniyor mesela John Hopkins Anadolu Hastanesi denen yer Avrupalı doluydu.

Son olarak, bu iş genetik kaynaklı olduğu için bence Akdeniz taraflarındaki insanlarda erkek tipi kellik daha yaygın. Yunanlar, İtalyanlar falan tam benim gibi kelleşmiş ama İngilizlerde pek öyle tip görmedim mesela.

babamın bir alman arkadaşı var, maltepe'de bir özel klinğe geliyor bunun için.

işlem esnasında mı soruyorsunuz? çok değişken o iş. minimumu 10 dk. kesmesi dikmesi dahil.

maksimumu aylar süren bir süreç.

çene kemiğine implant yerleştirildikten sonra 3 ay sonraya gün veriyorlar vida kemiğe kaynasın vs. sonra diş yapıyorlar üzerine. bazı implantların bekleme süresi daha kısaymış 21 gün gibi. "hızlı yüklenen" mi bir şey diyorlar adına

impantın yerleştirilme işlemi de 10-15 dk kadar sürüyor. acısız oluyor(vurduğu iğne daha çok acıtıyor hatta. ama dayanılmayacak bir ağrı değil) sonrasında hafif bir zonklama oluyor. 1 hafta sonra da hiç bir ağrı sızı hassasiyet kalmıyor.

Şöyle genel geçer soru görünce elim ayagim titriyor anksiyete krizi geçiriyorum.

İşlem mi ne kadar sürer, komple bitmesi mi, kaç diş belli degil.

Çok çok nadir şartlar uygunsa (kemik ve et yapisi) 1 gunde bile implant + üst kısım yani kaplama yapılıp gonderilebilir ama bunu her hekim yapamaz ve genelde yurt disi hastalarina yapilir.

Normal prosedür şöyledir;

Önce gidilir bir muayene yapılır röntgen cekilir uygunsa operasyon suresi 1 imlpant icin ortalama 30dk. dir. Ama 1 saatiniz falan genel olarak klinikte gidebilir.

Sonra hasta geri gonderilir 45-60 gun iyilesme icin beklenir cunku orasi yarilip iceriye implant koyuluyor. Ameliyat yani aslinda.

Bu süre tamamlandiktan sonra tekrar randevu alir gidersiniz 2-3 kere git gel yapabilirsiniz provalar için. Laboratuvari kendinde olan klinikler, elektronik tarama yapip hemen cikti alabilen klinikler bu git gel provalara gerek kalmadan tek gunde de yapabilir üst kısmını iyilesme suresinden sonra fakat pahali olacaktir. Normal sartlarda cogu yer sizin icin o kadar uğraşmaz, bir kac kere ölçü alir, laboratuvara gönderir, ust diş geldiginde tekrar cagirilirsiniz hizlica takılır.

Ölçü için provalar 10-15 dk sürer.

Yapistirma için de 10-15 dk yeterli.

Yine cok cok nadir şartlar uygunsa bütün ağıza bile implant + üst diş takılabilir aynı günde. Fakat bu hem pek tavsiye edilmez ve çok paralar ödemeniz gerekir.

Yani totalde 2,5 - 3 ay sürer ortalama.

Şartlar çok iyi ise 2 ayda bile bitebilir. Şartlar kötü ise 6 ayda da bitebilir. Bunlar ortalama dışı süreler.

Damak yapınıza göre değişir eğer damak ve çene yapınız uygunsa 3-4 ay sürebilir vidaların kaynaması ve gidişata göre değişebilir.

Ailem gıda üzerine esnaf. Satışlar düşüyor. Sattıkları malı yerine eski fiyattan koyamadıkları için zam yapmak zorunda kalıyorlar. Haliyle müşteri 1 kilo alacağına yarım kilo alıyor veya alışverişi kesiyor. Öyle fırsatçı tipler de değiller. Bayramda seyranda ve “gurbetçilerin” tatil döneminde iyi ciro yapılıyor ama.

Memnun değildir bence. Bazı insanlar "esnaf aşırı zam yaptı, ceplerini doldurdu, çok mutlu" diye konuşuyorlar ama bence durum öyle değil.
Herkeste belirsizlik olduğu için kimse doğru dürüst alıveriş yapmıyor, her alacağı şeyin fiyatına aşırı dikkat ediyor, gereksizse erteliyor vs. Bu durum da en çok esnafı kötü etkiliyordur.

Esnaf eğer stok yapmışsa malını memnun. Zira alacağın mamüle zam gelse de o eski fiyattan almış olmasına rağmen yeni fiyatı hesaplıyor. Stok malları bittiğinde de yeni malın fiyatından tekrar zam yapıyor.

Fiyat artana da maliyeti bana bu kadar, malzeme sadece bu diyorlar.

Eğer belirli bir iş düzeni oturmuş bir esnaf ise bence enflasyona bayılıyordur esnaflar.

bizimkiler küçük esnaf. zamlar ve her yere açılan zincir marketler sağ olsun topun ağzındayız. küçük esnafın öyle büyük işletmeler gibi uzun erimli stok yapma gücü de yok. vatandaş önce küçük esnaftan vazgeçer, nasılsa alternatifi çok. kriz ortamında ilk kapanacak işletmeler biziz, memnun olacak bi tarafı yok.

bizim kasap her seferinde söyleniyor.
adam o kadar bıkmış ki, müşterinin söyleyeceği "çok pahalı, şuncacık et 600 lira" gibi lafları kendisi ürünü paketlerken söylüyor.

sonra ekliyor tabi "iki dürüm parası, dürüm yiyeceğine bonfile ye, ucuz yine et" kendince haklı.

zamlardan hep yakınıyor. "550ye aldık geçen hafta bunu" diyor, "şimdi 600 yüz oldu, zam geldi ama biz yapmadık, haftaya yapıcaz."

adam benden daha mutsuz zamlar yüzünden. gelen gidenin laf etmesinden de bıkmış.

başka esnaflarla da benzer bir şekilde diyaloglarımız daha doğrusu monologlarımız oldu.

ama memnun olanları da vardır. rayına oturmuş, işlek yerdeki kafe sahipleri bu işlerden memnun gibi hissediyorum. bir zam geliyorsa fiyatı iki arttırıyorlar "ben bunu alacağım zaman üç olacak, yerine koymam için önden zam yapmalıyım" diyorlar. ama alacağı zaman üç değil ikibuçuk oluyor. yaptığı zam yanına kalıyor. tahmin ediyorum ki az çok böyle işliyor süreç

Enflasyon kolay kolay kimseyi memnun etmez çünkü her şeyiyle farklı farklı maliyet yaratır, esnaf önünü göremez, talep düşer, ciro artar, tedarik belirsizleşir; sürekli fiyat değiştiği için müşteriyle takışır falan filan. Nedense insanlarda esnaf çok akıllı, müşteri aptal ya da esnaf enflasyon döngüsünün dışında, diğer herkes içinde algısı var. Hemen hiçbir esnaf olmazsa olmaz bir ürün satmıyor; fiyatlar arttıkça insanlar almıyor, alamıyor, alternatiflere yöneliyor. Öyle ya da böyle talep düşüyor... Ha var mıdır bir şekilde yolunu bulan, vardır tabi ki ama maaşlı çalışanın, memurun falan imanı gevrerken esnafa döviz bazlı geçiş garantili köprü yapmış holding sahibi muamelesi yapmak saçma.

esnafların çok etkilendiğini sanmıyorum.
geçen bir parça lazım oldu en az 10 yıldır depoda duran ürünü güncel kurdan satmaya çalıştı. öyle tek kalmışta değil almış depoya atmış.
stoklu çalışan esnaf son bir kaç senede çok iyi kazandı. önceden stok yap güncel kurla sat. her haftada zam yap.

Bakkal ve mahalle kasabı vs. türdeki esnafların kapısından yıllardır geçmiyorum. Onları bilemem. Zincir marketler onların işlerini baltalamışlardır. Çok da umurumda değil. Zincir marketleri tercih ederim her zaman. Gördüğüm ne kadar bu tarz esnaf vardıysa (şimdiki ısı korumalı dolaplar öncesi dönemde) soğutucuları kapatıyor, ürünleri kazık fiyattan satıyor, çıkan hiçbir promosyonu vermiyorlardı.

Restoranlar mutludur. Cafeler uzun süreli oturanlar dışında mutludur. Şu yüksek enflasyon döneminde kazıklayabildiklerini kazıklıyorlar. Şu anki fiyatların hiçbirinin mevcut giderler ya da önümüzdeki döneme ait stok doldurabilme ile alakası yok. Belirli bir kaliteyi devam ettirmek isteyenlerin fiyatları ciddi yükselmiştir ama işte biraz porsiyondan, biraz ürün kalitesinden, biraz da aşçıdan keserek yola devam ediyorlardır.

Giyim sektörünün anası ağlamıştır diye düşünüyorum. Yani daha ucuz ve daha dandik ürünlere yönelebilen esnaf bir şeyler (kıyafet demeye dilim varmadı) satarak gemisini yüzdürüyordur ama belirli bir kaliteyi korumak isteyenin yüzü gülmüyordur.

Olayı bir örnekle şöyle özetleyelim.

A kişisi : C'nin fabrikasında çalışan asgari ücretli
B kişisi : Ayakkabı boyacısı
C kişisi : Boya fabrikatörü

İlk safha:
A ayda 4 defa ayakkabısını B ye boyatıyor.10'ardan 40 lira veriyor.
B her gün C'den 10 liraya boya alıp bu boyayla 10 ayakkabı boyuyor.
Herkes mutlu.

İkinci dafha:
Boyaya zam geliyor 15 lira oluyor.
A geliri sabit olduğu için mutsuz ama alışkanlıklarını bozmuyor 4 defa ayakkabı boyatıyor.
B 15 liraya boya alıp 15 liraya boyuyor. Herşeye zam geldiği için gelirindeki artış refah seviyesini değiştirmiyor.

Üçüncü safha:
Boya 20 lira oluyor.
A ayda 2 defa ayakkabı boyatmaya başlıyor. Masraflar artmış yaşam kalitesi düşmüş. Mutsuz.
B Artık günde 5 ayakkabı boyayabildiği için işinin yarını kaybetmiş. Her şeyin de fiyatı artmış. Mutsuz.
C satışı yarıya düşmüş. Mutsuz.

Dördüncü safha:
Boya 25 lira.
A bir boya alıp Ayakkabısını ayda 1 ve kendi boyuyor. Yaşam kalitesi iyice düşmüş.
B İşsiz
C satışları çok düşmüş. Mutsuz.

Beşinci safha:
B, C'ye gidip A'yı işten çıkar beni al yarı fiyatına çalışırım demiş. C mecburen kabul etmiş.
A işsiz.

6. Safha.
C boyasını alacak kimse kalmadığı için iflas etmiş.
A işsiz.
B işsiz.

Sözün özü Kapitalizmde sistem sabit gelirli üzerine kurulmuştur. O aç kalırsa en tepedeki çok az sayıdaki mutlu azınlık hariç herkes aç kalır.
Biz şu an sanırım ikinci safhayla üçün arasındayız. Süreç devam ediyor.

izlenir

İzlenir.

Kaliteli dizi. Sondan geriye izlenir.

ya ben sıkılmıştım izlerken, bi yerden sonra bıraktım zaten. eşim devam ediyordu mesela. hep aynı olaylar, aynı sıralama, karakterler de sorunlu. bilmiyorum ya ben tercih etmezdim sanırım.

bu sorunun cevaplarını okuyana kadar izlemek için açmış olmalıydın..

araya 2-3 dizi katılarak izlenebilir. Tek başına house Bi yerden sonra yoruyor.

tripli Bi bunak izlemek sürekli...

house arka arkaya izlemek bir yerde sıkıyor. oynadığı zamanlarda haftalık izlediğimiz için çok efsane geliyordu house head bölümüne kadar izlenmeli (4. sezon)
eksisozluk.com

breaking bad arka arkadaya daha çok sarabilir

izlemediğiniz bir dizi eskimemiştir. ben çok beğenerek izledim, vakalar enteresan. bu biraz konuya olan ilginizle de alakalı bir durum. ben de doktor falan değilim ama vakalar çok ilgimi çektiği için sarmıştı beni dizi. bir de house karakteri cidden çok iyi. ama ikinci kez açıp izlemem -ki bir çok diziyi tekrar izlemişliğim vardır-

5 sezon falan izleyip bırakmıştım. Aslında hep devam edesim de var ama artık 40-50 dakikalık ve sezonda 20 küsür bölümlük dizi "neyse ki" kalmadı ve bu tarz dizileri izlemek yoruyor. Mesela sezonda 10 bölüm olsa çok güzel izlenirdi de böyle uzun diziye sıfırdan başlayacak vakti ayarlamak zor biraz

oo baya once izlemistim. surukleyici ve degisik hastaliklari ogreniyorsun. arka planda hikayesi de var. sezon finalleri de guzel.

İlk sezonlar çok eski hissettirir. Ama hala ben arada bir rastgele bir bölüm açıp izliyorum. İzlenir özellikle house karakteri için izlemek lazım.

izlenir

oturup sadece surekli izlemektense arada bi bolum atarak, 2. bir dizi gibi canin istedikce izlemek icin daha uygun

hala cheers, frieds, seinfeld izliyor milyonlarca insan, yeni başlayan on bilerce kişi var bu dizilere. 2004 yapımı dizi neden eskisin ki?

Bence uzun süre uçmaz. Özellikle de %25 kira artışı ve mahkemelerin yıllar sürmesi sorunları çözülene kadar uçuşa geçeceğini hiç sanmıyorum.
Nüfus artıyor ama alım gücümüz de düşüyor. Nüfus artış hızımızın düştüğünü de hatırlatmak isterim.

- Ev almak mecburiyetinde olan ve limitlerini zorlayarak ev alabilecek neredeyse herkes evini aldı.
- Vatandaşlık almak için ev alacak neredeyse herkes de evini aldı. (Zaten limiti de iki katına çıktı)
- Yatırım yapmak için ev alanlar da evlerini aldı.
Geriye kalanlar isteseler de kolay kolay ev alamayacaklar.

En azından 5 yıl boyunca ev fiyatlarının dolar bazında ciddi bir artış yaşayacağını düşünmüyorum.

Türkiye'de bir konut ağalığı sistemi var. 20-30 kirada evi olan adamlar falan. Anladığım kadarıyla hükümetimiz bu sistemi ortadan kaldırmak niyetinde. (sadece tahmin)

Kentsel dönüşüm ve Toki konusunda da bazı planları olduğunu ve seçim sonucu uygulamaya koyacağını düşünüyorum. Murat Kurum'un başkan adaylığının bu sebeple olduğunu tahmin ediyorum.

Niyet ve uygulama hakkında bilgimiz olmadığı için fikir yürütülemez bence.

Ama en azından bu faiz oranlarıyla birkaç yıl zor olduğunu söyleyebilirim.

Türkiye'de büyük konut ihtiyacı ve para kıtlığı var. Gelen kaçaklar + depremden dolayı ihtiyaç var. Devlette de bunu finanse edecek para yok.

Bu yüzden devlet, bir kaç senedir ev fiyatlarını düşürmek için elinden geleni yapıyor. Ancak satan pişman olur. Satıp faize yatırayım, altın alayım vs. tarzı işlere girmeyin.

Hiç eviniz yoksa da bir an önce borç/harç ev almaya çalışın. Bir miktar daha fiyatlar sabit gitse de alınmışın zararı olmaz. Artışı kaçırırsanız, daha büyük zararınız olur.

NOT: Yatırım tavsiyesi değildir!


.

Mevcut durumda , ülkenin konut ihtiyacı çok fazla, maliyetler yüksek, yeni konut üretimi yeterli değil hal böyle iken fiyatların üzerindeki tek baskı yüksek faizler.

Be seyirin değişmesi ekonomi politikası ile ilgili bir durum, ne zamanki faiz indirim sürecine gireriz o zaman uzaya ev gönderen ilk ülke ünvanını alırız.

Konut ağaları vb. dillendirilmiş ben onların üzerinde bir baskı oluşacağını düşünüyorum, zira politikacılarda gayrimenkul zengini olduklarına göre kendi ayaklarına sıkmış olurlar.

Nüfusun artmaması evlere olan talebin azalacağı anlamına da gelmiyor, çünkü boşanma sayılarıda çok yüksek hal böyle olunca, insanlar baba evine dönmeyip kendilerine yeni ev açıyorlar.

Faizler düşünce. Aslında ev fiyatları enflasyonun üzerinde artıyor sadece bakış açınız yanlış. Gayrimenkul uzun vadeli yatırımdır en az 5 yıllık zaman dilimi olarak değerlendirmeniz lazım. 1-2 yıllık süreler gayrimenkul için doğru değerlendirmd değildir. Şu an gayrimenkul alım için fırsat zamanı faizler düşüp krediler açılınca gayrimenkul fiyatları uçacak bu fiyatlar bulunmayacak.

2020 ve gunumuz arasinda ev fiyatlari enflasyonla en kotu paralel hatta yer yer uzerinde seyretti

Yazdıklarınızın hemen hemen hepsi yanlış.

- Son 9 ay hariç, ev fiyatlarındaki artış enflasyonun üzerindeydi.
- Nüfus artmıyor hatta durma noktasına geldi Türkiye'de.
- Ev fiyatlarındaki artış enflasyonun ve dövizdeki yükselişin çok altında kalacak 2-3 sene kadar çünkü hem evin yatırım aracı olmak gibi bir cazibesi yok (kira zorlukları vs.) hem de faizler çok yüksek ve böyle kalmaya devam edecek.

Son bir kaç senedir ev fiyatları gerçek enflasyonun oldukça altında seyretmiyor.

Söyledikleri restorana bir yıldız verip ekran görüntüsü attım, hala 100 TL için IBAN istiyor :)

@parka: mesajlar otomatik gidiyor o zaman. Robotla konusuyorsunuz.

maaşı ve toplumdaki imajı çok iyi.

ama havacılığa çok özel ilgisi olan bir avuç insan dışında, gelirleri 3-4 asgari ücret olsaydı bence kimse yapmazdı.

o yüzden -günümüz maddi getirileri dışında- güzel bir meslek değil.

Toplumda imaji iyi ama pilot olan ve kapisindan dönmüş (pandemi olunca iptal oldu) arkadaşları görünce bendeki etkisi bitti. Yani pilot olmak için öyle çok acayip bir şeye gerek olmadığını anladım. Bir de özellikle girenlerin malum partiden tanıdık getirmek zorunda kalmasi ekstra etki etti.

havalı ve prestijli.
uzun yol gemi kaptanlığı öyle prestijli değil. bi gidiyosun 6 ay gelmiyosun.
ben olmak isterdim şahsen. tabii ki herkes parası için yapıyor.

evet.

Ben guzel bir meslek olmadigini dusunuyorum. Bir kere ileride olusacak bir saglik sorunundan dolayi yillarca verdigin emek bir cirpida bosa gidebilir, isinden olabilirsin. Bunun disinda gecen gunduzun belli olmaz. Ozel gunleri, varsa cocuklarinin buyumesini kacirirsin. Calismak icin yasarsin gibi olur hrhalde diye dusunuyorum.

Strees olacaksa o gelecek olan çok para da uzak olsun.

pilot arkadaşlarım var. çok zor meslek. senin kağıt üzerinde anadoludaki x şehrine 2 saatlik uçuş için 12-2 gidiş, 2:30-4:30 dönüş görüp 4 saat dediğin iş adam için evden 9'da çıkarak, 18'de varacak şekilde oluyor. ki benim bildiğim hiç bir pilotta böyle gittim geldim bitti duymadım. günde 4 bacak uçuş yapan adam var (istanbul x şehrine gidiş dönüş, ardından hemen y şehrine gidiş dönüş.) tabi ayda 8-10 gün baya boş gün ve dinlenme var o ayrı ama bu 4 bacaklı uçuş için de ya gecen ya sabahın gitmek zorunda. sabah 9 uçuşuyla başlasa uçuş, 5-6 gibi evden çıkmış olman gerekiyor, ve akşam 8 gibi falan anca evde oluyorsun.

bir de arkadaşlarımda gördüğüm sürekli çalışmak ve kendilerini geliştirmek zorundalar. psikolojik olarak çok güçlü insanlardan ve azimlilerden seçilme nedeni de biraz bu. memur olduğunu düşün 2-3 senede bir kpss'ye girip minimum bir puan almak zorundaymışsın gibi düşün.

"otobüs şoföründen çok farkı yok" dediğini anlamadım. tek benzer yönleri şehirler arasına insanların ulaşmasını sağlamak başka bir benzerlik yok. bu bakış açısıyla "f16 pilotlarının kargoculardan pek farkı yok ya biri evlere kargo bırakıyor biri belirli koordinatlara bomba bırakıyor" demek gibi absürt. f16 demişken, bir çok havacı asker sonradan pilotluk yapıyor, son örneği alper gezeravcı f16 pilotuyken uzun yıllar da thy de çalışmış mesela.

en ucuz uçak 100-150 milyon dolar.

gemi 5-10-15-20-30-50 milyon dolarlara alınabilir. hee 80-100 milyon dolara da gemi var.
ama geminin olayı uçak gibi değil, boğazda gemiyi karaya oturtursun, liman çıkışı başka gemiye çarparsın...

uçak var 300 milyon dolara. yani uçak hiç pistte durmayan sürekli havada olan, para basması gereken bir şey.

tır şoförü ile karşılaştırılıyor falan ne saçma.

denizde öyle yada böyle ayakların yere basıyor, 15 bin fit havada nereye basacan.

Prestij havalı iyi gelirli hepsi evet
Uzun yol şöförü kısmı kısmen doğru ama doğru değil
Zorluk kısmı hayat akışı çok zor aile hayatı zor
uçak uçurmak zor değil ama disiplin işi
Bana göre değil uzun süre uçuş görevlerine katıldım ve bıraktım daha işim olmaz(pilot hostes değilim)

yaş ilerledikçe çekilmiyor bu tarz işler.

gençlere süper geliyor.

Gemi Kaptanlığı "Uzakyol" dur. Uzun yol şöför olur.

Evet gemide taşınan yüke (gemi tipine), sefer bölgesine, kontrata, şirkete, gemi bandırasına kadar çok değişken maaşlar var.

Ancak tehlike ne kadar artarsa maaşta o kadar artıyor. Misal kimyasal tankerde çalışanlarla dökme yük gemisinde çalışan maaşları aynı değil.

Bu arada pilotluk gemi kaptanlığına göre nispeten daha rahat. Mesai bitimi evdesin, ancak bizde öyle bir şey yok. İstesen de istemesen de gemidesin.

yöntem şu, rayiçten ve bir önceki satış fiyatından düşük gösteremezsin, rayicin biraz üstü gösterip bunu bankadan yolluyorsun, geresini blokeli çek(yani nakit gibi direk bozdurabilecek) veya hesaptaki paranı bankada olduğunu gösterip tapu sonrası bankaya gidip nakit veriyorsun(bu biraz aradaki güvene bağlı).
bir yöntemde şöyle sen parayı çekip tapuda imza atılınca elden bavulla veriyorsun parayı.

alırken de satarken de gerçek rakam neyse onu gösterdik. alıcı da, satıcı da kendi üstüne düşen pay neyse onu ödedi.

"Ben tapuya karışmam" diyen alıcıya da satıcıya da eyvallah etmem.

Genelde düşük gösterilip elden alınıyor.

Tehlikeli mi? Evet, her şey mümkün çünkü bu ülkede. Satan adamın borçları vardır, mal kaçırıyor diye dava açılır, kaça satılmış, gerçek değeri kaç bakılır, muvazaalı bi satış olduğuna karar verilir, el konur, paranız da gider, ev de gider. 3 kuruş vergiyi de kaçırmış olursunuz.

soz.lk

Gitmeden aile hekiminden sağık raporu almanız lazım. ona gitmeden önce de e-devletten "kişisel sağlık bilgi formu" doldururmanız şart.

Randevusüz olmaz. En azından ben öyle biliyorum.

Nüfusmatik denen cihazlardan, randevunuza yarım saat kala sıra alabiliyorsunuz. Randevunuz yoksa sıra vermez.

İlla bağlı olduğunuz il/ilçeden işlem yapmak zorunda değilsiniz. Ulaşım imkanınızın olduğu, boş olan bir yere gidip, işlem yapabilirsiniz.


.

küçük bir yerdeyseniz şansınızı deneyi ama mesela bizim burda imkansız randevusuz.

Yağmurdan dolayı lnb su almıştır. Düzelir kendi kendine

trt'ler horizontal yayın yapar, paralel bağlı başka bir uydu alıcı varsa ve vertical bir kanaldaysa başka kanallar çıkmaz diğer uydunun fişini çekin düzelir.

Tek uydu alıcı var. Bazı kanallar geldi, bazıları hiç yok.
LNB ıslanıp bozulduysa, tüm kanalların uçması gerekmez miydi?
Anten yönü düzgün gözüküyor.

Düzeldi mi?

başlamadı bile inşaatına

Taksitleri ödüyor mu insanlar?

yok o da başlamadı sanırsam

Deprem sonrası evini bekliyor henüz çoğu insan. Benim akrabalarım dün sözleşme imzalayabildi henüz, kura tarihi belli değil. Evlerin bir kısmı tamamlanmış gibi, birçoğunun da kaba inşaatı yeni bitmiş durumda.

valla 2019 da para yatırdığımız ve 2 senedir taksit ödediğimiz evlerimiz teslim edilmedi henüz, seçim öncesi duyurusu yapılan projeler için daha erken gibi gözüküyor.

Yapıyorlar. Tanıdıklarım var .
Askerlikte bazı öğretici kurslar veriliyor. Dil kursunu sa sanırım sormak lazım .

21 yaşından sonra vatandaş oldularsa yapmıyorlar, öncesinde oldularsa yapıyorlar.

Yapıyorlar. 50 küsur yaşında suriyeli hastane hastane muayene diye uğraşıyordu

Anker soundcore serisi. Su geçirmeyenleri de var, duşta bile kullanabilirsiniz.

bu işin fiyat performans ürünü jbl go 3

hem ses kalitesi hem taşıma kolaylığı

şu ara fiyatı 1200 civarı
www.hepsiburada.com

jbl go 1,2,3 hepsini sırasıyla kullandım. evet go3 çok iyi. hatta öyle ki bass efektinden üzerinde ki B ve L harfleri döküldü. açık havada ses kalitesi %50 azalıyor. bu hoparlörlere özgü durum galiba. jbl ile ilgisi yok.

bütçeye göre anket, eğer daha kısıtlı ise Grundig marka hoparlörde bakabilirsiniz fiyat performansı iyidir

Şubat ayında depremden dolayı büyük bir yazar alımı olmuştu.

Kurun sabit kalması için

Bazı seçenekler,

Ülkeye dolar satışını karşılayacak kadar dolar girişinin olması ,
Dolara olan talebin azalması,
doların suni olarak sabit gösterilmesi,
Yada talep kadar rezervlerden satış yapılması gerekiyor,

Döviz sabit değil. Düşük ivmeyle artıyor.

Dolar satmadıklarını kim söyledi? Siz hala söylenenlere inanıyor musunuz :)

Düzenli olarak döviz satılıyor.


.

@krtallar, dolar satıyorlarsa nereden çıkıyor bu dolarlar? MB zaten eksilerde.

Seçimden sonra biraz dolar aldılar.

Teknik konular onlar. Merkez bankasının borcu var ama o borcu ödeyecek kadar parası yok. Ondan dolayı nette ekside. Ama bu kasada dolar olmadığı manasına gelmez.

+ Bankalardan toplanan karşılıklar var. Siz gidip bir bankadan dolar aldığınızda, yüzde belli bir oranı (%10 diye hatırlıyorum), banka tarafından merkez bankasına veriliyor. Bunu siz hesaptan çekince merkez bankası tekrar bankaya veriyor. Bir şekilde bunlar da borç yani.


vs. vs.


.

faturalar findeks notunu etkilemez. muhtemelen borçluluk oranı artmıştır, o yüzden düşmüş olabilir. örneğin toplam limit 100 lirayken borç miktarı 20’den 30’a çıktıysa düşebilir.

Borçlu haliniz borçsuz halinize göre daha risklidir.

Yeni kredi, kredi kartı vs. aldıysanız, kredi limitinizde yakın zamanda yükseliş olduysa riskiniz geçici olarak artabilir. Düzenli ödemelerinize uygun olarak geri düşer.

Gecikmiş ödemeler dışında kalan ana sebepleri bunlar.

O zaman kredi kartlarımın limitlerini arttırırsam yükseliir?

borçluluk oranı +1

Bir de limit artışına başvurup artmazsa da oluyor

borç/limit oranınız yükselmiştir.

4 senelik philips baya bir kullanimaz hale gelince Xiaomi aldim. malesef büyük hayal kirikligi oldu. Kesinlikle philips den sasmayin.

Yer varsa XXL versionlari tavsiye ederim. diger boyutlar cogu zaman eksik kaliyor.

Yemek tarzınız nedir, ona göre düşünün bence.

Etrafımdaki herkes, buradakiler gibi, işte donmuş ekmek, simit, pizza vs koyduğunu söylüyor. Ben bunların hiçbirinin taze halini de yemiyorum, yemek istediğimde kırk yılda bir tazesini yerim.

Patates kızartması genel olarak sadece anne evinde ya da dışarıda bir şeyin yanında yerim. Vs vs...

Ben airfryer yerine ikea'nın haşlama aparatını aldım, yemin ederim dünyanın en underrated icadı imiş. Bin kat daha verimli geldi. Her şeyi haşlıyorum, müthiş salatalar yapıyorum. Airfryerın evlere girmesi ile yeme tarzının kızartma usulüne ve yiyeceklerin high-carb ve tatlıya kayması ile birlikte olumsuz etkiler oluşturabilir gibi geliyor bana...

Airfryer bir pişirme tekniği sadece o yüzden mutfak tarzınızla çok ilgili olduğunu düşünmüyorum. Ben de düşük carb beslenme düzeninde yaşayan bir insanım, gerek hızı gerek pratikliği ve max 2 kişilik öğün hazırladığım için airfryer kullanışlı oluyor. Et ve tavuğu oldukça güzel pişiriyor. Patates olarak ben genelde hep tatlı patatesi yapıyor şahane oluyor. Sebze közleme işlemlerinde başarılı. Onun dışında salatalara kattığım sebze ve bakliyatları da burada kızarttığımda lezzetli oluyor. Fırına göre enerji tasarrufu, daha az yağ ile daha başarılı sonuç, hızlılık (hemen ısınması ve pişirmesi), temizlik kolaylığı ve motivasyon olarak üşenmemek. Tefal kullanıyorum. Dijital olmayan en ucuz serisinden oldukça memnunun.

biz aldık. 2 kişiyiz. eşim çok memnun. bence de çok pratik. hiç pişman olmadık.

Alınır ama 3-4 kişilik tercih edin bence. Bende iki kişilik var iki tane güveç sığdıramıyorum.
Deneme yanılma yöntemiyle öğreneceksiniz bazen çok kurutuyor köfteyi vs. mükemmel ayarı bulduktan sonra not edin bence :)

içerik değişmemiş. sahte ürün mü aldınız acaba

aynı şeyi ben de fark edip eczacı arkadaşıma sormuştum ama değiştiğine dair bir bilgim yok demişti. ya değiştirdiler birşeyleri ya da piyasada baya bi sahte ürün dolaşıyor demektir.

iki kuru kullandım ikisi de yağlı krem gibi. eczaneden almıştım ikisini de.

Sudocrem galiba 2 çeşit var. Üzerinde ne yazıyor? Bebek için olanı ve cilt için olanı farklıydı bir zamanlar.

iki yeni kutu var, üstlerinde bebek bakım kremi yazıyor.
Nemli bölgeleri kuru tutmak için kullanıyordum, artık işe yaramıyor.
şikayet de var
www.sikayetvar.com

Samsung'un buds uygulaması var. Onu indirip test edin basları falan.

Carrefour'un orjinal dışı ürün satacağını düşünmüyorum.

Orijinaldir. Pro olan modeli asıl pahalı olan zaten.

evet fiyatına göre güzel seçeneklerden, ama bunların sahtesi de çok oluyor, 100-200 lira fazla olsun güvenilir satıcı olsun

bu olmazsa ne alayım dersen jabra elite 3 ya da elite 4 bakabilirsin

Taotronics markada bakabilirsiniz , ben kullandım fiyat performans olarak gayet güzel modelleri var

3 yıldır QCY kullanıyorum, harika.

www.trendyol.com

ben şöyle yapıyorum.

satıcı ekle dedikten sonra not kısmına "vekaleten phonex. vekalet, belge ekleden eklenmiştir. (ya da daha önce o vekalet kullanıldıysa -2017/1895 yevmiye işlem ile sisteminizdedir.)" notu düşüyorum.

Nemden/küften/rutubetten gibi durmuyor sanki. Öyle olsa kazır kurutur, yeniden alçı boya yapardınız.

Sanki alttaki boyaya üstteki boya yapışmamış gibi, gerçekte de öyle mi? Eğer öyleyse iki farklı cins boya bir birine yapışmamış olabilir.

Farklı boya türleri arasında geçiş için "geçiş astarı" kullanmak lazım. Alttaki mavimsi renk eski boya mı?

@john evet alttaki eski boya olması lazım. Antalya'da olduğumuz için sıcaktan da pişmiş kabarmış olabilir. Boya yapışmamış gibi de duruyor. Başka odada da aşağıdaki gibi dökülmüş. 4 senelik falan boya.
soz.lk
Boyanın hepsini kazımadan üstten boyayıp geçsem,
daha az göze batar en azından.

Valla boya çok dandikmiş tutmamış ya da farklı iki cins boya birbirinin üstüne sürülmüş. Ama farklı cins olsa bu kadar sene durmazdı.

Yapılacak şey spatula ile kazıyıp, yeniden boyamak. Üşenmez ve paradan da kaçmazsanız astar da kullanın.

boyadan kaynaklı değil, astar vurulmamış duvara. maliyetten kaçmışlar.
kendin düzeltemezsin. komple duvarı kazıyıp önce astar sonra boya vurmak gerekir.

Birçok sebebi olabilir. Amerikan kapıların ses izolasyonu daha iyi, subjektif bir konu ama daha estetik, daha hafif vesaire.

Maalesef olay tamamen gözümüzün sıkılması, bir süre sonra da amerikan kapıdan sıkılıp başka bir şeye geçmek isteyecektir evde çok vakit geçiren kişi.

Maalesef ki @orient blue ve @tnz arkadaşlara katılmıyorum izolasyon konusunda, çünkü hem ses hem ısı izolasyonu konusunda amerikan kapı dediğimiz "panel kapı"lar dünyadaki en dandik ve en tırt ürünler.

3,2 mm mdf (aslında hdf) yüzeyler, 4 cm çerçeve iç dolgusu petek kağıt üzerine preslenip üretiliyor. Hiç zorlanmadan yumruk atarak rahatça kırılabiliyor yani, bu kadar tırt bir ürün ne ses ne de ısı yalıtımı yapamaz maaelsef.

www.ahmetefe.com.tr

Geçmiyor, yenisini almıştım eski evimde

küf
tamamen temizlemek mümkün değil ama önce kosla vanish arkasından çamaşır suyuna basmak işe yarayabilir.

4 tane 80’e çekti en son sirkeci’de

Sakın çektirme, kantinede güvenme. Çok büyük tezgah var. Dışarda çektirin gidin. Geçen ay 2.5tl idi baro da 20

resimle çok işiniz oluyorsa işini düzgün yapan bir yerden çektirin, parası fazla olsun önemli değil, aynı zamanda dijitalini de isteyin. Daha sonra bu resmi 10 x15 ebat içerisinde çoğaltıp online baskı yapan yerlere sipariş geçip istediğiniz kadar çoğaltın.

noter işlem ücreti farkı.

Alıcı ve satıcı aynı kişi (iki taraftan da vekalet almış aynı kişi veya bir asıl bir vekil yine aynı kişi) satışa izin vermeyebilirler. Örneğin noterde araç satarken buna izin vermiyorlar. Tapuya arayın sorun olur mu diye. Onun dışında vekalet ücreti 300-400 lira mı ne...

Nisan ayında satış vekaleti için 800 küsür lira ödemiştik, üstüne çok zam geldi diye duymuştum.

Alıcı ve satıcı kişi vekilleri ayrı olması gerekir. Taraf oluşması lazım, karşılıklı imza atılacak. Aynı vekalette kabul olmaz, farklı vekaletlerde aynı kişi vekilse yine olmaz. Başka birisini vekil tayin etmek zorundasınız.

Döner sermayeyi çift ödüyorsunuz sadece, diğer bedeller aynı. Onun bedelide 1.000-1.300 arası değişiyor.

kilo değil de desi önemli aslında.
desiyi hesaplayıp bahsettiğin uygulamalardan kargo boyutuna göre fiyatlarına bakabilirsin.

@cosmic, Manuel kanal eklemeyi biliyorum, girilecek ayarları bulamadım.

Kapalı çarşı'da makas neredeyse yok gibidir. Atlas döviz'de mesela kurlar şuan şöyle: www.atlasdoviz.com