Ekşi Duyuru

ithalatçı garantili telefon 1 sene garantili oluyor. ya alındığı ülkeye gidiyor yada ithalatçının anlaşmalı olduğu servisi gidiyor. firma garantili olanlar direk markaya gidiyor ve 2 sene garantili oluyor. fiyat farkı da ondan.

@mikahakkinen'in dediği tam olarak doğru değil. Türkiye'de satılan elektronik ürünlerin garantisi 2 yıl olmak zorunda. İthalatçı garantililer de 2 yıl garantili.

Soruya gelirsek, sıkıntı çıkmaz. Garantilik bir iş olursa uğraştırabilir elbette ama telefon kutudan sağlam çıktığı sürece 2 yıl içinde çok da sorun çıkarmıyor genelde. Resmi garantilerin de hali ortada. Fiyat farkı varsa o risk alınır. Hakem heyeti yolu da açık zaten.

vallahi kimse malıma kötü demiyor. kaç kere telefonum bozuldu bu muabbetlerden çok sıkıntı yaşadım. ülke içinde garanti işi daha rahat oluyor. yanlış bilebilirim ancak tecrübelerim sabit. herkes kendi yaptığını en iyisi olarak gördüğü için kendi yaptığını normalleştiriyor. @signore

casper v9

redmi note 4x.

edit: oha zamlanmış bu. ama redmi serisine bakmaya devam et. üzmez.

Ben anneme tam o fiyatlara yaklaşık 1 sene önce Huawei p9 almıştım, çok severek halen kullanıyor.

General Mobile alma GM 5+ aldık. Hiç memnun değiliz.

anneme Redmi S2 modelini aldık, 1400 tl idi fiyatı.
çok memnun telefondan, kesinlikle pişman olmazsınız.

Ben 1050 ye anneme redmi 5 plus almıştım. Çok menun.

güncel ve uzun süre destek alacak olmasından dolayı üzerine biraz daha para koyup kvk garantili mi a2 lite modeli

www.incehesap.com

ben de anneme samsung j7 aldım geçtiğimiz aylarda (dolar fırlamadan önceydi) hepsiburadadan ithalatçı garantliydi. telefon geldiğinde korece idi =) neyseki düzelttik. he tabi bir de doğal olarak şarj aleti türkiye uyumlu değildi, yanında çevirici vermişlerdi sorun olmadı. alet güzel yani iş görüyor ve zarif bence. annem gazete falan okuyor ordan. eş dostla görüntülü chat falan yapıyor. gayet her işini görüyor. yanlız arada çok nadir hat var görünüp arama yapamadığını söyledi ancak denk gelemedim incelemek için. muhtemelen türk telekom farkı =D bunlar dışında huawei ve xiaomi ben de katılıyorum, alınabilir.

fiyat performans olarak redmi note 5 plus en iyisidir....

temiz kullanilmis bir iphone6

Bende Electrolux'un hava temizleme cihazı var. Ben memnunum. Ancak nemlemdirme özelliği yok.

daha önce kullanmadım ama araştırmıştım. 1000 tl nin altında olanlarda genelde çok ses yaptığını söylüyorlar. 1000 tl üzerinde olanlar da ayrıca daha fazla filtre var. delonghi, daikin, fakir, elektrolux gibi modeller var. temelde işlevleri aynı. hepa filtreli olmalı. ayrıca elektrikli süpürgende de hepa filtresi olsun. şahsi tavsiyem, alerjin olduğu için en kaliteli olanı alman yönünde. daikin in tanıtımına bak istersen.

sözleşmene bağlı iskanunu.com

benim net ücret üzerinden oldu hep çünkü net üzerinden anlaştık maaşta.

Bizim şirkette kesintili olarak veriyorlar. Yüzde 30 civarı kesinti oluyor

net olması lazım diye biliyorum. ben maaşı da netten alıyordum o yüzden yıllık izin de netten verildi.

kesinti işi saçmalık. kesinti yaptırmadan alın paranızı.

siz izin kullandığınız aylarda kullandığınız günlerin ücretini %30 kesintili şekilde mi maaşınızda görüyorsunuz da işten çıkarken kesintili şekilde alacaksınız.

Evet alakasız cevapları bir kenara koyarak bilen biri olarak cevap veriyorum. Brüt maaş üzerinden çalışıyorsan brütten hesaplanır. Net ise normal günlük ücretin ne ise yine aynı para eline geçer, vergisini SGK primini yine şirketin karşılar. Çünkü izin ücreti vergi ve SGK primine tabidir.

elbette netten alacaksın.
brütten almak söz konusu olamaz.
gbı bir gelirdir ve vergisinin ödenmesi lazım......

hesaplama için son dört ay ortalama değil, son ay brüt maaşı gerekli. en son neyse o.

sitelerdeki hesaplama araçları doğru ve güvenilir hesaplıyor.

hesaplama siteleri doğru + 1

bu aylık ücretinizin dışında 10 günlük yıllık izin ücretinizi ve kıdem tazminatınızı da alacksınız.

ticket kartı fln varsa kıdem hesabına dahildir, atıyorum maaşını brüt 3400, 300 lira da yemek kartı alıyorsunuz kıdemin 3700 üzerinden hesaplanması gerekir.

iraname imzalarken her şeyi aldım hiç bir alacağım kalmadı gibi şeyler yazmayın. met olarak kaç lira aldıysanız o rakamı yazdırın.

aynısı eşimde vardı yataş'tan aldık yastık S harfinin yan yatmışını düşünün şimdi modeli aklıma gelmedi. doktor 3 adet krem vermişti ve yastık dahil 10 günde ağrıları geçti eşimin. bende boyun düzleşmesi yoktu ancak boyun ağrısı vardı zaman zaman o da bende yok oldu yastık sayesinde.

ancak işin kötü yanı şu ki; yastık 2 ay sonra bildiğimiz normal yastığa evrildi S şeklinde kıvrımları pek kalmadı.

boyun düzleşmesinin bi sonraki aşaması olan boyun fıtığına yakalandım ve bu alandaki en iyi profesörlerden birine tedavi oldum. ortopedik yastık konusunu sorduğumda, ''en sağlıklı yastık evlerimizdeki anne/anneanne yastığıdır'' demişti.

Gokceada konukevinde kalmistik, oldukca guzeldi. Kahvaltidaki sut receli EFSANE

çıkar demeyelim de beklenti diyelim.

erich fromm'dan birkaç alıntı yapacağım bu konuda, kitap yanımda değil buna yakın olarak düşünün.

''ben bir şeyi seviyorsam onun büyümesi ve gelişmesi için çaba gösteririm fakat bunu beraber olduğumuz için değil onu sevdiğim için yaparım''

'' sevgi, bir şeye gösterdiğimiz etken ilgidir. düşünün bir kadın gelip çiçekleri çok sevdiğini söylüyor fakat evine gittiğinizde görüyorsunuz ki çiçekleri solmuş, bu kişinin çiçek sevgisine nasıl inanırız''

Türkiye'de parasız adamın sevildiğini görmedim. Para yoksa da bir yerlerden bulabilme yönü olması gerekiyor

"çıkar" kelimesini nasil tanimladigina gore degisir.

kimsenin gormeyecegi bir yerde ihtiyacli birine yardim eden, parasini veya zamanini veren kisi (altruist kisi) cikari icin mi hareket ediyordur?

yaptigi bu iyiligi yardim ettigi kisi harici kimse gormeyecek, bilmeyecek. kimseye de soylemeyecek.

kimisi der ki "bu kisi bunu yine kendi icin yapiyordur, yardim edince kendini iyi hissediyordur, kendi idealingeki gibi bir insan oldugunu dusunuyor, bu inancini pekistiriyor, mutlu oluyordur. mutluluk da bir kazanimdir, bu yuzden bu kisi bu yardimi onunde sonunda kendi cikari icin yapiyordur"

eger bu goruse katiliyorsan, evet annenin cocuguna hissettigi sevgi dahil her sey cikar iliskisine dayalidir.

Yok yukaridaki tanima katilmiyorsan, degildir.

Ben kardeşlerimi hiçbir çıkar gözetmeden seviyorum. Beni sevmediklerinde, dinlemediklerinde de seviyorum. Başlarına bişey gelse, biri üzse deliriyorum, saldırganlaşıyorum. İleride yanımda olmayacak olsalar da seviyorum. Beni istemeyecek olsalar üzülürüm, ama yine de sevmeme engel olamam.

Maddi çıkar veya manevi çıkar...veya beklenti... veya karşılık... Hepsi aynı kapıya çıkar mi? Bazen çıkar bazen çıkmaz.
Maddi çıkarları bir yana bırakalım. O zati belli bir konu onun hakkında konuşmaya bile değmez.
Yalnız manevi olarak bakarsak... Sevgi karşısında sevgi ister. Çünkü sevilmek kabul görmek, varlığına onay almaktır bence.
Özellikle ailemizden bahsederken tabiki onlar kusur da isleseler biz de islesek dahi döner dolaşır affeder/affediliriz. Ama temelde ne var biliyor musunuz? Milyarlarca insan içinde sizin ait olduğunuz yerin ora olduğu duygusu... Anan, baban, kardeşin... Düşünsenize uzunca bir süre size hasmane davransalar, sizi dışlasalar, gözlerinde tek bir sevgi kıvılcımı görmeseniz içinizdeki sevgi ne kadar dayanacak? Beslenmeyen şey kurur ölür. Yani entropi gibi düşünün. Sistemin yaşaması için dışardan enerji alması lazım. Dışardan enerji almayan sistem bir süre sonra ölür.
Dışarı çıkıp insanlara annelerini babalarını neden sevdiklerini sorsak nasıl cevaplar alırız?
- çünkü o benim annem. Beni doğurdu.
- çünkü bize hep şefkatlidir.
- babam hayatını bize adamıştır.

Vs vs... gibi yanıtlar alırız herhalde.

Kadın erkek ilişkilerine gelirsek Duygusal ve fiziksel ihtiyaclar daha farklı bir boyutta ve birazcık daha farklı ama temel mantık aynı bence.

Yani ihtiyaçlar hiyerarşisi işte. Madden ve manen, farklı rollerde birbirimize ihtiyacımız vvar işte. Çıkar dersek üstünkörü biraz kaba bir yaklaşım oluyor ama aramızda sürekli bir alışveriş olduğu gerçeğini de yadsiyamiyoruz bence.

İnsan ilişkilerini bilmiyorum ama hayvanlara duyulan sevginin tamamen çıkarsız olduğunu düşünüyorum ve bu yüzden hayvan sevmek sevginin en güzel hali bence.

evlat sevgisi hariç bütün sevgilerin bir çıkara dayalı olduğunu düşünüyorum.

Edit: insanlar için konuştum. Hayvanlar bizi severse çıkarsız seviyor o ayrı.

Her iliski bir alisveristir. Buna aile de dahil. Anne seni cok sever ve ucu bucagi olmayan fedakarliklar yapar, neden? Cunku seni o var etti, bir ego soz konusu. Askta bile bir cikar vardir, kendini mutlu etmek, tatmin etmek ugruna karsindakine yagdirirsin.

Cikar sozcugu biraz alengirli bir sozcuk, "bencillik" gibi. Ornegin, bazilari "Sevgilim oldugu icin kotu gunde yanimda olmasini beklerim"i bir cikar olarak goruyor."Iyilik yapinca mutlu oluyorum, dolayisiyla buradan ben de bir kazanc sagliyorum. Bu kazancin maddi olmamasi benim bir seyler elde etmedigim anlamina gelmez" gibi iyilik nedenini bencillik olarak goren tanimlar da var.

Benim gorusum "Hoh, anasini satayim. O kadar da abartmayin". Biyolojide uc farkli birlikte yasam tipi var ya mutualizm, kommensalizm ve parazitizm. Mutualizmde ikisi de birbirinden fayda saglar, kommensalizmde taraflardan biri fayda saglar diger bir halt saglamaz, parazitizmde biri batarken digeri cikar. Acikcasi, cikar iliskisi deyince benim aklima parazitizm geliyor, yani bir alis-veris dengesinin orantisiz olmasi. Bir de bir taraftan gelen fayda eksilince diger tarafin fiymasi geliyor aklima.

Bir de "cikara dayali" iliski var, "cikar iceren" iliski var. Burada cikardan ziyade anahtar kelime dayali olmasi bence, temelinin cikar olmasi. Yani, annenin cocuguyla iliskisinin yogun kismi "Gelecekte bu bakacak bana" uzerine kuruluysa o iliskiye cikara dayali diyebiliriz ama "Cocugum mutlu olsun" dusuncesi ile baslayip yan madde olarak gelecekte cocugun annesine yardim ettigi iliski cikar icerse bile cikara dayali degildir bana gore. Birinin diskili beziyle ugrasilan bir iliskinin cikara dayali olacagina inanmam.

Hatta, soyle soyleyeyim, iliski cikara dayali olsa bile bunun arkasinda bir miktar da olsa sahte duygular olmadigini dusunuyorum. Hatta, bir laf vardi: Insanlarin birbirini kullanmasi arada gercek duygular olmadigi anlamina gelmez. Kullanmanin derecesi tabii ki etkileyici de, kimse kaldiramadigi veya en azindan sempati beslemedigi bir kisi ile cikar iliskisine de baslamaz.

Yani, bu acidan siyah ve beyaz olsalar, her sey tam siyah ya da tam beyaz degil ama grinin cok genis tonlari. Hepsinin icinde birazindan var ama asagidaki iki gri de ayni degil
www.beautycolorcode.com
images3.pixlis.com

Yolumuz yoremizi, limitlerimizi artik bu grilerin icinde kendimize gore belirliyoruz. Herkesin grisi ve tanimi kendine. Asil tehlikeli olanin bu grilerin hepsini ayni degerlendirmek, “Hepsi ayni” muamelesi yapmak oldugunu dusunuyorum; bunun bir pusula kaybetmek oldugunu dusunuyoum. Bir “Bakkaldan sakiz caldim. Kotu tarafa gectim bir kere, o zaman cinayet de isleyebilirim” gibi bir mantik oldugunu dusunuyorum.

ben bütün ilişkilerin çıkar içerdiğini düşünüyorum. çıkar dediğim maddi bir şey olmak zorunda değil, daha çok manevi kazançtan bahsediyorum.

birini seviyorsan seni mutlu ediyor diye seviyorsun, birine yardım ediyorsan temelde bu sana huzur verdiği için ya da iyi bir insan olduğunu düşündürdüğü için seviyorsun gibi gibi. Bunun kötü bir şey olduğunu da düşünmüyorum. ilişkilerin doğası böyle bence.

belki karşılığında bir şey almak için sevmiyoruzdur fakat kişisel görüşüme göre sevgi yalnızca bir karşılık olduğunda oluşabilen bir şey. belki çok hastalıklı ve nahoş bir düşünce, belki ben sevmeyi bilmiyorumdur ama benim için böyle. evlat sevgisi dahi "çıkara dayalı" demeyeyim ama çıkardan beslenir.

karşılıklı sevgide hissettiklerimizi ve bize verilenleri, karşılıksız sevgide ise egomuzu ve sahip olabileceklerimizi severiz.

düşünüyorum, baba oldum. eşimi çok seviyorum, birlikte dünyaya yeni bir canlı getirmişiz. bu düşünce beni büyüleyen bir şey. eşimi ve çocuğumu çok seveceğimden hiç şüphem yok. karşılıksız mı peki bu? asla. zannetmiyorum. bana verdiklerini ve yaşattıklarını seveceğim. başka bir insanla bir araya gelip ortaya yeni bir "ürün" çıkarmak, çocuğumun bana hissettireceği "ben baba oldum" hissi, beni sevecek olması, benim onu dünyadaki en güzel şey olarak görüp onu destekleyecek olmam... burada çıkar yok mu? alası var. bir anne çocuğunu yıllarca görmese, çocuğu itin teki olsa bile sevebilir ama hepsinin önünde bir "ben anneyim" düşüncesi vardır; kadın nasıl olursa olsun bir insan doğurmuştur, asla değiştirilemeyecek bir gerçek ("o benim oğlum") yaratmıştır. belki çocuğu doğurmaktan pişmanlık duyuyordur ve çocuğunu sevmiyordur ama sonuç olarak böyle bir şey yapmıştır. bir evladının olmasının neye benzediğini, çocuk doğurmayı, anne olmayı vs. tatmıştır. oğlunu/kızını illa sevecekse bu yüzden sever.

ben sevginin bizlere öyle gökten inen bir şey olduğuna asla inanmıyorum. biraz hayatın bizi yönlendirdiği bir şey olarak bakıyorum. örneğin ben bugün bir suriyeli mülteci çocuğa türkçe dersi vereceksem, onu sevip kardeşim belleyeceksem ilk etapta bunun nedeninin benim çok yürekli, muazzam bir insan olmam olduğu söylenebilir. halbuki bu içgüdüsel bir şeydir: o çocuğu güçlendirmek, benim aracılığımla gerçekleştiği için, beni de psikolojik olarak güçlendiren bir şeydir. o çocuğun tinerci olup insanları bıçaklamasındansa türkçeyi düzgünce öğrenmesi, iyi bir eğitim alması, toplumun mutlu ve başarılı bir ferdine dönüşmesi çoğumuz için faydalıdır.

sevgi bence tümüyle bizim kendimizi iyi hissetme, besleme ve koruma içgüdümüzden kaynaklanan bir şey. bize verilen, bize hissettirilen için severiz. somut olarak hiçbir şey alamadığımız noktada da alabileceklerimiz, egomuz, gururumuz, "fight or flight" refleksimiz yüzünden mücadele edip "sevmeye" devam ederiz.

ben böyle düşünüyorum. "sevgi yoktur" demiyorum. kendi yaşantımda sevgiye, iyiliğe önem veren duygusal ve elit bir beyefendiyim (kızlar eqlesin) ama bunun bu kadar mucizevi ya da gökten inme bir erdem olduğunu düşünmüyorum. zaten kendi düşüncemde de bir yanlışlık görmüyorum, bana bunun tam tersi daha garip ve anlamsız gelirdi.

sevgi bir nevi anlaşmadır. bir şey alırsın, bir şey verirsin. sevgi daima olur çünkü sosyal varlıklar olarak daima almak ve vermek durumundayız. ticaret yapan birisi nasıl ki sürekli olarak bu işin içinde olacaktır ve olmadığı anda "tüccar" sıfatını yitirecektir, biz de insan olduğumuz sürece seveceğiz ve sevileceğiz ama bu sevgi öyle bize gökten indirilmiş bir erdem veya sadece bazı insanlara has özel, güzel bir şey değil. olmayacak. ben oğlumu "aslında bana verdiklerin yüzünden seviyorum seni, sktir git mk bidonu" deyip dövmeyeceğim tamam ama sonuç olarak bana hiçbir şey vermiyor ve hissettirmiyor olsaydı, bende güzel duygular uyandırmasaydı sevmezdim. koltuğu sempatik veya güzel bulmuyorum mesela çünkü bana bir şey hissettirmiyor. bu benim sevgisiz olduğum anlamına gelmez, ona karşı bir şey hissetmediğim anlamına gelir.

evet konuyla tamamen alakasız absürt örneğimi de verdiğime göre artık susabilirim.

evet evet evet, milyonlarca kez evet.

aynı anda milyonlarca tezsiz yüksek lisans yapabilirsiniz.

Tezsiz yüksek lisans programları hariç ( tezlileri kast ediyor, bunu virgülden sonraki cümleyle bağdaştırma yani), aynı anda birden fazla lisans üstü programa kayıt yaptırılamaz. ( tek yüksek lisans yapabilirsin.) şimdi virgül öncesi cümleyi okuyup kullanabilirsin.

1 tezli+sınırsız tezsiz yapma hakkın var.

İki üç tane telekom prime kullanan insan bul etrafından, tivibu al. 1 liraya 5 liraya falan veriyorlar aylığını.

dsmart

D smarttaki filmler daha güzel

d smart vardı, film paketlerini kapattırdım boşuna masraf oluyor diye. ayda 1-2 tane güzel film olursa öp başına koy. bir de zaten tv yayın ilkeleri gereği kese kese kuş kadar kalıyor filmler. belki gece 12 den sonra kesilmemiş hallerini yayınlıyorlardır. 1-2 kere denkgeldim, deadpool u mesela sansürsüz yayınlamışlardı.

tivibu sinema kanalları iyi değil.

saçma olacak ama kaş'a geçin bence.

İstersen tek renk istersen rgb alabilirsin, rgb alırsan adaptöre ek bir de renk kontrol cihazı alman gerek.

İç mekan, dış mekan diye de değişiyor, dış mekan olanların üzeri silikon kaplı, bunu alman iyi olur.

Bir diğer özellik metre başına düşen led sayısı, ne kadar çok olursa o kadar fazla ışık şiddeti olur.

Son olarak tek çip, üç çip diye de ayrılıyor. Eğer 3 çip diyorsa tek led içinde 3 led modülü oluyor, gene daha fazla ışık şiddeti alırsın.

Hazır kit al adaptörlü, öbür türlü uğraşması zor ve genelde transformatörler takoz oluyor. Hazır olanların ufak adaptörü oluyor.

Niyetim var. 7-8 tane var şimdilik. Ama uhd için altyazı sorun olabiliyor bazı filmlerde.

Mucizevi değil ama pratik, bence 50-60 lirayı ayırıp almalısın. Bir dişi normal fırçayla en fazla 5 saniyede 10-15 kez fırçalarsın, ama bununla 3 saniye bile tutsan 30-40 kere titriyor, ve senden daha iyi fırçalıyor.

Oral-B Vitality kullanıyorum ben, işimi görüyor gayet.

ben de çok memnunum ve fakat diş doktoru uzun vadede diş etlerine zararlı olabileceğini söyledi. kullanımı azalttım.

...

operatörden operatöre değişir.

Vodafone

ara google: vodefone hat devir ücreti

Zamunda

torrentleech/zamunda.

zamunda
piratebays

bazen rarbg, kickass falan da bakıyorum

spark yayıncılı fimler güzel oluyor yaklaşık 5 gb falan oluyor ortalama bi film ve görüntü kalitesi ses falan da iyi baya

Zooqle

yts(nokta)am

fıstık ezmesine blender değil rondo kullan.

daha akışkan şeyler için blender uygundur

www.vitamix.com

Blender ile fıstık ezmesi yapamazsın bilgine.

Bizzat dayımın perde dükkanı var. O perde çarşısının en ucuz ve en çok iş yapan dükkanıdır. Brode mağazasını kime sorarsanız gösterirler. Gerçekten daha ucuza perde alamazsınız hiç bir yerden. Tavsiye ederim. Beni pek sever mi bilmem. Ama adım batuhan. Belki yardımcı olur.:)

herhangi belirti göstermeden bu soruyu soruyorsan bir psikiyatriste gitmende fayda var karşim.

Bunu zaman gösterecek. Şemsiyeyi açamazsın maalesef.

Midem sanki kasılır gibi oldu. Birden aklıma geldi ne bileyim. Katı katı yedim tavuk pilavı ondan da kasılmış olabilir. :(

hiç bir şey olmaması lazım. pişmiş tavuk en az 1 tam gün bekler. çok yaptım yedim, unuttum ertesi gün yedim falan. hiç sıkıntı olmadı ki çok hassas mideli birisiyimdir.

Yaşıyorummm. Sapasağlamım:)

ya bütçeyi biraz daha artirin ya da ekrani biraz daha kucuk secin bence. eger oda cok buyuk değilse, 123 ekran bir televizyon izlemenizi zorlaştırabilir.

www.hepsiburada.com/vestel-48fd7300-48-122-cm-dahili-uydu-alicili-dahili-wifi-smart-full-hd-ekran-led-tv-


1700tl şuan.

Tapu, dask, kira sozlesmesi ile bolgendeki merkezlere basvurmalisin.

İnternetten de oluyor.

suyla doğalgaz için e-devlet veya iskiyle igdaşın kendi sitelerinden başvurabiliyorsun. evraklar falan yazıyor zaten başvurunca. elektrik için avrupa yakasında online başvuru oluyormuş ama nasıl bilmiyorum. anadoluda enerjisa bayilerinden birine gitmen gerekiyor. sitesinden randevu alabilirsin. tapu/kira kontratı, dask ve sayaç no olması yeterli.

İgdaş ve iski internetten kabul edyor, ama Enerjisa internetten kabul etmiyor.

Tapu fotokopisi
Dask (ya da numarası sadece)
Kira kontratı
Kimlik

Kirayı yatıracağın banka hesabını yazmakta fayda var. Sözleşme sonunda kira artışını belirtin. Normalde yasal üst sınır tefe+tüfe/2 şeklinde ama daha azında anlaşırsanız kontrata yazabilirsin. Şart değil.

demirbaşlar yazılsın iki taraf için de önemli

Evdeki her türlü tesisatın bakım ve tamirinden ev sahibi sorumludur diye bi madde mutlaka koyun.

Kiracı kira yılının dolmasını beklemeksizin kira sözleşmesini feshedebilir de yazın.

Cayilacak sure onemli istedigin zaman cikabil ucret odemeden, tadilat isleri, kombi bile arizalansa mesela ev sahibi yaptirsin
Seni evden atamasin bir de iste su kadar yil sonra yenilensin direkt
Kira artışı üfe tüfe/2 kesin bulunsun demesin ben belirlerim istedigim gibi arttiririm

yaklaşık son 12-13 senedir günümün ortalama 13-14 saatini pc başında oturarak geçirdim. çalıştığım ofislerde ortalama bi ofis sandalyesi kullanıyordum. evdeyse son bir seneye kadar hep beyaz dandik balkon sandalyesi kullandım, şundan;

images.hepsiburada.net

hiçbir bel, sırt sorunum yok.

6-7 ay önce şundan aldım eve;

www.adoremobilya.com

ben de uzman değilim ama madem böyle bir şey var yine de bi doktora danışıp ona göre davranmak daha güzel olur sanki.

linkteki koltuğumdan memnunum, sizin bütçenizin dışında ama adore'ye de bi bakabilirsiniz.

Koltuk ne kadar ortopedik olsa da insan düzgün oturmaya alıştırmalı kendini, sık sık kalkarak esneme hareketleri yapmalı.

Sabah ve akşam da yere yatarak gerekli egzersizleri yapmak gerekli.

Yoğun ağrılar oluyorsa oturuş biçimi, monitör konumu vs gibi bir noktada ciddi bir yanlışlık vardır. Eğer ki laptop kullanıyorsa hele ki harici klavye, monitör, pc masası yoksa hiçbir sandalye sorunu çözemez.
Şu videoda gösterilenleri aynen uyguladığınıza emin olun:
www.youtube.com

Duzgun oturmaya ek olarak, sikmayan ve rahat giysiler de cok onemli. Kilo aldiysaniz degistirmeniz lazim, ozellikle pantalonu, sirta cok zarar veriyor sikiyorsa.

aynı durumdayım , geçen akbili aylık yaptım 1 ay boyunca aylıktan yer , sonra 5 tl vize ücreti öderseniz indirim hakkınız devam eder yıl boyu

geçerli olur

Vize olayı şubat gibi falan olacak, o yüzden ben de şimdiden aylık yapayım, bir ay boşa gitmesin dedim

yoo ben yaptım vize hem de kasımdı galiba.

Vize yapabilirsiniz herhangi bir akbil yukleyen yerden. 5 tl ucreti var.

arkadaşın öğrencilik hakkı yok anladığım kadarıyla o yüzden şubatı bekliyor. yoksa yapar kurtulur zaten neden uğraşsın sdffgfhfjghkj

@nrmnm, harikasın :))

www.pdfmerge.com

üç sayfayı peş peşe taradıysan zaten mantıken tek dosya olması lazım. her taramadan sorna ayrı ayrı kaydetme.

Ilovepdf.com

F/p ürünü ise powertec..

N11 ve gittigidiyor da bulabilirsiniz.

Kuaforlerin genellikle kullandığı budur.

etap 3000

powertech almistim hb veya n11 tarzi bir siteden. gayet memnunum.

tureng.com

plaza ingilizcesi. gecenlerde birisi ile konusuyoruz, bana "müdür bana öyle bir feedback verince ben de hemen gerekli aksiyonlari almak zorunda hissettim ama bu tür okazyonlar bizim hedkuartirda cok oluyor" dedi. allah belani versin demenin bu kadar rahatlatici oldugunu orada ögrendim.

o olmazsa işler aksar. Bildilerini de kimseye anlatmaz it.

bizim "kilit" dediğimiz şeye ingilizcedeki key'den devşirerek anahtar diyorlar plaza dilinde. kilit müşteri, kilit çalışan vs gibi düşün.

"birimdeki herkesle uğraşmayalım, bir kurban seçelim, işi ona anlatalım, o herkese anlatsın, mümkünse zeki olsun biraz, uğraştırmasın diğerleriyle" cümlesindeki kurban şahıs. kurbanlığını da birimindeki diğer kullanıcılara forsunu satarak giderir.

Kilit personel haliyle saçma oluyor işi kilitleyen adam gibi. Bu nedenle ifadeye darlananlar işi çözebilecek tek adam manasında kişi hakkında konuşurken kilit personel yerine anahtar personeli tercih ediyor.

bir organizasyondaki kritik kişiler. bunlar olmadan iş yürümez, yerine ikameleri yoktur.

Kilidi anahtar anlamında değil kilittaşı anlamında düşünülünce mantıklı oluyor.

İçme kardeşim

Bana bisi olmadi 1 gunden fazlaysa icme ama

Ben de içiyorum bir şey olmadı bana. Eğer tereddüt ediyordan az bir şey iç hocam. Yarım bardak iç ilk başta. bir şey olmazsa 5 6 saat sonra bir daha içersin.

Hepsini içtim. Sıfır sıkıntı.

hocam şu arkadaşa mesaj at forumdan. forum üyeliğin yok ise numarasını verebilirim. ben daha önce bulaşık makinesi aldım. verdği fiyatlar çok iyi. siemens bayii zaten.

forum.donanimhaber.com

arçeliğin en ucuz bulaşık makinasını almıştım 10 yılı geçti bir defa tık demedi .
geçende düğmesi tutukluk yaptı tam başka bakacaktım gene çalıştı sorunsuz.

spirit crusher ın söylediği donanım haberdeki adamdan biz de aldık. sorun yaşamadık, tavsiye ederim.

arçelik iyidir.sorun yaşamazsınız.

Fiyat-performans açısından indesit diyorum. Ben, hepsiburada'dan aldım, inanılmaz fiyat farkı vardı fiziki mağazalarla arasında. Makine başı 300-400 lira kara geçiyorsunuz.

İçlik diye değil de termal içlik diye satilanlara bakın. Thermoform ürünleri iyidir diye duymuştum

içlik hava sıcaksa terletir şimdi onu bir söyleyeyim. onun dışında para varsa merino yünü para yoksa decathlondan içlik alın

Termal içlik diye satılanlar daha rahat oluyor.

decathlondan aldım -5 derecede bile sıcacık

ince corabin kalin kislik versiyonlari, tayt gibi, ayak yeri yok.

adam deneme yapiyor kanka. patronun isine karisma.

yeterince ip ucu var bence.

link?

beta.eksiduyuru.com

Site tasarımı değişiyor sanırım.
beta.eksiduyuru.com

Şimdiki hali de güzel, yenisi çok geniş duruyor. Gerçi şimdikine de çok dar duruyor diyen oluyordur.

ulan bunu beğenmiyoz, responsive değil kıl değil yün değil deyip durdunuz adama, adam da siteyi yeniliyor işte. yanlız böyle köklü değişiklikler genelde kullanıcıya yaramaz. daha fazla reklama, saçma sapan pop-up'lara, link servislerine hazır olun derim :)

seni ayakta alkışlıyorum @compumaster. Sonunda bir siten olduğu aklına geldi.

(bkz: ekşi duyuru/#66506919)

vay be süper görünüyor. linkleri de mavi yap compu

burasi duzelene kadar eksisozluk duyuruya dondu zaten, eh

@compumaster, sözlüge girince rumuzumuz ana sayfada gözükmüyor. Bu yeni tasarımda bunu sen de yapsana.
Bir de tıklanılan başlıgın sol üstte kocamana cıkması gereksiz değil mi? Zaten ilgili url'ye gidiyoruz ve o başlık karşımıza çıkıyor.
Rumuz işini yok et işyerindekiler görmesin rumuzumuzu.
Lütfen.

Rumuz gözükmüyor zaten?

@compumaster

tasarımı beğendim. ancak teknik ne yenilikler olacak onu anlayamadım/göremedim? daha da mühimi, bunun mobil siteye yansıması ne olacak? duyuru'nun mobil sitesi piyasadaki en rezil mobil sitelerden biri. işlevsellik sıfıra yakın.

@sen git ben geliyorum beta site responsive. dolayısıyla mobil destekli.

3d 4k gibi kullanmayacağınız özelliklere para vermeyin, tabii ki özellikle 4k film izleyeceğim ya da 3d film izlemek en büyük zevkiniz değilse.
smart olmasının avantajları olsa da hiçbir zaman PCdeki kadar rahat kullanım sağlamayacaktır. HDMI ile pc'ye bağlayıp çok daha rahat bir kullanım elde edebilirsiniz.

3d, 4k olayına giremeyeceğim ama smart olmasında baya fayda var. örneğin ben telefonumdaki youtube uygulamasından video açıyorum, aynı wifi üzerinden direkt tv'ye yansıtabiliyorum. kumandaya dokunmadan keyfime göre takılıyorum.

4k çözünürlüğünü insan gözünün ayırt edemediğini göz önünde bulundurup gereksiz para vermeyin. Ben arayüz ve kullanışlılık olarak LG'yi tercih ederim.

1080p ile 4k yı telefon ekranında ayırt edemeyebilir insan gözü ama 55 inch bi tv de 1080p ile 4k arasındaki farkı ayırt edemiyorsanız doktora gitmek için çok çok geç kalmışsınız demektir.

hz degeri önemli, dikkat edn. 4k tavsiye edemem ama internet hız performansini araştırmadan almayın tv yi. Philips smart üzerinde Android e geçti, bu çok değerli bir durum. tavsiye ederim Philips modellerini. ekran boyutundan çok ürün serisini incelemenizi öneririm. evimde Samsung 7 serisi var. 5 sene önceki modeller note 2 gibi muhteşem ama Samsung a günümüzde guvenmemenizi tavsiye ederimm. lgye de bulasmam bana kalsa. LG firmasi özellikle mi yapıyor bilmiyorum ama Türkiye'de sorun yaşattırmadigi kullanıcısini ben istisna sayıyorum.
hep Philips e varıyorum ama dediğim gibi internet performansi devamlı övuluyor ekran kalitesi başarılı olsa da her serinin aynı olduğunu sanmıyorum.
bir de, alacağınız ürünü belirleyip paranızı yanınıza alın ve en az bir ay kampanya kovalayin, farklı firmalar farklı urunlerde büyük indirimlere gidiyor ara sıra. denk getirirsiniz.

Günlük 0,08

0,10-0,13/gün tek er kişi

Evde kaç kişi yaşadığını da belirtir misiniz? Onu o detayı unutmuşum.

Tarla mi suluyonuz her gun yarim ton naptin sen?

0,44 neredeyse yarım ton eder. kaç kişisiniz?

yanlış hatırlamıyorsam aylık 7 metreküp kullanıyorduk ortalama, 2 kişi. günlük 0,2 eder aşağı yukarı.

lavabo ve banyo çeşmelerinin tazyiğini azaltıp kullanıyoruz. öbür türlü debisi çok fazla oluyor ve farkına varmadan haddinden fazla tüketiliyor. 3te1 oranında tasarruf ettik bunu akıl edince. üstelik kullanım olarak da olumlu etkiledi.

1-tamamını enza'dan aldık. 1 ayda göndereceğiz dedikleri şeyleri 2.5 ayda gönderdiler. O yüzden tavsiye etmiyorum. Ama ürünleri güzel. O anlamda memnuniyetsizliğim olmadı.

2-tamamı bosch. Zeytinburnu taraflarında bir spotçudan aldım. Toplu alınca haliyle indirim de almış oldum. Tavsiyem, sakın böyle avm'lerdeki şubelerden almayın, kazık yersiniz. Akakce'den mutlaka fiyat bakın.
3- büyük alışverişleri toplu (mobilya, beyaz eşya vb.) diğerlerini dağınık aldık. Zigon mesela dekorazondan 60 liraya aldık, aynı ürünü bir mobilyacı 500'e kitlemeye çalışıyordu. Demem o ki, kazıklanmaya çok müsait bir durum evlilik, o yüzden kılı kırk yarmak gerek.

Merhaba; 2 hafta sonra düğünü olacak birisi olarak yaklaşık 1 yıldır ev ve eşya işleriyle uğraşıyorum. Neyse ki ben ve eşim bu konuda rahat olduğumuz için öyle çok kafaya takıp kendimizi yormadık. Ama kalem kalem neler yaptığımızı anlatayım.
oturmak için ikeadan tane koltuk aldık (git:www.ikea.com.tr )
ikinci el sandık odasından 4 tane koltuk ve facebook üzerinde bir yardım sayfasından sokağa atılmak üzere olan 2 berjeri ücretsiz aldık ve çok uygun fiyata ve döşemeciye bunların bakımını yapıp yeni kılıf kaplattırarak eşyalara ikinci bir şans verdik :)
antikacıdan giyinme odası için eski antika olan bir büyük gardrop ve yatak odası için küçük bir gardrop aldık.
ikinci el spotçudan çok uygun fiyata 6 kişilik ahşap masa ve 4lü ahşap sandalye aldık.
Beyaz eşyaları(dolap,ç.makinesi,b.makinesi,mini fırın vs.) 1 sene önce evkurdan aldık. Hepsi samsung marka.
Eşim kendi evinden de halı, tencere,tabak çanak vs. getirdi.
Son olarak yatak için letgo üzerinden birinden ikea ferforje yatak aldık.(git:www.google.com

Yani sonuç olarak temel şeyler dışında çok kasma. her şeyi zamanla yaparsan hem içine siner hem bütçeni yormaz. Tabi bu konuda partnerinle aynı pencereden bakmanız gerekiyor. Az eşya çok huzur.
Mutluluklar

sorumluluk ve yükümlülüklerini hakkıyla ve zamanında yerine getirene denir.

insanın kendi (olumlu yöndeki) alışkanlıklarına ve ilkelerine sadık kalması olarak görüyorum ben bunu, biraz da etik kurallarıyla da ilgisi olabiliyor. söz gelimi, robot gibi dakiklik abartılı olabilir ama yapması gereken şeyleri olması gerektiği zamanda yapmaya çalışıyorsa, bundan ödün vermiyorsa bu çok güzel bir şey.

Yapması gereken şeyi yapmak çok keyif vermese de yapan.

nasıl insanlar, nasıl bir aile? bence elini öpme, tokalaş ve yanak öpebilirsin. sarılmalı öpmeli tokalaşma iyi bence. abi diye hitap et. bacak bacak üstüne atma. sdlkfsd. gülümse ve adamdan gözlerini çok kaçırma. doğal olmaya çalış. adamla ilgili görün.

abi falan deme ya bence, siz de geçsin.

x abi iyi bence. "abi naber ya" gibi değil de hitap edeceğin zaman isminin sonuna abi eklemek şeklinde. bizimkilerin hoşuna gidiyor amca yerine abi denmesi.

El öpme.
Abi deme, siz diye hitap etmek iyidir.
Rahat ol.
Konuşmadan önce iki kere düşün çok düşünüp mal gibi de görünme ama mutlaka düşün.

Bey diye hitap etmelisin. O sana söyler zaten sonra bana xxx diye hitap edebilirsin diye.
El sıkarken fazla gevşek olma.
Siyaset konuşma. Ağzını ararsa dikkatli ol.
Kızını ve yetiştirme tarzını öv ama yakala gibi değil.
Kende ailenle ilgili de çok ayrıntıya girme.

Abi demeyin bence. Herkesin hoşuna giden bir durum değil çünkü. Benim babama abi deseniz tuhaf tuhaf bakar mesela. Siz deyin yeterli. Elini de öpmeyin. Tokalaşin.

Sakin olmaya çalışın , zaten rahat biriyse onu görünce siz de rahatlarsiniz.

Abi demek gibi bir hata yapma.
Elini öpme.

Aynı fikirdeyseniz siyaset konuşulmayacak şey değil. Fakat ilk buluşmadan konuşmak mantklı değil. Genel konulardan konuş kendini aileni yaptıklarını okulunu anlat şehirler hakkında konuşun.

Sakın ha abi deme demeye geldim ben de. Siz diye hitap etmelisin. Yeni tanışılan herkesle böyle konuşulmalı zaten.

Çok teşekkür ederim herkese. Dakikalar kaldı! :)

Bir sorum daha olacak. Hesabı ödemek konusunda atılayım mı?

odeyebilirsin gibi geldi

Teşebbüs et, fazla ısrarcı olma yaşı büyük sonuçta farklı algılayabilir. Hiç teklifsiz kalmak da olmaz. Orta yolu bul.
Başarılar.

nasıl geçti? merak ediyorum, eğer yazmanda sakınca yoksa?

dostlar tekrardan teşekkür ederim. çok güzel geçti bence. ilk görüşme olumlu oldu. ama elim ayağım titredi ilk başta orası ayrı :) saçma sapan sırıtmalar da cabası. akışına bırakmak lazımmış. konu bulmak için zorlanmadım. konular kendiliğinden açıldı zaten.