[]

samsung galaxy m20 vs a20

bu iki telefon arasında kalsanız hangisini seçerdiniz? bana m20 daha makul gibi geliyor ama bir sormak istedim yine de.
ya da başka öneriniz olur muydu bu fiyatlar civarında?



 
Babus m20 den cok memnunum. Rahat birbucuk gun gidiyor. Yogun gunlerde 2 gunu cikariyor. Telefondan baska beklentim yok.


  • allah yazdiysa bozsun  (25.05.19 20:55:39) 
M20 daha populer, ekrani biraz daha ufak ve en onemlisi bataryasi daha uzun gidiyo. Telefon alirken saticinin guvenilirligini de arastırın sikayetvar ile. Alternatif olarak asus zenfone max pro alınabilir, ki onun bataryası daha da iyi.


  • s0phiesw0rld  (25.05.19 21:00:13) 
Rami de daha iyiymis


  • s0phiesw0rld  (25.05.19 21:02:38) 
[]

İstanbul'da dermatoloji uzmanı önerisi

Şu aralar kontrolden çıkmış bir egzema ile uğraşıyorum. Aciliyeti dolayısıyla doktorun özel hastanede ve Avrupa yakasında olması tercihim ama iyi bir tedavi için yol tepebilirim.




 
serkis barış'a gidebilirsin. surp pırgiç hastanesinde.


  • canercuxy  (04.03.19 11:38:05) 
[]

devlet vs özelde göz derecesi ölçümü ve hastane tavsiyesi

Gözüm ileri derecede bozuk. Normalde memlekette doktora gidip ölçtürürdüm ama gözlük başına gelenden sonra o zamana kadar dayanamayacağı için İstanbul'da bir göz doktoru bulmam lazım.

1. Devlet veya özelden hangisine güvenmek lazım? Eski bir duyuruda ikisi de farklı derece ölçmüş.
2. Devlette randevu bulmak göz doktoru için bile sıkıntılı olmuş ama randevusuz gitsem o kadar da kalabalık olmaz herhalde?
3. Göz için özel ya da devlet hastanesi tavsiyesi verebilecek olan var mı?

 
Dunya Goz hastanesi. Istanbuldaysaniz daha iyi hastanelerde var. Goz hassas konu, tasarrufu olmamali.


  • baldan kaymak  (24.11.18 11:34:26) 
Vaktin varsa git devlete ama anladığım gözün ince ayarlı bir muayene istiyor, özele gitmenş öneririm. Nerede oturduğunu ve bütçeni yazarsan tavsiyelerim olur.


  • sarcophagus  (24.11.18 23:16:56) 
medipol vatan'a gidiyorum, ikisi de operatör olan iki uzman var ve oldukça özenle yapıyorlar işlerini.

sgk üstüne 20 lira gibi fark ödeniyor sanırım.
  • fever  (24.11.18 23:22:10) 
[]

2.5 yaşındaki erkek çocuğa oyuncak önerileri?

Kendisi bir yığın yapboz ile büyük küçük araba, kamyon vs. sahibi olduğundan bunlardan başka bir şeyler istiyorum. Mağazalar ise aksiyon figürleri, peluşlar, koleksiyonluk ürünler ile dolu bahsettiklerim hariç.

Kendisi arabaları, müzikli oyuncakları seviyor; arada peluşlarını uyutuyor, yeni icatlar çıkarıyor. Çocuğunuza, tanıdığınıza alıp da memnun kaldıkları neler var?


 
lego duplo diyorum. arabalı olanlarından alırsanız araba sevgisine, yaratıcı kutulardan alırsanız icatçılığına çalışmış olursunuz. yapboz seviyorsa lego da sever hem bence.


  • meyal  (26.03.18 21:30:46) 
Spesifik bir önerim olamayacak ama şunlar fikir verebilir: www.brainshop.com.tr


  • fotrsapka  (26.03.18 21:31:01) 
oyuncak tabanca.


  • susadım çeşmeye varmaz olaydım  (26.03.18 22:18:46) 
Yutma gibi bir huyu yoksa mıknatıslı oyuncaklar ilgisini çekiyor.


  • neymis  (26.03.18 23:18:34) 
[]

bes'te emeklilik ve devlet katkısı

aracı kurumların emeklilik tanımı bese göre mi çalışmaya göre mi anlayamadım.

annem 3 yıl sonra emekli olacak ve 4 yıldır da bes sahibi. dolayısıyla 10 yıl koşulu sağlanmıyor, yaşı da 56'dan küçük olacak. bu durumda devlet katkısının tamamını mı yoksa %35'ini mi almaya hak kazanacak?


 
yaşı önemli değil, erken çıktığı için standart oranlar:

3-6 yıl arası %15'ini alır. 6-10 yıl olsaydı %35'ini alacaktı. 56'dan önce 10 yılı geçince %65. hem 10 yıl hem 56 yaş olunca %100.
  • 507  (22.03.18 00:57:18) 
[]

taksi plakaları neden insanlara cazip geliyor?

Uber meselesi ile ilgili bir haber okurken gördüm. 1600000 liraya taksi plakası alıp aylık 8000 liraya kiraya vermek kendine düşen mirası satan, 15 sene boyunca para biriktiren filan varmış. ayda 8000 yılda %6 getiri demek. kaldı ki eski haberlere bakınca da 2014te %18 yükselmiş ama ondan sonra bu fiyatlarda kalmış. senelerdir durgunken ve getirisi de oldukça düşükken cazibesinin kaynağı ne? neden düşmüyor ki?




 
düşmemesinin nedeni plaka sayısının sabit olması 17-18bin tane taksi plakası var deniyor. 15 milyon nüfusa o kadar taksi de yetmiyor. 100bin taksi plakası olsa fiyatlarda değişim olur. o da belki.


  • sutlu nescafe  (16.03.18 20:41:48) 
dedemde var bi tane. 70'lerde emekli ikramiyesiyle almış o zamandan beri ekmeğini yiyor. süper bişiy.


  • bohr atom modeli  (17.03.18 06:46:54) 
Çabasız kazanç.
Kendin alıp kendi arabanda şoförlük yapıyorsan tamam.
Ama sırf yatırım için plaka alanların bir yerde elinde kalacak o plakalar.
Çünkü şehrin nüfusu artıyor. Elbet yeni taksi plakalarına izin verilmek zorunda kalınacak. O zaman trilyonluk plakaların değeri inecek.

Bu arada taksi plakasını alıp başkasına kiraya verenlerle ilgili düzenlemeler gelebilir her an.
  • anten  (17.03.18 13:32:11) 
[]

kredi notu oynamaları

bkmexpress kampanyası vardı, merakımdan findeksten kredi notuna bir bakayım dedim. kredi alan bir öğrenciyim ve tek kredi kartım var, 1300e yakın çıkmış notum burada bir sorun yok.

kredi kartını temmuzdan sonra kullanmaya başladım ve o zamana kadar 1700lerde seyreden not doğrusal olarak 1300lere düşmüş. geciken ya da asgarisi ödenen bir borç hiç olmadı ama resmen kredi kartı kullanıyorum diye cezalandırılmış hissettim. bu hareketler normal mi, kredi notu bu kadar çabuk oynayabiliyor mu?


 
normal. limit-borç oranına göre bir puanlama sistemi var. birçok parametre var ama ana etken limit borç oranı. Kartının tüm borcunu ödeyip 3 ay kullanmazsan tekrar o rakamlara gelir.


  • kompisko  (22.12.17 22:18:18) 
[]

tübitak yüksek lisans bursu ne kadar sürede açıklanır?

başvurusu biteli 40 gün oldu sayılır, hala incelemede gösteriyor. geçtiğimiz yıllarda ne kadar sürdü bu süreç bilen var mı?




 
Ben ocak şubat gibi bekliyorum. Lisans bursu da 4 ayda açıklanmıştı.


  • kendi kendine yasayan yavrucak  (11.12.17 23:36:39) 
Bizim zamanimizda ekim ayinda basvurular aliniyordu. Simdi e-postalarima baktim da araligin ilk haftasinda bursiyer aday listesi aciklanmis, ocagin ilk haftasinda da kesin bursiyerlik aciklanmis.


  • lamira  (11.12.17 23:39:54) 
Mevzu bahis TÜBİTAK ise bilimsel bir hesap olmayacaktır tabi (!). Tübitak 15 temmuzdan bu yana dağıttı kendini. Hiçbir şey zamanında açıklanmıyor, aylarca insanlar sürünüyor. Yapması daha zor şey 1 ayda olurken daha kolay şey 10 ayda olabiliyor. Yarın bir gün tüm başvurular alınmışken hoba ben bursu kaldırdım bile diyebilir. Siz unutun kalsın kenarda. Tez vakte açıklanmayacağı kesin.


  • ManikD  (12.12.17 00:15:48 ~ 01:01:26) 
[]

kyk - genç bankkart alma

şimdi ziraat'in sitesinde 21-23 kasımda şubeden alabilirsiniz yazıyor. buna göre:

1. bu zamanlarda almazsam kartı geri mi gönderiyorlar, bir daha alamaz mıyım? o üç gün içinde sınavlar ve dersler var, almam mümkün değil çünkü.

2. ziraat'te lisanstan gelen hesabım, kartım filan var. kredinin devamı için bu kartı almak zorunda mıyım? yoksa bir şekilde online hallederim işimi.

 
1- kart zaten adınızın yazılı olduğu bir kart değil, sadece siz sözleşmeyi imzalayınca isimsiz kartlardan birisini hesabınıza tanımlıyorlar.

2- kartı teslim almaya gittiğimde lisanstan kalan hesabımın, atta geçen sene başvurup almadığım kredi hesabımın bile aktif olduğunu gördüm. Bu seneki başvurum için ise 3 Kasım tarihinde hesap açılmış. Yani kart teslim tarihinden önce hesaplar açılmış. Bu durumda kartı teslim almazsanız bile hesabınıza para yatar diye tahmin ediyorum. Sadece şubeden çekmeniz gerekir. Ancak tamamen tahmin bunlar, yarın kyk'yı arayıp sorun yine de.
  • md11  (20.11.17 00:41:16) 
[]

safety ve security farkı

ikisi de benim için güvenlik, emniyet gibi anlamlar içeriyor, tureng de benzer şeyler söylüyor. ama bbc'de uber ile ilgili bir haber okurken beraber kullanıldığını gördüm. tam cümle şöyle:
TfL said it took the decision on the grounds of "public safety and security implications".

farkları nedir, neden beraber kullanılmışlar?

 
uber aracı kaza yapar yolcu ölürse safety sorunu, uber şöförü yolcuya tecavüz ederse security sorunu olur.


  • cedex  (14.10.17 16:31:28) 
safety kazaya karşı security bilinçli bi kötülüğe karşı.


  • bohr atom modeli  (14.10.17 16:33:30) 
serbest çağrışım: sağ ve salim olmak.


  • fever  (14.10.17 16:59:37) 
Safety güvenlik, kazaya belaya karşı güvende olmak. Security ise asayiş berkemal güvenliği.


  • bos gezenin bos ustasi  (14.10.17 17:15:33) 
safety'ye emniyet kemeri, kask vs. bakıyor.
security'ye, bekçi, güvenlik, polis, falan.

  • cedilla  (14.10.17 20:21:32) 
[]

"proteinsizlik yüzünden hep bunlar" argümanı neye dayanıyor?

yani ne zaman tuhaf bir olay olsa ya da toplumun sağduyudan uzak davrandığı görülse birileri çıkıp "et yememekten", "e tabi protein alamıyor ki sadece karbonhidrat" vs diyerek ortaya atılıyor. bunun bir temeli var mı yoksa bunlar hep şehir efsanesi mi?




 
Protein vücudun tüm yapıtaşını oluşturuyor, yağlarla birlikte her hücren proteinle inşa ediliyor, protein yeterli miktarda alınmayınca tüm sistem yavaşlıyor ya da çökmeye başlıyor, buna ikame edecek bir başka madde yok. Karbonhidratsa sadece enerji veriyor, başka bir olayı yok, onun yerini tutabilecek maddeler var. Yani karbonhidrat yoksa ölmezsin ama protein yoksa (Bağışıklığın çökmesi vs. ) ölürsün. Kısaca böyleyken böyle.


  • angelus  (07.10.17 21:15:19) 
Temeli var.

Edit: Protein eksikliği seratonin, dopamin, adını hatırlayamadığım diğer önemli hormonları olumsuz yönde etkiliyor.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (07.10.17 21:19:57 ~ 21:48:47) 
evet hücreler proteinle inşa ediliyor ama sinir hücreleri bir yaştan sonra yapılmıyor sonuçta. yani proteinsiz kalıp hasta filan olsak da zekaya etki etmesi beklenen bir şey mi?


  • nickalangeronimo  (07.10.17 21:20:19) 
Et demek sadece protein demek değil. Kırmızı et B12 vitamini açısından zengin. Bende B12 vitamini eksikliği var. Bu öyle saçma bir şey ki, ağzında aft çıkınca hayat kaliteni düşürüyor. Kimi insanda unutkanlığa yol açıp, kişiyi dağınık bir ruh haline sokuyor. Kimisinde yorgunluğa sebep oluyor. Sadece protein değil, vitamin ve mineral eksikliği bile çok ciddi sorunlara neden olabiliyor. Et besin olarak değerli olduğu için insanların her şeyi ete ve dolayısıyla proteinlere bağlaması son derece normal.


  • dissendium  (07.10.17 21:22:15) 
O biraz B-12 eksikliğiyle ilişkilendirilen bir durum.


  • angelus  (07.10.17 21:23:52) 
kısacası sen fakirsin et yemiyorsun karnını doyurmak için ekmek yiyorsun o yüzden beynin az gelişmiş anlamındaki bu hakaret, biraz temele dayanır. et yemenin faydası üzerine...


  • gotic  (08.10.17 01:11:01) 
[]

karacanın yeni reklamının müziği

orijinal midir, değilse orijinali nedir?

www.youtube.com


 
erol evgin - etme eyleme:
www.youtube.com

  • misterturist  (03.09.17 23:47:22) 
[]

bir romantik komedi filmi bulma

geçenlerde denk gelmiştim tvde ama ismini hatırlayamıyorum.

bir yazar ya da gazeteci tarzı birisi aşık olup bir kadının peşine düşüyor. olayı kadının düğününe kadar gidip damadı bırakmasını isteyecek seviyeye getiriyor. kadın da galiba öğretmendi.


 
oyuncular julia roberts ve richard gere miydi?


  • neira  (22.08.17 23:12:41) 
hayır, 30lu yaşlardaydı oyuncular ve film de pek eski görünmüyordu.


  • nickalangeronimo  (22.08.17 23:19:30) 
[]

kredi kartına hesap bağlamak

bu ne demektir? kredi kartını banka kartı olarak da kullanabiliriz anlamına mı gelir yoksa başka bir şey mi?

internet bankacılığında gördüm ama açıklama yoktu merak ettim.


 
her bankanın var mı bilmiyorum ancak kredi kartlarından bankacılık işlemlerini yapmanıza izin veren bankalar var. onlar için olabilir. hesap kartı gibi.


  • gliderpilot  (29.07.17 00:40:56) 
atm'ye taktığında banka hesabına ulaşabilirsin demek.


  • goodman  (29.07.17 00:41:13) 
Maaş hesabı açtırdılar bana şirketten. Şubeden kartımı almaya gittiğimde aldığım kart hem kredi kartı hem de hesap kartıydı. Ben öyle olmasını istedim. Yani evet, oluyor öyle.


  • otonom  (29.07.17 00:45:39) 
sadece kredi kartını kullanarak debit kart ile ulaşacağın hesabına atm den ulaşabilirsin.


  • karlmarx  (29.07.17 02:47:28) 
[]

banka mülakatında takım hariç kıyafet tercıhi

Yarın bir bankanın genel müdürlüğündeki bir pozisyon için görüşmeye gideceğim. Yeni mezunum ve planım master yönündeydi, dolayısıyla bu görüşmelerle daha önce hiç ilgilenmedim. Pozisyon iyi olunca yine de değerlendirmek istedim.

İnternette sürekli takımdan bahsediyorlar banka ve kurumsal firma için ama takım elbisem yok. Dün aradılar, takım alacak zamanım da yoktu. Bir yığın düz keten,kumaş gömlek ve pantolon var. Öncelikli amacım da master, iş değil ama yine de girersem çok iyi olur. Sorularım:

1. Smart casual ciddiyetsiz mi durur?
2. Kısa kol gömlek ya da polo yaka tişört absürt mü olur?

 
Banka çalışanıyım, siyah ya da lacivert takım hariç herhangi bir şeyi aklından bile geçirme.


  • theodor  (25.07.17 17:10:32) 
banka çalışanıyım. Sen manyak mısın? niye bankacı oluyorsun???


  • silah taciri  (25.07.17 17:12:50) 
Banka çalışanı değilim. Arkadaşım banka çalışanı işe her gün takım elbise ile gidiyor. İş görüşmesine öyle gidersen bu kurumsal canavarlar aklını alır.


  • himmet dayi  (25.07.17 17:14:14) 
Bankada iyi pozisyon olmaz ama ben casual giyindiğimde olumlu, lacivert takımla olumsuz sonuç almıştım.


  • steven wilson  (25.07.17 17:15:56) 
banka çalışanları bu saatte giyim kuşam tavsiyesi veriyorsa o kadar da kötü değilmiş sanki? hani kafanızı kaldıramıyordunuz hah?


  • 1195  (25.07.17 17:16:51) 
şayet işe alınırsan hep takım giyeceksin, şimdiden kaçınıyorsan hiç bulaşma bankaya gardaş.


  • seyduna6687  (25.07.17 17:17:17) 
takım olmalı bence ama olmadı yine düzgün bir pantolon gömlek. polo yaka tişört aklından geçirme tabi ki.


  • aquarium  (25.07.17 17:38:41) 
Koyu lacivert takim
Beyaz gömlek
Bordo kravat
Siyah kemer
Siyah parlak olmayan deri ayakkabi
  • bu benim teorim  (25.07.17 19:37:18) 
1) smart casual olmaz. Sadece it kısmı için olur o da belki.
2) kısa kollu gömlek olmaz, tişörtü ise sormamışsın gibi kabul ediyorum.

İşi istiyorsan mutlaka takım elbise al, o kadar söyleyeyim. Bir tanecik takım elbisen olsun, görüşmelerde giyersin. Hiç giymezsen arkadaşlarının düğününde falan giyersin.

Bordo kravat olmaz bence görüşmede, işe alınırsan takarsın. Takım alırsan hava sıcak diye ceketsiz gitme. Mutlaka ceketinle git. İçerisi zaten klimalı oluyor. İçeride giyersin. Görüşme ortasında da sıcaklayıp çıkarma. Bayağı kötü bir izlenim oluşturuyormuş.

İyi şanslar.
  • irene  (25.07.17 21:05:22) 
birkaç saatliğine takım kirala yada arkadaşından ödünç al.


  • alkolsuz icecek  (25.07.17 21:31:14) 
[]

tekne kazası sonrası bunalım geçiren bir genci anlatan eski film

abisi kendisiyle geçirdiği tekne kazasında ölüyordu, o da kendini suçluyordu. annesi ilgisiz ve boğucu, babası ise duyarsız ve saf idi. çocuğun hayata tutunma sürecini anlatıyordu. sanıyorum 20-30 yılı vardır. hatırlayan olursa ne güzel olur.




 
ordinary people?


  • bohr atom modeli  (19.07.17 18:41:56) 
evet buydu, çok teşekkür ederim.


  • nickalangeronimo  (19.07.17 18:51:56) 
[]

gümrük mevzuatı hakkında

ilk defa yurtdışı alışveriş yapmak istiyorum ve 30 euroyu geçiyor. şuradan mevzuata bakıyordum. goo.gl 3. yanıtın en son kısmını anlamadım.

"Söz konusu eşyanın vergilendirilmesinde, eşya kıymetinden önemli değeri olmayan eşyaya ilişkin olan 75 Avro mahsup edilmeyecektir." şeklinde bir yazı var. buradaki "eşya kıymetinden önemli değeri olmayan eşya" ne demek? kıymetli eşya mı demek istemiş? ya da bu 75 euro hangi ürünlerde kesilir?


 
eşyanın faturada gösterileceği bedel.


  • karlmarx  (24.04.17 00:56:01) 
[]

kamu bankası faizlerinin özellerden yüksek olması

öncelikle link: goo.gl

enuygun.com'dan bakarken gözlemlediğim ve beni oldukça şaşırtan durumun sebebini merak ettim.

turuncu hesap, oksijen hesap, enpara gibi internete özel ve belli şartlar gerektiren hesaplar dışında ilk üç sırayı vakıfbank, halkbankası ve ziraat alıyor.

tipik ve liberal açıdan, devlet ne yaparsa verimsiz, zarar yazarak yapar durumu mudur yoksa ardında başka gerekçeler mi var?

 
ardındaki gerekçe basit: devlet bankaları son 1 yılda deli gibi kredi dagıtıyor. kredi garanti fonunu duymuşsunuzdur... buna da kaynak lazım, yani mevduat.

bu genel durum. özelde de şöyle bir şey var: o sitede gördüklerinizin %90'ı, bankaların en yüksek oranlarını yansıtmıyor. gerçek oranlar için şu tarz forumları takip ediyor olmanız lazım:

www.hisse.net
  • 507  (18.04.17 13:33:21) 
[]

Erken yaşta tablet/telefon/bilgisayar kullanımı ve okuryazarlık

başlık eğitim bilimleri tezi gibi oldu ama az önce bir duyuruya bakarken aklıma geldi bu soru.

şimdiki neslin büyük kısmının hali malum, bu aletlerin kullanımı bayağı yaygın. ama bu aletleri kullanmak için de resimlerle beraber çeşitli yazılara tıklayıp, tercihler yapmaları gerek.

okulda okuryazarlığı öğrenmeden önce bunlarla haşır neşir olmaları onlara bir avantaj getirir mi? ne düşünüyorsunuz?

not: prensip olarak bunları kullanmalarına karşıyım, ellerinde görünce başka bir şeye yöneltmeye çalışıyorum.

 
bu tip cihazlar ve bilgisayar beyni tembelleştiren ve düşünce hızını yavaşlatan cihazlar. küçük yaşta kullanılması doğru değil.


  • tabudeviren  (15.04.17 23:06:26) 
Aslinda o cihazlarla neler yaptiklari onemli. Aileleri sussunlar diye veriyorsa iyi degil. Ama o cihazlarla resim ciziyorsa yararli olabilir. Ornegin kalem kullanmayi ogrenen cocuk okula bir adim ileride gidiyor.

Teknolojinin yararlari da zararlari da var. Bu nedenle tumden kaldirmak yerine cocuklari teknolojiyle kaliteli zaman gecirecekleri etkinliklere yonlendirmek gerekli.

Daha simdi bu konuda bir makale okumustum.
  • Traveller  (15.04.17 23:11:15) 
[]

python hakkında bir iki soru

yıllardır r kullanırım, bunun dışında c# ve c++ da biliyorum. yeni python öğrenmeye başladım. yine de bu python bana biraz mantığa ters geliyor. ingilizce deyimle counter-intuitive de diyebilirim.

library yükleyip de fonksiyonları library isimleri ile çağırmak zorunda olmak, bütün satırları ya da sütunları seçerken ":" kullanmak zorunda olmak, farklı fonsiyonların ya da operatörlerin farklı data türlerine farklı işlemler yapmaları gibi yığınla değişik durum var.

bunlar bir bana mı tuhaf geliyor? internette herkes python için güzellemeler yapmakla meşgul. üstelik yeni koda başlayanlara python fix öneri iken ve şöyle böyle 5 yıl kod geçmişim varken bunların olması beni biraz depresif yapıyor.

bu konuda yalnız mıyım yoksa biraz daha zaman geçince alışır mıyım?

 
icine girince alisiyosun :)


  • fakyoras  (14.04.17 23:01:36) 
[]

Zorunlu olmayan statement of purpose yazılmalı mı?

yurtiçinde yüksek lisans programına başvurmak üzereyim. sop, programın başvuru için istediği belgeler arasında yok. başvuru sitesinde de yüklemek için alan var ancak zorunlu kılınmamış. bu durumda hevesli bir öğrenci gibi görünmek için doldurmam gerekir mi?

lisans okuduğum üniversite ve aynı bölüme başvurduğum için hikaye anlatsam da hocaların inanma ve samimi bulmama olasılığı diğer üniversitelerden gelenlere göre yüksek olur diye düşünüyorum. yazmak da kolay değil internetten bakındığım kadarıyla ve akademik anlamda parlak bir insan da değilim.

şimdi bu bilgiler ışığında ne tavsiye verebilirsiniz bu biçareye?

 
Zorunlu olmasa da bir artıdır.

Pek yazasınız yoksa (yani o bölüme neden başvurduğunuzu bilmiyorsanız) yazmayın ve akışına bırakın. Belki de hayat karşınıza daha mantıklı alternatifler çıkarır.

Amaç askerlikse, ballandıra ballandıra yazın ki garanti olsun.
  • bipolar  (07.04.17 17:27:08) 
aslında amacım da var inanın ve hangi alanda hangi hocayla çalışmak istediğimi de biliyorum. askerlikten de muafım, yüksek lisansa kendimi geliştirmek için başvurmak istiyorum. ancak lisansta hocaların gözüne çarpan bir öğrenci değildim ve sessiz sakindim. o yüzden müthiş şekilde yazacak olsam da içine koyacağım hevesimden başka pek bir proje filan yok, hocalar da samimi bulmayabilir hevesimi, bu yüzden de tedirginim.


  • nickalangeronimo  (07.04.17 17:38:37) 
Mülakat varsa yazmana gerek yok, yoksa yaz. Mülakat varsa zaten, cagirilanlar sop'a göre değil ortalama ve alese göre olacak. Mulakata girdikten sonra da sop'un bi önemi yok.


  • bobinhoo  (07.04.17 20:38:30) 
[]

make a blog with your life

bir yabancı bana bu şekilde hitap etti. ilişkimiz bir online oyun dolayısıyla ve kendisi beni hiç sevmez. nasıl bir anlama geldiğini kendisine de sorsam söylemedi. fikri olan var mı?




 
"hayatını skiyim ne biçim bir hayat lan sendeki" gibi bir şey demiş olabilir.


  • himmet dayi  (03.04.17 21:39:17) 
dramaqueen mi dedi acaba


  • stewie  (03.04.17 21:52:40) 
inanın ben de sordum bu nasıl bir hakaret diye ama cevap vermedi. yine de dediklerinizi kastetme olasılığı gayet yüksek:)


  • nickalangeronimo  (03.04.17 21:57:35) 
[]

Koyunlu asalı bukleli sarışın çizgi karakteri kız

başlık çok kötü ama kısaltamadım başka türlü.

koyun ve şekere benzer, kırmızı beyaz desenli bir asa ile beraber tasvir edilen, sarı bukleli saçlara sahip bir çizgi karakter vardı eskiden. adını bir türlü hatırlayamadım, internette de kimse bu şekilde aratmamış herhalde, bulamadım.

hatırlayan var mı?

 
little bo peep?


  • pide  (26.03.17 22:52:31) 
[]

Dolar, euro artarken hisse alım satımı mantıklı mı?

Borsa konusunda hiç tecrübem yok ancak yaklaşık 5 aydır girmek üzere belirli hisseleri takip ediyorum.

Dolara bir müdahale düşük ihtimal de olsa olabilir ama borsada bu iş kolay değil gibi. Ayrıca yükselen kurlar nedeniyle kayıtlara bakınca hisseler yabancı paralar nezdinde oldukça ucuz. Hisselerin her gün prim yapıp kur artışını geçmesini beklediğim yok ama uzun vadede kazançlı olabilir.

Şu son 3 aydaki kur olayları olmasa çoktan girmiştim borsaya. Ama şu anda bilenlere danışmayı uygun görüyorum. Çıkarımlarım yanlış mı, ne tür bir tavsiye verirsiniz?

not:şu anda dolarda bekliyorum. dolayısıyla 3 ay öncekinden daha fazla hisse alabilirim, zararım yok yani ama bir borsaya girme isteğim var.

 
2017 borsa için riskli bi yıl.


  • elinde tivit  (10.01.17 12:31:26) 
Otorite değilim ama dövizdeki hayvanı değişimler yüzünden çıkacak olan hisse de çıkamıyor gibi geliyor bana. Yine de ödemelerini dolar-euro ile alan yani ihracat yapan firmalara para yatırmak mantıklı bence.


  • 6 yasimdan beri metal dinliyorum  (10.01.17 12:31:55) 
[]

Uzayda duyularımızın algılayamadığı maddesel bir varlık mümkün mü?

Son günlerde bilimkurgu eserlere merak saldım ve okurken aklıma bu geldi.

Anlatmak istediğim şey şu:
Şimdi biz elektromanyetik tayfın belirli bir aralığını algılayabiliyoruz gözümüzle. Kalan tarafları için alet edevat kulak yardımıyla kalan taraf dediğim şeylerin farkına varabiliyoruz radyo dalgası, morötesi ışını gibi.

Bunlar soyut şeyler değil elbette ama sormak istediğim şu ki radyo dalgasından, morötesi ışından oluşan gezegen, yıldız gibi bir şeyler bulmak mümkün mü? Ya da zaten keşfedildi mi?

Yani maddesel bir varlığa sahip her şeyi illa ki duyu organlarımızla algılayabileceğimiz fikri çok saçma geldi bana ve yukarıdaki soruyu merak ettim.

Çok dalga geçilmezse memnun olurum:)

 
Yıldızlar genelde optik teleskoplarla keşfedilir. Gözlem evleri gözlem yaparken fark eder yeni yıldızları. Yıldızların içerdiği element türleri ve miktarları yıldızın yaydığı ışınlardan anlaşılabiliyor diye biliyorum. Dalgalar enerji taşıdığı için bunları doğrudan maddeyle karşılaştırmak zor. Lisede okuduğum kadarıyla geçmiş yıllarda esir madde denen ve uzayın her yerini kapladığı düşünülen bir madde olduğu düşünülüyordu. Ancak deneysel olarak bunun doğru olmadığı kanıtlandı. En azından şimdilik uzayda fark edemediğimiz maddesel varlıklar yok. Çünkü bunların bir şekilde iz bırakması gerekirdi.


  • dissendium  (27.12.16 20:35:39 ~ 20:36:33) 
sorunuzu tam anlayamadım. o yüzden anlayabildiğim şekilde cevap vereceğim. çok alakasız bir cevap da olabilir, kusuruma bakmayın.

direk başlığa cevap: mümkün.

"Bunlar soyut şeyler değil elbette ama sormak istediğim şu ki radyo dalgasından, morötesi ışından oluşan gezegen, yıldız gibi bir şeyler bulmak mümkün mü? Ya da zaten keşfedildi mi?" gezegen ve/veya yıldızın tanımları, taşıması gereken özellikler az çok belli. dediğiniz şeylerden oluşmuş bir ŞEY'i tanımlasalar bile "gezegen" olarak nitelendirilmez diye düşünüyorum. ama yanılıyor da olabilirim.

"Yani maddesel bir varlığa sahip her şeyi illa ki duyu organlarımızla algılayabileceğimiz fikri çok saçma geldi bana" duygularımızla algılayamadığımız birçok şey mevcut. maddenin tanımı ortada. ancak bu tanıma uymayıp da hayatımızın her anında olan şeyler de mevcut. görmediğimiz, duymadığımız, kokusuz, dokunamadığımız... ancak bu hissetme araçlarını o "şey"lere uygulayamıyor oluşumuz, o "şey"lerin olmadığı anlamına gelmiyor. bu tür "şey"lerin varlığını keşfedebilmek/kanıtlayabilmek için uzun yıllar bilimsel çalışmalar yapmak, yeni keşifler yapmak, yeni(ya da varolan) bilgileri ortaya çıkarmak ve bunu insanlığın anlayabileceği düzeye indirgemek gerekiyor. buna dair örnekler verilebilir ancak burada yazmak uygun olmaz.

"uzay boşluğu" dediğimiz uçsuz bucaksız karanlıklara da anlam verebilecğeimiz günleri bilim gösterecektir diye ümit ediyorum.
  • kafir  (27.12.16 20:41:30 ~ 20:41:46) 
en basitinden mikrop ve bakterileri düşün, herhangi bir duyumuzla algılayabiliyor muyuz? gerekli aletleri yapmadan önce(mikroskop vs.) bunlardan haberdar değildik. şu anda da henüz üretmediğimiz aletlerle ileride bir gün keşfedeceğimiz birçok maddeye maruz kalıyor olabiliriz.

yani pek tabii ki mümkün. insanoğlu değil evrenin, dünya'nın bile çok minik kısmında var olmuş bir canlı türü, "algılama" yetisinin gelişmişliği ondan önce var olmuş "şeylerin" çokluğuna vurunca çok düşük kalıyor. yeni girdiğimiz bir işe alışmak için çalışanları tanımak, sürekli gelenleri bilmek, yazılı olmayan kuralları öğrenmek lazım; bunlar için de zaman lazım. henüz bu dünya için bile çok yeniyiz, keşfedecek çok şey var.
  • baba jo  (27.12.16 20:48:05) 
@kafir anlamamakta haklısın biraz karışık olmuş soru. sormak istediğim elbette gezegenin, yıldızın tanımı ortada ama niye illa görebildiğimiz şeyler bu tür oluşumlara gidiyor, kalanlar var mı ya da niye yoktu. Yani doğru anlamışsınız.


  • nickalangeronimo  (27.12.16 20:59:02) 
Bir de ek olarak şunu söylemek istiyorum. Fizikte tutarlılık denen bir kavram var. Bu kavrama göre uzay için geçerli olan kanunların her yerde aynı olması gerekiyor. Buna bir nevi süreklilik diyebiliriz. Nasıl ki İstanbul'da elmayı elimizden bırakınca yere düşüyorsa aynı kanun Ankara'da da geçerli olmalı. Buradan yola çıkarak biz yakın uzayda böyle bir madde keşfetmediysek uzayın tutarlı olması gerektiğine dayanarak binlerce ışık yılı uzakta da böyle maddelerin olmadığını söyleyebiliriz. Ben bu yüzden şu ana kadar hiç karşılaşmadığımız şeylerin keşfedileceğini sanmıyorum. Çünkü kanunlar uzayın homojen olduğunu, yani her yerin aynı özellik gösterdiğini kabul eder.

Bu konuda güzel bir söz var. "Uzayda hayat yok demek, okyanustan bir bardak su alıp balinalar yoktur demektir." Daha büyük gezegenler, daha küçük yapılar tabii ki keşfedilebilir. Ancak tahminlere göre "çok enteresan" şeylerle karşılaşılmayacak. Örneğin proton ve nötron kuarklardan oluşur. Kuarklar atom altı taneciklerdir. Bunlar tabii ki yeni keşfedilen şeyler. Ama onların yeni keşfedilmesi onları "enteresan ve farklı" yapmaz. Çünkü kuark da maddedir. Madde dışı bir şey değildir.
  • dissendium  (27.12.16 21:01:42 ~ 21:02:58) 
karanlik madde ve karanlik enerjiyi arastirabilirsiniz.

kisa bir giris okuma onerisi:

spaceplace.nasa.gov
  • samicin  (27.12.16 23:12:25) 
maddeyi oluşturan yapı taşlarının tekil hallerinin hiçbirini (atomu ve ondan ufak olan ne varsa) istisnai haller dışında (birbirine mümkün olduğu kadar yakın bulunmak) beş duyumuzla algılayamıyoruz zaten. elektronları, nötrinoları, nötronları, falan algılayamıyoruz. onca çeşit atomaltı parçacıktan bir foton var algılayabildiğimiz, o da belli frekanslarda (bahsettiğin tayf meselesi). bir de kuvveti algılayabiliyoruz (dokunma). bunun dışında bazı spesifik moleküllerin kokusunu ve tadını alabiliyoruz, o kadar.

toplam 43 çeşit sub-atomic particle çeşidinden sadece birini algılayabiliyoruz. geri kalan 42 bizde yok. Bunları yayan birçok kütle var, bayası keşfedildi. En eğlenceli hikayelerden biri LGM1 ve LGM2'nin keşfi. Bir bak, galiba soruna cevap olacaktır.

Maddeyi duyu organlarımızla doğrudan algılayacağımız fikri 300 yıl kadar önce elektrik keşfedilince çökmüşütü, yaşıyor mu fala? emt radyasyon var mesela, hiç hissetmediğimiz.
  • babilbaligi  (28.12.16 09:39:19) 
[]

lisede geçen gazeteci genç filmi

Herhalde bir 8-10 yıl olmuştur izleyeli ama aklıma gelince bir daha bakmak istedim.

Lisede bir gencin etrafında dönen olayları anlatıyordu. Bu genç aynı zamanda okul gazetesinde çalışıyordu ve notları çalmak gibisinden bir işe kalkışanlar suçu buna atmaya çalışıyordu sanki. Çok net bir ispanyolca dersi sahnesi hatırlıyorum, bir amerikan filmi olduğu bu yüzden kesin.

Bu hatırladıklarım pek keyword sağlamayınca google çok yardımcı olmuyor. Yardımlarınızı bekliyorum, teşekkürler.

 
Beware the Gonzo (2010) bu mu acaba?


  • RedGoldGreen  (25.12.16 20:28:10) 
traileri benzer bir tını veriyor ama bu değil


  • nickalangeronimo  (25.12.16 23:16:41) 
şu olabilir mi?:
www.imdb.com
izlemedim ama google'da arattım bu çıktı. yalnız konuda suçu lise başkanına attıkları yazıyor.
  • misterturist  (26.12.16 02:40:37) 
gerçekten de bu.
kaç tane imdb user list'e baktım da bulamadım. teenage, journalist, newspaper, high school tagleri için user listlere baktım ama ya sonu gelmiyordu ya da aynıları çıkıyordu. sen nasıl aradın çok merak ettim.
film için çok sağolasın.
  • nickalangeronimo  (26.12.16 10:44:18) 
rica ederim. tarayıcı geçmişime baktım, bir-iki sonuçsuz denemenin ardından "school newspaper stolen exams movie" diye aratınca çıkmış.


  • misterturist  (27.12.16 03:10:55) 
[]

Doların fiyatlanması

Kendime yetecek miktarda finansal okuryazarlığım olduğunu düşünüyordum ama birden aklıma bu soru geldi ve derin düşüncelere daldım.

Hisse alımı satımı yapılırken olay basit sen şu fiyattan sat emri verirsin, o al emri verir ya da fiyatlar ne olursa olsun uygun bulunup anlık alınır satılır. Bu emirler yerine getirildikçe fiyatlar değişir ama en temel noktası zaten birilerinin hisseye fiyat biçmesidir diye düşünüyorum yanlışım yoksa.

Peki bu iş dolarda nasıl yürüyor? Yani tamam ülke risk primi artıyor, ekonomi küçüldü, FED faiz artırdı filan diye dolar fiyatlanıyor diyoruz. Peki fiyatlayan kim ya da var mı böyle bir olay? Birisi çıkıp dolar 4 tl olursa sat ya da 3 olursa al diye emir veriyor mu, veriyorsa nereye? Arz-talep mevzusundan bağımsız olarak buna benzer bir durum var mı?

 
Tabii var, mesela bugun kendine gidip bir retail forex hesabi acsan, bilgisayarina bir platform indiriyorsun ve orada su fiyata gelince al, bu fiyata gelince sat vs. gibi emirler girebiliyorsun. Veya direk market order da girebilirsin "su andaki fiyattan al/sat" seklinde.

Hisse senetlerinden farki FX in, merkezi bir exchange olmamasi. Merkezi olmayan regulasyonsuz bir piyasa fakat dunyanin en likid piyasasi, (gunluk) trilyonlarca dolarlik hacim var. En buyuk pasta interbank pastasi fiyatlari kendi ic islemlerini yansitacak sekilde belirleyen bankalar arasinda fiyatin cogu olusuyor. Vatandasin kullandigi spot piyasasinin hacmi toplam hacmin cok ufak bir kismi.

Merkezi olmadigi icin sistem ve arada cok fazla araci oldugu icin yani sen mesela dolar 3.5 olursa alayim diye emir girdigin zaman bu emir direk 3.5 den dolar satan biriyle birebir aninda eslesmiyor. Kullandigin broker bu islemi karsiliyor ve piyasaya iletiyor veya iletmiyor kafasina gore. Piyasaya iletilse bile o anda dikkate alinip fiyati etkilemesi ihtimali cok dusuk zaten cok buyuk likidite oldugu icin. Ama dev bankalar, para ile oynayan kuruluslar piyasayi merkezi olmamasina ragmen atiyorum milyarlarca dolar anlik alip satmaya calisarak oynatabilirler.

Yani ozetle soyle merdivenli bir sistem dusunulebilir: Sen dolar satip euro aldin elden diyelim. Senin dolari sattigin kisi gitti bu dolari aldi gitti doviz burosunda TL ye cevirdi. Bu TL yi bir bankaya yatirdi. Doviz burosu da donem sonuna elinde kaldigini dusundugu fazla dolar varsa bunu bankaya yatirdi veya elinde az dolar varsa bankadan daha cok dolar cekti. Banka kendi kasasindaki doviz miktarlarina bakti ve bunu calistigi ust bankaya / kurulusa iletti. O ordan daha ust kuruma (varsa) gitti. Dunyanin her trafindan gelen bu verileri farkli yerlerde toplayan en yuksek seviyedeki bankalarin her biri aldiklari verilere gore yeni (ve birbirinden az farkli) fiyatlar cikardi. Sen evinde forex hesabin varsa mesela brokerinin bu bankalardan aldigi fiyatlarin en iyisini goruyor oluyorsun. Hisse senedinde ise merkezi bir otorite var farkli farkli exchangeler. Sen hisse satiyorsan onu alan biri oluyor, direk alis veris. FX merkezi olmadigi icin arada bir cok kademe var, bir network icinde oluyor her sey.
  • robokot  (16.12.16 19:02:10 ~ 19:31:23) 
[]

TRT'de yayınlanan eski uzak doğu dizisi

eskiden trt'de yayınlanırdı 2005-2007 yılları gibi. dizide anne babası katledilmiş bir adamın bir tür beyliğe yükselişi vardı. bir tane de baş düşmanı vardı hatta en son onu kuşatma sırasında öldürmüştü.

en iyi arkadaşıyla beraber kendisinin yetim hayatlarından anılar gelirdi flashbacklerde. adam erdem timsali idi, hiçbir yamuğu da yoktu o kadar zaman boyunca.


 
denizler imparatoru?


  • efrasiyab87  (27.07.15 21:47:41) 
efsane prens?


  • komando kani var bende  (27.07.15 21:54:06) 
jumong


  • kahin ahtapot paul  (27.07.15 22:19:20) 
denizler imparatoru bu. çok insanı kore hastası yapmışlığı vardır.


  • kallesnikof  (27.07.15 22:26:16) 
[]

Steam Store hakkında

Şimdi steam'de yıllar önce oynadığım tradewinds classics'i gördüm ama alamıyorum. ücretsiz oyun gibi add to library çıkmıyor ama hiçbir fiyat da yok. bu ne anlama geliyor? steam'de sadece görücüye mi çıkmış? nedir yani bu gösterip de elletmeme mevzusu, bir bilen var mı?




 
lisans sorunlari sebebiyle turkiye'den alinamiyor olabilir belki. veya direkt olarak steam magazasinda bir sure icin satistan kaldirilmis olabilir.


  • raki sisesinde balina olsam  (12.06.15 21:59:21) 
[]

Bir cümlelik ingilizceye çeviri

Şöyle bir cümle var "Hiçbir zaman gittiği yere kadar gitsin anlayışında olmadım." Ben çeviremedim, yardım edebilecek birisi olursa çok sevinirim.




 
I never thought as / have the perspective of 'not so, not so' olabilir belki, tam bilemedim


  • lunatixx  (28.04.15 14:29:03) 
I have never had the "to the hilt" / "till the end" mindset.


  • cbe  (28.04.15 23:20:32) 
Teşekkürler


  • nickalangeronimo  (29.04.15 09:09:42) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.