[]
Amerika’daki yangın konusunu anlayamadım
Selamlar,
Los Angeles’taki yangın ve sigorta şirketlerinin 4 ay önce sigorta yapmayı bırakmış olması olayını tam anlayamadım.
O konuyu kabaca anlatmak isteyen olur mu?
İngilizce Türkçe link de olur.
Los Angeles’taki yangın ve sigorta şirketlerinin 4 ay önce sigorta yapmayı bırakmış olması olayını tam anlayamadım.
O konuyu kabaca anlatmak isteyen olur mu?
İngilizce Türkçe link de olur.
O mevzuyu net bilmiyorum da ben 15 sene once Los Angeles'a gittigimde Hollywood/Beverly Hills Celebrity Homes diye ufak ustu acik bir minibuste bir turist turuna katilmistim. Rehberimiz (kendisi de eski bir oyuncuydu) surekli buralarda sikca yangin oluyor, sigorta sirketleri su evleri sigortalamiyor, cunku bitki ortusu ve col iklimi yangina asiri yatkin falan diye sik sik bahsediyordu. Bunlarin hicbiri yeni degil yani, sadece bu sefer yangin biraz daha buyuk. Hala o bolgelerden ev alanlarin da cogu riskin farkindadir ya da maddi kaygisi yoktur.
- hot potato (09.01.25 23:18:02 ~ 10.01.25 00:01:29)
Abi Amerika'da yangın ve sel konusunda, tam bir vahşi kapitalizm ülkesi olduğu için, sigorta şirketleri canının istediğini yapıyor. Misal sürekli sel olan yerlerde ya yapmıyorlar sel sigortası ya da kol gibi para istiyorlar.
Burada da yangın var. Bir sigorta şirketi yazın demiş ki ben artık bu bölgede yangın sigortası yapmıyorum çünkü sürekli yangın var. Bundan 3-4 yıl önce başlamışlar zaten çoğu yapmamaya. Ben bill burr'den biliyorum California'da sürekli olur los Angeles'da yaşadığı için sürekli yanıyor.
Neyse yani, klasik risk gören sigorta şirketlerinin kafasına göre at kosturabildigi ülkede "bana müsade kendi basinizin caresine bakin" demesi olay.
www.newsweek.com
Burada da yangın var. Bir sigorta şirketi yazın demiş ki ben artık bu bölgede yangın sigortası yapmıyorum çünkü sürekli yangın var. Bundan 3-4 yıl önce başlamışlar zaten çoğu yapmamaya. Ben bill burr'den biliyorum California'da sürekli olur los Angeles'da yaşadığı için sürekli yanıyor.
Neyse yani, klasik risk gören sigorta şirketlerinin kafasına göre at kosturabildigi ülkede "bana müsade kendi basinizin caresine bakin" demesi olay.
www.newsweek.com
- logisticsmanager (10.01.25 00:00:35)
ben de merak ettim bu olayı da twitter'da bi kaç twit'e denk geldim. özetle; şuanki yönetim kol gibi vergi alım cücük gibi karşılık vermiş. eşitlik, özgürlük, azınlık derken yangınların sık yaşandığı bu yerlerde gerekli önlemleri almamışlar. aylar öncesinden trump bile bu konuda bir sürü söylenmiş "sizin en başat sorununuz yangınlar ve siz önlem almıyorsunuz bu konuda" demiş. ilgililer ve yetkililer pek ilgisiz davranmış bu konuda.
bu politik gelişmeler ışığında sigorta şirketleri poliçeleri yenilememeye başlamış.
nasılki istanbul için bir deprem öngörüsü var ve önlem alınması gerektiği söyleniyorsa, orası için de yangın öngörüsü varmış yani.
nypost.com
(haberin en sonunda trump'un bahsi geçen twit'i var, 2019 tarihli)
bu politik gelişmeler ışığında sigorta şirketleri poliçeleri yenilememeye başlamış.
nasılki istanbul için bir deprem öngörüsü var ve önlem alınması gerektiği söyleniyorsa, orası için de yangın öngörüsü varmış yani.
nypost.com
(haberin en sonunda trump'un bahsi geçen twit'i var, 2019 tarihli)
- biseysorcaktim (10.01.25 00:43:16)
Linkler ve açıklamalar için teşekkürler arkadaşlar.
Sigortacıların yaptığı çok doğru göründü bana. Hem siz hem de Amerikan halkı neden garipsemiş bu durumu?
Orada yangın riski çok fazla olduğu için, gerekli önlemler alınmadığı için sigorta yapmak istemiyorlar işte. Suçlu sigorta şirketleri değil önlem almayan, devlet, belediye, itfaiye, şerif vs. diye düşünüyorum.
Kaçak elektriği herkesin ödemesi gibi sonuçta bu riskli yerlere sigorta şirketleri tazminat ödedikçe her yerdeki sigortalıların parasından çıkacak o masraflar bir şekilde.
Ben aşırı ötesi liberal mi bakıyorum konuya?
Sigortacıların yaptığı çok doğru göründü bana. Hem siz hem de Amerikan halkı neden garipsemiş bu durumu?
Orada yangın riski çok fazla olduğu için, gerekli önlemler alınmadığı için sigorta yapmak istemiyorlar işte. Suçlu sigorta şirketleri değil önlem almayan, devlet, belediye, itfaiye, şerif vs. diye düşünüyorum.
Kaçak elektriği herkesin ödemesi gibi sonuçta bu riskli yerlere sigorta şirketleri tazminat ödedikçe her yerdeki sigortalıların parasından çıkacak o masraflar bir şekilde.
Ben aşırı ötesi liberal mi bakıyorum konuya?
- michael_knight (10.01.25 02:26:04)
Yani eğer Türkiye'de de depremin, selin sigortadan çıkması gibi şeyleri de savunuyorsan bakış açında sorun yok.
Neden garipsiyoruz? Zamanında insanlara radyasyonlu fırça yalatanları neden garipsiyorsam ondan. Tek işi daha çok para düşünmek olan, paradan başka hiçbir şeyi umursamayan corporation savunacak değilim. Sen intihar etme diye çalıştığın yere cam koymayacak sirketlere "free economy baby" dersen yarın "geçen sene bir bira icmissin, alkol sağlığa zararlı. Ondan sağlık sigortani yüzde 200 artırıyoruz" derler, "liberal economy <3" dersin.
Dünyanı geldiği noktada bizleri köle haline getirememelerinin sebepleri herkesin liberal olmaması.
Neyse konu sapmasın. Sigorta sirketi savunamam hayatta.
Neden garipsiyoruz? Zamanında insanlara radyasyonlu fırça yalatanları neden garipsiyorsam ondan. Tek işi daha çok para düşünmek olan, paradan başka hiçbir şeyi umursamayan corporation savunacak değilim. Sen intihar etme diye çalıştığın yere cam koymayacak sirketlere "free economy baby" dersen yarın "geçen sene bir bira icmissin, alkol sağlığa zararlı. Ondan sağlık sigortani yüzde 200 artırıyoruz" derler, "liberal economy <3" dersin.
Dünyanı geldiği noktada bizleri köle haline getirememelerinin sebepleri herkesin liberal olmaması.
Neyse konu sapmasın. Sigorta sirketi savunamam hayatta.
- logisticsmanager (10.01.25 03:02:22 ~ 03:03:13)
michael_knight'ın dediği sigorta işinin özü itibariyle doğru. Sigorta işinde nihayetinde belli bir tutar karşılığında insanların risklerini satın alıyorsun. Bu bedelin satın alınabilir olması için riskin de görece küçük olması, hatta mümkünse de aynı riske sahip sigortalıların çok olması lazım, zira sigorta bedeli riskle doğru orantılı. Riskin çok yüksek olduğu durumlarda sigorta mantıksız hale geliyor çünkü şirketin
a) Sigorta bedelini çok yüksek tutması lazım: Mesela 5 milyon dolarlık ev için 2 milyon dolar. Ki bu bile riskin çok çok yüksek olduğu durumlarda sorunlu çünkü riskin yüksek olması demek bir noktada o söz konusu olay yaşandığında sigorta şirketinin batması demek.(Mesela sen o bölgedeki evlerin 1 yıl içinde yangından zarar göreceğini düşünüp %80 premiumla sigorta yapmayı kabul etsen bile o olay yaşandığında ödeyeceğin %20'lik fark seni batırmaya yeter)
b) Sigorta şirketinin zararına risk alması lazım: Bu da özel şirket için mantıklı değil, ancak devlet bir sosyal hizmet olarak yaparsa yapar.
a) Sigorta bedelini çok yüksek tutması lazım: Mesela 5 milyon dolarlık ev için 2 milyon dolar. Ki bu bile riskin çok çok yüksek olduğu durumlarda sorunlu çünkü riskin yüksek olması demek bir noktada o söz konusu olay yaşandığında sigorta şirketinin batması demek.(Mesela sen o bölgedeki evlerin 1 yıl içinde yangından zarar göreceğini düşünüp %80 premiumla sigorta yapmayı kabul etsen bile o olay yaşandığında ödeyeceğin %20'lik fark seni batırmaya yeter)
b) Sigorta şirketinin zararına risk alması lazım: Bu da özel şirket için mantıklı değil, ancak devlet bir sosyal hizmet olarak yaparsa yapar.
- salihdt (10.01.25 05:59:35 ~ 06:01:33)
[]
Cumhurbaşkanımızdan daha iyi siyasetçi var mı?
Turgut Özal’dan bu zamana kadar olan zamanda tanıdığımız tüm siyasetçileri göz önüne alsanız bu kişilerden hangilerinin seçimde Recep Tayyip Erdoğan’dan daha fazla oy alma ihtimali olabilirdi sizce?
Bu süreçte parti başkanlığı yapmış liderleri göz önüne alalım, Tarkan veya Kemal Sunal gibi cevaplar vermeyelim lütfen.
Bu süreçte parti başkanlığı yapmış liderleri göz önüne alalım, Tarkan veya Kemal Sunal gibi cevaplar vermeyelim lütfen.
Ahmet Necdet Sezer hariç hepsi birbirinin laciverti.
- Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet (06.01.25 00:00:44)
Yıllardır karşısında Kılıçdaroğlu vardı. Şimdi de özel var.
RTE hayatında gerçek muhalefet görmedi diyebilirim.
RTE hayatında gerçek muhalefet görmedi diyebilirim.
- parka (06.01.25 00:16:17)
Sağdan muhsin yazıcıoğlu, soldan (parti başkanı olmamakla birlikte) önder sav ya da kemal anadol.
- yap desem yapmazsin he (06.01.25 00:20:53)
Süleyman Demirel.
Türkiye Cumhuriyetinin yetistirdigi en bilge ve önemli devlet adamidir. Özalci olmama ragmen Özal'dan bile iyi oldugunu söylemem gerekir.
Türkiye Cumhuriyetinin yetistirdigi en bilge ve önemli devlet adamidir. Özalci olmama ragmen Özal'dan bile iyi oldugunu söylemem gerekir.
- feastofthedamned (06.01.25 00:26:37)
Önceki dönemlerde çatır çatır soran, sorgulayan, ağızdan çıkan her cümleyi, atılan her adımı, alınan her kararı günler boyu ana akım medyada irdeleyen bir medya vardı.
Şartlar eşit değildi yani. Onun için kıyas yapılamaz.
Şartlar eşit değildi yani. Onun için kıyas yapılamaz.
- Mirket (06.01.25 00:30:39)
bırak turgut özal'ı daha geriye gitsen de yok. net.
beğenirsin beğenmezsin ama objektif bir şekilde değerlendireceksen eğer gerçeği teslim etmek zorundasın.
türkiye'de kazanan=iyi siyasetçi algısı var. ama iyi siyasetçi aslında kaybetse de kazanan kişidir. bunu unutmamak gerekir. erdoğan her zaman bireysel girdiği seçimi kazandı ama partisi 2015'te de hatırlarsınız en yakın rakibinden neredeyse 2 kat fazla oy almasına rağmen tek başına iktidar olamıyordu.
ayrıca bireysel olarak bu kadar fazla sayıda girdiği seçimi kazanan bir örnek yok siyasi tarihimizde. (beyoğlu belediye başkanlığından itibaren düşünün) dolayısıyla rte'yi bir bütün olarak siyasi tarihimizdeki hiçbir isimle kıyaslamak doğru olmaz bu konuda eşsiz çünkü.
ancak dönem dönem ayırarak kıyaslama yapılması mümkün olabilir.
beğenirsin beğenmezsin ama objektif bir şekilde değerlendireceksen eğer gerçeği teslim etmek zorundasın.
türkiye'de kazanan=iyi siyasetçi algısı var. ama iyi siyasetçi aslında kaybetse de kazanan kişidir. bunu unutmamak gerekir. erdoğan her zaman bireysel girdiği seçimi kazandı ama partisi 2015'te de hatırlarsınız en yakın rakibinden neredeyse 2 kat fazla oy almasına rağmen tek başına iktidar olamıyordu.
ayrıca bireysel olarak bu kadar fazla sayıda girdiği seçimi kazanan bir örnek yok siyasi tarihimizde. (beyoğlu belediye başkanlığından itibaren düşünün) dolayısıyla rte'yi bir bütün olarak siyasi tarihimizdeki hiçbir isimle kıyaslamak doğru olmaz bu konuda eşsiz çünkü.
ancak dönem dönem ayırarak kıyaslama yapılması mümkün olabilir.
- ezkaza (06.01.25 01:03:05)
Bence en kötü RTE. Diğerleri de kusursuz diyemem ama en kötüsü RTE. Eleştrilemiyor ayrıca. En ufak bir eleştiride ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor insanlar.
Şuanki oyların gerçekliği bile sorgulanacak halde. Eskiden böyle bir durum yoktu.
Eğer oy yüzdeliğini başarı olarak göreceksek RTE nin oyları önce türban sorunundan geldi, sonra kürt açılımı yaptı, sonra CHP lileri kürtçü yapıp sayın Apo falan oldu... Böyle bir siyasetle yüksek oy oranı normal
Şuanki oyların gerçekliği bile sorgulanacak halde. Eskiden böyle bir durum yoktu.
Eğer oy yüzdeliğini başarı olarak göreceksek RTE nin oyları önce türban sorunundan geldi, sonra kürt açılımı yaptı, sonra CHP lileri kürtçü yapıp sayın Apo falan oldu... Böyle bir siyasetle yüksek oy oranı normal
- wd40 (06.01.25 01:11:15 ~ 01:47:36)
erdogan'in sirri kendi kitlesini yonetebilmekte. bu ulkede her siyasetci partisi tarafindan sallanmistir. erdogan'in kurdugu otoritenin gucu akp'de kurdugu otoriteye dayaniyor.
demirel'in hukumetini kendi partisi dusurmustu, ozal'a mesut yilmaz ters gidiyordu. erdogan'i boyle challenge edebilecek bir kisi veya grup yok akp icinde. en cok sallandigi 2015 haziran secimlerinden bile sapasaglam cikabilmesinin sebebi bu.
oy alma ile siyaset basarisi olcemeyiz bence. cunku siyasetcinin tabani ne kadar oy alabilecegini belirliyor. turkiye'de 2/3 sagci, 1/3 solcu. hangi solcu lider ulkenin cogunu ikna edebilir ki? ecevit'in 77'de aldigi %40 bu acidan cok basarili mesela. ama ecevit'in son hasta donemlerini hatirlayanlar dsp'nin iktidar'dan %1'e dusmesini de hatirliyor.
demirel'in hukumetini kendi partisi dusurmustu, ozal'a mesut yilmaz ters gidiyordu. erdogan'i boyle challenge edebilecek bir kisi veya grup yok akp icinde. en cok sallandigi 2015 haziran secimlerinden bile sapasaglam cikabilmesinin sebebi bu.
oy alma ile siyaset basarisi olcemeyiz bence. cunku siyasetcinin tabani ne kadar oy alabilecegini belirliyor. turkiye'de 2/3 sagci, 1/3 solcu. hangi solcu lider ulkenin cogunu ikna edebilir ki? ecevit'in 77'de aldigi %40 bu acidan cok basarili mesela. ama ecevit'in son hasta donemlerini hatirlayanlar dsp'nin iktidar'dan %1'e dusmesini de hatirliyor.
- antikadimag (06.01.25 01:42:29)
Siyasetçi ayrı devlet adamı ayrı. Erdoğan Türk tarihinin gördüğü en berbat devlet adamı.
Siyasetçi diyeceksek de, yazılmış pasif hatta yalakalaşmış bir medya sayesinde hiç sorgulanmayan, sayıştaydan anayasa mahkemesine kurumları felç ettiği için kimsenin hesap soramadığı, hem dijital devrim hem de ilk zamanlarında ciddi para bolluğuna denk geldiği için dönemin getirdiği bütün rahatlık ve refahın kaynağı sanılan bir siyasetçi bulup onunla kıyaslamak lazım. Türkiye’deki tek adamlaşma çıkarlarına hizmet ettiği için her daim işbirliği içinde olduğu dış güçleri de eklemeli. Tarihi biraz beklemek gerek. Türkiye’nin nasıl büyük borçlara gömüldüğü az buçuk anlaşılmaya başlandı. Biraz daha bekleyelim Erdoğan’ın büyüklüğünü konuşmak için.
Siyasetçi diyeceksek de, yazılmış pasif hatta yalakalaşmış bir medya sayesinde hiç sorgulanmayan, sayıştaydan anayasa mahkemesine kurumları felç ettiği için kimsenin hesap soramadığı, hem dijital devrim hem de ilk zamanlarında ciddi para bolluğuna denk geldiği için dönemin getirdiği bütün rahatlık ve refahın kaynağı sanılan bir siyasetçi bulup onunla kıyaslamak lazım. Türkiye’deki tek adamlaşma çıkarlarına hizmet ettiği için her daim işbirliği içinde olduğu dış güçleri de eklemeli. Tarihi biraz beklemek gerek. Türkiye’nin nasıl büyük borçlara gömüldüğü az buçuk anlaşılmaya başlandı. Biraz daha bekleyelim Erdoğan’ın büyüklüğünü konuşmak için.
- sibertenik (06.01.25 02:12:25 ~ 02:15:29)
RTE, Türk siyaset tarihindeki bütün liderleri yenecek tek lider.
Yani Süleyman Demirel, Turgut Özal, Erbakan vs. Hepsini sandığa gömer.
Ahmet Necdet Sezer kadar da kötüsü gelmemiştir.
Yani Süleyman Demirel, Turgut Özal, Erbakan vs. Hepsini sandığa gömer.
Ahmet Necdet Sezer kadar da kötüsü gelmemiştir.
- camlicagazoz (06.01.25 07:56:12)
baykal krizinde kaseti yaydıranda kendi. karşısındaki muhalefeti dahi kendi şekillendirebilen adam. zaten güçlü figürlerin tam bittiği dönemde siyasette parlak birileri yokken çıktı. ama hakkını vermek lazım hitabeti çoğu lidere göre çok öndedir.
- mikahakkinen (06.01.25 08:17:23)
Bence tabi şartlar,olasılıklar değişkendir de şevki yılmazın eski refah partisi dönemlerinde ,rte ile aynı şekilde yükselme durumu vardı. Eski dönem hitabeti baya iyidir.
- essoist (06.01.25 08:44:01)
ahmet necdet sezer siyasetçi değil. ona uyan en iyi tanım devlet adamı ya da bürokrattır. soldan rte alternatifi çıkamıyor zaten, bugün bile chp’nin karşısına koyabileceği iki aday sağ kökenli siyasetçiler. belki genç ecevit yarışabilirdi rte ile.
- duyulmasi gerektigi kadar (06.01.25 08:59:58)
rte çağlar üstü bir siyasetçi Türk siyasi tarihinde bence. onu eğiteni bulmak gerek. tamam herkes diyor hitabeti kuvvetli diye ama burada bitmiyor. son derece pragmatist ve işine geldiği kadar reformcu. içki içen akpliyse sorun yok diyebilen biri.
rte'ye yaklaşabilen tek siyasetçi demirel olabilir.
belki imamson olabilirdi kendi kendini bitirdi. cesur davranmalıydı. özalın eşi gibi bunu da eşi zarar veriyor.
rte'ye yaklaşabilen tek siyasetçi demirel olabilir.
belki imamson olabilirdi kendi kendini bitirdi. cesur davranmalıydı. özalın eşi gibi bunu da eşi zarar veriyor.
- Hallegadola (06.01.25 09:16:48)
Daha fazla oy alma konusu, döneme anlayışa, seçilecek kişinin bilinirliği ve yaptıklarıyla ilgili.
90'larda belediye başkanlığında özellikle su sorunu olmak üzere bir çok sorunları halleden Recep Tayyip Erdoğan ismi, Rahmetli Erbakan'a da yakınlığı ile öne çıktı.
Ak parti kurulduktan sonraki ilk seçimlerde de iktidar olması, özellikle dindar kesimin baskı altına alınmasıyla bilinen 28 subat sonrasına denk geliyor ve dini tarafı ağır basan halk bir arayış sonucu oylarını akp ye verdi. Kısa ömürlü olan koalisyonlar yıllar yılı ise asla Türkiye'ye yaramamıştı.
Dönemi bize uzak kalıyor ama sanırım Menderes oy alma bakımından diğer liderlere göre daha öne çıkardı. Çünkü zamanında halk değil, adeta devlet partisi konumunda olan ve 1950 ye kadar "açık oy, gizli sayım ile" seçimleri alan chp'nin, bu seçimle ilgili bu kanunun değişmesinin hemen ardından iktidarı demokrat parti ye kaptırması yine dini yönü ağır basan halkın arayışının bir sonucuydu.
Partileri lider isimleri es geçersek şu bir gerçek ki Türkiye'de halk vaadlerden çok, kendi değerlerine yakın olan tarafa oy veriyor yakınlık gösteriyor.
Bu, Türkiye'nin bir gerçeği.
90'larda belediye başkanlığında özellikle su sorunu olmak üzere bir çok sorunları halleden Recep Tayyip Erdoğan ismi, Rahmetli Erbakan'a da yakınlığı ile öne çıktı.
Ak parti kurulduktan sonraki ilk seçimlerde de iktidar olması, özellikle dindar kesimin baskı altına alınmasıyla bilinen 28 subat sonrasına denk geliyor ve dini tarafı ağır basan halk bir arayış sonucu oylarını akp ye verdi. Kısa ömürlü olan koalisyonlar yıllar yılı ise asla Türkiye'ye yaramamıştı.
Dönemi bize uzak kalıyor ama sanırım Menderes oy alma bakımından diğer liderlere göre daha öne çıkardı. Çünkü zamanında halk değil, adeta devlet partisi konumunda olan ve 1950 ye kadar "açık oy, gizli sayım ile" seçimleri alan chp'nin, bu seçimle ilgili bu kanunun değişmesinin hemen ardından iktidarı demokrat parti ye kaptırması yine dini yönü ağır basan halkın arayışının bir sonucuydu.
Partileri lider isimleri es geçersek şu bir gerçek ki Türkiye'de halk vaadlerden çok, kendi değerlerine yakın olan tarafa oy veriyor yakınlık gösteriyor.
Bu, Türkiye'nin bir gerçeği.
- diyecevaplandı (06.01.25 09:19:12)
Rte'nin stratejisi ile diğerlerinin strtejileri çok farklı. Ecevit sevilmiyor çünkü türbana açıkça karşıydı. Ne düşünüyorsa onu söylüyordu. Dürüstlük yani.
Rte ye ilk zamanlar eşcinsel hakları sorulduğunda destekleyeceğiz falan dedi. Kendi ağzıyla genelevlerden bile oy topladığını söyledi.
Başarılı siyasetçi mi? evet
İyi siyasetçi mi? hayır
Rte ye ilk zamanlar eşcinsel hakları sorulduğunda destekleyeceğiz falan dedi. Kendi ağzıyla genelevlerden bile oy topladığını söyledi.
Başarılı siyasetçi mi? evet
İyi siyasetçi mi? hayır
- wd40 (06.01.25 09:28:49)
En kotusu RTE falan diyenler olmus.
Siyasi cizgide sevmiyor olabiliriz ancak adamin basarisi gozler onunde.
Karsisinda muhalefet yoktu deniliyor. Muhalafeti yipratan kendisi. Adam yillardir onune kim gelirse sildi supurdu.
O yuzden zannimca Turkiyenin gordugu en basarili siyasetci RTE dir.
RTE Kamuoyunda tabu gozuyle bakilan Milli Gorus hareketinden cikip limitli oyunu tum merkez saga cevirmistir ve halka ulasmistir.
Ondan sonra da en basarili siyaseti Ecevittir. Adam %40 i gecti CHP ile. Bu cografyada sol partiyle bu oyu almak gercekten basaridir. Ayrica CHP den ayrilip kendi partisini kurup yine iktidar oldu.
Siyasetcinin basarisi halka ulasmasi net olarak. O yuzden benim gordugum bu ikisi var sadecee.
Siyasi cizgide sevmiyor olabiliriz ancak adamin basarisi gozler onunde.
Karsisinda muhalefet yoktu deniliyor. Muhalafeti yipratan kendisi. Adam yillardir onune kim gelirse sildi supurdu.
O yuzden zannimca Turkiyenin gordugu en basarili siyasetci RTE dir.
RTE Kamuoyunda tabu gozuyle bakilan Milli Gorus hareketinden cikip limitli oyunu tum merkez saga cevirmistir ve halka ulasmistir.
Ondan sonra da en basarili siyaseti Ecevittir. Adam %40 i gecti CHP ile. Bu cografyada sol partiyle bu oyu almak gercekten basaridir. Ayrica CHP den ayrilip kendi partisini kurup yine iktidar oldu.
Siyasetcinin basarisi halka ulasmasi net olarak. O yuzden benim gordugum bu ikisi var sadecee.
- nuevo (06.01.25 10:20:19)
rte'nin küresel güçler ve sermaye tarafından önünün çok açıldığını düşünüyorum. bu açıdan başarılıdır.
aldığı oy oranına bakılacaksa belediye başkanlığında alınan oylar ve kabul anlamında imamoğlu daha başarılı.
aldığı oy oranına bakılacaksa belediye başkanlığında alınan oylar ve kabul anlamında imamoğlu daha başarılı.
- calmdown (06.01.25 10:23:46)
yok.
- zeleno (06.01.25 11:08:08)
rte'nin en büyük sermayesi ve silahı din idi. yakın tr tarihine hakim değilim, bu kadar din vurgusu oldu mu daha önce? cahil halkları da en kolay dinle zapturapt altına alırsınız. kim bu planı programı yaptıysa ve rte'yi türkiye sahnesine sürdüyse odur iyi siyasetçi. mesela hitler için de diyor musunuz iyi siyasetçiydi diye? rte son derece otoriter bir lider ve hareketinin çevresini dinle ördüğünden kendisine neredeyse kutsallık atfetti. siyasetçi olmasaydı kesinlikle sert kuralları olan bir tarikatın lideri olurdu.
- dilhun (06.01.25 15:14:59)
Ahmet Necdet Sezer: "ben ne alaka?" :)
üstte bir arkadaş muhalefeti sildi süpürdü yazmış;
baykal'ı kaset komplosuyla silip süpürdü mesela fetö ile -ki baykal sayesinde siyaset hayatı olmuştur rte'nin :)
sağ cenahtan rte'den oy alabilecek tek bir adam vardı: muhsin yazıcıoğlu. başına neler geldi hepinizin malumu..
ergenekon, balyoz, kozmik oda, medyanın ele geçirilişi, yok pahasına satılan -artık ne karşılığında?- devlet kurumları, geldiğinden beri ortadoğunun değişen şekli -israil'in güvenliği için 1 tek kürt devleti kaldı bop'ta :)-
soruya cevap; 90'lı yıllardaki siyasetçilerin hiçbiri bunları yapmazdı, rte'nin bunları yapmasına müsade de edilmezdi. rte için resmen ortam boşaltıldı ve özel bir alan açıldı. alamet-i farikası budur yoksa..
üstte bir arkadaş muhalefeti sildi süpürdü yazmış;
baykal'ı kaset komplosuyla silip süpürdü mesela fetö ile -ki baykal sayesinde siyaset hayatı olmuştur rte'nin :)
sağ cenahtan rte'den oy alabilecek tek bir adam vardı: muhsin yazıcıoğlu. başına neler geldi hepinizin malumu..
ergenekon, balyoz, kozmik oda, medyanın ele geçirilişi, yok pahasına satılan -artık ne karşılığında?- devlet kurumları, geldiğinden beri ortadoğunun değişen şekli -israil'in güvenliği için 1 tek kürt devleti kaldı bop'ta :)-
soruya cevap; 90'lı yıllardaki siyasetçilerin hiçbiri bunları yapmazdı, rte'nin bunları yapmasına müsade de edilmezdi. rte için resmen ortam boşaltıldı ve özel bir alan açıldı. alamet-i farikası budur yoksa..
- makbur (06.01.25 17:44:34)
[]
Özel Sağlık Sigortası Güncel Fiyatları
Yıllardır benim ve eşimin çalıştığımız şirketlerden özel sağlık sigortamız oluyordu.
Bu yıl yurtdışına taşındık.
Şimdi özel sağlık sigortası yenileme zamanı geldi.
"41 yaş kadın + 41 yaş erkek + 1 yaş bebek" için ayakta tedavi olmadan aldığımız teklif toplam 95 bin TL civarında.
Hiçbirimizde pahalı hastalıklar veya normalin çok dışında bir durum yok.
15 yıldan uzun süredir ikimiz de özel sağlık sigortası kapsamındayız. Sigorta yaptırmak isteme sebebimiz şimdiye kadar edindiğimiz haklarımızı bir sonraki yıla devredebilmek, yani aslında sigortayı kullamayı düşünmüyoruz. Olur da birkaç sene içinde Türkiye'ye dönmeye karar verirsek haklarımızı kaybetmek istemiyoruz.
Bu fiyat size yüksek geldi mi?
Bu hakları devam ettirebilmek için başka bir yol var mı?
Bu yıl yurtdışına taşındık.
Şimdi özel sağlık sigortası yenileme zamanı geldi.
"41 yaş kadın + 41 yaş erkek + 1 yaş bebek" için ayakta tedavi olmadan aldığımız teklif toplam 95 bin TL civarında.
Hiçbirimizde pahalı hastalıklar veya normalin çok dışında bir durum yok.
15 yıldan uzun süredir ikimiz de özel sağlık sigortası kapsamındayız. Sigorta yaptırmak isteme sebebimiz şimdiye kadar edindiğimiz haklarımızı bir sonraki yıla devredebilmek, yani aslında sigortayı kullamayı düşünmüyoruz. Olur da birkaç sene içinde Türkiye'ye dönmeye karar verirsek haklarımızı kaybetmek istemiyoruz.
Bu fiyat size yüksek geldi mi?
Bu hakları devam ettirebilmek için başka bir yol var mı?
3000dolar gibi bir sey, baya pahali. oldugun ulkedeki global saglik sigortalarina da bakabilirsin. belki daha ucuza veya benzer fiyatlara bulunabilir. ozellikle orda calisilan sirket varsa ve bi ozel saglik sigortasi varsa, onun ustune para ekleyerek global vs yapilma sansi olabiliyor
- fakyoras (20.12.24 14:50:19)
Kullanım yoksa, çok yüksek gelmiş.
- erty_ksk (20.12.24 14:50:45)
Çok yüksek.
Bazen sigorta şirketleri arasında hak transferi yapabiliyorsunuz, koşullarının ne olduğundan emin değilim. Ama haklarınızı kaybetmeden geçiş yapabilecekseniz farklı sigorta şirketlerinden de fiyat alın.
Bazen sigorta şirketleri arasında hak transferi yapabiliyorsunuz, koşullarının ne olduğundan emin değilim. Ama haklarınızı kaybetmeden geçiş yapabilecekseniz farklı sigorta şirketlerinden de fiyat alın.
- kobuzchu kiz (20.12.24 15:04:11)
bende hem yeteceğini düşündüğümden hem de hak kaybı olmaması için daha ucuz olan tamamlayıcı sağlık sigortasına geçmiştim, onu araştırabilirsiniz.
- kisa (20.12.24 15:21:43)
hakları devam ettirmek için en düşük pakete yönelebilirsiniz. ben bu sene kurumsaldan ayrılıp kendime yaptırdığımda yıllık 25bin'den başlayıp kapsamına göre 60bin'e uzanan bir skalada teklif çıkardılar. atıyorum işte içinde acıbadem var mı, ayakta tedavi limiti nedir vs vs.
- awlmi (20.12.24 15:23:04)
haklarımı korumak için sadece yatarak tedaviye çevirdim. %80 düştü fiyat.
- administ (20.12.24 15:25:40)
Ağustosta yeniledik 2 kişi 40 bin ödedik diye hatırlıyorum. Ayakta tedavi yok aynı şekilde (ama %50 indirim yapıyor)
Bebek olunca risk artıyor gibi mi görüyorlar acaba onu bilmiyorum.
Bebek olunca risk artıyor gibi mi görüyorlar acaba onu bilmiyorum.
- nhk ni youkosu (20.12.24 16:48:33)
Eşim ve oğlum 5. senesinde, ethica tss 30k.
Bana şirket yaptırıyor fiyatını bilmiyorum.
Bana şirket yaptırıyor fiyatını bilmiyorum.
- kimlanbu (20.12.24 18:10:19)
Önce tanımını yapmamız lazım. Çünkü Türkiye'de ne kadar ülke düşmanı varsa liberalim diyor halk bunu yanlış veya o taraftan biliyor.
Düşünce özgürlüğü açısından yüzde yüz liberalim.
Ekonomik serbestlik açısından çok emin değilim. Bir de Türkiye'de liberalizmi işletsen ahbap çavuş kapitalizmine gider 5li çete tüm işleri alır. Komünizmi işletsen bu sefer devlet her şeye karışır devlet birkaç partinin kontrolünde olur. Yani Türkiye şu an ikisini de parça parça yaşıyor bence :D bundan iyisi de olmaz.
İdeal bir dünyada yakınım ama. Mesela liberal bi dünyada taksici lobisi biterdi martıcı adam direkt rekabete girebilirdi, biz bile şurada bi şirket kurup o işe atılabilirdik.
Düşünce özgürlüğü açısından yüzde yüz liberalim.
Ekonomik serbestlik açısından çok emin değilim. Bir de Türkiye'de liberalizmi işletsen ahbap çavuş kapitalizmine gider 5li çete tüm işleri alır. Komünizmi işletsen bu sefer devlet her şeye karışır devlet birkaç partinin kontrolünde olur. Yani Türkiye şu an ikisini de parça parça yaşıyor bence :D bundan iyisi de olmaz.
İdeal bir dünyada yakınım ama. Mesela liberal bi dünyada taksici lobisi biterdi martıcı adam direkt rekabete girebilirdi, biz bile şurada bi şirket kurup o işe atılabilirdik.
- nhk ni youkosu (11.12.24 15:26:04)
power is corrupt, absolute power is absolutely corrupt.
gücü dagitma kisminda varim. checks and balances zaten demokrasi icin cok önemli.
ama bu demek degil ki her seyi salalim, market kendini ayarlar zaten. isci haklari, azinlik haklari, hayvan haklari, kadin cocuk cocuklari, basin özgürlügü benim önem verdigim degerler. devletin bu konularda müdahalesi olmasi gerek.
+++
güvenlik icin özgürlükten vazgecilmesine karsiyim. bu da beni daha liberal yapiyor. muhafazakar görüste biri icin güvenlik önce gelir. benim icin özgürlük cok daha önemli.
gücü dagitma kisminda varim. checks and balances zaten demokrasi icin cok önemli.
ama bu demek degil ki her seyi salalim, market kendini ayarlar zaten. isci haklari, azinlik haklari, hayvan haklari, kadin cocuk cocuklari, basin özgürlügü benim önem verdigim degerler. devletin bu konularda müdahalesi olmasi gerek.
+++
güvenlik icin özgürlükten vazgecilmesine karsiyim. bu da beni daha liberal yapiyor. muhafazakar görüste biri icin güvenlik önce gelir. benim icin özgürlük cok daha önemli.
- sonsuz (11.12.24 15:27:16 ~ 15:31:56)
Liberteyen Sosyalizm'deki liberal görüşe OK.
Liberalizm altında her türlü zulmü yapmaya hayır.
Liberalizm altında her türlü zulmü yapmaya hayır.
- bartholomew87 (11.12.24 15:32:32 ~ 15:32:44)
Şimdi liberalizm denince farklı ülkelerde farklı konseptler algılanıyor. ABD'de liberal denince algılanan (ve ironik şekilde sol görüş sanılan), kadın/erkek eşitliği, ırk eşitliği, lgbt hakları vs gibi konularda liberalim. Burada zaten sjw diye laf yiyen biriyim yani genel olarak insanların bireysel özgürlüğü ve sosyal grupların eşitliğine önem veriyorum.
Ekonomik olarak sosyalist diyemem kendime ama sosyal demokratım. Serbest girişim teşvik edilmeli ama işçi hakları, halkın yararı korunmalı; sağlık ve eğitim gibi temel kamu hizmetleri olabildiğince devlet güdümünde kalmalı gibi.
Yani sosyal medyada dalga geçilen left lib bir görüşüm var. Evet kendine left lib diyip saçma fikirler sunan çok kişi var ama bu demek değildir ki tüm ideoloji safsata :D
Ekonomik olarak sosyalist diyemem kendime ama sosyal demokratım. Serbest girişim teşvik edilmeli ama işçi hakları, halkın yararı korunmalı; sağlık ve eğitim gibi temel kamu hizmetleri olabildiğince devlet güdümünde kalmalı gibi.
Yani sosyal medyada dalga geçilen left lib bir görüşüm var. Evet kendine left lib diyip saçma fikirler sunan çok kişi var ama bu demek değildir ki tüm ideoloji safsata :D
- nundu (11.12.24 15:53:33)
Bazı liberal ilkelerin şu anda teraziyi dengeleyebileceğine inandığımdan liberal fikirlerin toplumda daha yaygın hale gelmesine sıcak bakıyorum.
Yönetimde kontrol arttıkça sorun ve hatalar çoğalıyor. Günümüzde nüfus çok fazla ve devletler çok büyük. Haliyle her şeye merkezden ince ayar çekmeye çalışmak sürdürülebilir değil. Günümüzde ortalama bir devlet bir kişi veya dar bir grubun kontrol edebileceğinden çok daha kompleks bir yapı. Kontrolcü bir yönetim bir noktada 250 tuşa aynı anda basmaya çalışırken her yerinden ter akan karikatürize bir tipe dönüyor. Kurumsallaşma ve kendi kendine işlevini sürdürebilen yapılar oluşturmak önemli. Ülkeye aile çay bahçesi gibi davranmamak lazım; hem ekonomik hem de kültürel anlamda.
Ancak yönetim şekli olarak liberalizm sağlıklı sürmek için diğer ideolojilerden çok daha fazla eğitimli bir kitleye veya iyi niyetli yöneticilere ihtiyaç duyuyor. Bu iki bileşenden en az birisi yoksa ortalık kim vurduya gidiyor. Somut bir örnek olarak ülkede kendini liberal sanan ancak insanların marketle pazarlık yapma hakkı olmadığına inanan çok geniş bir kitle var. Görünmez el kuramını çok yanlış anlayıp gerçekten hikmetinden sual olunmaz ilahi bir varlık yaratmışlar kafalarında. Herhangi birisi ağzını açınca kafir muamelesi görüyor.
Yönetimde kontrol arttıkça sorun ve hatalar çoğalıyor. Günümüzde nüfus çok fazla ve devletler çok büyük. Haliyle her şeye merkezden ince ayar çekmeye çalışmak sürdürülebilir değil. Günümüzde ortalama bir devlet bir kişi veya dar bir grubun kontrol edebileceğinden çok daha kompleks bir yapı. Kontrolcü bir yönetim bir noktada 250 tuşa aynı anda basmaya çalışırken her yerinden ter akan karikatürize bir tipe dönüyor. Kurumsallaşma ve kendi kendine işlevini sürdürebilen yapılar oluşturmak önemli. Ülkeye aile çay bahçesi gibi davranmamak lazım; hem ekonomik hem de kültürel anlamda.
Ancak yönetim şekli olarak liberalizm sağlıklı sürmek için diğer ideolojilerden çok daha fazla eğitimli bir kitleye veya iyi niyetli yöneticilere ihtiyaç duyuyor. Bu iki bileşenden en az birisi yoksa ortalık kim vurduya gidiyor. Somut bir örnek olarak ülkede kendini liberal sanan ancak insanların marketle pazarlık yapma hakkı olmadığına inanan çok geniş bir kitle var. Görünmez el kuramını çok yanlış anlayıp gerçekten hikmetinden sual olunmaz ilahi bir varlık yaratmışlar kafalarında. Herhangi birisi ağzını açınca kafir muamelesi görüyor.
- akhenaten (11.12.24 16:07:34)
Liberalizm, günümüzde en çok tanıma sahip ve birbirine zıt görüşleri olan insanların kendilerini ait hissettiği bir kavram haline geldi. Bu yüzden "liberalizm" kelimesini kullanmak yerine, insanların ne demek istediklerini birkaç cümleyle açıklamaları daha doğru olur bence.
"Liberal" kelimesi artık herkes için farklı anlamlar taşıyor. Kimileri duyar duymaz "sjw" ya da "woke" etiketini yapıştırıyor. Bazıları için sadece özelleştirme savunuculuğu anlamına geliyor. Kimileri için terör destekçiliğiyle eş anlamlı. Hem aşırı sağcı hem liberal olanlar var, bir yandan da kendini solcu olarak görenler... Ya da sağ görüşe yakın olduğunu söyleyip aslında sol görüşün savunduğu fikirleri destekleyenler... Bazı kesimler için liberal olmak veya liberalizmi savunmak adeta bir hakaret. Liberal ekonomiden bahsedince hemen patron savunucusu damgası yiyenler de var. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir.
Ben şöyle düşünüyorum: Devlet kurumlarının çoğu özelleştirilmeli, ama devlet bu alanları denetlemeye devam etmeli. Telekom, elektrik, su, sağlık, eğitim, altyapı, ulaşım gibi konularda devlet tamamen çekilmek yerine, firmalara belli bir çerçevede özerklik tanımalı ve halkın refahını etkileyecek noktalarda sınırlar koymalı. Serbest piyasaya müdahale etmemeli ama gerektiğinde rekabeti artırmak için yeni aktörler oluşturmalı. Devlet, halkı ne patronların insafına bırakmalı ne de sosyal yardımları artırıp insanları tembelliğe alıştırmalı ya da popülizm uğruna sadaka ekonomisi yaratmalı.
Kavramları kitaplardaki tanımlarıyla ele alsak bile, "liberal" kelimesi insanların zihninde bambaşka şeyler çağrıştırıyor. Bu yüzden kendimi bu kavrama ne yakın ne de uzak görüyorum.
"Liberal" kelimesi artık herkes için farklı anlamlar taşıyor. Kimileri duyar duymaz "sjw" ya da "woke" etiketini yapıştırıyor. Bazıları için sadece özelleştirme savunuculuğu anlamına geliyor. Kimileri için terör destekçiliğiyle eş anlamlı. Hem aşırı sağcı hem liberal olanlar var, bir yandan da kendini solcu olarak görenler... Ya da sağ görüşe yakın olduğunu söyleyip aslında sol görüşün savunduğu fikirleri destekleyenler... Bazı kesimler için liberal olmak veya liberalizmi savunmak adeta bir hakaret. Liberal ekonomiden bahsedince hemen patron savunucusu damgası yiyenler de var. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir.
Ben şöyle düşünüyorum: Devlet kurumlarının çoğu özelleştirilmeli, ama devlet bu alanları denetlemeye devam etmeli. Telekom, elektrik, su, sağlık, eğitim, altyapı, ulaşım gibi konularda devlet tamamen çekilmek yerine, firmalara belli bir çerçevede özerklik tanımalı ve halkın refahını etkileyecek noktalarda sınırlar koymalı. Serbest piyasaya müdahale etmemeli ama gerektiğinde rekabeti artırmak için yeni aktörler oluşturmalı. Devlet, halkı ne patronların insafına bırakmalı ne de sosyal yardımları artırıp insanları tembelliğe alıştırmalı ya da popülizm uğruna sadaka ekonomisi yaratmalı.
Kavramları kitaplardaki tanımlarıyla ele alsak bile, "liberal" kelimesi insanların zihninde bambaşka şeyler çağrıştırıyor. Bu yüzden kendimi bu kavrama ne yakın ne de uzak görüyorum.
- biseysorcaktim (11.12.24 16:24:08 ~ 16:29:16)
Tam bir liberalim.
Ama özde sjw ve libos olanlardan degilim. Pure liberalistim.
Ama özde sjw ve libos olanlardan degilim. Pure liberalistim.
- feastofthedamned (11.12.24 18:45:00)
Liberalizmin ön şartı eğitim. Belirli bir eğitim olgunluğuna ulaşmamış bireyler, doğruyu yanlışı ayırt edemediğinden, paranın hükmettiği toplum mühendisliğinin kurbanı oluyorlar. O eğitim düzeyine ulaşmanın ön şartı da Devlet zenginliği.
Dolayısıyla bunu, sadece Avrupalılar, dünyayı sömürerek becerebildiler.
Ayrıca nasıl ki komünizm yaşayabilmek için komünist olmayan ülkelerle arasına bir demir perde örmek zorundaysa tam liberal ülkeler de böyle bir demir perde örmek zorundalardı. Ancak, örmediler. Farkına vardıklarında da çok geç kalmış oldular. Sömürülenler haklarını almak için o sınırdan geçtiler. Bu durum Liberalizmin ütopikliğini ortaya koydu ve terkedilmeye mahkum.
Dolayısıyla bunu, sadece Avrupalılar, dünyayı sömürerek becerebildiler.
Ayrıca nasıl ki komünizm yaşayabilmek için komünist olmayan ülkelerle arasına bir demir perde örmek zorundaysa tam liberal ülkeler de böyle bir demir perde örmek zorundalardı. Ancak, örmediler. Farkına vardıklarında da çok geç kalmış oldular. Sömürülenler haklarını almak için o sınırdan geçtiler. Bu durum Liberalizmin ütopikliğini ortaya koydu ve terkedilmeye mahkum.
- Mirket (11.12.24 19:34:00)
tanım olarak çok değiştiğine inanıyorum ama kendi anlayışıma göre liberalizme tamamen karşıyım. benim için zehir gibi bir şey.
ironiktir ki komünizmin "insan doğasına uygun olmadığını" söyleyen liberaller nedense konu insan doğası ve denge olunca liberalizmi çok severler.
liberalizm itliktir, serseriliktir. liberalizmde güç senin elindeyse milyonlarca insanı süründürebilirsin. bunda ahlaki ya da ekonomik olarak bir problem görülmez. adapte olman beklenir.
dediğim gibi liberalizm anlayışı da kişiden kişiye çok değişebiliyor ama ben genel olarak liberal biriyle mecburi selamlaşmanın dışında iletişim bile kurmam ya. benim gözümde yamyamdan, canavardan farkları yok.
ironiktir ki komünizmin "insan doğasına uygun olmadığını" söyleyen liberaller nedense konu insan doğası ve denge olunca liberalizmi çok severler.
liberalizm itliktir, serseriliktir. liberalizmde güç senin elindeyse milyonlarca insanı süründürebilirsin. bunda ahlaki ya da ekonomik olarak bir problem görülmez. adapte olman beklenir.
dediğim gibi liberalizm anlayışı da kişiden kişiye çok değişebiliyor ama ben genel olarak liberal biriyle mecburi selamlaşmanın dışında iletişim bile kurmam ya. benim gözümde yamyamdan, canavardan farkları yok.
- mark greg sputnik (11.12.24 19:47:32)
Yani tam nasıl bir liberallikten bahsediliyor bilmiyorum. Misal sosyal konularda Amerika'nın liberali bile Avrupa'da merkezci olur. Ama ekonomi konusunda ise amerikan solcusu belki Avrupa liberalinden daha liberal olabilir. bu biraz ülkeye göre değişiyor.
Açıkçası yüzde yüz açık olduğum bir şey değil, biraz cherry picking olarak yaklaşıyorum. Aynısını sosyalistlik için de yapıyorum. Genel olarak sosyal demokrat, merkezci bir yapidayim denebilir ama enteresan şekilde Fransa için olan "hangi siyasi partiye yakinim" zimbirtilarinda macron partisi ile Cumhuriyetci ardından da sosyalist çıkıyor. Yani resmen fadimenin düğünü olmuş bir yaklasima sahibim, ondan ideal parti de bulamıyorum.
Neyse yani. Kesinlikle komünizm gibi alakasiz düşünceler sahip olmasam da asla "bırakalım yapsinlar market bulur duzeni" gibi şeylere de inanmam. Marketi serbest bırakılan radyasyonlu fırça yalatiyorlar.
Açıkçası yüzde yüz açık olduğum bir şey değil, biraz cherry picking olarak yaklaşıyorum. Aynısını sosyalistlik için de yapıyorum. Genel olarak sosyal demokrat, merkezci bir yapidayim denebilir ama enteresan şekilde Fransa için olan "hangi siyasi partiye yakinim" zimbirtilarinda macron partisi ile Cumhuriyetci ardından da sosyalist çıkıyor. Yani resmen fadimenin düğünü olmuş bir yaklasima sahibim, ondan ideal parti de bulamıyorum.
Neyse yani. Kesinlikle komünizm gibi alakasiz düşünceler sahip olmasam da asla "bırakalım yapsinlar market bulur duzeni" gibi şeylere de inanmam. Marketi serbest bırakılan radyasyonlu fırça yalatiyorlar.
- logisticsmanager (12.12.24 02:24:26)
Yakın hissediyorum.
- liberal (12.12.24 09:33:20)
once liberalizmi tanimlayalim. insan toplumlari bir arada yasamak icin belirli kurallar gelistirdiler. bu kurallarin bazilari subconscious ile gelisti ve kulturel kodlar olarak yerlesti. her yeni birey bu kurallara gore hareket etmesi adina egitildi. ornegin buyuklerin elini opmek, onlarin yaninda bacak bacak ustune atmamak, dini kurallar gibi. bunun yaninda bir de conscious olarak gelistirilen ve yaziya dokulerek kalici hale getirilen mutabakat vardir. bu da anayasa ve kanunlardir. bu da yine kuraldir ancak yazili ve bilincli olarak kabul edilir ve tartismalarla degistirilebilir.
simdi bu kurallara karsi bir ucu liberalizm, bir ucu muhafazakarlik olan continuous bir spektrum bulunur. buradaki ideal uclardan liberalizm subconscious veya conscious kurallarin tamamina karsi protest bir tavir benimser. bu minvalde bu kurallarin esnetilmesini, yeni kurallar koyulmamasini ve insan bilincinin tamamen serbest birakilmasini isterler. birey bu kulturlerde toplumun onundedir.
spektrumun diger ucunda ise muhafazakarlik bulunur. muhafazakarlik subconscious veya conscious butun kurallari savunur. kurallarin topluma sekil verdigini ve kurallar olmadan insanin dogal durumuna donup hayvanlasacagini iddia eder. bu nedenle din kultur gibi subconscious konulari da savunur. bunun yaninda ekonomik yani guc dagitimini da belirli kurallara gore yapmak ister. bu tarz sosyetelerde de toplum bireyin onundedir. subconscious yerine din/kultur, conscious yerine devlet diyecegim ingilizce olmasin diye.
simdi bazi toplumlara ornek;
kulturde liberal, devlette liberal : abd
kulturde liberal, devlette muhafazakar : avrupa
kulturde muhafazakar, devlette liberal : turkiye
kulturde muhafazakar, devlette muhafazakar : cin
bana sorarsaniz bati kulturunun gelismesi bu din/kultur kurallarini budayarak kendilerini ozgur birakmalari oldu. protestanlikla baslayan dini degerlerden uzaklasma liberallesmeyi ve bireyi one cikardi. bu anlamda hardcore muhafazakarligin kimseyi bir yere goturmedigi ortada. diger yandan komple liberal anlayis da abd gibi ucube toplumlar yaratiyor.
politika biliminin yapmasi gereken de bu iki uc spektrum arasinda guzel bir denge bulmaktir. bence ekonomide liberallik korkunc bir sey. dunya uzerindeki insanlarin %80'i sefalet, %15'i gelecek kaygisi %5'i rahat, %0.01'i de sulalesinin 100 sene harcasa bitiremeyecegi bir zenginlige sahip. bence devlette liberalizm insanlarin cogunun ayricalikli bir azinlik tarafindan somurulmesi anlamina geliyor. dolayisiyla kapitalin ne kadar birikmesine izin verilecegi, miras hakki, bireye asgari seviyede saglanmasi gereken haklar konusunda liberal degilim. devlet bireylerin somurulmesini engellemek uzerine kurulmustur. dolayisiyla devlet tanimli, kurallari belli ve kurallara uygun yonetilen bir yapi olmalidir. ancak fazla ve akilsizca getirilmis kural da sekillendirmek yerine kisitlayici oluyor ve gelisimi engelliyor. bu cok hassas bir denge.
din/kultur gibi mevzular zaten subconscious olarak gelistikleri icin bunlara yonelik kisitlamalara ve kurallara karsiyim. ataturk'un dile mudahelesi, turkiye'de bireyi baskilayan bogucu kultur gibi. bu konularda liberalim. benim anlayisim bu sekilde. kafama en yakin durum da avrupa'dir. ancak soyle bir durum var.
tam liberal toplumlar ciddi guclenip digerlerinin ustune basiyorlar bu gunlerde. cunku gucun cok buyuk bir bolumunun cok kucuk bir azinlikta bulunmasini sagliyorlar. bu gucu ele geciren de ya kendi vatandaslarini somurerek ya da abd orneginde oldugu gibi dunyayi da somurerek buyuyor. buyuk guc sinirli bir sinifta oldugundan yonlendirilmesi cok kolay oluyor.
sonuc olarak insanligin onundeki en buyuk engelin gucun ve kaynaklarin kucuk bir ayricalikli kesimde toplanmasi oldugunu dusunuyorum. milyonlarca akilli insan hic olup gidiyor. zengin cocuklari ozel okullar, titrler falan derken sadece ayricalikli olduklari icin buyuk sirketlerde takiliyorlar. bu bir nevi nepotizm toplumun verimliligini dusunuyor. bu konunun kisitlanip, her bireye kendini gerceklestirme firsati verilmesine inaniyorum. bu da beni ozellikle ekonomik mevzularda siki bir liberalizm karsiti yapiyor. cunku laissez passer dedigin zaman birilerinin ustune basip passer oluyor mevzu hemen.
simdi bu kurallara karsi bir ucu liberalizm, bir ucu muhafazakarlik olan continuous bir spektrum bulunur. buradaki ideal uclardan liberalizm subconscious veya conscious kurallarin tamamina karsi protest bir tavir benimser. bu minvalde bu kurallarin esnetilmesini, yeni kurallar koyulmamasini ve insan bilincinin tamamen serbest birakilmasini isterler. birey bu kulturlerde toplumun onundedir.
spektrumun diger ucunda ise muhafazakarlik bulunur. muhafazakarlik subconscious veya conscious butun kurallari savunur. kurallarin topluma sekil verdigini ve kurallar olmadan insanin dogal durumuna donup hayvanlasacagini iddia eder. bu nedenle din kultur gibi subconscious konulari da savunur. bunun yaninda ekonomik yani guc dagitimini da belirli kurallara gore yapmak ister. bu tarz sosyetelerde de toplum bireyin onundedir. subconscious yerine din/kultur, conscious yerine devlet diyecegim ingilizce olmasin diye.
simdi bazi toplumlara ornek;
kulturde liberal, devlette liberal : abd
kulturde liberal, devlette muhafazakar : avrupa
kulturde muhafazakar, devlette liberal : turkiye
kulturde muhafazakar, devlette muhafazakar : cin
bana sorarsaniz bati kulturunun gelismesi bu din/kultur kurallarini budayarak kendilerini ozgur birakmalari oldu. protestanlikla baslayan dini degerlerden uzaklasma liberallesmeyi ve bireyi one cikardi. bu anlamda hardcore muhafazakarligin kimseyi bir yere goturmedigi ortada. diger yandan komple liberal anlayis da abd gibi ucube toplumlar yaratiyor.
politika biliminin yapmasi gereken de bu iki uc spektrum arasinda guzel bir denge bulmaktir. bence ekonomide liberallik korkunc bir sey. dunya uzerindeki insanlarin %80'i sefalet, %15'i gelecek kaygisi %5'i rahat, %0.01'i de sulalesinin 100 sene harcasa bitiremeyecegi bir zenginlige sahip. bence devlette liberalizm insanlarin cogunun ayricalikli bir azinlik tarafindan somurulmesi anlamina geliyor. dolayisiyla kapitalin ne kadar birikmesine izin verilecegi, miras hakki, bireye asgari seviyede saglanmasi gereken haklar konusunda liberal degilim. devlet bireylerin somurulmesini engellemek uzerine kurulmustur. dolayisiyla devlet tanimli, kurallari belli ve kurallara uygun yonetilen bir yapi olmalidir. ancak fazla ve akilsizca getirilmis kural da sekillendirmek yerine kisitlayici oluyor ve gelisimi engelliyor. bu cok hassas bir denge.
din/kultur gibi mevzular zaten subconscious olarak gelistikleri icin bunlara yonelik kisitlamalara ve kurallara karsiyim. ataturk'un dile mudahelesi, turkiye'de bireyi baskilayan bogucu kultur gibi. bu konularda liberalim. benim anlayisim bu sekilde. kafama en yakin durum da avrupa'dir. ancak soyle bir durum var.
tam liberal toplumlar ciddi guclenip digerlerinin ustune basiyorlar bu gunlerde. cunku gucun cok buyuk bir bolumunun cok kucuk bir azinlikta bulunmasini sagliyorlar. bu gucu ele geciren de ya kendi vatandaslarini somurerek ya da abd orneginde oldugu gibi dunyayi da somurerek buyuyor. buyuk guc sinirli bir sinifta oldugundan yonlendirilmesi cok kolay oluyor.
sonuc olarak insanligin onundeki en buyuk engelin gucun ve kaynaklarin kucuk bir ayricalikli kesimde toplanmasi oldugunu dusunuyorum. milyonlarca akilli insan hic olup gidiyor. zengin cocuklari ozel okullar, titrler falan derken sadece ayricalikli olduklari icin buyuk sirketlerde takiliyorlar. bu bir nevi nepotizm toplumun verimliligini dusunuyor. bu konunun kisitlanip, her bireye kendini gerceklestirme firsati verilmesine inaniyorum. bu da beni ozellikle ekonomik mevzularda siki bir liberalizm karsiti yapiyor. cunku laissez passer dedigin zaman birilerinin ustune basip passer oluyor mevzu hemen.
- antikadimag (12.12.24 11:31:11 ~ 11:31:57)
@antika, protestanlik dini degerlerden uzaklasma degil aksina core degerlere dönüstür.
- sonsuz (12.12.24 11:35:18)
Ekonomik gelişimi sağladığı çok açık.
Sosyal tarafta çöküşe sebep olduğu da öyle.
Dolayısıyla bir kısmını alıp uygulamamız gerektiğini düşünüyorum. Ama sosyal işleri; eğitimi, sağlığı, güvenliği, adaleti ve benzeri konuları devletin düzenlemesi şart.
Sosyal tarafta çöküşe sebep olduğu da öyle.
Dolayısıyla bir kısmını alıp uygulamamız gerektiğini düşünüyorum. Ama sosyal işleri; eğitimi, sağlığı, güvenliği, adaleti ve benzeri konuları devletin düzenlemesi şart.
- babilfish (12.12.24 11:40:20)
@sonsuz; protestan toplumlarin hicbiri dindar degildir. zaten adi ustunde kiliseyi "protest" ettikleri icin kendilerine protestan denir.
us, uk, commonwealth, almanya, iskandinavya hepsi protestandir. bu ulkelerin ortak noktasi dinin hayatta yeri cok kisitlidir. toplumsal kurallar din dahil geriye atilmistir. yine ayni sekilde hepsi ozgurlukcu toplumlardir. ingiliz imparatorlugunun kalintilari bu ozgurlugu ekonomik alana da tasirlar.
bu mevzudan bahsediyorum.
us, uk, commonwealth, almanya, iskandinavya hepsi protestandir. bu ulkelerin ortak noktasi dinin hayatta yeri cok kisitlidir. toplumsal kurallar din dahil geriye atilmistir. yine ayni sekilde hepsi ozgurlukcu toplumlardir. ingiliz imparatorlugunun kalintilari bu ozgurlugu ekonomik alana da tasirlar.
bu mevzudan bahsediyorum.
- antikadimag (12.12.24 11:46:47)
protestan toplumlar dindar degildir demek? güzel kafalarmis. kimse 1600-1700lerdeki gibi yasamiyor tabi.
protestan ülke olarak almanya demissin. almanya'nin güneyi katoliktir. bavyera'nin avusturya sinirindaki köylerinde doktorlar cinayet diye kürtaj yapmiyor.
sen biraz salliyorsun :)
tanriyla direkt konusamazsin saintlere git önce demek dindarlik, tanriyla direkt konusabilirsin kilisenin de bu kadar altina ihtiyaci yok demek protesto etmek, dinsizlik ok.
protestan ülke olarak almanya demissin. almanya'nin güneyi katoliktir. bavyera'nin avusturya sinirindaki köylerinde doktorlar cinayet diye kürtaj yapmiyor.
sen biraz salliyorsun :)
tanriyla direkt konusamazsin saintlere git önce demek dindarlik, tanriyla direkt konusabilirsin kilisenin de bu kadar altina ihtiyaci yok demek protesto etmek, dinsizlik ok.
- sonsuz (12.12.24 11:54:14)
yahu gercek hiristiyanlik nedir tartismasina girmeye gerek yok. protestan toplumlarin hicbirinde din hayatin icinde degildir. bunu soyluyorum. yahu koskoca reform hareketi ne demek? dinin sinirlarinin geriye itilmesi. son olarak da eger protestan toplumlarinin dindar oldugunu dusunuyorsan ingiltere ve italya'da dinin toplumdaki yerine bakmani tavsiye ederim. protestan olan toplumlarin tamami dinden uzaktir. din sadece soyut bir tanri ve bireyin bu tanriyla iliskisine indirgenmistir ve hayatin tamamindan cekilmistir. su basit gercegi daha fazla tartismayacagim.
almanya'nin guneyi katolik evet. bunun konuyla ilgisi ne anlamadim. bunu bilmedigimi ne dusundurdu onu da anlamadim. prusya protestandir, martin luther'in yasadigi ve ciktigi yerdir. o yuzden almanya'yi da saydim. istisnalara bakacaksak turkiye de devlette tam liberal degil 80 oncesi kalan kurumlar yuzunden.
bence nitpicking yerine insanlarin ne demeye calistigini anlamaya calisirsan daha guzel bir hayatin olur etraftakiler de rahat eder.
almanya'nin guneyi katolik evet. bunun konuyla ilgisi ne anlamadim. bunu bilmedigimi ne dusundurdu onu da anlamadim. prusya protestandir, martin luther'in yasadigi ve ciktigi yerdir. o yuzden almanya'yi da saydim. istisnalara bakacaksak turkiye de devlette tam liberal degil 80 oncesi kalan kurumlar yuzunden.
bence nitpicking yerine insanlarin ne demeye calistigini anlamaya calisirsan daha guzel bir hayatin olur etraftakiler de rahat eder.
- antikadimag (12.12.24 12:09:23)
su basit gercek dedigin sey senin görüsün. evanjelik birine sorsan din hayatin merkezine alindi, dikkat dagitici seylerden uzaklasildi, asil dini degerlere daha yakinlasildi der. katolik kilisenin sömürüsü bitti der.
avrupa'da dinin kisitlandigi ülkeler fransa ve eski sovyet ülkeleri. onlarin da protestanlikla degil, sekülerlik ve komünizmle ilgisi var.
almanya'da kiliseinin kresleri falan var. iceri girdigin an kocaman hac görüyorsun.
bakis acin cok öznel, bilgilerinde de yanlis seyler var gibi geldi.
avrupa'da dinin kisitlandigi ülkeler fransa ve eski sovyet ülkeleri. onlarin da protestanlikla degil, sekülerlik ve komünizmle ilgisi var.
almanya'da kiliseinin kresleri falan var. iceri girdigin an kocaman hac görüyorsun.
bakis acin cok öznel, bilgilerinde de yanlis seyler var gibi geldi.
- sonsuz (12.12.24 12:31:56)
@antikadimag protestan reformu cidden avrupadaki özgürlük anlayışıyla çok bağlantılı değil.
Esasen protestan reform katolikliğe göre çok daha sert dini kurallar getirdi. Protestanlar katolik kilisesini din dışı gördüğü için zaten bu işe kalkışıyor. ABD'yi kuran asli unsurlardan birisi Avrupa'dan sürülen protestan gruplar zaten. ABD köktendinciliğin en sert olduğu bölgelerden biriydi uzun zaman. Bugün Hristiyanlık oldukça güç kaybetmiş olmasına rağmen en çok öne çıktığı devletlerden birisi (belki de ilki) ABD. ABD sadece üniversitelerinden ve bilim merkezlerinden ibaret bir ülke değil, kozmopolit yapısından ötürü çok görülmese de oldukça muhafazakar bir yapıda Avrupa ülkelerine kıyasla.
Örneğin tarihsel anlamda katolik bir ülke olarak Fransa ABD'nin yanında tamamen dinsiz kalıyor.
Yani bu konunun yukarda anlattığınız şeyle çok bir ilgisi yok aslında, ancak konu açılmışken katılmak istedim ben de.
Reform'un liberalizm anlamında yol açtığı ve gelecekte (aydınlanma çağı ile beraber) dini yumuşama ortamını başlatan en önemli şey insanların bireyselleşmesinin önünü açmasıydı. Reform kilise gibi merkez otoritelerin dini yönetimindense küçüklü büyüklü toplulukların kendi dini işlerini yürütmesine olanak tanıdı. Dinden uzaklaşma ise Aydınlanma çağının bir özelliği daha çok. Reform burada dolaylı bir etkiye sahip.
Esasen protestan reform katolikliğe göre çok daha sert dini kurallar getirdi. Protestanlar katolik kilisesini din dışı gördüğü için zaten bu işe kalkışıyor. ABD'yi kuran asli unsurlardan birisi Avrupa'dan sürülen protestan gruplar zaten. ABD köktendinciliğin en sert olduğu bölgelerden biriydi uzun zaman. Bugün Hristiyanlık oldukça güç kaybetmiş olmasına rağmen en çok öne çıktığı devletlerden birisi (belki de ilki) ABD. ABD sadece üniversitelerinden ve bilim merkezlerinden ibaret bir ülke değil, kozmopolit yapısından ötürü çok görülmese de oldukça muhafazakar bir yapıda Avrupa ülkelerine kıyasla.
Örneğin tarihsel anlamda katolik bir ülke olarak Fransa ABD'nin yanında tamamen dinsiz kalıyor.
Yani bu konunun yukarda anlattığınız şeyle çok bir ilgisi yok aslında, ancak konu açılmışken katılmak istedim ben de.
Reform'un liberalizm anlamında yol açtığı ve gelecekte (aydınlanma çağı ile beraber) dini yumuşama ortamını başlatan en önemli şey insanların bireyselleşmesinin önünü açmasıydı. Reform kilise gibi merkez otoritelerin dini yönetimindense küçüklü büyüklü toplulukların kendi dini işlerini yürütmesine olanak tanıdı. Dinden uzaklaşma ise Aydınlanma çağının bir özelliği daha çok. Reform burada dolaylı bir etkiye sahip.
- akhenaten (12.12.24 16:42:25 ~ 16:45:40)
"Protestan iş ahlakı" veya buna benzer isimlerle tanımlanan, protestanların çalışmayı hayatın önemli bir kısmı olarak görmesini tarif eden kavramdan bahsetmemiz gerekiyor sanırım.
Bu protestanları ne aşırı dinci ne de aşırı dinsiz yapıyor. Çalışma hayatına farklı bir yaklaşımları var.
Bu protestanları ne aşırı dinci ne de aşırı dinsiz yapıyor. Çalışma hayatına farklı bir yaklaşımları var.
- michael_knight (13.12.24 00:54:41)
[]
İmam çalışma saatleri
Eleştirmek için değil gerçekten öğrenmek için soruyorum;
Camide görevli bir imamın bir iş günü yaklaşık olarak neye benziyor?
Saat kaç gibi başlayıp ne gibi görevler yapıp saat kaç civarında bitiyor? Bazı camilerde bir de müezzin mi oluyor?
Bu iki görevli dışında camide çalışan başkaları var mı?
Camide görevli bir imamın bir iş günü yaklaşık olarak neye benziyor?
Saat kaç gibi başlayıp ne gibi görevler yapıp saat kaç civarında bitiyor? Bazı camilerde bir de müezzin mi oluyor?
Bu iki görevli dışında camide çalışan başkaları var mı?
Sabah namazi takvimlerdeki gunes vaktindan yaklasik 20-30 dk once kiliniyor. Minimum o saatte baslangic, yatsi ile bitis. Tabii burada saatler mevsime gore degisiyor. Yazin toplam sure cok uzun ve arada buyuk bosluklar varken, kisin tam tersi toplam sure az, ve aralardaki bosluklar da az.
Yukarda yazdiklarim disinda ayrica asagida da bazi gorevleri listeliyorum.
- Cuma hutbesini vermek ve namazini kildirmak.
- Bayram namazlari.
- Cenaze namazlari. Cenaze yikama da olabilir ama mutlaka imama kalmayabilir bu is.
- Ramazan'da Teravih namazlari.
- Caminin genel duzeni ile alakali isler, karar almalar vs.
- Ezan okumak.
Bunlarin istisnasi vardir ama genelde minimum yapilan isler bunlar. Opsiyonel olarak bazi yerlerde yazin falan kuran kurslari olabilir. Cemaatle ayrica cesitli programlar olabilir. Gerisi kisiye gore degisir ozetle. Koylerde falan daha farkli olabilir. Sabah namazina camiye gidip imami bulamadigini iddia edenler olmustu. Ezan merkezden okunuyor o bolgede.
Kadrolu muezzin genelde yok benim bildigim, ama gorece buyuk yerlerde belki vardir. Camide tuvalete bakan kisi olur, cay ocagi varsa ona bakan olur ama bunlarin devlet memurluguyla alakasi yoktur. Bir nevi camiye kira veren isletmeler gibi dusunulebilir.
Yukarda yazdiklarim disinda ayrica asagida da bazi gorevleri listeliyorum.
- Cuma hutbesini vermek ve namazini kildirmak.
- Bayram namazlari.
- Cenaze namazlari. Cenaze yikama da olabilir ama mutlaka imama kalmayabilir bu is.
- Ramazan'da Teravih namazlari.
- Caminin genel duzeni ile alakali isler, karar almalar vs.
- Ezan okumak.
Bunlarin istisnasi vardir ama genelde minimum yapilan isler bunlar. Opsiyonel olarak bazi yerlerde yazin falan kuran kurslari olabilir. Cemaatle ayrica cesitli programlar olabilir. Gerisi kisiye gore degisir ozetle. Koylerde falan daha farkli olabilir. Sabah namazina camiye gidip imami bulamadigini iddia edenler olmustu. Ezan merkezden okunuyor o bolgede.
Kadrolu muezzin genelde yok benim bildigim, ama gorece buyuk yerlerde belki vardir. Camide tuvalete bakan kisi olur, cay ocagi varsa ona bakan olur ama bunlarin devlet memurluguyla alakasi yoktur. Bir nevi camiye kira veren isletmeler gibi dusunulebilir.
- mbond (11.12.24 15:29:46)
Dib görev ve çalışma yönetmeliğine göre:
a) Camilerde vakit namazları ile cuma, bayram ve teravih namazlarını kıldırmak.
b) Cuma ve bayram hutbelerini zamanında ve usulüne uygun olarak okumak, gerektiğinde hutbe hazırlamak, hutbe yazma ve okuma konusunda çalışmalar yapmak.
c) Görevli olduğu camide vaaz etmek; isteyen vatandaşlara camilerde veya müftülükçe uygun görülecek yerlerde Kur’an-ı Kerim okumayı öğretmek ve dini bilgiler vermek; yaz Kur’an kursları ile ilgili görevleri yapmak.
ç) Camiyi irşat ve eğitim faaliyetleri için hazır bulundurmak.
d) Her gün öğle namazından bir saat önce açıp yatsı namazından sonra kapatmak suretiyle camiyi gün boyu açık tutmak.
e) Kur’an-ı Kerim, meal/tefsir, hadis, siyer ve ilmihal konularının yer aldığı çalışma programı hazırlamak, müftülüğün onayından sonra bu programı ilan ederek camide uygulamak.
f) Dini gün ve gecelerde görev yaptığı camide program düzenlemek veya müftülükçe düzenlenecek programlarda görev almak.
g) Cami ve çevresinin bakım ve temizliğini sağlamak ve bunun için gerekli tedbirleri almak; şadırvan, abdest alma yeri ve tuvalet gibi yerlerin temizliğinin vakıf, dernek, köy tüzel kişiliği, belediye veya ilgililer tarafından yapılmasını sağlamak.
ğ) Teberrukat eşyasının bakımını ve korunmasını sağlamak.
h) Cami içinde ve avlusunda izinsiz yardım toplanmasını engelleyici tedbirler almak.
ı) Görevli bulunduğu caminin yönetimiyle ilgili iş ve işlemleri yapmak, caminin ihtiyaçlarını giderici tedbirler almak, gideremediği noksanlıkları müftülüğe bildirmek.
i) Türk Medeni Kanununa göre akdedilen nikahtan sonra isteyenlere nikahın dini merasimini icra etmek.
j) Cami ziyaretlerinin, İslam adabına ve güvenlik kurallarına uygun bir şekilde yapılmasını sağlamak; camilerin avlu ve müştemilatında satıcılık, dilencilik gibi ibadet huzurunu ihlal eden her türlü davranışı ve faaliyeti önlemek için gerekli tedbirleri almak.
k) Belediye tarafından cenaze hizmeti verilmeyen yerlerde cenaze teçhiz ve tekfin hizmeti vermek, cenaze namazı kıldırmak ve defin işlemlerini yapmak.
l) Bayram, dini gün ve geceler, doğum, sünnet, düğün, hastalık, ölüm ve benzeri vesilelerle görev mahallinde ikamet eden vatandaşlara din hizmeti sunmak.
m) Görev mahallinde ikamet eden kimsesiz, yetim-öksüz, engelli ve ihtiyaç sahibi insanlarla ilgilenerek ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde ihtiyaçlarını gidermeye çalışmak.
n) İnsanlar arasında ülfet, sevgi, dayanışma ve kardeşliği artırıcı faaliyetler yapmak.
o) Görev mahallinde bulunan çocuklar ve gençlerin dini ve ahlaki eğitimlerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmak.
ö) Müftülüğün bilgisi dahilinde görev mahallindeki vakıf, dernek ve benzeri kuruluşların Başkanlığın hizmet alanı ile ilgili konulardaki taleplerine katkı sağlamak.
p) Camide kadınların ibadetlerini rahat bir şekilde yapabilmeleri amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak.
r) Müezzin-kayyımın bulunmadığı zamanlarda onun görevlerini de yapmak.
s) 442 sayılı Köy Kanunu gereğince köy ihtiyar meclisi tabii üyeliği görevini yapmak.
ş) Görev alanı ile ilgili verilen diğer görevleri yapmak.
a) Camilerde vakit namazları ile cuma, bayram ve teravih namazlarını kıldırmak.
b) Cuma ve bayram hutbelerini zamanında ve usulüne uygun olarak okumak, gerektiğinde hutbe hazırlamak, hutbe yazma ve okuma konusunda çalışmalar yapmak.
c) Görevli olduğu camide vaaz etmek; isteyen vatandaşlara camilerde veya müftülükçe uygun görülecek yerlerde Kur’an-ı Kerim okumayı öğretmek ve dini bilgiler vermek; yaz Kur’an kursları ile ilgili görevleri yapmak.
ç) Camiyi irşat ve eğitim faaliyetleri için hazır bulundurmak.
d) Her gün öğle namazından bir saat önce açıp yatsı namazından sonra kapatmak suretiyle camiyi gün boyu açık tutmak.
e) Kur’an-ı Kerim, meal/tefsir, hadis, siyer ve ilmihal konularının yer aldığı çalışma programı hazırlamak, müftülüğün onayından sonra bu programı ilan ederek camide uygulamak.
f) Dini gün ve gecelerde görev yaptığı camide program düzenlemek veya müftülükçe düzenlenecek programlarda görev almak.
g) Cami ve çevresinin bakım ve temizliğini sağlamak ve bunun için gerekli tedbirleri almak; şadırvan, abdest alma yeri ve tuvalet gibi yerlerin temizliğinin vakıf, dernek, köy tüzel kişiliği, belediye veya ilgililer tarafından yapılmasını sağlamak.
ğ) Teberrukat eşyasının bakımını ve korunmasını sağlamak.
h) Cami içinde ve avlusunda izinsiz yardım toplanmasını engelleyici tedbirler almak.
ı) Görevli bulunduğu caminin yönetimiyle ilgili iş ve işlemleri yapmak, caminin ihtiyaçlarını giderici tedbirler almak, gideremediği noksanlıkları müftülüğe bildirmek.
i) Türk Medeni Kanununa göre akdedilen nikahtan sonra isteyenlere nikahın dini merasimini icra etmek.
j) Cami ziyaretlerinin, İslam adabına ve güvenlik kurallarına uygun bir şekilde yapılmasını sağlamak; camilerin avlu ve müştemilatında satıcılık, dilencilik gibi ibadet huzurunu ihlal eden her türlü davranışı ve faaliyeti önlemek için gerekli tedbirleri almak.
k) Belediye tarafından cenaze hizmeti verilmeyen yerlerde cenaze teçhiz ve tekfin hizmeti vermek, cenaze namazı kıldırmak ve defin işlemlerini yapmak.
l) Bayram, dini gün ve geceler, doğum, sünnet, düğün, hastalık, ölüm ve benzeri vesilelerle görev mahallinde ikamet eden vatandaşlara din hizmeti sunmak.
m) Görev mahallinde ikamet eden kimsesiz, yetim-öksüz, engelli ve ihtiyaç sahibi insanlarla ilgilenerek ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde ihtiyaçlarını gidermeye çalışmak.
n) İnsanlar arasında ülfet, sevgi, dayanışma ve kardeşliği artırıcı faaliyetler yapmak.
o) Görev mahallinde bulunan çocuklar ve gençlerin dini ve ahlaki eğitimlerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmak.
ö) Müftülüğün bilgisi dahilinde görev mahallindeki vakıf, dernek ve benzeri kuruluşların Başkanlığın hizmet alanı ile ilgili konulardaki taleplerine katkı sağlamak.
p) Camide kadınların ibadetlerini rahat bir şekilde yapabilmeleri amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak.
r) Müezzin-kayyımın bulunmadığı zamanlarda onun görevlerini de yapmak.
s) 442 sayılı Köy Kanunu gereğince köy ihtiyar meclisi tabii üyeliği görevini yapmak.
ş) Görev alanı ile ilgili verilen diğer görevleri yapmak.
- abbabaabbaababbabaababbaabbabaab (11.12.24 15:59:14)
en zor işleri yatsı ve sabah namazı okumak geri kalan zamanda boş muabbet. sene 2024 hocam bu mu doğru şu mu doğru ona mı soracaz ya. s.a a.s başka işi mişi yok.
- mikahakkinen (11.12.24 16:48:29)
Mevzuata göre imam ezan okunmadan 20-30 dakika önce camide bulunmak zorunda. Diyanetin gezici denetim ekibi köylere kadar gidip denetim yapıyorlar. O zaman aralığında camiide bulunmazsa ilçe müftüsü soruşturma açabilir. Diyelim o gün işin çıktı ilçe müftüsünü arayıp haber vermek zorundasın şu saatlerde camiide olamayacağım gibi.
Diyaneti pek sevmem ama denetleyen ekibi de var.
Diyaneti pek sevmem ama denetleyen ekibi de var.
- komando kani var bende (11.12.24 16:52:37 ~ 16:53:37)
Yukarıda sayılanların dışında müftülükte personel yetersizliği varsa camideki görevlerini dışında orada da kendilerine ayrıca görevler verilebiliyor.
- diyecevaplandı (11.12.24 20:15:53)
[]
Mama taşıma yöntemi
Su ile karıştırılan toz bebek mamasını siz nasıl taşıyorsunuz, taşırdınız?
Yaklaşık 40 derecelik bir suya 5 kaşık mama koyarak hazırlanıyor. Biberonda içiliyor ve genelde 150 ml olarak veriyoruz. Tabi bu su daha önce dakikalarca kaynatılıp mikrobu ölmüş su.
Bulduğum en iyi yöntem biberonun içine 110 ml soğuk suya koymak, yanımdaki termosta da kaynar sıcaklıkta su taşımak (tabi taşıdıkça suyun sıcaklığı düşüyor)
Mamayı kullanmak istediğimde içinde 110 ml su olan biberona kaynar sudan koyuyorum, elimle sıcaklığını kontrol edip gerekirse daha fazla sıcak su ekleyip gerekli dereceye getirip suyu hazırlıyor ve içine 5 kaşık mama koyup çalkalıyorum biberonu.
Daha pratik, daha esnek, daha iyi bir yöntem geliyor mu aklınıza? Diğer insanlar nasıl yapıyor bu işi?
Yaklaşık 40 derecelik bir suya 5 kaşık mama koyarak hazırlanıyor. Biberonda içiliyor ve genelde 150 ml olarak veriyoruz. Tabi bu su daha önce dakikalarca kaynatılıp mikrobu ölmüş su.
Bulduğum en iyi yöntem biberonun içine 110 ml soğuk suya koymak, yanımdaki termosta da kaynar sıcaklıkta su taşımak (tabi taşıdıkça suyun sıcaklığı düşüyor)
Mamayı kullanmak istediğimde içinde 110 ml su olan biberona kaynar sudan koyuyorum, elimle sıcaklığını kontrol edip gerekirse daha fazla sıcak su ekleyip gerekli dereceye getirip suyu hazırlıyor ve içine 5 kaşık mama koyup çalkalıyorum biberonu.
Daha pratik, daha esnek, daha iyi bir yöntem geliyor mu aklınıza? Diğer insanlar nasıl yapıyor bu işi?
iyi bir termos alıp mamaya uygun sıcaklıkta ılık/sıcak su koyup mamayı onunla hazırlamak?
- elorelia (11.12.24 12:33:20)
@elorelia termosa koyduğum su soğuyacaktır. Mesela 40 derecelik su koysam birkaç saat sonra 35 dereceye düşecek sıcaklığı.
Bahsettiğim yöntemle termosun kalitesine göre 7-10 saat süreyle mama hazırlayabiliyorum. Termostaki su biraz soğuduysa bile biberondaki soğuk suyun bir kısmını dökerek ideal sıcaklığı ayarlıyorum.
Bahsettiğim yöntemle termosun kalitesine göre 7-10 saat süreyle mama hazırlayabiliyorum. Termostaki su biraz soğuduysa bile biberondaki soğuk suyun bir kısmını dökerek ideal sıcaklığı ayarlıyorum.
- michael_knight (11.12.24 13:29:54)
ya ben de kızımı memeden kesene kadar ek olarak mama verdim ama bu kadar sorun etmedim bu derece meselesini. kaynamış soğumuş su bile kullanmıyordum. zaten hazır su kullanıyorsun, gerek yok demişti doktor.
ilk beslemeyi birkaç saat sonra yapacaksanız suyu 45 derece sıcakken koyarsınız. ilkinden sonrakiler biraz daha soğuk suyla verilmiş olur. bence problem olmaz.
bir de stanley filan suyu 24 saat kaynar ya da 24 saat soğuk tutuyorsa 40 derece suyu da aynı sıcaklıkta 24 saat tutmaz mı mantıken? o yüzden iyi bi termos dedim.
ilk beslemeyi birkaç saat sonra yapacaksanız suyu 45 derece sıcakken koyarsınız. ilkinden sonrakiler biraz daha soğuk suyla verilmiş olur. bence problem olmaz.
bir de stanley filan suyu 24 saat kaynar ya da 24 saat soğuk tutuyorsa 40 derece suyu da aynı sıcaklıkta 24 saat tutmaz mı mantıken? o yüzden iyi bi termos dedim.
- elorelia (11.12.24 14:01:44)
arkadaşım termosta su + boş biberon + ufak bi pakette toz mama kombosu taşıyor. termosu ne markaydı bilmiyorum ama sabah koyduğum gibi hala diyordu akşam olmasına rağmen.
sıcaklık o kadar problem değil bir de. ne ağzını yakacak kadar sıcak olmalı ne de ürpertecek kadar soğuk. ılık olması da yeterli bir noktaya kadar, aç kalmasındansa.
sıcaklık o kadar problem değil bir de. ne ağzını yakacak kadar sıcak olmalı ne de ürpertecek kadar soğuk. ılık olması da yeterli bir noktaya kadar, aç kalmasındansa.
- nolmus yani (11.12.24 16:18:27)
[]
Herkes boxer giyiyor di mi?
Türkiye'de neredeyse her erkek boxer giyiyor diye düşünüyorum, doğru mu? Yani ne bileyim mesela erkeklerin %90'ından fazlası.
Dünya'da durum nasıl?
Dünya'da durum nasıl?
Trunk denilen boxer kadar gevşek olmayan şeyi giyiyoruz şu an batı dünyası olarak bence.
Amazona men's underwear yazınca çıkan seçeneklerden genel trendler takip edilebilebilir bi nebze bence.
Amazona men's underwear yazınca çıkan seçeneklerden genel trendler takip edilebilebilir bi nebze bence.
- hedep (11.12.24 00:40:54)
Doğuda ve kırsalda ezici çoğunluk slip külot giyiyor.
Dünya’da da öyledir.
Dünya’da da öyledir.
- gabe h coud (11.12.24 00:44:27)
Ben slip seviyorum. Boxer penisi belli ediyor. Ama bazen slip de poponun üstünden belli oluyor. Tanga da giyemem. Bu yüzden bazen going commando yaptığım oluyor ama üst kıyafetimi ona göre seçiyor ya da içlik giyiyorum.
- benim icin hic boyle suslenmemistin (11.12.24 00:45:59)
cute erkekler trunk denilen modelin desenlisini giyiyor. cupcake, ninja kaplumbaga, avokado bir sürü cesidi var. yakisan giysin.
- sonsuz (11.12.24 00:48:08)
Neden donumuzu sınıflandırma ihtiyacı duydun brocum
- sir william jones (11.12.24 02:55:16)
Trunk ya da slip giyin.
Normal boxer tercih etmeyin.
Varikosel sevimsiz bir hastalıktır.
Normal boxer tercih etmeyin.
Varikosel sevimsiz bir hastalıktır.
- Mirket (11.12.24 10:50:20)
babam normal don giyerdi. denizde de slip mayo giyerdi. dişi halimle boxer denedim çok rahatsız bişi yaa o ne öyle saran bişi yok bi kere
- neira (11.12.24 14:17:37)
[]
"Osman Paşa s.çtı taşa.." neden?
Plevne Marşı'nın başlıktaki gibi söylenen bir versiyonu vardır, sanırım herkes bilir.
Bu sadece komiklik için midir yoksa Osman Paşa'yı övmek veya yermek için yapılmış bir versiyon mudur?
Bir de bu versiyonun devamı yok, marşın normal sözleri devam ediyor di mi?
Bu sadece komiklik için midir yoksa Osman Paşa'yı övmek veya yermek için yapılmış bir versiyon mudur?
Bir de bu versiyonun devamı yok, marşın normal sözleri devam ediyor di mi?
Çocuk aklı
- gabe h coud (08.12.24 22:44:43)
Taş yarıldı baştan başa? değil mi devamı :D
- hedep (08.12.24 22:44:45 ~ 22:45:02)
İnternetin olmadığı, televizyonun tek kanallı olduğu (hatta belki onun bile olmadığı) dönemlerde çıkmış böyle şeyler işte can sıkıntısından. hedep +1 bu arada
Mesela hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa marşının da böyle bir versiyonunu biliyorum. O da Atatürk'e hakaret olsun diye yapılmamıştır yani canı sıkılan bir ergen üretmiştir diye düşünüyorum :D
Mesela hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa marşının da böyle bir versiyonunu biliyorum. O da Atatürk'e hakaret olsun diye yapılmamıştır yani canı sıkılan bir ergen üretmiştir diye düşünüyorum :D
- nundu (08.12.24 23:30:27)
Yermek için uydurulmuş veya cahilliğin zirvesini yaşayanların uydurduğu bir şey. Şuursuzluk.
- muhayyer divan (08.12.24 23:48:52)
@nundu
hoş gelişler ola mustafa kemal paşa
Hoş gelişler ola Enver Paşa'dan çalıntı zaten
tr.wikisource.org
hoş gelişler ola mustafa kemal paşa
Hoş gelişler ola Enver Paşa'dan çalıntı zaten
tr.wikisource.org
- lambırcek (09.12.24 02:41:05)
[]
Duş jeli hijyen sağlar mı?
Evde sıvı sabun bitse ve elimi duş jeli ile yıkasam aynı hijyeni sağlıyor mu?
Dove sıvı sabun ve dove duş jeli için soruyorum.
Dove sıvı sabun ve dove duş jeli için soruyorum.
saglamaz.
- sonsuz (08.12.24 10:43:35)
duprex.com
www.quora.com
Sağlar diyorlar. Ama el sabununa göre biraz daha "hafif" olduğu için yağı kiri temizlemesi daha zormuş. Mutfakta sıvı sabun bitince ya da elim çok yağlıysa bazen bulaşık deterjanını el yıkamak için kullanıyorum, o daha da iyi temizliyor.
www.quora.com
Sağlar diyorlar. Ama el sabununa göre biraz daha "hafif" olduğu için yağı kiri temizlemesi daha zormuş. Mutfakta sıvı sabun bitince ya da elim çok yağlıysa bazen bulaşık deterjanını el yıkamak için kullanıyorum, o daha da iyi temizliyor.
- kobuzchu kiz (08.12.24 10:58:12)
Eski bir kimya öğrencisi olarak söylemem gerekirse, bildiğim kadarıyla fark yok. Hepsi aynı mekanizma ile çalışan ürünler. İçine koydukları parfüm/esans gibi ekstra kimyasallar değişiyor sadece.
Hangi tür sabun kullanıyorsanız kullanın, iyice köpürtmeniz gerek. Köpürmeye başlağında temizleme işini görüyor demektir.
Hangi tür sabun kullanıyorsanız kullanın, iyice köpürtmeniz gerek. Köpürmeye başlağında temizleme işini görüyor demektir.
- substituent (08.12.24 20:33:24)
[]
Salça miktarı
Tarifte 1 kaşık salça diyor, 2 kaşık koyuyorum daha lezzetli oluyor. 3 kaşık koyuyorum daha da lezzetli.
Bunun bir sonu var mı?
"Bu yemeğin salçası fazla olmuş, beğenmedim" dediğiniz bir yemek oldu mu hiç? (Salça sevenlere tabi bu soru)
Bunun bir sonu var mı?
"Bu yemeğin salçası fazla olmuş, beğenmedim" dediğiniz bir yemek oldu mu hiç? (Salça sevenlere tabi bu soru)
Bir kaşığı domates, bir kaşığı da biber salçası olursa daha da lezzetli olur.
- Mirket (07.12.24 00:15:05)
Sana kalmış mesela ben normalden az salçalı severim yemekleri, göz kararı koyarım ama 1 kaşık salça diyorsa biber domates karışık 1 kaşıktan az koyarım
Miktarın az ya da çok olması ağız tadınla ilgili
Miktarın az ya da çok olması ağız tadınla ilgili
- grimavi (07.12.24 00:49:19)
Çok salça bir yerden sonra tadını ekşileştiriyor yemeğin. Üstelik domates tadı baskın olunca diğer malzemelerin tadı kayboluyor.
- strawberry first (07.12.24 01:05:52)
Salçalı her türlü yemekte baskın salçayı inanılmaz seviyorum, hastasıyım. Mesela barbunya pilakinin salçası turuncu gibi değil de kıpkırmızı olmalı. O yüzden salçalı yemekleri klasik tariftekilerinden daha fazla salça miktarıyla yaparım.
Ama bir eşik var, onu geçersen de ekşitiyor salça. Ekşitmeyecek dereceye kadar salçayı köklüyorum, artık yapa yapa anlıyorsun o eşiğin neresi olduğunu. Öyle de hassas bir ayarı var.
Ama bir eşik var, onu geçersen de ekşitiyor salça. Ekşitmeyecek dereceye kadar salçayı köklüyorum, artık yapa yapa anlıyorsun o eşiğin neresi olduğunu. Öyle de hassas bir ayarı var.
- jonas (07.12.24 02:01:24)
hiç sevmem. salça dünya üzerinden yok olsa kırk yıl aramam. senin kendin arayıp bulman lazım sevdiğin salça miktarını. kökle gittiği yere kadar.
- titanyum22 (07.12.24 03:17:38)
Yazılı kuralı olmasa da bir salça eşiği var, fazlası eksitiyor. Yoksa salça candır.
- logisticsmanager (07.12.24 03:44:20)
[]
Kira zamları artık yasal orandan mı?
Güncel durum nedir kira zammı konusunda.
Herkes yasal orandan mı yapıyor artık zamı? Zam oranı belirlemen gerekiyor kiralık konut için.
Herkes yasal orandan mı yapıyor artık zamı? Zam oranı belirlemen gerekiyor kiralık konut için.
evet. %60,45 aralık ayı için
- phonex (07.12.24 14:37:18)
[]
Günlük otu, akgünlük sakızı hakkında ne biliyorsunuz?
Başka bir isimle de tanıyor olabilirsiniz. Tavada yakıp bir şekilde kullanıyorlarmış.
Oğlumun öksürüğü için kullanmak istiyorlar. Ben daha önce görmemiş, duymamıştım.
Siz nasıl bilirsiniz, tanır mısınız?
Oğlumun öksürüğü için kullanmak istiyorlar. Ben daha önce görmemiş, duymamıştım.
Siz nasıl bilirsiniz, tanır mısınız?
Tavada yakmıyoruz, sakızı çiğniyoruz biz çatır çutur. Evet akciğerlere iyi geliyor.
- muhayyer divan (25.11.24 01:40:29)
Aynen ,tavada kavrulur,dumanı pamuga emdirilir sonra göğüse tutulur.bizim cocuklara ufakken tön tön öksürmeye başladıklarında yapardı annane,cocugu rahatlatıyordu.bizim yurtdışı hediyelerimizden birisidir bu.aile boyu birilerine gidiyorsak ve ufak cocukları varsa envai cesit cayla beraber bundanda hazırlıyor bizimkiler.
Kaynanan bunu biliyorsa 60-70 filanda biliyordur.yakarsın ustunden atlarsın filan
Kaynanan bunu biliyorsa 60-70 filanda biliyordur.yakarsın ustunden atlarsın filan
- duptıs (25.11.24 01:49:47)
[]
Geri dönüştürülmüş materyal, çevreye saygı
Çoğu yabancı firma (mesela Apple gibi) ürünlerinin geri dönüşüme uygun olduğu, çevreye saygılı olduğuyla ilgili çeşitli kanıtlar sunuyor.
Bu gibi bilgiler satın alma kararınızda bir etkide bulunuyor mu?
Size herhangi bir etkisi oluyor mu bu bilgilerin?
Yurt dışında insanlar bu konuda Türkiye'den çok daha mı hassas?
Bu gibi bilgiler satın alma kararınızda bir etkide bulunuyor mu?
Size herhangi bir etkisi oluyor mu bu bilgilerin?
Yurt dışında insanlar bu konuda Türkiye'den çok daha mı hassas?
geri dönüştürülmüş malzemeden yapılan ürünü, diğerleri ile aynı fiyata sattıkları için şu an hiçbir etkisi yok. fakat 20 sene sonra, bu altyapıyı kuran firmalar, yeni malzemeye bağlı kalmışlardan daha ucuza ürün satmaya başlayabilirler, o zaman satın alan tercihlerini etkiler. bu da özellikle tekstilde hissedilir şekilde olacaktır, teknolojide çok başka etkenler de var.
- malheiros (20.11.24 01:34:04)
Batıda daha hassaslar evet. Ben İngiltere'deyim ve bi satış işi yapıyoruz, ürünün paketlemesini plastik içermeyen şeylerle yapıyoruz kağıt-karton ve kağıt bant vs.
Eco-friendly olduğu anda milletin ilgisi artıyor. Fakat bu biraz içlerini rahatlatma olayı. Mesela çöpleri güzel ayrıştırsalar bile o gerçekten geri dönüşüyor mu yoksa Türkiye'ye gönderilip yakılıyor mu takip etmiyorlar :)
bak mesela @malheiros ucuzluk demiş, ekonomik durumumuza göre evet ucuzluk bizi etkiler ama ekonomik durumu düzgün batılının kafasında "biraz daha pahalı olup çevreye zararlı olmayacaksa onu alayım" gibi fikirler de olabilir. Sonuç olarak organik olunca daha çok para veriyorsun, çevreye daha az zararı olunca da çok verebilirsin. Ama son zamanlarda her yerde ekonomi ve enflasyon kötü, işler kötüye gittikçe bu her an "çevreye koyayım ürün bana ucuza gelsin"e dönebilir.
Fakat şu fikrimi ekleyeyim, Apple gibi her yıl belki milyar ürün üretip satan şirketler gerçekten çevreye saygılı işler yaparsa bu büyük bi kazanç. Sen ben iki kağıt pipet kullandık diye dünya iyiye gitmeyecek ama fabrikalarda yıllık %1-2 fark ettiren şey bile olumlu etki yapacak.
Eco-friendly olduğu anda milletin ilgisi artıyor. Fakat bu biraz içlerini rahatlatma olayı. Mesela çöpleri güzel ayrıştırsalar bile o gerçekten geri dönüşüyor mu yoksa Türkiye'ye gönderilip yakılıyor mu takip etmiyorlar :)
bak mesela @malheiros ucuzluk demiş, ekonomik durumumuza göre evet ucuzluk bizi etkiler ama ekonomik durumu düzgün batılının kafasında "biraz daha pahalı olup çevreye zararlı olmayacaksa onu alayım" gibi fikirler de olabilir. Sonuç olarak organik olunca daha çok para veriyorsun, çevreye daha az zararı olunca da çok verebilirsin. Ama son zamanlarda her yerde ekonomi ve enflasyon kötü, işler kötüye gittikçe bu her an "çevreye koyayım ürün bana ucuza gelsin"e dönebilir.
Fakat şu fikrimi ekleyeyim, Apple gibi her yıl belki milyar ürün üretip satan şirketler gerçekten çevreye saygılı işler yaparsa bu büyük bi kazanç. Sen ben iki kağıt pipet kullandık diye dünya iyiye gitmeyecek ama fabrikalarda yıllık %1-2 fark ettiren şey bile olumlu etki yapacak.
- nhk ni youkosu (20.11.24 01:46:17)
1. Markalar çevrecilik maskesi altında tüketimi körükleyen hareketler yaptıkları ve çevre zerrede umurlarında olmadığı için kendini çevreci ilan eden markalara zerre itibar etmiyorum.
2. Bu bilgiler bende negatif etki yapıyor çünkü markalar iki yüzlü davranıyor.
3. Avrupa'da sözde yeşil dalga bize göre daha etkili olduğu ve Avrupalılar bu konularda oldukça cahil oldukları için bu zırvalara tüketici tarafında değer veriyor.
2. Bu bilgiler bende negatif etki yapıyor çünkü markalar iki yüzlü davranıyor.
3. Avrupa'da sözde yeşil dalga bize göre daha etkili olduğu ve Avrupalılar bu konularda oldukça cahil oldukları için bu zırvalara tüketici tarafında değer veriyor.
- 10551037 (20.11.24 02:54:43)
Kendi cevrem adina yazayim: Burda insanlar konforuna duskun. Isitmasi sogutmasi maliyetli, buyuk evlerde yasiyoruz, V8 motorlu buyuk kamyonetlere biniyoruz. Garajimiza kar motoru var, atv var, motorsiklet, motorhome 2. bazen 3. aracimiz var... Cevre degil, konforumuz oncelikli.
Cevre neden temiz? Kurallar oldugu icin.
Bu son yillarda olusan tuhaf duygusal pazarlama stratejileri benim tuketici alikanligimi etkilemiyor. Ben Apple alacaksam, geri donusturulmus tuvalet kagidindan yapilsa da apple aliyorum. Hayvanseverler istedigi kadar eylem yapsin, ben kaz tuyu Canada goose parka giyiyorum, deri ceket giyiyorum. V8 motorlu araca biniyorum. (meraktan Tesla da aldim begenmedim sattim.) Mesela ben Harley'e biniyorsam, Honda isterse %100 geri donusturulmus, hidrojenle calisan motor yapsin, ben yine Harley'e binerim. Ben boyle seviyorum.
Diger ufak tefek seyler, mesela geri donusturulmus urunlerden yapilmis ufak tefek seylerin fiyatina hic bakmadan alisveris arabasina atiyoruz. Bu havluyu alisaniz Afrika'daki filleri korumak icin su kadar bagis yapacagiz falan filan benim umrumda degil, yalniz bir urune $10, $20 fazla vermisiz cok farketmiyor.
Cevre neden temiz? Kurallar oldugu icin.
Bu son yillarda olusan tuhaf duygusal pazarlama stratejileri benim tuketici alikanligimi etkilemiyor. Ben Apple alacaksam, geri donusturulmus tuvalet kagidindan yapilsa da apple aliyorum. Hayvanseverler istedigi kadar eylem yapsin, ben kaz tuyu Canada goose parka giyiyorum, deri ceket giyiyorum. V8 motorlu araca biniyorum. (meraktan Tesla da aldim begenmedim sattim.) Mesela ben Harley'e biniyorsam, Honda isterse %100 geri donusturulmus, hidrojenle calisan motor yapsin, ben yine Harley'e binerim. Ben boyle seviyorum.
Diger ufak tefek seyler, mesela geri donusturulmus urunlerden yapilmis ufak tefek seylerin fiyatina hic bakmadan alisveris arabasina atiyoruz. Bu havluyu alisaniz Afrika'daki filleri korumak icin su kadar bagis yapacagiz falan filan benim umrumda degil, yalniz bir urune $10, $20 fazla vermisiz cok farketmiyor.
- thetruenorthstrongandfree1 (20.11.24 05:59:12 ~ 06:00:00)
(bkz: Greenwashing)
Bu sözde hassasiyetin neredeyse tüm örnekleri en nihayetinde pazarlama faaliyeti. Ürünlerinin geri dönüşüme uygun olduğunu iddia eden Apple, diğer yandan ürünler tamir edilemesin ve haliyle de yenisi alınsın diye elinden geleni yapıyor mesela.
Ve tabi ki her pazarlama faaliyeti gibi belli ölçüde işe yarıyor. Burada bir analiz var mesela: www.mckinsey.com
Bu sözde hassasiyetin neredeyse tüm örnekleri en nihayetinde pazarlama faaliyeti. Ürünlerinin geri dönüşüme uygun olduğunu iddia eden Apple, diğer yandan ürünler tamir edilemesin ve haliyle de yenisi alınsın diye elinden geleni yapıyor mesela.
Ve tabi ki her pazarlama faaliyeti gibi belli ölçüde işe yarıyor. Burada bir analiz var mesela: www.mckinsey.com
- salihdt (20.11.24 08:22:53)
"doğaya saygılıyız" lafı, keten kenevir bitkisinin en az plastikler kadar ucuz ve sağlam malzeme üretilecek şekilde kullanılabileceğini öğrendiğimden beri bana saçma ve yalan geliyor.
Gerçekten doğaya saygılı olsalardı plastik ve benzeri materyallerden uzak dururlardı, doğal çözümleri aslında mevcut bulunduğu halde uzak falan durmuyorlar. Ucuzluk sorunu dahi olmadığı halde.
Onun için benim alışverişimi "doğaya saygılıyız"lar, plastik ve benzeri malzemeler konusunda etkilemiyor.
Gerçekten doğaya saygılı olsalardı plastik ve benzeri materyallerden uzak dururlardı, doğal çözümleri aslında mevcut bulunduğu halde uzak falan durmuyorlar. Ucuzluk sorunu dahi olmadığı halde.
Onun için benim alışverişimi "doğaya saygılıyız"lar, plastik ve benzeri malzemeler konusunda etkilemiyor.
- muhayyer divan (20.11.24 14:09:36)
[]
Sen Abdülhamit’i savundun
“Sen Abdülhamit’i savundun” videosunda karşısındakini neden bununla suçluyor? Olay nedir?
m.youtube.com
buyur kardeş olayın başı. iki taraf da birbirini devlet yanlılığıyla suçluyor. sen cem boynerin yanındasın, yok sen amerikanın tarafını tuttun, yok sen 12 eylül cuntasına ses çıkarmadın diye diye birbirlerini suçlarken abdülhamitte ipler kopuyor. az buçuk tarih bilen insanın bu lafa bu kadar kızması normal. asıl anormal olan, bugün bizimkileri geç, elin pakisinin bagladeşlisinin bile abdülhamiti savunması.
buyur kardeş olayın başı. iki taraf da birbirini devlet yanlılığıyla suçluyor. sen cem boynerin yanındasın, yok sen amerikanın tarafını tuttun, yok sen 12 eylül cuntasına ses çıkarmadın diye diye birbirlerini suçlarken abdülhamitte ipler kopuyor. az buçuk tarih bilen insanın bu lafa bu kadar kızması normal. asıl anormal olan, bugün bizimkileri geç, elin pakisinin bagladeşlisinin bile abdülhamiti savunması.
- titanyum22 (15.11.24 01:23:28 ~ 01:24:02)
[]
Çayı nasıl demliyorsunuz?
Çayı nasıl demliyorsunuz, hangi marka?
Rize Turist çayı iyi mi? Her demliğe de bir kaşık o küçük metal kutudaki filiz miydi neydi ondan koyuyorum.
Rize Turist çayı iyi mi? Her demliğe de bir kaşık o küçük metal kutudaki filiz miydi neydi ondan koyuyorum.
Siyah çay içeceksem, Lazika mayıs hasatı siyah çay (demlik poşet) kullanıyorum.
Yatmadan önce bir fincan (poşet çay) sleep tea yapıyorum. (Herby)
Yatmadan önce bir fincan (poşet çay) sleep tea yapıyorum. (Herby)
- gabe h coud (11.11.24 00:19:48)
Arzum elektrikli çay makinem var.
Çaydanlıktan çay temizlemekten nefret ederim. O yüzden Rossmann'dan aldığım çay filtrelerini kullanıyorum.
Bir ölçeğim var. İçeceğim her kupa için bir ölçek koyuyorum.
Altınbaş çay seviyorum. Arada Ahmad Tea'ye geçiş yapıyorum.
Çay Çin'den çıkıp bütün dünyaya yayılmış. Tüm Dünya'da karayoluyla gittiği yerlerde adı Çay, Deniz yoluyla gittiği yerlerde adı Tea'dır. İstisna varsa bilemem. Lüzumsuz bilgiler dağarcığımdan bir kuple :)
Çaydanlıktan çay temizlemekten nefret ederim. O yüzden Rossmann'dan aldığım çay filtrelerini kullanıyorum.
Bir ölçeğim var. İçeceğim her kupa için bir ölçek koyuyorum.
Altınbaş çay seviyorum. Arada Ahmad Tea'ye geçiş yapıyorum.
Çay Çin'den çıkıp bütün dünyaya yayılmış. Tüm Dünya'da karayoluyla gittiği yerlerde adı Çay, Deniz yoluyla gittiği yerlerde adı Tea'dır. İstisna varsa bilemem. Lüzumsuz bilgiler dağarcığımdan bir kuple :)
- Mirket (11.11.24 00:30:26)
Arkadaşlar nasıl demliyorsunuz derken; çayı önce demliğe koyarım, sonra soğuk su ile yıkarım, kaynar suyu şu şekilde dökerim gibi cevaplar verirsiniz sanmıştım.
Şu şekilde sorayım;
Demliğe Rize turist çayı koyuyorum, bir çay kaşığı da Çaykur Tomurcuk koyuyorum. Üstüne kaynar suyu döküyorum. Çayım lezzetli olmuyor.
Ne yapsam daha iyi olur?
Şu şekilde sorayım;
Demliğe Rize turist çayı koyuyorum, bir çay kaşığı da Çaykur Tomurcuk koyuyorum. Üstüne kaynar suyu döküyorum. Çayım lezzetli olmuyor.
Ne yapsam daha iyi olur?
- michael_knight (11.11.24 00:37:58)
kaynar suyu demliğe alıp bir kaç dakika beklettikten sonra çayı üzerine koyarsan çayın yanmasının önüne geçmiş olursun.
www.betateashop.com
www.betateashop.com
- gabe h coud (11.11.24 00:40:57 ~ 00:42:28)
Abi ben açıkçası babamdan böyle öğrendim günde 2 demlik içen adam bilir diyorum; çayı üste koyup biraz normal su koyuyorsun. Sonra suyu akitiyorsun, temizlemek deniliyor ama bir işe yaradigindan emin değilim.
- logisticsmanager (11.11.24 00:43:40)
100 derece suda 15 dakika. Sonra tercihe göre su ekliyoruz. Çay camelia sinensis bitkisidir, munsoon ikliminde yetişir. Üst yaprakları elle koparılır. Rize çayı bu bitkinin bir melezidir. Başka bir deyişle piçtir piiiiç. bilim isanlarının yoğun çabasıyla rize çiftçisine ektirilmiştir. O gün bugündür makasla kesilir, kesim işleri de paki, suri, congolesi ve afganilere yaptırılır.
- benim icin hic boyle suslenmemistin (11.11.24 02:06:07)
üşengeç olduğumdan komple soğuk demliyorum. poşet sevmem balıklı olır çayım
- titanyum22 (11.11.24 03:22:15)
Hala hoşuma giden bir marka bulamadım. Normal çayin içine biraz bergamot çayı ekliyorum. Marketten ilk aldığımda bunları harmanlayarak kavanozuna alıyorum. Ama bu sırada elek yardımı ile ekliyorum çünkü çok toz oluyor içinde. Su kaynamaya başlayınca hemen demlemiyorum. Suyun iki üç dakika kaynamasını bekliyorum. Kaynamış olan suyu küçük demliğe aktarıp çayı kaynamış olan suyun üzerine bırakıp kapağını kapıyorum yoksa çay haşlanır. Kaynayan suya bir küp şeker de koyuyorum ben. Eskilerden gelen bir şey ama bir zararı ya da faydası var mı bilmiyorum . Bizimkiler öyle yapardı. Kapağı kapatıyorum. Atılan çayın tamami kendiliğinden dibe çöktüğünde tamamdır. Bir on dakika sanırım. Miktar için bir olcum yok acikcasi. Demlik büyüklüğüne göre değişiyor. El kararı diyebiliriz. Çünkü çay bardaklari, fincanlar ve demlikler farklı büyüklükte neticede. Küçük bir demlik için ağzına kadar dolu olmaması şartıyla bir kahve fincanı mesela. Ben de hala tam istediğim gibi yapamıyorum ama sabırla suyu çok kaynatir ve çayın tamaminin dibe çökmesini beklersem içilebilir bir çay elde ediyorum. Bir de demligi kireç temizleyici ile temizlemiyorum. Bizimkiler sudaki kirecin çayın lezzetini verdiğini söylerlerdi :)
- aslagülümseyenbirkediyegüvenme (11.11.24 04:44:26)
Biz demlige cay koyup ustune kaynar su basip 15 dk dinlendiriyoruz.
Ablam ise boyle yapinca altina ek demlik koyup kisik ateste pisiriyor
Biz asiri sicak cay sevmiyoruz o yuzden 1 sini yapip 2 ser bardak icip birakiyoruz
En memnun kaldigimiz cay dogus fliz
O yoksa lipton yellie label aliriz
Ablam ise boyle yapinca altina ek demlik koyup kisik ateste pisiriyor
Biz asiri sicak cay sevmiyoruz o yuzden 1 sini yapip 2 ser bardak icip birakiyoruz
En memnun kaldigimiz cay dogus fliz
O yoksa lipton yellie label aliriz
- Zetnikov (11.11.24 06:50:35)
Çaykur tiryaki'den göz kararı çaycının haznesine koyarım, 2 yemek kaşığı diyebiliriz.
Çay bulanık olmasın diye soğuk sudan geçirip yıkarım, o esnada su kaynar. Kaynadıktan sonra bir kaç dakika beklerim, suyu koyup çayın oturmasını beklerim.
eskiden 1 kesme şeker atardım, daha lezzetli olurdu ama şekersiz içtiğim için artık atmıyorum.
Çay bulanık olmasın diye soğuk sudan geçirip yıkarım, o esnada su kaynar. Kaynadıktan sonra bir kaç dakika beklerim, suyu koyup çayın oturmasını beklerim.
eskiden 1 kesme şeker atardım, daha lezzetli olurdu ama şekersiz içtiğim için artık atmıyorum.
- kimlanbu (11.11.24 08:31:23)
Kaynamış suyu demliğe alır, buharının azalmasını bekler, kafama göre çay koyarım. Benden görüp önce su üstüne çay şeklinde yapmaya başlayan herkes tadının daha güzel olduğunu söylüyor.
Demlik poşeti kullanmıyorum, asla aynı tadı vermiyor. Çayı da Lipton, Doğadan vb. hangisi kampanyada ve ucuzsa ondan alıyorum. Tomurcuk vesaire hiç eklemem, uğraşmam. Bu tarz şeyler eklenmiş çayları da içemiyorum, çok ağır geliyor.
Demlik poşeti kullanmıyorum, asla aynı tadı vermiyor. Çayı da Lipton, Doğadan vb. hangisi kampanyada ve ucuzsa ondan alıyorum. Tomurcuk vesaire hiç eklemem, uğraşmam. Bu tarz şeyler eklenmiş çayları da içemiyorum, çok ağır geliyor.
- Phoebe (11.11.24 10:03:07)
Kaynar suyu demliğe alıp biraz dinlendirdikten sonra çayı koyarım. Çaydanlığın altına suyu koyup orta ateşe getiririm. Kaynamaya başladıktan sonra kısık ateşe alıp çayın çökmesini beklerim. Çay demlendikten sonra bitene kadar kısık ateşte bırakırım.
Alternatif olarak demliğe çay koyarken 1 adet kesme şekeri koyulabilir. Bir başka demleme yöntemi olarak ise oda sıcaklığındaki su hem alta hem üste koyulabilir. Demliğe çay da eklenir. Ondan sonra orta ateşte demlenmesi beklenir.
Çay olarak da çaykur ve doğuş arasında rotasyon. Bazen tomurcuk da eklerim.
Alternatif olarak demliğe çay koyarken 1 adet kesme şekeri koyulabilir. Bir başka demleme yöntemi olarak ise oda sıcaklığındaki su hem alta hem üste koyulabilir. Demliğe çay da eklenir. Ondan sonra orta ateşte demlenmesi beklenir.
Çay olarak da çaykur ve doğuş arasında rotasyon. Bazen tomurcuk da eklerim.
- nawar (11.11.24 10:29:03)
bosuna en iyi metodu, cayi arama. bence bir suru faktorun toplamiyla oluyor o guzellik.
100 farkli, cay, su, teknik denedim, entry, baslik okudum, yapay zekaya sordum ama yok gene de teyzemlerde, annemlerde, bi kac mekanda ictigim tadi yakalayamiyorum. bence cayin kalitesini etkiyelen faktorler:
%20 ekipman (bakir demlik, kettle, porselen demlik vs..)
%20 ortam (ev, aile, cafe, arkadas ortami)
%20 psikoloji (iyi yemek sonrasi, keyifli bir aksam vs..)
%20 cayin kalitesi
%20 demleme metodu
sen bence %20'yi ariyosun. onu bulunca hala istedigin gibi olmazsa beni hatirla:)
100 farkli, cay, su, teknik denedim, entry, baslik okudum, yapay zekaya sordum ama yok gene de teyzemlerde, annemlerde, bi kac mekanda ictigim tadi yakalayamiyorum. bence cayin kalitesini etkiyelen faktorler:
%20 ekipman (bakir demlik, kettle, porselen demlik vs..)
%20 ortam (ev, aile, cafe, arkadas ortami)
%20 psikoloji (iyi yemek sonrasi, keyifli bir aksam vs..)
%20 cayin kalitesi
%20 demleme metodu
sen bence %20'yi ariyosun. onu bulunca hala istedigin gibi olmazsa beni hatirla:)
- buenosdias (11.11.24 16:07:00 ~ 16:08:39)
Çay tercihim Earl Grey.
Önce suyu kaynatırım bu süreçte çayı üst kısma koymam ki ısınmasın.
Su kaynadıktan sonra duruma göre minimum 3 kaşık olacak şekilde 3-6 kaşık arası değişen oranda çay koyup suyu yavaş ve dairesel hareketlerle eklerim. (Neden diye sorma asla bilmiyorum alışkanlık.)
Uzun demletirim ben öyle 10 dakika bekletip içmem bi 20 dakika beklerim güzelce demlenmesini.
Önce suyu kaynatırım bu süreçte çayı üst kısma koymam ki ısınmasın.
Su kaynadıktan sonra duruma göre minimum 3 kaşık olacak şekilde 3-6 kaşık arası değişen oranda çay koyup suyu yavaş ve dairesel hareketlerle eklerim. (Neden diye sorma asla bilmiyorum alışkanlık.)
Uzun demletirim ben öyle 10 dakika bekletip içmem bi 20 dakika beklerim güzelce demlenmesini.
- mutekebbir (11.11.24 16:17:51)
[]
Fıstıklı çay
Yer fıstığı yedikten sonra içtiğim çayın tadı neden çok kötü geliyor damağıma?
Fıstık mı çok güçlü bir lezzet etkileyici yoksa çay mı çok hassas bir lezzet?
Fıstık mı çok güçlü bir lezzet etkileyici yoksa çay mı çok hassas bir lezzet?
Belki fıstık bayat olabilir hiç böyle bir şey yaşamadım şahsen, ama yumurta akabinde domates mesela bana çok kötü geliyor damak tadıyla da alakalı olabilir.
- titanic kemancısı (10.11.24 00:03:05)
başlıkta "fıstıklı çay" görünce antep fıstıklı dubai çayı yaptılar sandım :d
fıstık bayat olabilir, hiç böyle bir şey yaşamadım. yer fıstığı çok çabuk küfleniyor dikkat derim
fıstık bayat olabilir, hiç böyle bir şey yaşamadım. yer fıstığı çok çabuk küfleniyor dikkat derim
- titanyum22 (10.11.24 01:24:22)
ikiniz de bayat olabilir demişsiniz. Ama ben bayat olmadığından eminim. Daha doğrusu bu dediğim bir defa olmadı. Yıllar içinde belki 15-20 defa yaşadım bunu.
Benim damak tadımla, tat almamla ilgili bir konu herhalde.
Yer fıstığı dediğim kuruyemişçilerde satılan tuzlu fıstık.
Benim damak tadımla, tat almamla ilgili bir konu herhalde.
Yer fıstığı dediğim kuruyemişçilerde satılan tuzlu fıstık.
- michael_knight (10.11.24 01:29:25)
[]
Futbolcu eşleri kime aittir?
Yıllar önce bir gazetenin internet haberleri kısmında bu soru ortaya atıldı.
Her iki servis de o haberleri kendileri vermek istiyordu.
Sizce futbolcu eşleriyle ilgili haberleri internette magazin servisi mi yoksa spor servisi mi vermeli?
Basılı gazete için aynı soruya cevabınız nedir?
Her iki servis de o haberleri kendileri vermek istiyordu.
Sizce futbolcu eşleriyle ilgili haberleri internette magazin servisi mi yoksa spor servisi mi vermeli?
Basılı gazete için aynı soruya cevabınız nedir?
hangi servisten verileceği içeriğine göre değişen sorunsal.
Eğer haber, futbolcu eşlerinin kişisel yaşamları, ilişkileri veya moda gibi konulara ele alıyorsa, magazin. Ancak haber, futbolcu eşlerinin sporcuların kariyerine, performansına ya da sosyal sorumluluk gibi projelerine etki ediyorsa, spor servisi.
Eğer haber, futbolcu eşlerinin kişisel yaşamları, ilişkileri veya moda gibi konulara ele alıyorsa, magazin. Ancak haber, futbolcu eşlerinin sporcuların kariyerine, performansına ya da sosyal sorumluluk gibi projelerine etki ediyorsa, spor servisi.
- gilbeys (08.11.24 02:33:32)
magazin vermeli tabi ki.
- tantunisultansuleyman (08.11.24 09:27:50)
bana göre magazinsel
- kondansator (08.11.24 09:32:17)
soru basligi cok fantastik olmus :D
bence sporcu esleri haber degeri tasimamalidir
bence sporcu esleri haber degeri tasimamalidir
- foster (08.11.24 10:31:53)
Futbolcunun kendisinden bağımsız olacak şekilde paylaşılacaksa haber değeri taşımamalı, yani magazin. Fenerbahçe'nin/Galatasaray'ın/Beşiktaş'ın yengesi haberleri de onların hayatları da (kariyerleri dışında) itici.
- nawar (08.11.24 12:43:26)
bence magazine ait olmalı, hatta hiç haber yapılmamalı. bu kişilerin sportif bir başarısı ya da haber değeri olan bir durumu varsa o zaman spor bölümünden servis edilmeli, ama futbolcu eşi kimliği ile değil.
- biseysorcaktim (08.11.24 13:30:23)
[]
Banyo gideri cinsi bulma
Bizim duşakabinden su biraz yavaş gidiyor. Giderin içine sokulan çubuklardan aldım ama giderin giderini bulamadım.
Duşun orta kısmında yuvarlak bir gider. Üzerinde şık bir yuvarlak kapak var, onu kaldırınca saç vs. yakalayan bir ızgara var.
Onu da kaldırınca altta üç parmak yüksekliğinde, içinde su biriken bir bardak gibi alan var. Orada her zaman su oluyor ve sanırım su oradan taşınca yuvarlağın her yanından gidiyor gidere.
Parmağımla bu kadar anlayabildim. Bu konuda pek bilgili de değilim.
Bu banyo gideri şeklinin ismini biliyor musunuz? Açmak için lavabo aç vs. dökmek dışında yapabileceğim fiziksel bir müdahale var mıdır? (tel sokup saçları çekmek gibi)
Duşun orta kısmında yuvarlak bir gider. Üzerinde şık bir yuvarlak kapak var, onu kaldırınca saç vs. yakalayan bir ızgara var.
Onu da kaldırınca altta üç parmak yüksekliğinde, içinde su biriken bir bardak gibi alan var. Orada her zaman su oluyor ve sanırım su oradan taşınca yuvarlağın her yanından gidiyor gidere.
Parmağımla bu kadar anlayabildim. Bu konuda pek bilgili de değilim.
Bu banyo gideri şeklinin ismini biliyor musunuz? Açmak için lavabo aç vs. dökmek dışında yapabileceğim fiziksel bir müdahale var mıdır? (tel sokup saçları çekmek gibi)
Foto olsa iyi olur
Hep mi az gidiyordu?
Foto hem giderin hem de duşakabin in olsun
Hep mi az gidiyordu?
Foto hem giderin hem de duşakabin in olsun
- kisa (03.11.24 22:48:01)
Bıçak ucu gibi bir şeyle, o bardak gibi şeyin kenarından takarak, ama zarar vermeden, bardağı çıkarmayı bir dener misin?
Fotoğraf +1
Fotoğraf +1
- Mirket (03.11.24 22:54:03 ~ 22:54:41)
Arkadaşlar foto çektim. Bu gider Avrupa'da. Bir aydır az gidiyor, öncesini bilmiyorum. Az gidiyor ama sorun olacak kadar değil. Fakat kısa süre sonra sorun olacak hale gelecek.
Bardak çıkarılmıyor gibi görünüyor.
Fotoda deliğin içinde bir siyahlık görünüyor, orası boşluk değil. O parçayı orada tutmak için gerekli bir plastik galiba, aynısından bir tane daha var.
Fotolardan sonuncusunda biraz pompalayıp bir miktar saç çıkardım.
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
Bardak çıkarılmıyor gibi görünüyor.
Fotoda deliğin içinde bir siyahlık görünüyor, orası boşluk değil. O parçayı orada tutmak için gerekli bir plastik galiba, aynısından bir tane daha var.
Fotolardan sonuncusunda biraz pompalayıp bir miktar saç çıkardım.
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
- michael_knight (04.11.24 00:20:26)
Avrupa işi olunca, soru benim çalışmadığım yerden gelmiş oldu.
Gideri iyice su doldurup, pompayı itme maksatlı değil de, sadece çekecek şekilde kullanırsan (yani pompayı gidere havası boşalmış şekilde yerleştirip ani çekme şeklinde) bişeyler daha getirebilirsin diye düşünüyorum.
Yoksa, o memlekette bulunursa lavabo açıcı kimyasallar kullanılabilir. O yoksa deliğe karbonat döküp üzerine sirke dökmek işe yarayabilir.
Gideri iyice su doldurup, pompayı itme maksatlı değil de, sadece çekecek şekilde kullanırsan (yani pompayı gidere havası boşalmış şekilde yerleştirip ani çekme şeklinde) bişeyler daha getirebilirsin diye düşünüyorum.
Yoksa, o memlekette bulunursa lavabo açıcı kimyasallar kullanılabilir. O yoksa deliğe karbonat döküp üzerine sirke dökmek işe yarayabilir.
- Mirket (04.11.24 00:33:23)
Banyodan bir fotoğraf daha alabilir miyiz :) erotik mesaj gibi oldu ama :)
Şöyle diyeyim, şimdi bu duşakabin yerden 20 25 cm gibi yukarıdaysa, onun alın kısmı polyester bir malzemedir ve genellikle çıkar.
Böylece o duş teknesinin altı görülür.
Başıma söyle bir şey geldi, gider borusu o gidere normalden daha çok sokulmustu o yüzden su az gidiyordu.
Pompa +1
Lavabo aç da denenebilir ayrıca
Şöyle diyeyim, şimdi bu duşakabin yerden 20 25 cm gibi yukarıdaysa, onun alın kısmı polyester bir malzemedir ve genellikle çıkar.
Böylece o duş teknesinin altı görülür.
Başıma söyle bir şey geldi, gider borusu o gidere normalden daha çok sokulmustu o yüzden su az gidiyordu.
Pompa +1
Lavabo aç da denenebilir ayrıca
- kisa (04.11.24 03:49:08)
[]
Küvet saç klozet
Küvetin giderini tıkamasın diye küvetteki saçları alıp klozete atıyoruz.
E bu ikisi aynı yere gitmiyor mu zaten?
E bu ikisi aynı yere gitmiyor mu zaten?
çöpe atman daha iyi olur.
evet aynı yere gidiyor ama tuvalet gideri daha büyük.
evet aynı yere gidiyor ama tuvalet gideri daha büyük.
- jelly bear (31.10.24 19:58:28)
Klozete atmaman lazım zaten çöp +1
- nundu (31.10.24 20:06:53)
Klozetin gideri daha büyük takılmadan ana gidere ulaşma şansı daha çok
Ama çöpe atmak tabi ki daha doğru
Ama çöpe atmak tabi ki daha doğru
- kisa (31.10.24 20:19:18)
Mevzu küvetin gider borusu tıkanmasın. Tuvalete daha yoğun şeyler de bırakıp çekiyoruz sifonu zira orada sıkıntı yok :D
- hedep (31.10.24 21:15:49)
Klozetin gderi kıvrımlı, saçlar başka şeylerle karışıp o kıvrımları rahatlıkla tıkayabilir ve kaçındığınız şeye daha beter halde tutulabilirsiniz. Çöp iyi bir şeydir.
- muhayyer divan (31.10.24 21:33:47)
Küvetten sadece sıvı şeyler gideceği için gider daha dar yapılıyor.
Ama gider tıkayacak kadar da saç dökülmez yahu :)
Ama gider tıkayacak kadar da saç dökülmez yahu :)
- candide (31.10.24 21:34:13)
[]
Otobüste yer alma-verme yaşları
Sizce kaç yaşından sonra otobüste yer vermeye gerek olmaz?
Sizce kaç yaşında otobüste yer verilmesini beklemek normal?
Sizce kaç yaşında otobüste yer verilmesini beklemek normal?
12-30
30-55
>55
30-55
>55
- abbabaabbaababbabaababbaabbabaab (31.10.24 20:25:34)
seneler seneler once arkadaslarla demleniyoruz, bu meseleyi konusmustuk.
kafasi kirik kibrisli bir arkadas vardi ki sonradan prof oldu, baya okuyan eden bir elemandi. soyle demisti:
sadece benden yasliysa yer vermem.
hem yasli hem gaziyse belki veririm.
hem yasli hem gazi hem de hamileyse kesin yer veririm demisti.
o gunden beri benim kriterim de bu.
kafasi kirik kibrisli bir arkadas vardi ki sonradan prof oldu, baya okuyan eden bir elemandi. soyle demisti:
sadece benden yasliysa yer vermem.
hem yasli hem gaziyse belki veririm.
hem yasli hem gazi hem de hamileyse kesin yer veririm demisti.
o gunden beri benim kriterim de bu.
- cooperr (31.10.24 20:36:52)
Kaç yasinda olduklari umrumda olmaz asla yer vermem.
- Yourcousinmarvinberry (31.10.24 20:58:47)
Dışarıdan bakıldığında "yer verilirse iyi olur" görüntüsü veren herkese yer veririm; işten çıkmış yorgunluktan ayakta uyuyan 25 yaşındaki birine de "gel bro şöyle" deyip yer verebilirim ama insanlara mobbing yapar gibi yer bekleyen kimseye de yer vermem.
- Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet (31.10.24 21:10:35)
ayakta duramayan gibi gözükenlere yer veririm. diğerlerine vermem.
sakal, engelli, hamile vs bunları zaten saymıyorum.
ama sırf yaşı benden büyük diye veya kadın diye yer vermem. ayakta zor duruyorsa veririm.
sakal, engelli, hamile vs bunları zaten saymıyorum.
ama sırf yaşı benden büyük diye veya kadın diye yer vermem. ayakta zor duruyorsa veririm.
- jelly bear (31.10.24 22:27:30)
otobüste yer vermeye gerek olmaz yaşı diye bir şey yok.
ben 40 yaşındayım. 65 yaşında birisini gördüğüm zaman yer veriyorum.
benim yerime benden daha küçük olanların yer vermesi gerekiyor ama uyuyor numarası yaptıkları için bana kalıyor.
ben 40 yaşındayım. 65 yaşında birisini gördüğüm zaman yer veriyorum.
benim yerime benden daha küçük olanların yer vermesi gerekiyor ama uyuyor numarası yaptıkları için bana kalıyor.
- abelardo (31.10.24 22:34:56)
30 um :)
ve artık veremiyorum her iki diz ve bileklerim sebebiyle. bir bileğimde de kırık var hatta. kırığımızla yaşıyoruz.
ve artık veremiyorum her iki diz ve bileklerim sebebiyle. bir bileğimde de kırık var hatta. kırığımızla yaşıyoruz.
- baldan kaymak (01.11.24 00:16:58)
yaşlılara yer vermiyorum.
engelli, hamile, çocuklara ve çocuklulara yer veriyorum.
engelli, hamile, çocuklara ve çocuklulara yer veriyorum.
- Hallegadola (01.11.24 07:51:00)
Engelli, hamile, çocuğuyla binen ve ayakta duramayacağını düşündüğüm yaşlılara yer veriyorum ama sırf yaşı benden büyük diye yer bekleyenlere yer vermiyorum.
Bir de insanların tepesinde bekleyip " cık cık" yapıp söylenenler var, bedeniyle itekleyip , bezdirip seni yer vermeye zorlayanlar var, kalkmadiğında direkt söyleyip cahil tayfayı da arkasına alıp psikolojik baskıyla kaldırmaya çalışanlar var onlara asla yer vermiyorum. Ha bir de işguzarlık yapanlar var, " yaşlılara yer verin" diye bağıranlar.
Otobüste, oturmaya ihtiyaç duyabilecek kişiler için ayrılmış koltuklar var. Bu tip durumda kimse yoksa oturabilirsin ama böyle birisi bindiyse kalkmak lazım buna rağmen oturanlara kızıyorum.
Bir de insanların tepesinde bekleyip " cık cık" yapıp söylenenler var, bedeniyle itekleyip , bezdirip seni yer vermeye zorlayanlar var, kalkmadiğında direkt söyleyip cahil tayfayı da arkasına alıp psikolojik baskıyla kaldırmaya çalışanlar var onlara asla yer vermiyorum. Ha bir de işguzarlık yapanlar var, " yaşlılara yer verin" diye bağıranlar.
Otobüste, oturmaya ihtiyaç duyabilecek kişiler için ayrılmış koltuklar var. Bu tip durumda kimse yoksa oturabilirsin ama böyle birisi bindiyse kalkmak lazım buna rağmen oturanlara kızıyorum.
- rock n roll (01.11.24 08:05:13)
Genelde yer vermiyorum ama şöyle bir süzerim önce hissiyatima bakarim Duygusal anlar yasamaliyim biraz
birde en onemlisi ne kadar uzun yol gittigimdir. Yol 1 saat suruyorsa kamp kurarim direk vermem
Yas 38
birde en onemlisi ne kadar uzun yol gittigimdir. Yol 1 saat suruyorsa kamp kurarim direk vermem
Yas 38
- Zetnikov (01.11.24 10:05:12)
Asla oturmayarak bu sorunu kökünden çözüyorum. Yer vermeye gocunmam da beklenti sinir ediyor beni o nedenle baştan o duruma girmek istemiyorum.
Büdüt: Yaş 35.
Büdüt: Yaş 35.
- peki madem (01.11.24 10:56:40 ~ 10:59:38)
elazığ'da mesela kadının yaşı kaç olursa olsun yer veriliyordu.
20 yaşındaki kıza 50 yaşındaki adamın yer verdiğini hatırlarım.
sırf ayakta sıkışık ortamda kadın rahatsız olmasın diye.
ama fiziksel bir durum olup olmadığına göre değişiklik gösterir. genellikle 50 üzeri insanlara yer verilebilir.
20 yaşındaki kıza 50 yaşındaki adamın yer verdiğini hatırlarım.
sırf ayakta sıkışık ortamda kadın rahatsız olmasın diye.
ama fiziksel bir durum olup olmadığına göre değişiklik gösterir. genellikle 50 üzeri insanlara yer verilebilir.
- joooper (01.11.24 12:10:48)
[]
İstanbul Barosu seçimlerinde ne oldu?
İstanbul Barosu seçimini nasıl bir aday kazandı?
Kimin baro başkanı olduğu avukatların ve sıradan vatandaşın üzerinde ne gibi bir etki yapar?
Kimin baro başkanı olduğu avukatların ve sıradan vatandaşın üzerinde ne gibi bir etki yapar?
cok iyi oldu, cok da guzel oldu!
- banach (22.10.24 07:59:04)
görüşü ne olursa olsun belli bir yaşın üstü insanlar bu tarz görevlere aday olmamalı.
başka liderleri yaşlı diye eleştirirken kazandı diye sevindikleri aday 74 yaşında
başka liderleri yaşlı diye eleştirirken kazandı diye sevindikleri aday 74 yaşında
- jülsezar (22.10.24 09:31:18)
bu yıl kemalist grup ikiye bölündüğü için solcuların ve kürtlerin desteklediği grup birinci oldu. başkan yaşlı bir akademisyen. kıymetli bir akademisyen olabilir ama fikrimce avukatların sorunları ile ilgili bir şey yapamayacak ve zaten böyle bir amacı da yok. kendisi herhangi bir adliyenin adresini bilmiyor olabilir. khk ile ihraç edilme ile sonuçlanmış bir akademik kariyer ile kimse hayatını sonlandırmak istemez. kariyerini istanbul barosu başkanlığı ile taçlandırarak gündemde olan yeni anayasanın hazırlanmasına katkıda bulunmak , yeni anayasanın altına imzasını atmak hocanın yegane amacıdır. Sonuç olarak baroyu siyasi amaçları için kullanan elitistlerden biri gitti diğeri geldi. Seçim sonucu avukatlardan çok vatandaşı etkiliyor şu durumda.
- Mistyimage (22.10.24 12:42:30)
[]
Pratik yemekler listesi
Ne pişirsem sorusu zamanımın büyük kısmını alıyor.
Tarif sitelerine baktığımda fazla havalı, karmaşık öneriler oluyor.
Bir liste hazırlamak istiyorum kendime. Kolayca hazırladığım ve sevdiğim şunlar var.
Eklemeler yapabilir misiniz?
Tavuklu bezelye
Etli nohut
Fırında tavuk patates
Bulgur pilavı
Pilav
Cacık
Salata
Mercimek çorbası
Tavuk şinitzel
Tarif sitelerine baktığımda fazla havalı, karmaşık öneriler oluyor.
Bir liste hazırlamak istiyorum kendime. Kolayca hazırladığım ve sevdiğim şunlar var.
Eklemeler yapabilir misiniz?
Tavuklu bezelye
Etli nohut
Fırında tavuk patates
Bulgur pilavı
Pilav
Cacık
Salata
Mercimek çorbası
Tavuk şinitzel
Türlü
Orman kebabı
Taze fasulye - etli
Kabak dolması veya kıymalı kabak yemeği
Erişteli yeşil mercimek yemeği
En pratiği fırında sebzeli balık
Kış için ideal tarhana çorbası
Kuru fasulye
Orman kebabı
Taze fasulye - etli
Kabak dolması veya kıymalı kabak yemeği
Erişteli yeşil mercimek yemeği
En pratiği fırında sebzeli balık
Kış için ideal tarhana çorbası
Kuru fasulye
- mor oje (16.10.24 08:41:06)
fırın sebze (patates, soğan, havuç, kabak, brokoli vs) üstüne baharatlı yoğurt
- elorelia (16.10.24 09:04:34)
bizim sistemimiz söyle mesela ve planlamayi baya rahatlatiyor: her hafta birer tane baklagil, et/tavuk/balik ve sebze yemegi belirliyoruz, her birini iki gün yetecek kadar pisirerek sadece üc kez yemek yaparak alti günü planliyoruz. bir gün de disardan yeme oluyor genelde. salata + yogurt da yemegine göre oluyor tabii.
kategorilerdeki yemekler de genelde bunlar:
bakliyat + pilav/eriste/bulgur:
-kuru fasülye
-barbunya
-etli nohut
-bezelye
-mercimek
et/tavuk/balik + karbonhidrat + salata
-köfte
-et sote
-tavuk sote
-tavuk schnitzel/izgara
-somon
-et kavurma
-etli dolma
-lazanya
sebze yemekleri:
-ispanak
-taze fasülye
-pirasa
-kabak yemegi
-türlü
-...
kategorilerdeki yemekler de genelde bunlar:
bakliyat + pilav/eriste/bulgur:
-kuru fasülye
-barbunya
-etli nohut
-bezelye
-mercimek
et/tavuk/balik + karbonhidrat + salata
-köfte
-et sote
-tavuk sote
-tavuk schnitzel/izgara
-somon
-et kavurma
-etli dolma
-lazanya
sebze yemekleri:
-ispanak
-taze fasülye
-pirasa
-kabak yemegi
-türlü
-...
- mamu (16.10.24 10:27:52 ~ 10:31:38)
sporcular ne yapıyorsa benzerini yapmaya çalışıyorum. ismi farklı gözüken yemekler sonuç olarak makro ve mikro besinler içeriyor, önemli olan bu besinleri ve yeterli kaloriyi almak. gerisi keyif işi.
eğer birilerine yemek yapmıyorsam kendim için sadece bunları yiyorum:
kahvaltı:
yumurta, yeşillik veya salata, bir miktar çerez
ara öğün (bazen):
yoğurt, yulaf, protein bar vs.
akşam:
kıyma kavurma/tavuk (sote, haşlama, ızgara, fırın)/balık bu üç seçenekten biri + herhangi bir sebze yemeği veya salata.
yatış:
protein shake
bu sayede ne yapsam diye hiç düşünmüyorum ve vücudum hayalimdeki şekline yaklaşmaya başladı.
eğer birilerine yemek yapmıyorsam kendim için sadece bunları yiyorum:
kahvaltı:
yumurta, yeşillik veya salata, bir miktar çerez
ara öğün (bazen):
yoğurt, yulaf, protein bar vs.
akşam:
kıyma kavurma/tavuk (sote, haşlama, ızgara, fırın)/balık bu üç seçenekten biri + herhangi bir sebze yemeği veya salata.
yatış:
protein shake
bu sayede ne yapsam diye hiç düşünmüyorum ve vücudum hayalimdeki şekline yaklaşmaya başladı.
- dejame (16.10.24 12:34:17)
[]
Hacizli kişiye nasıl para gönderilir?
Banka hesaplarında haciz olan bir kişiye banka hesabımdan nasıl para gönderebilirim?
İnternet bankacılığından yeni hesap açabilir.
Önce az miktar gönderip test edin.
Bloke hesap varsa blokeden sonra para yatırıp çekebiliyorsun. Hemen çekerse sorun olmaz.
Önce az miktar gönderip test edin.
Bloke hesap varsa blokeden sonra para yatırıp çekebiliyorsun. Hemen çekerse sorun olmaz.
- hebanon (03.09.24 00:29:35)
Yeni banka hesabı açması lazım daha önce hesabı olmayan, iik ihharnamesi almayan.
Uzaktan telelfonla müşteri olabiliyor
Uzaktan telelfonla müşteri olabiliyor
- fistikthecat (03.09.24 07:56:49)
Cepbank vardı bı ara?
- etna (03.09.24 08:37:08)
cepbank +1
- lazpalle (03.09.24 09:29:05)
[]
Avrupa'da korsan web sitelerine girmek sorun yaratıyor mu?
İzlemek istediğimiz şeyin sonuna izle yazıp Google'dan bulduğumuz korsan siteler var ya. Avrupa Birliği ülkelerinde bu web sitelerine girip izlemek sorun yaratıyor mu?
Torrent şeklinde olan izleme siteleri vardi, onlar sıkıntı.
Ama normal streaming sorun yok, birçok kere izledik kimseden de duymadım.
Ama normal streaming sorun yok, birçok kere izledik kimseden de duymadım.
- logisticsmanager (31.08.24 18:17:08)
almanya affedersin adamın totosundan kan alıyor, ne film ne kitap ne oyun, ne küçük ne büyük asla tolere etmiyorlar. diğer ülkeleri bilmiyorum.
- titanyum22 (31.08.24 20:48:13)
Hollanda'da sorun yaşayanlar olmuş gibi birşeyler duydum ama aleni olarak TV için kullanılıyor benim bildiğim, bir sıkıntı yaşanmadı.
- mbond (31.08.24 22:06:39)
ülkeden ülkeye değişebilir ama genelde download'da sorun olmuyor, upload'da oluyor. yani torrent sıkıntı, ama hdfilmcehennemi'nde film izleyebilirsin.
almanya'da kan alma durumunu yazan arkadaş neye göre yazmış anlamadım. yıllardır e-kitap, dizi-film ne varsa yardırıyorum bir şey olmadı. çevremde de kimsenin başına bir şey gelmedi. türkü almanı herkes çatır çatır bir şeyler indiriyor ya da stream'den bir şeyler izliyor. hatta türklerin çoğu iptv kullanıyor.
almanya'da kan alma durumunu yazan arkadaş neye göre yazmış anlamadım. yıllardır e-kitap, dizi-film ne varsa yardırıyorum bir şey olmadı. çevremde de kimsenin başına bir şey gelmedi. türkü almanı herkes çatır çatır bir şeyler indiriyor ya da stream'den bir şeyler izliyor. hatta türklerin çoğu iptv kullanıyor.
- sir gawain (01.09.24 01:19:18 ~ 01:27:01)
@sir gawain
tanıdıklarımdan ve redditten sıkça aldığım haberlerden. şu an googleda "reddit germany download" diye arattım ve ilk karşıma gelen post bu. www.reddit.com
adam 9 ay önce download yüzünden 1500 euro ceza yemiş.
ha sen parasını verip iyi bir vpn kurdum diyorsan onu bilemem. ben dümdüz korsan indirmeden bahsettim.
tanıdıklarımdan ve redditten sıkça aldığım haberlerden. şu an googleda "reddit germany download" diye arattım ve ilk karşıma gelen post bu. www.reddit.com
adam 9 ay önce download yüzünden 1500 euro ceza yemiş.
ha sen parasını verip iyi bir vpn kurdum diyorsan onu bilemem. ben dümdüz korsan indirmeden bahsettim.
- titanyum22 (01.09.24 01:38:41 ~ 01:40:06)
@titanyum22,
almanya'da ona bakarsan göldeki bir ördeğe yemek vermek de yasak, belki milyonda bir kişi bunu yaptığı için ceza alıyordur, sonra gelip reddit'de başlığını açıyordur. bu örnek biraz ona benzemiş. ben yıllardır kimseden böyle bir şey duymadım, kağıt üzerinde yasak olabilir ama öyle "asla tolere edilmiyor" gibi bir durum yok.
yıllar önce torrent kullandığı için bir tanıdığım benzer bir mektup almıştı. ücretsiz avukat tutup cezayı 300 euro'ya düşürmüştü. en fazla başına bu gelir herhalde.
belki de ikimiz de haklıyızdır, eyalete göre değişiyordur bu tolere edip etmeme durumu.
almanya'da ona bakarsan göldeki bir ördeğe yemek vermek de yasak, belki milyonda bir kişi bunu yaptığı için ceza alıyordur, sonra gelip reddit'de başlığını açıyordur. bu örnek biraz ona benzemiş. ben yıllardır kimseden böyle bir şey duymadım, kağıt üzerinde yasak olabilir ama öyle "asla tolere edilmiyor" gibi bir durum yok.
yıllar önce torrent kullandığı için bir tanıdığım benzer bir mektup almıştı. ücretsiz avukat tutup cezayı 300 euro'ya düşürmüştü. en fazla başına bu gelir herhalde.
belki de ikimiz de haklıyızdır, eyalete göre değişiyordur bu tolere edip etmeme durumu.
- sir gawain (01.09.24 01:44:56 ~ 01:49:01)
[]
Vodafone Faturasız hatta geçiş
Vodafone faturalı hattım var.
Faturasız hatta geçmek istiyorum.
Bu işlemi yakın zamanda yapan veya bilgisi olan var mı?
Nasıl yapılır? Zorluk çıkarırlar gibi geliyor bana ama nasıl bir zorluk olabileceğini tahmin edemiyorum.
Faturasız hatta geçmek istiyorum.
Bu işlemi yakın zamanda yapan veya bilgisi olan var mı?
Nasıl yapılır? Zorluk çıkarırlar gibi geliyor bana ama nasıl bir zorluk olabileceğini tahmin edemiyorum.
taahhütünüz bittiyse ya da taahhüütn son ayındaysanız hasarsız, kayıpsız geçersiniz. telefonla arayın 542'yi faturasıza geçmek istiyorum deyin. ufak bir bedeli vardır. turkcellde 50 tl idş geçen sene sanırım. Ben turkcellde geçen yıl çok yüksek tarifelerden dolayı bu şekilde aradım, talep açtılar. Tam geçişin yapılacağı gün son kez aradılar ve uygun bir tarife seçeneği sundular, tamam şimdi oldu dedim ve geçmedim. süreç böyle işliyor.
- adivar (08.08.24 07:45:37)
[]
Büyük şirketlerin son 3 yılda vergi vermemesi nedir?
Pek çok büyük şirketin son 3 yılda vergi (Kurumlar Vergisi galiba) vermediği yayınlandı her yerde.
Bu işin gerçeği nedir?
Bu işin gerçeği nedir?
Akepe yandaslarini koruyup kolluyor iste. Akepe burjuvazisi de denebilir buna.
Adamlar sirf enflasyondan zarar görmesin diye ihaleler milyar eurolardan veriliyor, vergi silmek ne ki, nasilsa halk veriyor.
Adamlar sirf enflasyondan zarar görmesin diye ihaleler milyar eurolardan veriliyor, vergi silmek ne ki, nasilsa halk veriyor.
- Yourcousinmarvinberry (05.08.24 11:07:50)
(bkz. Burjuva devlet nedir) komplo teorisi değil, literatürde olan şeyler.
- prole (05.08.24 11:17:37 ~ 11:18:41)
pek çok büyük şirket ama büyük şirketlerin çoğunluğu değil. yatırım teşvik alıyorlar. yani kazancını yatırıma yönlendirdiğinde vergiden düşebiliyorlar. akp'yi savunan biri değilim. ama vergide bir kayırma yok. ihale verilmesi vs. konularında kayırmaca var, herkesin bildiği bir şekilde. orada sesimizi çıkartmalıyız ama nedense gündem olmuyor. olamıyor.
- gabe h coud (05.08.24 11:27:15 ~ 11:28:48)
bu işin olması gerekeni budur aslında ama muhalifliğe zeval gelmesin diye pek dillendirilmez...
vergi, net kazancın üstünden verilir. bir şirket bu yıl 100 milyon tl kazandıysa kurumlar vergisi 25 milyon tl'dir. %20'ydi 25 oldu.
ama kapital düzende devletlerin esas istediği şey burdaki %25 pay değildir, onun yerine ülkesindeki şirketlerin yatırım yapmasını, istihdam sağlamasını ve büyümesini ister. bu borsayı da büyütür, yabancıyı da çeker, dünyayla rekabet de sağlar vs. vs.
mesela thy'yi ele alalım. zarar açıklar, vergi vermez. çünkü kazandığı para + çektiği kredilerle şunla bunla daha çok uçak alır, daha çok pilot ve kabin memuru alır, daha çok tekniğe yatırım yapar. amaç her zaman thy'nin büyümesidir, daha çok yere uçmasıdır, daha çok müşteri kapasitesi olmasıdır. o yüzden kar etmez. devlet de thy'den gelecek %25 pay yerine zaten bunu tercih eder, o yüzden vergi net kardan alınır.
vergi, net kazancın üstünden verilir. bir şirket bu yıl 100 milyon tl kazandıysa kurumlar vergisi 25 milyon tl'dir. %20'ydi 25 oldu.
ama kapital düzende devletlerin esas istediği şey burdaki %25 pay değildir, onun yerine ülkesindeki şirketlerin yatırım yapmasını, istihdam sağlamasını ve büyümesini ister. bu borsayı da büyütür, yabancıyı da çeker, dünyayla rekabet de sağlar vs. vs.
mesela thy'yi ele alalım. zarar açıklar, vergi vermez. çünkü kazandığı para + çektiği kredilerle şunla bunla daha çok uçak alır, daha çok pilot ve kabin memuru alır, daha çok tekniğe yatırım yapar. amaç her zaman thy'nin büyümesidir, daha çok yere uçmasıdır, daha çok müşteri kapasitesi olmasıdır. o yüzden kar etmez. devlet de thy'den gelecek %25 pay yerine zaten bunu tercih eder, o yüzden vergi net kardan alınır.
- gitdaddy (05.08.24 11:45:52)
[]
Yüzülebilir göller
Türkiye’de özellikle de İstanbul’a yakın yüzülebilir göller var mı? Suları nasıl? Şezlong şemsiye deniz kenarındaki gibi sistem mi?
İznik gölü, yüzülebilir ve plajı var.
- madurumdamadurum (04.08.24 13:58:26)
[]
Ahlaksızlık görüyor musunuz etrafınızda?
Dünyanın her yerinde ahlaksızlık var, ama Türkiye’de ahlaksızlık sanki utanılacak bir şey olmaktan çıkmış gibi. İnsanlar, yaptıkları uyanıklıkları, hırsızlıkları ve yalanları bir marifetmiş gibi anlatıyor ve merakla takip ediliyorlar.
- Siz de etrafınızda veya medyada övünçle ahlaksızlıklarını anlatan insanlara rastlıyor musunuz?
- Türkiye’nin bu konuda dünyanın geri kalanından daha kötü durumda olduğunu düşünmekte yanılıyor muyum?
Not: Ahlaksızlık derken seksle ilgili şeylerden bahsetmiyorum; seks konusunu dışarıda tutalım lütfen.
- Siz de etrafınızda veya medyada övünçle ahlaksızlıklarını anlatan insanlara rastlıyor musunuz?
- Türkiye’nin bu konuda dünyanın geri kalanından daha kötü durumda olduğunu düşünmekte yanılıyor muyum?
Not: Ahlaksızlık derken seksle ilgili şeylerden bahsetmiyorum; seks konusunu dışarıda tutalım lütfen.
evet her yerdeler ve normalleştirmiş durumdalar.
şaşırıyorum
Türkiye, dünyanın kalanından kötü durumda değil bence genel olarak bir rezillik var. bence dünya üzerinde her yerde artık ahlaksızlık diz boyu.
şaşırıyorum
Türkiye, dünyanın kalanından kötü durumda değil bence genel olarak bir rezillik var. bence dünya üzerinde her yerde artık ahlaksızlık diz boyu.
- mantarliborekk (26.07.24 09:56:08)
geri kalmislikla alakali. ekonomi kotuyse hirsizlik ahlaksizliktan cikar, bunun gibi
- ala09 (26.07.24 09:56:30)
Çok görüyorum geçende müdürlük sınavı hakkında konuşuyoruz. Konu mülakatlardan açıldı herkes torpil bulmanın peşinde. Dindar görünen namaz kılıp oruç tutanlar bile torpili savunuyor. Torpil kul hakkına girmez mi? diye sordum. Herkes ben torpil bulmasam başkası bulacak benim yerime girecek diyor. Artık herkese torpil mevzusu normal geliyor.
Böyle olunca kendimi enayi gibi hissediyorum. Dünyada bir enayi ben kaldım sanırım diyorum.
Böyle olunca kendimi enayi gibi hissediyorum. Dünyada bir enayi ben kaldım sanırım diyorum.
- komando kani var bende (26.07.24 10:01:13)
Ahlaklı insanlar her zaman azınlıktaydı. Şimdi de farklı değil durum. ahlak kelimesi farklı anlamda kullanılıyor artık, seks hiç bir Zaman ahlakla ilgili değildi zaten.
- hasmetizm 2046 (26.07.24 10:02:31)
Ahlaksızlık olarak değerlendirdiğim şeyler görmüyorum, ama iş etiğine kendimce aykırı bulduğum çok şey oluyor. Adam otelde masaj yaptırıyor, şirkete fatura ediyor mesela. Bana ters. :)
- auroraaurora (26.07.24 10:10:32)
türkiye'de ahlaksizlik, adam kayirma, kücüp hesaplar pesinde kosma, torpil kol geziyor.
yere cöp atmak bile ahlaksizlik, terbiyesizliktir benim gözümde.
gecen sene yazin sahilde otururken önümden bir sürü süt misir, cekirdek falan satan cocuk gecti. bundan daha büyük bir ahlaksizlik olabilir mi? cocuklari koruyamiyoruz. bu zaten basli basina en büyük ahlaksizlik. sonra kirmizi isikta arabaya mendil falan satmak icin gelen cocuklar...
türkiye'de yasayabilmen icin bunlara göz yumman lazim. bu da ahlaksizliktir
yere cöp atmak bile ahlaksizlik, terbiyesizliktir benim gözümde.
gecen sene yazin sahilde otururken önümden bir sürü süt misir, cekirdek falan satan cocuk gecti. bundan daha büyük bir ahlaksizlik olabilir mi? cocuklari koruyamiyoruz. bu zaten basli basina en büyük ahlaksizlik. sonra kirmizi isikta arabaya mendil falan satmak icin gelen cocuklar...
türkiye'de yasayabilmen icin bunlara göz yumman lazim. bu da ahlaksizliktir
- sonsuz (26.07.24 10:56:44)
sonsuz +1
Ben de kendimce ahlaksız bulduğum bir dünya şeyle karşılaşıyorum gün içinde. Dün mesela işlek bir sokakta yürürken yolun tam ortasında boş bir cam soda şişesi gördüm. O şişenin üstünden geçip lastiğini parçalayacak bir araç mutlaka olur. Bunu akıl etmek çok zor olmasa gerek. Tamam hadi, yine yere at çöpünü, geri dönüşüm falan hiç düşünme ama yolun ortasına da atma mesela. Bu tip detaylar beni çok rahatsız ediyor. Kolay çünkü o çöpü oraya atmamak.
Ben de kendimce ahlaksız bulduğum bir dünya şeyle karşılaşıyorum gün içinde. Dün mesela işlek bir sokakta yürürken yolun tam ortasında boş bir cam soda şişesi gördüm. O şişenin üstünden geçip lastiğini parçalayacak bir araç mutlaka olur. Bunu akıl etmek çok zor olmasa gerek. Tamam hadi, yine yere at çöpünü, geri dönüşüm falan hiç düşünme ama yolun ortasına da atma mesela. Bu tip detaylar beni çok rahatsız ediyor. Kolay çünkü o çöpü oraya atmamak.
- sekizdokuzon (26.07.24 11:05:52)
Ahlaksızlık yapmakla kalmayıp övünmek var. Arkadaş çevremde yok ama günlük hayatta denk geliyorum. En büyük sorun bunun ahlaksızlık olduğunu fark etmeyip/kabul etmeyip bunu pratik zeka, kurnazlık, yolunu bulmak vs. sanmak. Bir trafikte herhangi bir şey için sıra halinde bekleyenlerin yanından geçip ilerde bir yerde kaynak yapmak büyük ahlaksızlıklardan mesela.
İnanılmaz derecede normalleştirilmiş. Kaçak elektrik kullanımı, alınan yiyeceği farklı kategoriden göstererek yapılan KDV kaçakçılığı, vergi kaçırma, iftira, rüşvet, torpil, ayıplı mal satmak, dolandırıcılık hepsi ahlaksızlık ve hepsi iliklerine kadar işlemiş milletin.
İnanılmaz derecede normalleştirilmiş. Kaçak elektrik kullanımı, alınan yiyeceği farklı kategoriden göstererek yapılan KDV kaçakçılığı, vergi kaçırma, iftira, rüşvet, torpil, ayıplı mal satmak, dolandırıcılık hepsi ahlaksızlık ve hepsi iliklerine kadar işlemiş milletin.
- nawar (26.07.24 11:16:58 ~ 12:04:50)
Hani rusların meşhur bir sözü var ya;
çeçenden canını, azeriden paranı, rusdan karını.. diye
bu üç milletin 2 si türk...dünyada zirve yapmışızdır...
çeçenden canını, azeriden paranı, rusdan karını.. diye
bu üç milletin 2 si türk...dünyada zirve yapmışızdır...
- digits (26.07.24 11:24:14)
sokağa, alışverişe, dışarı kısacası topluma çıktığımda her türlü ahlaksızlığı görüyorum. biri bin para. çöp atan, başkasını her türlü rahatsız eden, kendinden başkasını düşünmeyen vs.
ancak kendi çevreme baktığımda (kısıtlı bi iş, arkadaş ve aile çevrem var), böyle buram buram bi ahlaksızlık görmüyorum.
muhakkak yaptığımız yanlışlıklar ya da farkına varmadan verdiğimiz rahatsızlıklar oluyordur ancak o konuda oldukça dikkat ediyorum.
olaya ahlak/ahlaksızlık olarak değil de, başkasına herhangi bi konuda rahatsızlık vermek/kötülük yapmak olarak yaklaştım
ancak kendi çevreme baktığımda (kısıtlı bi iş, arkadaş ve aile çevrem var), böyle buram buram bi ahlaksızlık görmüyorum.
muhakkak yaptığımız yanlışlıklar ya da farkına varmadan verdiğimiz rahatsızlıklar oluyordur ancak o konuda oldukça dikkat ediyorum.
olaya ahlak/ahlaksızlık olarak değil de, başkasına herhangi bi konuda rahatsızlık vermek/kötülük yapmak olarak yaklaştım
- biseysorcaktim (26.07.24 11:28:56)
Görüyorum ve çok bunalmış vaziyetteyim.
Torpilden çok kere bahsedilmiş, ancak ne kadar bahsedilse az. Torpil saklanacak bir şey bile değil artık. Çok normal bir şey olmuş. Bu tür insanlara bunun ne kadar olağandışı bir şey olduğunu anlatamıyorum bile, garipseniyorum.
Sosyal medyada yapılan yorumlara bakıyorum, torpil ve din ilişkisi bile kurulmuş. Akrabaları, komşuları kollamak gerekir tarzı hadislerle bağdaştırılmış torpil artık. Adam kayırmak kollamak olarak görülüyor. Bu şahit olması çok yıpratıcı bir şey.
Özellikle alt gelir grubu erkekler arasında ise aldatmak son derece normal. Sadece alt gelir grubu aldatıyor demiyorum, her kesimde yaygın sadakatsizlik; ancak bu kişiler saklanmıyor. Hatta övünüyorlar. Her yerde anlatıyor bu "maceraları." Yazık evde eşleri oturup aile, çocuk düşünüyor. Bayramda falan ne yapmak gerekir bunlara kafa yoruyor. Zaten kocalarının sıkı denetimi altındalar. Kocalarsa her fırsatta "arada olacak tabi hocam" denen "kaçamaklar" peşinde. Sadakat diye bir şey yok. Sadakat olmadığı gibi eşlerin birbirine bakış şekli de çok çirkin. Resmen çirkin yani. Mide bulandırıcı. Bu insanlar aynı zamanda eşlerini her fırsatta aldatıp yine dinden imandan bahsedip cumalara falan gidiyor. Gerçekten insanın karnına kramp giriyor şahit oldukça.
Yine firmalarda kadın çalışanların arkasından yapılan muhabbetler tiksinti verici. Gerçek anlamda tiksinti verici.
Türkiye'de çalışma kanunu da boşuna var. Mavi yaka dışında nerdeyse kimse mesai almıyor. İş güvenlikçileri boşuna var. İş güvenliği önlemleri dalga konusu. İşverenler bunların gereksizliğine çene yorarken işçiler de bunlara uymamakla, iş güvenlikçilere verdikleri ayarlarla övünüyor. İhbar, kıdem tazminatları ödenmiyor, çok az yer ödeme yapıyor. Maaşlar elden veriliyor birçok yerde. Mavi yakanın aldıkları mesailerde de pazar mesaisi düşük veriliyor çoğu zaman. Esnaf vergi falan vermiyor. Kaçak işçi çalıştırılıyor birçok yerde.
Olmayan ne var ki?
İnsanlarda bir boşlamışlık... Herkes kendini nimetten sayıyor. Hakkında açılan suç dosyasıyla övünen tipler ortalıkta kol geziyor. Trafikte maganda dolu, çakarlı araç dolu. Makas atan dolu. Daha dün kamyonun biri kırmızı ışığı beklememek için kamyonla kaldırıma tırmanıp döndü döneceği yere. Kaldırıma çıktı ya kamyonla. 1 dakika fazla beklememek için.
Saya saya bitiremem. Gerçekten iğrenerek yaşıyorum.
Torpilden çok kere bahsedilmiş, ancak ne kadar bahsedilse az. Torpil saklanacak bir şey bile değil artık. Çok normal bir şey olmuş. Bu tür insanlara bunun ne kadar olağandışı bir şey olduğunu anlatamıyorum bile, garipseniyorum.
Sosyal medyada yapılan yorumlara bakıyorum, torpil ve din ilişkisi bile kurulmuş. Akrabaları, komşuları kollamak gerekir tarzı hadislerle bağdaştırılmış torpil artık. Adam kayırmak kollamak olarak görülüyor. Bu şahit olması çok yıpratıcı bir şey.
Özellikle alt gelir grubu erkekler arasında ise aldatmak son derece normal. Sadece alt gelir grubu aldatıyor demiyorum, her kesimde yaygın sadakatsizlik; ancak bu kişiler saklanmıyor. Hatta övünüyorlar. Her yerde anlatıyor bu "maceraları." Yazık evde eşleri oturup aile, çocuk düşünüyor. Bayramda falan ne yapmak gerekir bunlara kafa yoruyor. Zaten kocalarının sıkı denetimi altındalar. Kocalarsa her fırsatta "arada olacak tabi hocam" denen "kaçamaklar" peşinde. Sadakat diye bir şey yok. Sadakat olmadığı gibi eşlerin birbirine bakış şekli de çok çirkin. Resmen çirkin yani. Mide bulandırıcı. Bu insanlar aynı zamanda eşlerini her fırsatta aldatıp yine dinden imandan bahsedip cumalara falan gidiyor. Gerçekten insanın karnına kramp giriyor şahit oldukça.
Yine firmalarda kadın çalışanların arkasından yapılan muhabbetler tiksinti verici. Gerçek anlamda tiksinti verici.
Türkiye'de çalışma kanunu da boşuna var. Mavi yaka dışında nerdeyse kimse mesai almıyor. İş güvenlikçileri boşuna var. İş güvenliği önlemleri dalga konusu. İşverenler bunların gereksizliğine çene yorarken işçiler de bunlara uymamakla, iş güvenlikçilere verdikleri ayarlarla övünüyor. İhbar, kıdem tazminatları ödenmiyor, çok az yer ödeme yapıyor. Maaşlar elden veriliyor birçok yerde. Mavi yakanın aldıkları mesailerde de pazar mesaisi düşük veriliyor çoğu zaman. Esnaf vergi falan vermiyor. Kaçak işçi çalıştırılıyor birçok yerde.
Olmayan ne var ki?
İnsanlarda bir boşlamışlık... Herkes kendini nimetten sayıyor. Hakkında açılan suç dosyasıyla övünen tipler ortalıkta kol geziyor. Trafikte maganda dolu, çakarlı araç dolu. Makas atan dolu. Daha dün kamyonun biri kırmızı ışığı beklememek için kamyonla kaldırıma tırmanıp döndü döneceği yere. Kaldırıma çıktı ya kamyonla. 1 dakika fazla beklememek için.
Saya saya bitiremem. Gerçekten iğrenerek yaşıyorum.
- akhenaten (26.07.24 11:30:15 ~ 11:44:46)
sosyal(!) paylaşım yaptıkları mecralara bakarsanız ahlaksızlıkları anlatmayı geçin bunu övünçle sergiliyorlar bile, ülkenin özeti resmen. gecenin köründe drift atanlar, motor bağırtıp milleti rahatsız edenler ve işin trajikomik kısmı bunların binlerce beğeni alması. bunu beğenenler var ya düşünsenize binlerce.
- Improbable (26.07.24 11:41:02)
cahillik, fakirlik, açgözlülük, denetimsizlik, kutuplaşma ve dinin saptırılmasının doğal sonucu bu.
- parka (26.07.24 12:34:02 ~ 12:35:21)
mesela torpilli bir kadin vardi ben yuksek lisans yaparken. atiyorum Kars'ta ogretim gorevlisi ama Izmir'de doktora yapiyor.
Haliyle Kars'ta falan calismadan maas aliyor.
projeye eklemisler oradan da para aliyor.
yuksek lisansi, tezsiz, okulun yonetmeligine aykiri vs. vs.
doktora yaptigi bolum, onun lisans bolumunu normalde kabul etmiyor, yine usulsuz.
Zaten kendi saklamiyordu, ben de diger detaylari herkese anlattim. Diger arkadaslar da gariban yuksek lisans ogrencisi, atama bekliyor, ales vs ugrasiyor, tuzu kuru tipler degiller ama buna saygili davrandilar, hatta hocam falan diyorlardi ki torpilden bagimsiz kadinin birsey bildigi yok, turist gibi takiliyordu.
Bu bence onun yaptigi ahlaksizliktan cok daha buyuk ahlaksizlik.
buna kopek ceken bir tek ben vardim ve bilin bakalim kim dislandi?
Haliyle Kars'ta falan calismadan maas aliyor.
projeye eklemisler oradan da para aliyor.
yuksek lisansi, tezsiz, okulun yonetmeligine aykiri vs. vs.
doktora yaptigi bolum, onun lisans bolumunu normalde kabul etmiyor, yine usulsuz.
Zaten kendi saklamiyordu, ben de diger detaylari herkese anlattim. Diger arkadaslar da gariban yuksek lisans ogrencisi, atama bekliyor, ales vs ugrasiyor, tuzu kuru tipler degiller ama buna saygili davrandilar, hatta hocam falan diyorlardi ki torpilden bagimsiz kadinin birsey bildigi yok, turist gibi takiliyordu.
Bu bence onun yaptigi ahlaksizliktan cok daha buyuk ahlaksizlik.
buna kopek ceken bir tek ben vardim ve bilin bakalim kim dislandi?
- spherical (26.07.24 13:51:14)
Dünyanın başka yerlerinde farklı bir şey olduğuna pek de inanasım yok.
Sorun ahlaksızlık kısmından ziyade utanmama kısmı sanki. Yani ahlaksızlık kol gezse ama daha gizli saklı olsa bir dönüşüm mümkün dersiniz, ama pişkinlik ve utanmazlık var.
Sorun ahlaksızlık kısmından ziyade utanmama kısmı sanki. Yani ahlaksızlık kol gezse ama daha gizli saklı olsa bir dönüşüm mümkün dersiniz, ama pişkinlik ve utanmazlık var.
- encokbenisevinnolur (27.07.24 03:33:12)
adalet bakanlığına bağlı memurum, kurumun içinde öyle bir torpil dönüyor ki. yalakalar ve arkası sağlam olanları kayıran idare yüzünden kurumdaki düzgün iş yapan insanlar bıktı ve eah ben mi düşünecem devletin işini, ben mi kurtarıcam dünyayı ben de yapmıyom lan modunda herkes. şeflerden birinin yüzüne ben kendim direkt dedim sizin gibi insanlar yüzünden sistem çöküyor ülke çöküyor diye. hepinizin aq dedim iş yerimde odamdan çıkmıyorum midem bulanıyor ikiyüzlülerden.
ülkenin geneli de bu model, her şeyde her yerde ahlaksızlık var. hem hak yeme hem de çarpık ilişkiler anlamında. artık evimden de çıkmıyorum insan içine. ülke dışını bilemiyorum ama ülkenin çivisi çıkmış durumda malesef
ülkenin geneli de bu model, her şeyde her yerde ahlaksızlık var. hem hak yeme hem de çarpık ilişkiler anlamında. artık evimden de çıkmıyorum insan içine. ülke dışını bilemiyorum ama ülkenin çivisi çıkmış durumda malesef
- a gun and a pack of sandwiches and nothing (27.07.24 22:21:31)
[]
Selamın Aleyküm
Selamın Aleyküm diyor musunuz veya demiyor musunuz? Neden?
Duyduğunuzda veya duymadığınızda ne düşünüyorsunuz?
Sizce nasıl olmalı?
Duyduğunuzda veya duymadığınızda ne düşünüyorsunuz?
Sizce nasıl olmalı?
ben karşımdakinin eğitim seviyesine göre ve günlük kaç insan gördüğüne göre selam veriyorum. pazarcıya dolmuşçuya bakkala selamınaleyküm diyorum. bende para olduğunu sezdiği anda beni yolacak birine mutlaka selamınaleyküm diyorum. böyle demezsen "aha entel dantel geldi, bunda para vardır" derler. örnek: sanayi.
diğerlerine merhaba, kolay gelsin, iyi akşamlar vb
diğerlerine merhaba, kolay gelsin, iyi akşamlar vb
- AWD (22.07.24 21:20:16 ~ 21:27:21)
Demiyorum. Muhafazakarlik bir yana kadinlarin diyecegi bir laf gibi gelmiyor bana. Muhafazakar da degilim. Ama soyleyenler oluyor tabii mesela basi kapali bi teyze adres soracak s.a. diye baslayabiliyor. A.s. diyorum tarzim olmasa da.
Bence hic kimse kullanmasin. Turkce degil sonucta.
Bence hic kimse kullanmasin. Turkce degil sonucta.
- Kittie (22.07.24 21:21:38)
Çol yadırgamayacağını düşündüğüm herkese, her ortama girerken selamın aleyküm diyorum. Özellikle büyüklerime. Tutup 60-70 yaşında adamlara “Selamlarrr” diye gelmek hoşuma gitmiyor.
- hrvl (22.07.24 21:21:49)
Demem. Müslüman değilim. Arap da değilim.
Çevremde sa diyecek kimse yok. Biri ayda yılda bir bana derse sorun çıkartmam as derim.
Çevremde sa diyecek kimse yok. Biri ayda yılda bir bana derse sorun çıkartmam as derim.
- gabe h coud (22.07.24 21:37:42 ~ 22:17:19)
Türküm, müslümanım, "selamı yayınız" diye bir hadis-i şerif vardır ve Selam Allah'ın isimlerindendir, birine selam vermek ona "benden sana zarar gelmeyeceğini taahhüt ediyorum" anlamına gelen bir söz vermektir ve yerine getirmek de gerekir. Bu sebeple selamı yaymak adına muhakkak selamlaşırım ama çok büyük çoğunlukla "selamlar" derim. Özellikle bir mekana girerken. "selamün aleyküm"ü evde kullanıyorum, sabahları uyanır uyanmaz mutfakta olduğunu bildiğim anneme sataşırken :)
Bana göre "selamlar" ya da "selam" iyidir, selam vermekle verilmiş bulunan sözü tutmak şartıyla. O sözü tutmayacaksa insan hiç selam vermesin daha iyi.
Bana göre "selamlar" ya da "selam" iyidir, selam vermekle verilmiş bulunan sözü tutmak şartıyla. O sözü tutmayacaksa insan hiç selam vermesin daha iyi.
- muhayyer divan (22.07.24 21:41:12)
Demiyorum. Arap mıyım da diyeyim.
- pianeta (22.07.24 21:53:27)
selam vermem ama selam alırım, cinsliğin lüzumu yok.
- dr doofenshmirtz (22.07.24 21:54:53)
sadece babamla selamlaşma şeklimizdir. başkasıyla kullanmıyorum ama diyen olursa aleykümselam derim geçerim kasmam. arapçı değilim de yani artık bunun bizim dilimize yerleşmiş bir ifade olduğunu düşünüyorum. çok şaapmamak lazım.
- titanyum22 (22.07.24 21:57:09)
Kendim ateist bir insanım bir ortama girerken genelde "merhaba" derim ama bana biri selamın aleyküm derse de nezaketen aleyküm selam der geçerim bunu karakter meselesi yapmam.
- Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet (22.07.24 22:06:30)
Demiyorum. Çünkü arap değilim. Kullananlara karşı da aşırı ön yargılıyım. Genelde merhaba diyorum. Selam demekte de sorun yok. İkisi de arapça kökenli olsa da Türkçeye geçmiş kelimeler. Araplaştırmanın gereği yok. Duyduğumda ön yargılı oluyorum. Tatavasını çekmemek için tipine göre aleykümselam, as ya da selam diyorum. Etkileşimi başlatmaya sebep olan konudan 1 saniye fazla geçirmek istemiyorum.
@muhayyer divan'ın dediği gibi "es-selam" Allah'ın adlarından biri. Barış getiren anlamında. Selam (Salam) ise kelime olarak barış ve esenlik zaten. Haliyle selam deyince karşısındakinin kafir olduğunu düşünen ve cevap vermeyen ama selamın aleyküm deyince "ALLAH'IN SELAMINI VERİYORUZ ONU DA MI ALMIYORSUNUZ? TÖVBE TÖVBE" diyen çomarları adam yerine koymuyorum.
Bu arada sırf Arapça değil. Datee çıkmak, lovebombing yapmak falan gibi lümpen İngilizce-Türkçe karışımı ifadelerden de rahatsız oluyorum. Türkçesi olmayan ya da anlamı uzak kalan şeylerde kullanılmasından o kadar rahatsız değilim tabii. Yapacak bir şey yok.
@muhayyer divan'ın dediği gibi "es-selam" Allah'ın adlarından biri. Barış getiren anlamında. Selam (Salam) ise kelime olarak barış ve esenlik zaten. Haliyle selam deyince karşısındakinin kafir olduğunu düşünen ve cevap vermeyen ama selamın aleyküm deyince "ALLAH'IN SELAMINI VERİYORUZ ONU DA MI ALMIYORSUNUZ? TÖVBE TÖVBE" diyen çomarları adam yerine koymuyorum.
Bu arada sırf Arapça değil. Datee çıkmak, lovebombing yapmak falan gibi lümpen İngilizce-Türkçe karışımı ifadelerden de rahatsız oluyorum. Türkçesi olmayan ya da anlamı uzak kalan şeylerde kullanılmasından o kadar rahatsız değilim tabii. Yapacak bir şey yok.
- nawar (22.07.24 22:20:31 ~ 22:21:11)
kaleci saçlı forvet icardi +1
- baldan kaymak (22.07.24 22:36:22)
merhaba diye cevap veririm :d
- yuvarlanantencereninkapagi (22.07.24 22:39:26)
Tanıdığım biriyle selamlaşırken ya da biri bir şey soracağı zaman ağız alışkanlığıyla doğal şekilde söylerse karşılık veriyorum. Ancak bazen bunu ideolojik kullananlar var. Yolda random tipler durduk yere selam veriyor. O zaman sert bir bakış atıp devam ediyorum. Bu insanlardaki bu kadar yakınlaşma isteği, bu kadar her yerde bir temas kurma dürtüsü çok rahatsız edici. Selamı yayın diye hadis varsa bile eminim önünüze gelene selam verin anlamında söylenmemiştir, yeri geldiğince selam verilmesi istenmiştir. Çünkü tuhaf yani. Kimse böyle bir şey istemez kimseden. Birileri yine kendine vazife çıkarıp en müslüman benim kafasına girmiş belli ki.
Kendim kullanmam.
Kendim kullanmam.
- akhenaten (22.07.24 22:40:10 ~ 22:46:20)
hepsini kullanirim duruma ve yerine gore. bu arada bilmeyenler icin serh duseyim: "selam" ve "merhaba" da arapca. nasil ki selam demek icin ne musluman ne de arap olmaya gerek var; selamun aleykum icin de aynisi gecerli. butun bu ifadeler coktan turkcelesti zaten. biri otekine pek tabii ki tercih edilebilir ama sebep olarak arap olmamayi sunmak abes kaciyor.
- banach (22.07.24 23:07:59)
Herhangi bir yere girerken merhaba der geçerim, selamün aleyküm demem, bende anısı var, lisede yatılı okurken cemaatçi tipler pansiyondaki odalara girerken yüksek sesle selamün aleyküm derlerdi, aleykümselam demediğinde de triplere girerlerdi, hey gidi günler:)
- blue rebel motorcycle club (22.07.24 23:59:50)
Müslüman değilim. selamın aleyküm'ü, kültürel bir alışkanlıkla kullanan köylü bir amucaysa örneğin tabii ki aleyküm selam diye karşılık veririm ama bu genelde çok küçük bir kesimi oluşturur. Onun dışında selamın aleykümü kültürel bir asimilasyon olarak kullanmaya çalışan pek çok dallama mevcut, onlara merhaba poğaçacı şeklinde cevap veririm genelde.
- thracia (23.07.24 08:17:54)
Ben de dalgasına esselamu aleyküm ve rahmetullah diye girerim bazı ortamlara. 3 kez tekrar ediyorum hatta. :) Şunun selamı var dediklerinde aleyküm selam derim. Kasmıyorum.
- auroraaurora (23.07.24 08:27:32)
bunun arap olmakla ilgisi yok, selam ve merhaba kelimeleri nasıl Türkçeye yerleşmişse yüzyıllardır kullanılan selamun aleyküm ifadesi de Türkçeye yerleşmiştir. Araplar başındaki Elif lam takısı ile birlikte esselamu aleykum olarak kullanır zaten bizden farklı olarak. Selamlaşmayı Peygamber efendimiz tavsiye ediyor, bu her selamun aleyküm diyenin müslüman olması gerektiği anlamına gelmiyor. zira yahudiler de ibranicede neredeyse aynı olan şalom aleyhim ifadesini kullanır.
merhaba diyene aleyküm selam diyip kıllık yapmam, selamun aleyküm dediğimde merhaba diye karşılık verene kıllık yapmam ama selam vererek girdiğim yerde adam buyrun diye karşılık veriyorsa ayar olurum. nasıl karşılık verdiğin önemli değil be adam, nezaketen bir karşılık ver en azından. sözün özü, elimden geldiğince selam veririm.
merhaba diyene aleyküm selam diyip kıllık yapmam, selamun aleyküm dediğimde merhaba diye karşılık verene kıllık yapmam ama selam vererek girdiğim yerde adam buyrun diye karşılık veriyorsa ayar olurum. nasıl karşılık verdiğin önemli değil be adam, nezaketen bir karşılık ver en azından. sözün özü, elimden geldiğince selam veririm.
- mustafakesekci (23.07.24 10:39:29 ~ 10:40:02)
bana selam verildiğinde aleyküm selam derim ama kendim hiçbir zaman s.a demedim kimseye. sonuçta bu da bir selamlaşma şekli, sadece dili farklı. çok düşünmüyorum üstüne bu yüzden. inançsız olduğumu bilen tanıdıklarım da farkında olmayarak bu şekilde selam veriyorlar. insanlarda "selam", "merhaba" deme kültürü pek yok sanırım...
- dilhun (23.07.24 18:39:00)
[]
Deniz varken neden havuzu tercih ediyorlar?
İki seçenek de varken havuzu tercih edenleri görüyorum ve neden öyle yaptıklarını anlayamıyorum.
Deniz dururken neden havuzu tercih ediyorlar?
Deniz dururken neden havuzu tercih ediyorlar?
Muhtemelen dalga yok boğulma riski az bir de temiz olduğu düşünülüyor diye tahmin ediyorum.
- Bir ben var benden şurada (19.07.24 17:04:02 ~ 17:04:23)
Genelde çocuklar/gençler havuzu daha çok seviyor. Eskiden ben de öyleydim mesela, yazlıkta deniz yerine havuza girerdik hep. Şimdi en son ne zaman havuza girdiğimi hatırlamıyorum bile. Deniz varsa denize girerim.
Bir de çocuklu aileler mecbur çocukları için havuzda takılabiliyorlar.
Bir de çocuklu aileler mecbur çocukları için havuzda takılabiliyorlar.
- jonas (19.07.24 17:15:43 ~ 17:18:02)
Deniz suyunun tuzlu olması hoşlarına gitmiyor olabilir.
- pispinti (19.07.24 17:18:03)
Günes, güneslenmek ve plajdan nefret ediyor olabilirler.
Ayrica yasadigim yerde deniz yok ve olsa da sirf yüzmek için tonla para vermezdim. Havuz daha pratik.
Ayrica yasadigim yerde deniz yok ve olsa da sirf yüzmek için tonla para vermezdim. Havuz daha pratik.
- Yourcousinmarvinberry (19.07.24 17:24:00)
güzel deniz bulmak o kadar kolay değil özellikle birde halk plajı falan ise insanların rahat edememesi normal, kirlilik vs de işin içine girince bildiğin bir havuz daha mantıklı olabiliyor
- duyurukullanıcısı (19.07.24 17:28:54)
Öngörülemeyen canlı popülasyonu korkutucu geliyor olabilir. Yüzerken savunmasız canlılarız aslında. Denize açıldığımda yunus sürüsü ile burun buruna geldiğimden beri ben de varsa havuz tercih ediyorum.
- ruhen hastayim ben (19.07.24 17:30:26)
Denizdeki canlılar, çevredeki kalabalık, sahilde her yerin kum olması, tuzlu su, dalgalar, tatil yerindeysen türlü varoş su üstü etkinlikleri (muz, simit, jetski, hede hödö)...
Tabii genelde denizi tercih ederim. Çünkü yandan kalabalık bir yerde ya da düşük yıldızlı bir otelde havuza gireceğime -denize de giremiyorsam- duşa girerim daha iyi. Havuzlar pislik ve hastalık yuvası. Denizde 100 metre çapında çevrenizde mutlaka denize işeyen biri oluyor(dur) ama o kadar büyük ve hareketli su kütlesinde size düşen ppm'i hesaplayamazsınız bile.
Tabii genelde denizi tercih ederim. Çünkü yandan kalabalık bir yerde ya da düşük yıldızlı bir otelde havuza gireceğime -denize de giremiyorsam- duşa girerim daha iyi. Havuzlar pislik ve hastalık yuvası. Denizde 100 metre çapında çevrenizde mutlaka denize işeyen biri oluyor(dur) ama o kadar büyük ve hareketli su kütlesinde size düşen ppm'i hesaplayamazsınız bile.
- nawar (19.07.24 17:58:37)
yüzme bilmiyor olabilir.
balıklardan korkuyor olabilir.
kalabalıktan kaçıyor olabilir.
tuzlu su sevmiyor olabilir.
balıklardan korkuyor olabilir.
kalabalıktan kaçıyor olabilir.
tuzlu su sevmiyor olabilir.
- jelly bear (19.07.24 18:07:23)
Dalga,
Tuzlu su genize kaçınca daha rahatsız edici,
Temiz,
Kum, çakıl vs yok,
Her giriş çıkışta tuzlu su tahrişi yok.
Tuzlu su genize kaçınca daha rahatsız edici,
Temiz,
Kum, çakıl vs yok,
Her giriş çıkışta tuzlu su tahrişi yok.
- abbabaabbaababbabaababbaabbabaab (19.07.24 18:20:09)
Ben de anlamlandıramıyorum. Deniz harika bir şey.
- gabe h coud (19.07.24 18:28:03)
Kumsal temiz olmuyor, insanlar ne var ne yok kumlara atıyor, ayağına temas etsin istemiyordur. Denizin içinde de cam kırıkları olabiliyor, deniz kestanesi batabiliyor, bazı kişiler balıklardan ve diğer deniz canlilarindan korkabiliyor. Bunun yanında havuz daha pis aslında. Ben denizi seviyorum. Balıkları izlemek için özellikle denizde olmayı seçerim ve korkmam. Ayağıma bir şey batarsa diye deniz ayakkabısı giyiyorum ama aslında deniz ayakkabısı giymeyi istemezdim. Bir de kumsallar gerçekten çok pis ya.
- rock n roll (19.07.24 18:37:42)
Havuz her acidan denizden daha avantajlidir. Guvenlik olsun suyun tuzlu olusu sudan ne cikacagi belli degil misal.
Havuzun 2 dez avantaji var
1 temizlik konusunda sikintili deniz gibi kendini cok iyi yenileyemiyor birisi isedi diyelim bu suyu yutma ihtimalin var yada dus almadan apis arasi kokan bi amcanin girmesi fln alan dar vs bu konuda deniz cok iyi
2 havuzun kaldirma kuvvet az direk batabiliyorsun
2
Havuzun 2 dez avantaji var
1 temizlik konusunda sikintili deniz gibi kendini cok iyi yenileyemiyor birisi isedi diyelim bu suyu yutma ihtimalin var yada dus almadan apis arasi kokan bi amcanin girmesi fln alan dar vs bu konuda deniz cok iyi
2 havuzun kaldirma kuvvet az direk batabiliyorsun
2
- Zetnikov (20.07.24 08:58:26)
idman icin havuz daha iyi.
sürekli git gel yaptiginda tamamen transa geciyorsun.
sürekli git gel yaptiginda tamamen transa geciyorsun.
- robert bosch (20.07.24 11:20:00)
Havuza temiz diyeni de gördük burada vay arkadaş
- Cezcez (20.07.24 11:30:08)
[]
Askerde ilginç bir şeyle karşılaştınız mı?
Askerliğinizi yaparken ilginç bir insanla, olayla karşılaştınız mı?
İki tane hırsız vardı bizde. Meslek olarak yani, kendisi öyle diyordu. Birinin bi numarası yoktu, diğeri akşam haberlerini kaçırmazdı, sektördeki gelişmeleri takip ettiğini söylüyordu. Haberdeki hırsızları teknik açıdan değerlendiriyordu falan. Bizim bir şeyimizi çalmadı şükür. Zaten etik olarak doğru olmazmış. Sağolsun etik değerleri de vardı.
- akhenaten (18.07.24 16:53:58 ~ 17:07:51)
Askerde normal bir şey yok ki, bizim kısa dönemlerin arasında hakim savcı falan vardı ilkokuk mezunu uzun dönem "dede"ler bunları kantine gönderip meyve suyu aldırıyorlardı, biri "ulan 2 ay önce müebbet ceza veriyordum bugün gördüğümüz şu muameleye bak" deyip ağlıyordu.
- Bir ben var benden şurada (18.07.24 17:09:48 ~ 17:10:59)
bi elemanın içine cin kaçmıştı diye bi olay olmuştu. herkes inanınca da insan da etkileniyordu :))
- high hopes of the sozluk (18.07.24 17:40:14)
anadolulu geyler. yumusak diye tabir edilen ama bir sekilde de korunup kollanan insanlar vardi. anadoluda ancak o kadar gey olunabiliyor demek ki demistim.
- antikadimag (18.07.24 19:02:28)
Cinayet işlemiş, adam vurmuş tipler vardı. Hatta bana bir tanesi silah kullanmak için özel ders vermişti.
Savcı vardı bir tane bizim bölükte. Ona herkes işlediği suçlarla ilgili sorular soruyordu. Her tipte suç vardı. Adam bıçaklama, komşuyu dövme falan bir sürü olay.
Savcı vardı bir tane bizim bölükte. Ona herkes işlediği suçlarla ilgili sorular soruyordu. Her tipte suç vardı. Adam bıçaklama, komşuyu dövme falan bir sürü olay.
- ferenc (18.07.24 19:07:11)
Ben 2009'da yaptım askerliği. Bizim bölükte ta o zamanlar türk vatandaşlığına geçmiş bir arap vardı, bizim bölükte daha önce bordo bereli olan bir başçavuş vardı. Başçavuş bu araptan kendisine arapça öğretmesini istiyordu ve hergün 1-2 saat arapça dersi veriyordu bu bordo bereli astsubaya. Şimdi düşünüyorumda devlet ta o zaman suriye'de olayların çıkacağını tahmin ediyor muydu? bu bordo bereli astsubay ondan mı arapça kursu alıyordu.
- komando kani var bende (18.07.24 19:22:52)
1 - hic yikanmayan insan
Bu kisi kokmaya baslamisti sikayet ettik ve yikanicani ogrenince kaciyordu bi gun banyoya bagladik anadan dogma soyduk baktik bas edemiyoruz itfaiye hortumuyla yikadik tazzikli. Yer fircasiyla fircaladik imana getirinceye kadar
2 - bana egitimin onemini ogretmis olay
Normal askerler resmen yardiriyorduk yapmadigimiz sey yoktu ama askere kisa donem savci vs birileri geldi asker. Komutan ugrwsamicani anladi galiba onlari askeriyeden uzak bir kulebeye verdi. Kulube yerde sadece sandalye telefon ve masa var. Bu telefon 3 ayda belki 1 defa calar calmaz. Bu sekilde hic bisey yaomadan tezkere cerdiler bu adamlara ve hic gorev vermediler. Egitimlilere pek bisi yaptirmiyorlardi digerleri ise asiri calisiyordu
Bu kisi kokmaya baslamisti sikayet ettik ve yikanicani ogrenince kaciyordu bi gun banyoya bagladik anadan dogma soyduk baktik bas edemiyoruz itfaiye hortumuyla yikadik tazzikli. Yer fircasiyla fircaladik imana getirinceye kadar
2 - bana egitimin onemini ogretmis olay
Normal askerler resmen yardiriyorduk yapmadigimiz sey yoktu ama askere kisa donem savci vs birileri geldi asker. Komutan ugrwsamicani anladi galiba onlari askeriyeden uzak bir kulebeye verdi. Kulube yerde sadece sandalye telefon ve masa var. Bu telefon 3 ayda belki 1 defa calar calmaz. Bu sekilde hic bisey yaomadan tezkere cerdiler bu adamlara ve hic gorev vermediler. Egitimlilere pek bisi yaptirmiyorlardi digerleri ise asiri calisiyordu
- Zetnikov (18.07.24 19:27:14)
* ayağında mantar olduğu halde çamaşırlarını insanlarla aynı filede makineye atmak isteyen biri vardı. eleman mantarın bulaşıcı olduğunu bilmiyor muydu yoksa umursamıyor muydu bilmiyorum.
* aynı eleman ayak tırnaklarını zeminde kesip altına bir şey koymuyordu. tırnakları sağa sola fırlıyordu ve günün sonunda aynı koğuş arkadaşları temizliyordu orayı.
* mesleği imam olan 4 kişi vardı 60 kişilik koğuşta ve hiçbiri birbiriyle konuşmuyordu. bir tanesine nedenini sorduğumda, bu meslek grubunda böyle olur genelde demişti.
* mesleği makine mühendisi olan bir eleman vardı adam ayakta durmaya bile üşeniyordu ve olur olmadık yerde çömeldiği için sürekli ceza yiyordu. Boş vakitlerde de yemek hariç bir yere gittiğini görmedim sürekli yatıyordu ve koğuş içerisinde sesli bir biçimde gaz çıkarıyordu. Lakap takmışlardı "yorgun" diye.
* aynı eleman ayak tırnaklarını zeminde kesip altına bir şey koymuyordu. tırnakları sağa sola fırlıyordu ve günün sonunda aynı koğuş arkadaşları temizliyordu orayı.
* mesleği imam olan 4 kişi vardı 60 kişilik koğuşta ve hiçbiri birbiriyle konuşmuyordu. bir tanesine nedenini sorduğumda, bu meslek grubunda böyle olur genelde demişti.
* mesleği makine mühendisi olan bir eleman vardı adam ayakta durmaya bile üşeniyordu ve olur olmadık yerde çömeldiği için sürekli ceza yiyordu. Boş vakitlerde de yemek hariç bir yere gittiğini görmedim sürekli yatıyordu ve koğuş içerisinde sesli bir biçimde gaz çıkarıyordu. Lakap takmışlardı "yorgun" diye.
- biravekahve (18.07.24 21:00:59 ~ 21:01:14)
Bir komutan var. Mhpli belli. Genç yeni astsubay. Bir gün cumartesi içtima alıyor. Bir anda neresinden çıktıysa din min konuşmaya başladı. Böyle dua falan soruyor. Bana sordu, dedim bilmiyorum. Başka dua sordu bilmiyorum. Dua biliyor musun dedi, bilmiyorum dedim. Artık doluyorum tabi, sen müslüman misin dedi, dedi degilim. Allah'a inanıyor musun, dedim inanmıyorum.
Sonra oradan konuşma basladi, icimizdeki isidci iki tip (harbi isidci bunlar destekliyordu fransa saldırısıni falan) ayıplıyor vs.
Sonra komutan odasına çağırdı. Bildiğin insan gibi konustuk, ben kendi düşüncelerimi anlattım adama, o da dinledi. Hiçbir sorun da olmadi, asıl sorun bu iki mal ile oldu onlarin da biri camide hoca diğeri din bilgisi öğretmeni iki boş adam.
Sonra Bir çocuk vardı. Doğu'da çoban. Pkk kaçırmış bunu, bize çalışacaksin diye. Reddetmis, hapse atmislar. Orada da demisler bak bunlara yardim et yoksa oldururler. Sonunda yardim etmeye baslamis. En sonunda da bir gün asker karakoluna kaçıp anlatmis olanlari.
Okuma yazmasi yok, okul okumamis. Askere yollamislar, PKK geçmişi olduğu bilgisi sonradan gelince verilen silahi da almislar. Silahsiz nöbet tutuyordu.
Neyse bu benim dinsiz olduğumu öğrenince bana kurulmuş. Ben de yaziciydim, nöbetleri bugün mrp planlama Nasıl yaparsam öyle yapardim hak gecmesin diye. Önceden çünkü devrecilik olurmus.
Son nobetlerimden biri, bu çocukla beraber nöbet denk geldi. Çocuk bana "sen dinsizsin diye ben sana çok kızdım. Ama sonra genel Halin, nobetlerde adaletli olman falan fikrimi degistirdi. Belki de allah'a inanmak iyi insan olmak için önemli degildir" dedi.
Şu iki hikayeyi hayatım boyunca beklemezdim. Yani bana çok şey katmış hikayedir, arada aklıma gelir. Bakış açımı etkiledi.
Komik/trajikomik olarak da;
Ana birlige varicam. Iste dagitim merkezinde kim nereye gidiyor konusuluyor. Bir eleman da aynı yere gidiyor. Abi naber nasılsın neyse, nerelisin x. Aa ben de x. Hangi üni? Y. Anaa ben de y. Sonra muhabbet derken aynı erasmuslu kizla takildigimizi anladık. Herifle 4.5 ay aynı ranzayi paylastik sonra. Iletisimi kaybettik ama çok komik yani.
Trajikomik olarak da; komutan üstünden alkol aldim, dedim komutanım icmeyecegim (yukaridaki hikayede geçen astsubay). Harbiden icmeyecektim...
Bir abimiz vardı, yasi 35-36. Bir kizla evlenecek, askerlik yapmadi diye istememis kiz. Bu da is yerini vs kapatip askerlige geliyor. Çok sevdigimiz bir abimizdi.
Neyse cephanelikte silah veren vsydi bu. Bir baktık agliyor herif. Kiz bunu terk etmis. Dedim sokarim, açtım tekilayi. Bir nöbetçi iki de normalde yatakta olması gereken adam limonsuz tuzsuz bir sise tekila içtik. Abi düzeldi biraz tabi.
Sonra yatağa döndük ama nasıl karnimiz açıktı. Bende topkek vardi, iki tane adam topkek paylaştık gülerek.
Aklima gelenler bunlar.
Sonra oradan konuşma basladi, icimizdeki isidci iki tip (harbi isidci bunlar destekliyordu fransa saldırısıni falan) ayıplıyor vs.
Sonra komutan odasına çağırdı. Bildiğin insan gibi konustuk, ben kendi düşüncelerimi anlattım adama, o da dinledi. Hiçbir sorun da olmadi, asıl sorun bu iki mal ile oldu onlarin da biri camide hoca diğeri din bilgisi öğretmeni iki boş adam.
Sonra Bir çocuk vardı. Doğu'da çoban. Pkk kaçırmış bunu, bize çalışacaksin diye. Reddetmis, hapse atmislar. Orada da demisler bak bunlara yardim et yoksa oldururler. Sonunda yardim etmeye baslamis. En sonunda da bir gün asker karakoluna kaçıp anlatmis olanlari.
Okuma yazmasi yok, okul okumamis. Askere yollamislar, PKK geçmişi olduğu bilgisi sonradan gelince verilen silahi da almislar. Silahsiz nöbet tutuyordu.
Neyse bu benim dinsiz olduğumu öğrenince bana kurulmuş. Ben de yaziciydim, nöbetleri bugün mrp planlama Nasıl yaparsam öyle yapardim hak gecmesin diye. Önceden çünkü devrecilik olurmus.
Son nobetlerimden biri, bu çocukla beraber nöbet denk geldi. Çocuk bana "sen dinsizsin diye ben sana çok kızdım. Ama sonra genel Halin, nobetlerde adaletli olman falan fikrimi degistirdi. Belki de allah'a inanmak iyi insan olmak için önemli degildir" dedi.
Şu iki hikayeyi hayatım boyunca beklemezdim. Yani bana çok şey katmış hikayedir, arada aklıma gelir. Bakış açımı etkiledi.
Komik/trajikomik olarak da;
Ana birlige varicam. Iste dagitim merkezinde kim nereye gidiyor konusuluyor. Bir eleman da aynı yere gidiyor. Abi naber nasılsın neyse, nerelisin x. Aa ben de x. Hangi üni? Y. Anaa ben de y. Sonra muhabbet derken aynı erasmuslu kizla takildigimizi anladık. Herifle 4.5 ay aynı ranzayi paylastik sonra. Iletisimi kaybettik ama çok komik yani.
Trajikomik olarak da; komutan üstünden alkol aldim, dedim komutanım icmeyecegim (yukaridaki hikayede geçen astsubay). Harbiden icmeyecektim...
Bir abimiz vardı, yasi 35-36. Bir kizla evlenecek, askerlik yapmadi diye istememis kiz. Bu da is yerini vs kapatip askerlige geliyor. Çok sevdigimiz bir abimizdi.
Neyse cephanelikte silah veren vsydi bu. Bir baktık agliyor herif. Kiz bunu terk etmis. Dedim sokarim, açtım tekilayi. Bir nöbetçi iki de normalde yatakta olması gereken adam limonsuz tuzsuz bir sise tekila içtik. Abi düzeldi biraz tabi.
Sonra yatağa döndük ama nasıl karnimiz açıktı. Bende topkek vardi, iki tane adam topkek paylaştık gülerek.
Aklima gelenler bunlar.
- logisticsmanager (18.07.24 21:01:01)
tuvalette durduk yere vucudunun üst kısmını jiletleyen bir eleman vardı. gayet soğukkanlı bir şekilde. aynı şekilde içtimada altına yapan bir eleman vardı. hayatımda görüp görebileceğim, görmeyi hayal edemeyeceğim değişik tiplerle karşılaştım
- kondansator (19.07.24 10:03:54)
jandarma eri olarak
adliye koridorlarında mübahşir gibi isim bağıra bağıra gezmek,
zaman zaman mahkum transferi yapmak,
tehlikeli kimyasal taşıyan konvoylara eskortluk yapmak,
köyde kavga ayırmaya çalışmak,
araç geçmeyeli aylar olmuş yollarda devriye atmak,
minare tepelerine çıkıp video çekmek (ortalama bir imamdan çok minareye çıkmışımdır)
gece nezaret nöbeti tutmak,
devlet hastanesinde hasta mahkumun odasında sabaha kadar nöbet tutmak,
düşen askeri uçağı aramak için bele kadar karda dağlarda dolaşmak,
osiloskop lazım olduğu için (evet çok alakasız yukarıdakilerle) vestel, arçelik teknik servisi, üniversite kampüsü gezmek,
altı ay bunlara rağmen çok yavaş geçti.
adliye koridorlarında mübahşir gibi isim bağıra bağıra gezmek,
zaman zaman mahkum transferi yapmak,
tehlikeli kimyasal taşıyan konvoylara eskortluk yapmak,
köyde kavga ayırmaya çalışmak,
araç geçmeyeli aylar olmuş yollarda devriye atmak,
minare tepelerine çıkıp video çekmek (ortalama bir imamdan çok minareye çıkmışımdır)
gece nezaret nöbeti tutmak,
devlet hastanesinde hasta mahkumun odasında sabaha kadar nöbet tutmak,
düşen askeri uçağı aramak için bele kadar karda dağlarda dolaşmak,
osiloskop lazım olduğu için (evet çok alakasız yukarıdakilerle) vestel, arçelik teknik servisi, üniversite kampüsü gezmek,
altı ay bunlara rağmen çok yavaş geçti.
- nop (19.07.24 12:03:17)
bir de robokop kıyafeti giyip maçlarda kale arkasında dikilme misyonu vardı unutmuşum
- nop (19.07.24 13:13:02)
Biri nöbete gitmemek için sag el tetik parmağını vurup parçalamışti. 1 yıl askerlik yapacakken iki yıl hapse gitti. İlginç gelen kısmı, bu hesabı hangi sebeple yapamaz olduğu.
- encokbenisevinnolur (19.07.24 21:47:12)
[]
Kuyumcular nasıl para kazanıyor?
Kuyumcular nasıl para kazanıyor?
En fazla para kazandıkları işler neler?
Fakir kuyumcu gördünüz mü?
İflas eden kuyumcu gördünüz mü? (Kumar, hatalı ev almak, dolandırılmak vs. gibi başka sebepler değil de kuyumculuk işlemlerinde başarısızlık sebebiyle iflastan bahsediyorum.)
En fazla para kazandıkları işler neler?
Fakir kuyumcu gördünüz mü?
İflas eden kuyumcu gördünüz mü? (Kumar, hatalı ev almak, dolandırılmak vs. gibi başka sebepler değil de kuyumculuk işlemlerinde başarısızlık sebebiyle iflastan bahsediyorum.)
döviz al-sat makası bence günlük baya kazandırıyordur
- Sumashi (18.07.24 14:12:34 ~ 14:12:47)
Dün akşam gün için gram altın alırken kuyumcuya havale kabul ediyor musunuz diye sordum evet dedi işte sevindim yanımda arkadaşım vardı aramızda bak alıyorlar havale ne güzel derken kuyumcu lafa girdi aslında almıyoruz pek dedi. Nedenini sordum ben de
"öyle olunca fatura kesmek gerekiyor o zaman da al-sat komisyonundan bir şey kazanmıyoruz" falan dedi.
Yani kuyumcu komisyondan kazanıyor tabi bu bilezikte takıda farklıdır gramda farklı.
Fakir kuyumcu görmedim, tanıdığım, gelirine mal mülküne aşina olduğum bir tane var baya iyi kazanıyor. İflas eden varsa da ben tanımadım.
"öyle olunca fatura kesmek gerekiyor o zaman da al-sat komisyonundan bir şey kazanmıyoruz" falan dedi.
Yani kuyumcu komisyondan kazanıyor tabi bu bilezikte takıda farklıdır gramda farklı.
Fakir kuyumcu görmedim, tanıdığım, gelirine mal mülküne aşina olduğum bir tane var baya iyi kazanıyor. İflas eden varsa da ben tanımadım.
- Kediyi üzdün (18.07.24 14:21:10)
kuyumcularda zarar kavramı olmaz. vergide vermedikleri için deli gibi para kazanıyorlar. teknik olarak 100 liralık ürünü satıyor gibi görünseler de, piyasadan onu 97'ye alıp 102'e falan satıyorlar. birincisi buradan manyakça bir para kazanıyorlar. ikincisi, altının artışından da kazanıyorlar. örneğin bir kuyumcu diyelim, dükkanda 50 milyon liralık altın ve kuyum var. ons $ bazlı son aylarda %20 arttı. otomatik olarak adamın sermayesi 10 milyon artmış oluyor. evet bozma işleminde de maliyeti artmış oluyor ama onu günlük çeyrek al satlar gibi şeylerle dengelemiş oluyor.
- avatar is back (18.07.24 14:22:15)
Ucuza altın al, pahalıdan altın sat. İşçiliği yüzde 10 olan takıya yüzde 15-20 işçilik fiyatı çekme falan. Altını öyle toptan, direkt üreticiden alamadığın için aracı olan kuyumcuya komisyon ödemek zorunda kalıyorsun. Mesela gir bir kuyumcuya, gram altın al, sonra aynı gram altını aynı dakika içinde aynı kuyumcuya sat. Kuyumcu 100 lira kazanacak.
- prole (18.07.24 14:25:23)
@prole o 100 liralık kazanç kuyumcunun gelirinin çok küçük bir kısmıdır diye düşünüyorum.
Bir ay boyunca günde 20 tane o şekilde al-sat yapsa ay sonunda edeceği para topu topu 60 bin lira.
İki elemana asgari ücret vermenin maliyeti ve dükkana söylenen çay-oralet-kola parası anca çıkar oradan.
Bu hesabımda kuyumcu daha bir kuruş kazanmadı, dükkana kira ödemedi, eve giderken bir somun ekmek bile alamadı.
Bir ay boyunca günde 20 tane o şekilde al-sat yapsa ay sonunda edeceği para topu topu 60 bin lira.
İki elemana asgari ücret vermenin maliyeti ve dükkana söylenen çay-oralet-kola parası anca çıkar oradan.
Bu hesabımda kuyumcu daha bir kuruş kazanmadı, dükkana kira ödemedi, eve giderken bir somun ekmek bile alamadı.
- michael_knight (18.07.24 14:44:35)
@michael_knight Günlük 20 gramlık al sat mı? :) Hocam kendim kuyumcudan 100 gramlık bilezik alırken, 220 gram altın alan da gördüm aynı anda. 300 gramın komisyonunu bir çarpın isterseniz. Kimisi yatırımlık geliyor 10 gram alıyor, kimisinin düğünü oluyor +100 gram alıyor. Komisyonculuk sonuçta, üretim yok, hırsızlık dışında risk yok ve hep ihtiyaç var.
- furry burns (18.07.24 16:35:55 ~ 16:36:25)
Bazı kuyumcular müşterilerinin altını saklar bir nevi kasa gibi düşün. Müşteri gelir 10 gr altın alır, kuyumcu bunu kartın üzerine not alır, müşterisine altını vermez sadece ihtiyacı olduğunda parasını verir. Ama arada geçen sürede müşterinim parasını, altının işletir.
- 1917 (18.07.24 18:30:13)
[]
Neden Kapadokya'ya gidiyorlar?
Yabancı turistler neden Kapadokya'ya bu kadar ilgi gösteriyor anlayamıyorum.
Yerli turist olarak benim hiçbir zaman ilgimi çekmedi. İlginç şekilli taşlardan oluşan bir arazi olarak görüyorum. Yeraltı şehri de var. İlginç değil demiyorum ama çok daha ilginç yerler var bence Türkiye'de.
Ayasofya, Efes antik kenti, Pamukkale, Topkapı Sarayı, Göbeklitepe gibi yerlerin neden ilgi çektiğini anlayabiliyorum ama Kapadokya'yı anlayamıyorum.
Neden bu kadar ilgi duyuyorlar?
Yerli turist olarak benim hiçbir zaman ilgimi çekmedi. İlginç şekilli taşlardan oluşan bir arazi olarak görüyorum. Yeraltı şehri de var. İlginç değil demiyorum ama çok daha ilginç yerler var bence Türkiye'de.
Ayasofya, Efes antik kenti, Pamukkale, Topkapı Sarayı, Göbeklitepe gibi yerlerin neden ilgi çektiğini anlayabiliyorum ama Kapadokya'yı anlayamıyorum.
Neden bu kadar ilgi duyuyorlar?
çünkü senin kültür anlayışınla onların anlayışı bir değil.
sen tatil deyince avm, alışveriş, kafe vs. kültürüyle yetiştin
onlar ise gerçek turizm kültürüyle yetişti. senin gibi tatilde avm'ye koşmuyorlar. yeni kültür, farklı yaşamlar, farklı hayatlar peşindeler.
sen tatil deyince avm, alışveriş, kafe vs. kültürüyle yetiştin
onlar ise gerçek turizm kültürüyle yetişti. senin gibi tatilde avm'ye koşmuyorlar. yeni kültür, farklı yaşamlar, farklı hayatlar peşindeler.
- sizofren06 (17.07.24 21:35:11)
kapadokya guzel
- ala09 (17.07.24 21:35:34)
Kapadokya'nın kendisinin 50 milyon yıllık bir tarihi var, o bölge komple yanardağ patlamasıyla açığa çıkan küllerin milyonlarca yıl üst iste binmesiyle oluşan bir bölge, bazen o tabakalar çökünce de o şekilli şüküllü taşlar ortaya çıkmış, sence bu ilgi çekici bir doğa olayı değil mi?
- Bir ben var benden şurada (17.07.24 21:38:11)
@sizofren benim tatil anlayışım hakkında bir tahminde bulunup bu anlayışı da aşağılamaya çalıştığını hissediyorum, doğru mu anlamışım?
- michael_knight (17.07.24 21:38:21)
Ya bu duyuru çok ilginç insanlarla dolu ya bir sorudan hemen size karakter analizi yapıyorlar djdjdjfj
Bildiğim kadarıyla oradaki kiliseler hristiyanlar için çok kutsal bu birinci sebep ikincisi de doğal oluşum bir yapı var bence de çok ilgi çekici üstelik neden yerin altına öyle şehir kurdukları hala bilinmiyor böyle bir gizemi görmek istiyorsunuz haliyle tıpkı küçücük göbekli tepe gibi. Mesela efes, topkakı vs bu kategoride asla olamaz çünkü onlar bir gizem taşımıyor. Bilinmeyene olan ilgi her zaman farklıdır.
Üçüncü sebebim de biraz ig popülaritesi ivme kazandırdı bence. Balonlar, atlar, doğal yapıların arasında kırmızı elbiselerle pozlar tam olarak günümüz sosyal medyasının fenomenlerin aradığı şeyler.
Ha bence üçüncü sebep olmasa da ilgiyi hak ediyor sonuna kadar.
Bildiğim kadarıyla oradaki kiliseler hristiyanlar için çok kutsal bu birinci sebep ikincisi de doğal oluşum bir yapı var bence de çok ilgi çekici üstelik neden yerin altına öyle şehir kurdukları hala bilinmiyor böyle bir gizemi görmek istiyorsunuz haliyle tıpkı küçücük göbekli tepe gibi. Mesela efes, topkakı vs bu kategoride asla olamaz çünkü onlar bir gizem taşımıyor. Bilinmeyene olan ilgi her zaman farklıdır.
Üçüncü sebebim de biraz ig popülaritesi ivme kazandırdı bence. Balonlar, atlar, doğal yapıların arasında kırmızı elbiselerle pozlar tam olarak günümüz sosyal medyasının fenomenlerin aradığı şeyler.
Ha bence üçüncü sebep olmasa da ilgiyi hak ediyor sonuna kadar.
- Kediyi üzdün (17.07.24 21:41:49)
Saydığın örneklerde Pamukkale olmasa kendi içinde tutarlı bulup kişiden kişiye değişir tabii derdim ama bence pamukkale ve kapadokya turizm olarak eşlenik yerler ya. İkisi de doğal güzellik üstüne binen tarihi doku şeklinde tanımlanacak yerler. Yani Pamukkale de dünyada başka bi yerde kolay kolay göremeyeceğin bir yapı, Kapadokya da öyle. İkisinde de antik dönemden tarihi eserler var. Birini beğenenin diğerini de beğenmesi gerekiyormuş gibi geliyor bana.
Ama yani doğal güzellikler konusunda da seçici olabilir tabii insan düşününce. Karadeniz coğrafyası bence turistik değil, ne öyle hep orman dese biri "aa ne alaka" demem yani olabilir derim. Belki beyaz traverten hoşuna gidiyodur ama volkanik tüften oluşan kolonlar ilgini çekmemiştir
Ama yani doğal güzellikler konusunda da seçici olabilir tabii insan düşününce. Karadeniz coğrafyası bence turistik değil, ne öyle hep orman dese biri "aa ne alaka" demem yani olabilir derim. Belki beyaz traverten hoşuna gidiyodur ama volkanik tüften oluşan kolonlar ilgini çekmemiştir
- nundu (17.07.24 21:42:31)
Qanqi Kapadokya bayaaa güzel.. hele yeraltı şehirleri beni büyülemisti
Pamukkale daha boş.. tamam traverten güzel, su, havuzlar vs.. okey.. ama kalkip japonyadan gelinmez etrafı bombos
Pamukkale daha boş.. tamam traverten güzel, su, havuzlar vs.. okey.. ama kalkip japonyadan gelinmez etrafı bombos
- abuzer (17.07.24 21:49:26)
turistik yer diye. turist turistik yerlere gider. :)
senin soruna karşı yazmadım bu arada. turist aklı böyle yani. balon turları da cabası işte. ama burayı ilginç bulmayan turist de olabilir. insan kendi ülkesindeki turistik yerlere de daha mesafeli yaklaşıyor. ben kapadokya'ya çok daha sonradan gitmiştim, ve ikinci gidişim de daha çok şey keşfedip beğenmiştim.
senin soruna karşı yazmadım bu arada. turist aklı böyle yani. balon turları da cabası işte. ama burayı ilginç bulmayan turist de olabilir. insan kendi ülkesindeki turistik yerlere de daha mesafeli yaklaşıyor. ben kapadokya'ya çok daha sonradan gitmiştim, ve ikinci gidişim de daha çok şey keşfedip beğenmiştim.
- ermanen (17.07.24 21:50:16)
@abuzer
Pamukkaledeki hierapolis antik kenti benim Türkiye sınırları içinde gördüğüm en güzel antik kentlerdendi ya, ki batı anadoluda ismi bilinen antik kentlerin hemen hepsini + pek çok ufak tefek antik kenti gezdim. Antik kentle beraber bence baya büyüleyici bir yer.
Pamukkaledeki hierapolis antik kenti benim Türkiye sınırları içinde gördüğüm en güzel antik kentlerdendi ya, ki batı anadoluda ismi bilinen antik kentlerin hemen hepsini + pek çok ufak tefek antik kenti gezdim. Antik kentle beraber bence baya büyüleyici bir yer.
- nundu (17.07.24 21:51:32)
@nundu, :( ben pek sevmedim. ben de epey gezdigimi gördüğümü düşünüyorum, ilgi çekici bı yanı yoktu benceee... Acaba hikayesine hakim oldugun için mi etkiledi
- abuzer (17.07.24 21:55:50)
kapadokya baya ilgi çekici bir yer. 2 kere gittim bir fırsatım olsa yine giderim. Yeraltı şehirleri bile başlı başına gitmeye değer binlerce yıllık belki çok daha fazlası yatıyor oralarda. Kültürel turizm ise konu kapadokya epey üst sıralarda olur.
Bunlardan hariç sosyal medya manyakları için de iyi bir yer. Balonlar, "ilginç şekilli taşlar" fotoğraf çekilmek için iyi "arka plan" oluyor. Üstelik yıllar içinde turist ala ala konaklama hizmetleri de ilerledi. her bütçeye uygun otel var.
Özetle, gitmek için epey sebep var.
Bunlardan hariç sosyal medya manyakları için de iyi bir yer. Balonlar, "ilginç şekilli taşlar" fotoğraf çekilmek için iyi "arka plan" oluyor. Üstelik yıllar içinde turist ala ala konaklama hizmetleri de ilerledi. her bütçeye uygun otel var.
Özetle, gitmek için epey sebep var.
- ilgeru (17.07.24 21:59:44)
Kapadokya ve Pamukkale bence mükemmel güzel.
Neden sevildiğini anlamıyor olman turizm anlayışının farklı olmasından kaynaklanıyor. Herkes aynı şeylerden hoşlanacak diye bir şey yok.
Neden sevildiğini anlamıyor olman turizm anlayışının farklı olmasından kaynaklanıyor. Herkes aynı şeylerden hoşlanacak diye bir şey yok.
- kaptan maydanoz (17.07.24 21:59:54)
Herkesin ilgisini çeken şey farklı sonuçta. Kapadokya doğal sit olarak dünyada örneği az olan bir yer. Bir de buna tarihsel kimliğini de eklediğinizde objektif olarak eşsiz bir yer. Ayrıca balona binebiliyorsunuz.
Herkesin seyahat motivasyonu farklı. Kimi doğa temelli hareket eder, kimi yeme-içme, kimi deniz kum güneş, kimi tarih arayışındadır vs. vs.
Sizin örnek verdiğiniz yerler, pamukkale hariç, arkeolojik ve tarihsel kimliği birinci derece ön planda olan yerler. Jeolojik bir ilgisi olan, doğal güzellik peşinde koşan insanlara hitap etmiyorlar. Hitap etseler de bu insanların öncelik sıralamasında daha aşağıda yer alıyorlar. Ki saydığınız yerler de yeterince talep görüyor zaten.
Yani özetle, doğa kaygısıyla geziyorsanız dünyanın çeşitli yerlerinde deniz, dağ, orman, çöl, göl vs. için öne çıkan çok daha ilginç yerler var. Ancak kendi klasında kapadokya dünyada iyi bilinen bir yer. Bu amaçla Türkiye'ye gelinecekse tercih edilmesinden doğal bir şey yok. Pamukkale güzel elbette ama pamukkale sadece gidip görülecek "bir yer." Kapadokya ise komple içinde yaşanılanilen bölgesel bir alan. Genel bir atmosfer.
Herkesin seyahat motivasyonu farklı. Kimi doğa temelli hareket eder, kimi yeme-içme, kimi deniz kum güneş, kimi tarih arayışındadır vs. vs.
Sizin örnek verdiğiniz yerler, pamukkale hariç, arkeolojik ve tarihsel kimliği birinci derece ön planda olan yerler. Jeolojik bir ilgisi olan, doğal güzellik peşinde koşan insanlara hitap etmiyorlar. Hitap etseler de bu insanların öncelik sıralamasında daha aşağıda yer alıyorlar. Ki saydığınız yerler de yeterince talep görüyor zaten.
Yani özetle, doğa kaygısıyla geziyorsanız dünyanın çeşitli yerlerinde deniz, dağ, orman, çöl, göl vs. için öne çıkan çok daha ilginç yerler var. Ancak kendi klasında kapadokya dünyada iyi bilinen bir yer. Bu amaçla Türkiye'ye gelinecekse tercih edilmesinden doğal bir şey yok. Pamukkale güzel elbette ama pamukkale sadece gidip görülecek "bir yer." Kapadokya ise komple içinde yaşanılanilen bölgesel bir alan. Genel bir atmosfer.
- akhenaten (17.07.24 22:06:00 ~ 22:11:31)
Gitmeden önce ben de öyle düşünüyordum.
Bence daha çok tanıtımı yapılmalı, yabancı heyetleri buraya götürüp tanıtım gezisi düzenliyoruz çok beğeniyorlar.
Başka ülkede olsa daha popüler bir yer olurdu
Bence daha çok tanıtımı yapılmalı, yabancı heyetleri buraya götürüp tanıtım gezisi düzenliyoruz çok beğeniyorlar.
Başka ülkede olsa daha popüler bir yer olurdu
- Hallegadola (17.07.24 23:05:55)
Orada bazı elit gruplar pagan ayinleri yapıyorlar.
- füt (18.07.24 00:32:20)
Gitmeden önce en çok görmeyi istediğim yerlerden biriydi. Üstte de yazılmış bence ilgi çekici bir doğa olayı. Gün doğumu, gün batımı manzarası müthiş bence. Sırf bunun için kilometrelerce gidilir mi bana kalırsa gidilir gittim de. Evlerin, otellerin mimarisi güzel. Balon türü, atv kiralama da sonuçta farklı aktiviteler. Kapadokya değil sadece çevresindeki yerler de ilgi çekici. Birkaç gün ayrılsa Ihlara yakınında Aksaray'da kalan Niğde sınırındaki bölgede çok fazla kilise, katedral var. Gidene kadar Selime'yi duymamıştım beni orası da büyüledi. Yeraltı şehirleri vs gördükçe bizden binlerce yıl önce yaşayan insanları her haliyle tasavvur etmeye çalışıyorum... Bilmiyorum Aksaray, Nevşehir çevresi beklemediğim kadar şaşırtıcı ve etkileyiciydi benim için. Efes, Hierapolis gibi yerlerden de etkilendim ama bilmiyorum herhalde Kapadokya ve çevresi daha mistik ve bilinmez geldi bana.
- black holes in the sky (18.07.24 02:08:36)
[]
Başaramayan çalışkan gördünüz mü?
Çok çalışkan, pes etmeyen, diğer insanlara karşı kötü davranmayan bir insanın başarısız olduğunu hiç gördünüz mü?
Ben kendim. Şanssızım ve çoğunlukla insanın ayağını kaydırmak isteyenler oluyor.
- prole (13.07.24 01:24:00)
beni de yazın:) bu hayatta hiçbir şeye şans ile erişmedim. defalarca düştüm, kalktım, yine denedim. hayat sorunları alt etmekti. ben daha 20li yaşlarımın başındayken anneme alzheimer teşhisi kondu, annemi bu yıl kaybettim. annemin hastalığı tüm planlarımı değiştirdi. eve mümkün olduğunca yakın bir yerde işe başladım. şu an üniversitemdeki tek mobbingsever kürsüde çalışıyorum ve kürsüye en son dahil olan kişi benim. angaryadan bıktım, hayattan tat alamıyorum artık. bu ay herkes tatile çıkınca ben de tatile çıkmış sayıldım. kendimi sudan çıkmış balık gibi hissediyorum. istifa edeceğim sanırım. mobbingi kanıtlama imkanım olsa mahkemeye giderim ama bizim kürsü temiz çalışıyor, yazılı delil yok ve tanık bulmam mümkün değil, ne kadar çalışkan olsanız da hastalık piyangosunu, insan faktörünü kontrol edemiyorsunuz. yaşadıklarınız önce günlük yaşamınızı sonra kişiliğinizi etkiliyor. istediğiniz kadar güçlü olun sizi öldürmeyen şey yıpratır. ben daha 30 olmadan bunu öğrendim.
- gnosis (13.07.24 01:51:34)
Basari denilen seyin iki önemli unsuru vardir:
Dogru zamanda dogru yerde olmak.
Yani bir insan 30undan sonra çok çabalasa dahi bu 20 yasinda çok çabalayan biriyle ayni sonucu vermez.
Dogru zamanda dogru yerde olmak.
Yani bir insan 30undan sonra çok çabalasa dahi bu 20 yasinda çok çabalayan biriyle ayni sonucu vermez.
- Yourcousinmarvinberry (13.07.24 05:04:42)
Görmedim. Yeterince calismamistir. Yanlış işi yapmistir. Basarmak biseyler ya da birileri sayesinde olmaz zaten. Biseylere ve birilerine ragmen olur.
- halk (13.07.24 08:29:06)
Çalışkan bir insan her zaman potansiyelinin sınırlarına ulaşır.
Çalışkan olmayan, sadece akıllı biri potansiyelinin ortalarına anca ulaşıyor.
Çalışkanlık dediğim ama kendini vererek, gereken her şeyi yaparak çalışmak. Ben böyle olup da potansiyelinin altında kalan insan görmedim.
Eğer çalışkan olduğu halde kendini başarısız gören varsa bence çalışkan olmasaydı oralarada gelemeyecekti emin olabilir.
Herkesin potansiyeli de farklı.
Kariyer de 20 adımlık bir yolculuksa şans sana 3 4 adımda anca yarım eder. Şans da zaten, doğru zamanda doğru zamanda bulunmak demektir ve strateji ile alakalıdır. Sadece şans diye bir şey yoktur. Akıllı ve kafa yoran insan kendini “şanslı” diye tanımlayacakları noktaya kendi getirir zaten doğru stratejilerle.
Çalışkan olmayan, sadece akıllı biri potansiyelinin ortalarına anca ulaşıyor.
Çalışkanlık dediğim ama kendini vererek, gereken her şeyi yaparak çalışmak. Ben böyle olup da potansiyelinin altında kalan insan görmedim.
Eğer çalışkan olduğu halde kendini başarısız gören varsa bence çalışkan olmasaydı oralarada gelemeyecekti emin olabilir.
Herkesin potansiyeli de farklı.
Kariyer de 20 adımlık bir yolculuksa şans sana 3 4 adımda anca yarım eder. Şans da zaten, doğru zamanda doğru zamanda bulunmak demektir ve strateji ile alakalıdır. Sadece şans diye bir şey yoktur. Akıllı ve kafa yoran insan kendini “şanslı” diye tanımlayacakları noktaya kendi getirir zaten doğru stratejilerle.
- zimbirik (13.07.24 10:12:03)
Çok gördüm. Yanlış çalışan ya da zekası yetmeyen.
- gabe h coud (13.07.24 10:31:08)
Tıp fakültesini kazanmak için 10 sene boyunca üniversite sınavına hazırlanan ama 10 senenin sonunda yine kazanamayınca pes edip başka bir bölüm okuyan birini biliyorum.
- ms brownstone (13.07.24 11:19:12 ~ 11:19:58)
Yanlış savaştadır. Pes etmek hayat kurtarır bazen de.
- sekizdokuzon (13.07.24 11:23:14)
Ben de varım.
- Amaranta ursula (13.07.24 14:47:46)
Çalışıp başaramayan milyonlarca insan var, peki neden durum böyleyken başaran bir iki kişiyi başardı diye gösteriyoruz, survivorship bias / hayatta kalma yanılgısı diye aratabilirsin
- grimavi (13.07.24 15:03:32 ~ 15:04:37)
Çok gördüm. Ama azmedip başaramayan hiç görmedim.
- numlock (13.07.24 17:50:56)
@numlock
Hocam kişisel alma ama survivorship bias tam da bu, azmedip başaran 100 kişiden 1 kişi görünür olduğu için örnek olarak onu görüyorsunuz, azmedip başaramayan 99 kişi ise silinip gidiyor haliyle haber değeri görünürlüğü olmuyor, o yüzden görmüyorsunuz
Hocam kişisel alma ama survivorship bias tam da bu, azmedip başaran 100 kişiden 1 kişi görünür olduğu için örnek olarak onu görüyorsunuz, azmedip başaramayan 99 kişi ise silinip gidiyor haliyle haber değeri görünürlüğü olmuyor, o yüzden görmüyorsunuz
- grimavi (13.07.24 17:57:39)
Gormedim. Şansı yaver gitmeyen gördüm
- instant crush (13.07.24 17:58:33)
çalışkanlık okul başarısı ise çok var öyle. ama bir işte çalışıp para kazanamayan görmedim. 90 ların elitist memur çocukları hep patladı mesela.
- ferenc (13.07.24 18:24:40)
aynada görüyorum her gün.
sebep: mental accounting yapamamak.
sebep: mental accounting yapamamak.
- robert bosch (13.07.24 18:32:09)
@grimavi yok onları da görüyorum. Ama onlardan daha çok azmeden biri var demek ki sonuçta.
- numlock (13.07.24 18:37:32)
[]
Küfür suç mu?
Türkiye'de küfür/hakaretin suç olduğunu biliyorum. (Doğru biliyorum di mi?)
Peki ABD, Avrupa ve dünyanın farklı ülkelerinde durum nasıl?
Sokakta birisinin annesinden sülalesine kadar küfür etsem yasak mı? Cezası var mı? Uygulanıyor mu?
Peki ABD, Avrupa ve dünyanın farklı ülkelerinde durum nasıl?
Sokakta birisinin annesinden sülalesine kadar küfür etsem yasak mı? Cezası var mı? Uygulanıyor mu?
Çok ucu açık hakimin takdirine bağlı bir konu gibi geliyor.
Edilen kişinin konumuna göre tehdit kapsamına kadar sokup her türlü cezayı da alabilirsin takipsizlik de çıkabilir.
Edilen kişinin konumuna göre tehdit kapsamına kadar sokup her türlü cezayı da alabilirsin takipsizlik de çıkabilir.
- advest (13.07.24 01:00:32)
Öyle bir saçmalik sadece TR'de var.
USA'de Amerikan baskanina bile sövsen bu "freedom of speech"tir.
USA'de Amerikan baskanina bile sövsen bu "freedom of speech"tir.
- Yourcousinmarvinberry (13.07.24 05:07:07)
Yurtdışı (Batı ülkeleri) için konuşacak olursak bizdeki hakaret direkt olarak "Defamation" diye çevriliyor ama onlarda konu söz konusu ifadenin kişinin (ya da kurumun) itibarını zedeleyip zedelemediği ile alakalı. Burada da genelde işin içine iftira konusu giriyor. Dolayısıyla birine direkt olarak küfretmek çok bir sorun teşkil etmiyor çünkü "Ahmet bana küfrettiği için itibarım zedelendi" pek kanıtlanacak bir şey değil. Ancak "Ahmet muhesebeciyim diyor ama ofisine giren çıkan belli değil, uyşturucu da satıyor olabilir, fuhuşa aracılık da ediyor olabilir" gibi bir ifade sorun yaratabilir.
Doğu'da ise durum çok daha katı sanırım. Mesela Ortadoğu ülkelerinde online bir alışveriş sonrasında yaptığın "Bir ürünü 2 haftada teslim edemediler, üstüne bir de bozuk çıktı, almayın aldırmayın" gibi görece basit bir yorum bile "Şirket itibarını zedelediği" gerekçesiyle başına dert açabilir.
Doğu'da ise durum çok daha katı sanırım. Mesela Ortadoğu ülkelerinde online bir alışveriş sonrasında yaptığın "Bir ürünü 2 haftada teslim edemediler, üstüne bir de bozuk çıktı, almayın aldırmayın" gibi görece basit bir yorum bile "Şirket itibarını zedelediği" gerekçesiyle başına dert açabilir.
- salihdt (13.07.24 06:48:25)
Wikipedia'da insult (legal) maddesine bakın. Burada link çalışmıyor içinde parantez olduğu için.
- pispinti (13.07.24 15:10:32)
ABD n-word yolla bakalım, veya Fransa'da Cumhurbaşkanı'da küfür et, veya Rusya'da, veya Thailand, Finlandiya'da filan.
Eğlenceli olacağına eminim.
Eğlenceli olacağına eminim.
- alfired (13.07.24 15:23:51)
hangi şebekeden çekildiğine bağlı.
34,5kV'luk orta gerilim şebekesinden çekilmişse, trafo ile 230V'luk alçak gerilime düşürülmesi gerekir.
34,5kV'luk orta gerilim şebekesinden çekilmişse, trafo ile 230V'luk alçak gerilime düşürülmesi gerekir.
- lament (13.07.24 00:50:53)
Çünkü yakında trafo yoktur ya da var olan trafonun kapasitesi yetmiyordur.
- parka (13.07.24 09:48:31)
@parka trafonun ne işe yaradığıyla ilgili hiçbir fikrim yok. Elektrikle ilgili olduğunu biliyorum sadece. Daha doğrusu lament sayesinde bir bilgi edindim, voltajı düşürüyor herhalde.
- michael_knight (13.07.24 09:55:42 ~ 09:56:21)
Elektrik şehirler arasında taşınırken yüksek gerilimde oluyor. trafoyla evde kullanılacak seviyeye getiriliyor.
Elektrik dağıtıcı şirket kaçak kullanıldığını bildiği için fazla trafo kurmak istemiyor.
Onlar da kendi trafolarını kuruyor.
Elektrik dağıtıcı şirket kaçak kullanıldığını bildiği için fazla trafo kurmak istemiyor.
Onlar da kendi trafolarını kuruyor.
- parka (13.07.24 10:14:25)
Yani aslında elektrik çalmak için trafoya ihtiyaç olmaz normal şartlarda.
- parka (13.07.24 10:15:41)
ülkenin doğusunda tarlalarda kaçak trafo bulundu haberlerinden bahsediyorsan, bunlar 34.5KV dağıtım şebekesinden saplama yapıyorlar, 34.5 KV'u-380V gerilim seviyesine düşürmek için kullanılıyor.
Adamlar tarlalarından geçen dağıtım şebekesi hattından kaçak elektrik kullanabilmek için bunu yapıyorlar.
Normal ev şebekesinde gerek yok, trafo çıkışı 3faz 380-400V geliyor zaten.
Adamlar tarlalarından geçen dağıtım şebekesi hattından kaçak elektrik kullanabilmek için bunu yapıyorlar.
Normal ev şebekesinde gerek yok, trafo çıkışı 3faz 380-400V geliyor zaten.
- sealth (13.07.24 13:36:51 ~ 16.07.24 14:16:58)
Trafo olmazsa, çevredeki evlere hat çekemezsiniz vs. Bkz, sülalenin bir arada yaşaması.
- alfired (13.07.24 15:25:53)
[]
Üniversitelerde ikinci öğretim neden kaldırıldı?
Sebebi finansal mı, politik mi, keyfi mi ya da aklıma gelmeyen başka bir sebebi mi var?
Bu karar öğrencileri nasıl etkileyecek? Başka etkileyeceği kesim var mı?
Bu karar öğrencileri nasıl etkileyecek? Başka etkileyeceği kesim var mı?
Tamamen akıl yürütüyorum, yanlış bir şey söyleme riskim de var. Baştan söyleyeyim. Benzer yüzdelik dilimdeki öğrencileri devlet üniversitesilerinin fiziksel şartlarını zorlayarak okutmak yerine vakıf üniversitelerinin insafına bırakıyorlar bence. Girdiğin sınavdan çok iyi olmayan bir puan aldıysan ben seni yetiştirmek için ekstra para harcamak zorunda değilim, durumum da yok, paran varsa git vakıf üniversitesinde oku ki onlar da kazansın gibi bir şey diyor olabilirler.
- sekizdokuzon (10.07.24 15:21:22)
Devlet üniversiteleri de ikinci öğrenimlerden para alıyordu ve ciddi bir bütçe de yaratıyordu ama bence durum şu: ikinci öğretim derslerinden para almak için akademisyenler örgün öğretimdeki derslerini aksatıyordu ve zaten personel sayısı az olduğu için sorun yaşanıyordu. Tabi yök'ün aldığı hiçbir karar tam anlamıyla kamu faydası gözetmediği için şu da düşünüldü diye düşünüyorum: gitsinler parayı özel üniversitelere versinler, onların çarkı dönsün. Devlet üniversitelerindeki iyi hocalar da gidip özel üniversitelerde parasıyla ders versinler ki özel üniversitelerin düşen prestiji yükselsin. İkinci öğretim ders yükü de hocaların kendi üniversitelerindeki ders yüküne sayılmasın. Tabi bu sadece tahmin.
- prole (10.07.24 15:38:48 ~ 15:40:56)
öğrenciler artık birinci öğretimi bile tercih etmiyor ki. kontenjanların çoğu boş. zaten bölümlerin çoğu, hatta ünvlerin çoğu işsizliği ertelemekten başka bir işe yaramıyor. ünv oku hedefin ne sonrası için? kpss, polis yada uzman çavuşluk. bu mudur olay üniversite okumanın?
ülkede herşeyin enflasyonu olduğu gibi üniversitelerin de enflasyonu vardı. bu daha ilk adım. yakında bazı üniler kapatılır yada başka ünilerle birleşirler.
ülkede herşeyin enflasyonu olduğu gibi üniversitelerin de enflasyonu vardı. bu daha ilk adım. yakında bazı üniler kapatılır yada başka ünilerle birleşirler.
- dengesiz bir insan (10.07.24 15:43:11)
[]
Doktorlar doktorlara neden eziyet ediyor?
Doktorların intörnlükleri, asistanlıkları sırasında, yan dal, uzmanlık yaparken vs. neden deneyimli doktorlar onlara kötü davranıyor?
Bu bir gelenek mi, sistem mi buna yönlendiriyor ya da sadece kötüleri mi duyuyoruz veya başka bir şey mi?
İşin aslı ve sebebi nedir?
Bu bir gelenek mi, sistem mi buna yönlendiriyor ya da sadece kötüleri mi duyuyoruz veya başka bir şey mi?
İşin aslı ve sebebi nedir?
köle, özgür kalınca ilk iş kendine bir köle tutar derler ya, biraz o hesap. biz de zamanında çok ezildik, çok zorlandık, sıra onlarda gibi bir bakış açısı oluyor. bi de doktorların bir kısmında (genelleme yapmayayım) tanrı sendromu oluyor. sonuçta sağlıkla uğraşıyorlar. bi noktada anlayabiliyorum. yapacakları bir hata bir organ veya bir hayat kaybına neden olabilir.
Doktorlar arasında büyümüş biri olarak yorum yapıyorum.
Doktorlar arasında büyümüş biri olarak yorum yapıyorum.
- mor oje (10.07.24 14:29:49 ~ 15:42:04)
mor oje +1
bir de ister istemez kötü davranıldıkça yıpranıp farkında olmadan öyle davranıyorlar bence sadece doktor değil benzer dallarda da öyle olur.
bir de ister istemez kötü davranıldıkça yıpranıp farkında olmadan öyle davranıyorlar bence sadece doktor değil benzer dallarda da öyle olur.
- jülsezar (10.07.24 14:41:17)
ben bunu çok da yanlış bulmuyorum. mobbinge varmayacak şekilde disipli davranmaları normal. çünkü insan canı emanet ediliyor en ufak bir hataya bile yer yok o meslekte. tüm insanlığın bir özelliği olarak biraz gevşek bırakılınca işimizi düzgün yapma motivasyonu da azalıyor.
- kaptan maydanoz (10.07.24 15:55:00)
Kendini besleyen kapalı bir döngü var. Dizi ve filmlerdeki hastane ortamının yansıttığı stereotiplerden tutun, sohbet ortamlarında anlatılan anılara kadar her şey en başta bu döngüyü yaratmamış olsalar bile devam ediyor olmasında büyük pay sahibiler. Bu övünülecek, kendini içinde tanımlayacak bir şey haline gelmiş artık. Devrecilikten çok bir farkı yok aslında.
İnsan hayatının önemi vs. gibi konulara çok katılmıyorum. Bir çevredeki davranışların nasıl şekillendiği görevin kendisinden çok o ortamın kültürüyle alakalı, kültür derken "bunlar kültürsüz" demiyorum. Demek istediğim daha çok sosyolojik manada bir kültür. Eğitim kadrosundan tutun, asistanlarına ve deneyimli personele kadar herkes eğitim hayatı boyunca "biz böyleyiz, burada işler böyle yürür" mesajını içselleştiriyor. Başka nasıl davranacağını bilmediği için böyle davranılıyor çoğunlukla.
Öğrenciliğimde tıp okuyan birçok arkadaşım vardı, çoğunun uzmanlık sürecini de takip edebildim. Benim gördüğüm kadarıyla durum bu.
Aşçılarda da benzer bir kültür var örneğin. Sert olmak hoş görülen, iyi bir karakter özelliği olarak lanse ediliyor.
İnsan hayatının önemi vs. gibi konulara çok katılmıyorum. Bir çevredeki davranışların nasıl şekillendiği görevin kendisinden çok o ortamın kültürüyle alakalı, kültür derken "bunlar kültürsüz" demiyorum. Demek istediğim daha çok sosyolojik manada bir kültür. Eğitim kadrosundan tutun, asistanlarına ve deneyimli personele kadar herkes eğitim hayatı boyunca "biz böyleyiz, burada işler böyle yürür" mesajını içselleştiriyor. Başka nasıl davranacağını bilmediği için böyle davranılıyor çoğunlukla.
Öğrenciliğimde tıp okuyan birçok arkadaşım vardı, çoğunun uzmanlık sürecini de takip edebildim. Benim gördüğüm kadarıyla durum bu.
Aşçılarda da benzer bir kültür var örneğin. Sert olmak hoş görülen, iyi bir karakter özelliği olarak lanse ediliyor.
- akhenaten (10.07.24 16:22:16 ~ 16:24:53)
Özellikle cerrahi branşlarda kıdem mevzusu çok önemli. Askeriyede bu kadar önemsenmiyor olabilir. Bizim iki hoca vardı benzer yaşlarda, biri diğerinden 2 hafta önce asistanlığa başlamış ve yıllar boyunca aynı üniversitede kalmaya devam etmişler. Hâlâ 2 hafta sonra başlayan hocamız diğerine abi diyordu ki ikisi de camiada önemli profesörler yani.
Kıdemin yanı sıra mobbing seviyesine varan zorlamalar da çok görünüyor. Çömez asistanların cerrahi branşlarda yaşadıklarını arkadaşlarımdan biliyorum. Onlar kıdemli olunca da kendi çömezlerine aynısını yapıyorlar. Mesela İzmir'in en büyük kadın doğum servislerinden birinde çömez asistanlar sabahları erken gelip kıdemlilerine kahvaltı hazırlıyordu. Hayır yapmıycam deme şansın yok o zaman ameliyatlara almıyorlar ya da angarya iş veriyorlar. Hocalar da çok ses çıkarmıyor bu konuda.
Her branşta böyle değil tabii ama dediğim gibi ağır cerrahi branşlarda asistanın asistana yaptığını kimse yapmıyor.
Kıdemin yanı sıra mobbing seviyesine varan zorlamalar da çok görünüyor. Çömez asistanların cerrahi branşlarda yaşadıklarını arkadaşlarımdan biliyorum. Onlar kıdemli olunca da kendi çömezlerine aynısını yapıyorlar. Mesela İzmir'in en büyük kadın doğum servislerinden birinde çömez asistanlar sabahları erken gelip kıdemlilerine kahvaltı hazırlıyordu. Hayır yapmıycam deme şansın yok o zaman ameliyatlara almıyorlar ya da angarya iş veriyorlar. Hocalar da çok ses çıkarmıyor bu konuda.
Her branşta böyle değil tabii ama dediğim gibi ağır cerrahi branşlarda asistanın asistana yaptığını kimse yapmıyor.
- nundu (10.07.24 16:30:25)
Devrecilik.
- nawar (10.07.24 17:54:54)
Oto sanayi, kuaför, askerlik, iş ortamı,üniversite gibi yerlerde tipik örneğini görebileceğin devrecilik, tahakküm etme ,zayıf gördüğünün üzerinde yükselmeye çalışma gibi dürtülerin doktorlar arasındaki ilişkilerde tezahür etmesi durumu.
- hebanon (10.07.24 23:39:30)
[]
Uçak bileti almak aslında çok zormuş
2 yetişkin ve 8 aylık bir bebekle seyahat etmek için uçak bileti almak istiyorum. Bir de büyük köpeğimiz var bagaj bölümünde seyahat edecek. Mümkün olduğu kadar fazla bagaj hakkı satın almak istiyorum. Diz mesafesi fazla olan pahalı koltuklardan almak istiyorum (bebek kucağımızda olacağı için daha iyi olur)
İstanbul - Lüksemburg 15-16-17 Ağustos tarihlerinden birinde. Tek yön.
Bebek için koltuk almasak da olur ama o iş galiba öyle değil. Önce bebek için tam bilet parası verip sonra iade mi alıyoruz? Kafam çok karıştı.
Ucuzabilet.com'da 18 bin lira olan bilet THY'nin kendi sitesinde 38 bin lira.
Ucuzabilet dedi ki "önce bilet alın, ekstra bagaj hakkı almak için sonra başvuracaksınız." Bana doğru anlamadım gibi geldi.
Aynı uçağın biletini Lux Air sitesinde kendisi satmıyor. Ucuzabilet Lux Air ismiyle satınca 9 bin liraya, THY ismiyle satınca 17 bin liraya satıyor.
Kafam aşırı karıştı. Bu işin bu kadar zor olacağını düşünmemiştim.
Uçak bileti almayı bilen biri bana yardım eder mi?
İstanbul - Lüksemburg 15-16-17 Ağustos tarihlerinden birinde. Tek yön.
Bebek için koltuk almasak da olur ama o iş galiba öyle değil. Önce bebek için tam bilet parası verip sonra iade mi alıyoruz? Kafam çok karıştı.
Ucuzabilet.com'da 18 bin lira olan bilet THY'nin kendi sitesinde 38 bin lira.
Ucuzabilet dedi ki "önce bilet alın, ekstra bagaj hakkı almak için sonra başvuracaksınız." Bana doğru anlamadım gibi geldi.
Aynı uçağın biletini Lux Air sitesinde kendisi satmıyor. Ucuzabilet Lux Air ismiyle satınca 9 bin liraya, THY ismiyle satınca 17 bin liraya satıyor.
Kafam aşırı karıştı. Bu işin bu kadar zor olacağını düşünmemiştim.
Uçak bileti almayı bilen biri bana yardım eder mi?
8 aylık bebek kucakta seyahat edecek. yine de bilet alırken bebek seçeneğini seçeceksiniz. tam bilet parası ödemeyeceksiniz sadece. bebeği seçtiğiniz zaman zaten fiyatlandırma ona göre yapılıyor. check in yaparken de yolculardan birinin kucağına veriyorsunuz.
şimdi baktım ucuza bilet ve thyden.
ucuza olan 17300, thy aynı bileyi 16700e satıyor. sizin thyde 38 dediğiniz business bilet. yazıyor zaten aslında kabak gibi.
iki site için de diğer bagaj seçenekleri mevcut zaten şu an. ekonomi sınıfı en yüksek bagaj hakkı primefly seçeneği altında çıkıyor. thy yine daha uygun veriyor. aracı kurumdan almanın bi manası yok. ayrıca bileti aldıktan sonra da bagaj hakkını yükseltebilirsiniz farkını ödeyerek.
thy de öyle midir bilmiyorum ama pegasus bebekli yolculara geniş koltuk mesafesi olan acil çıkış veya en ön koltuklar için check in yapmaya izin vermiyordu.
luxairin kendi sitesinde istanbul kalkışlı herhangi bir uçuşu yok. oradaki olayı ben de çözemedim.
şimdi baktım ucuza bilet ve thyden.
ucuza olan 17300, thy aynı bileyi 16700e satıyor. sizin thyde 38 dediğiniz business bilet. yazıyor zaten aslında kabak gibi.
iki site için de diğer bagaj seçenekleri mevcut zaten şu an. ekonomi sınıfı en yüksek bagaj hakkı primefly seçeneği altında çıkıyor. thy yine daha uygun veriyor. aracı kurumdan almanın bi manası yok. ayrıca bileti aldıktan sonra da bagaj hakkını yükseltebilirsiniz farkını ödeyerek.
thy de öyle midir bilmiyorum ama pegasus bebekli yolculara geniş koltuk mesafesi olan acil çıkış veya en ön koltuklar için check in yapmaya izin vermiyordu.
luxairin kendi sitesinde istanbul kalkışlı herhangi bir uçuşu yok. oradaki olayı ben de çözemedim.
- elorelia (04.07.24 16:15:17 ~ 16:23:18)
Bagaj hakkiyla ilgili benim takildigim bir nokta var. Su 20-23-30 kg'lik olabilen ucak alti bagaj bilet alindiktan sonra alinamiyor olarak gordum THY'de en azindan. Direk kilo isi satiyorlar o da ates pahasi oluyor genelde.
Bebek icin normal sistemden bebek olarak girisini yapacaksiniz, onun bilet bedeli sifira yakin bir deger oluyor. Bebek icin kurallarda belirtilen kadar bebek arabasi vs hakki oluyor sadece.
Ucuzabilet ile kendi sitesi arasinda bu kadar fark olmasi garipmis. Ben genelde kendi sitelerinden almayi tercih ediyorum ama bu kadar fark varsa alirdim ucuzabiletten sanirim.
Luxair web sitesinden hic bulamadim istanbul ucusunu, THY sitesinden en yuksek bagaj hakki olan prime fly, kisi basi 30 kg ucak alti bagaj, bebek dahil 33.000 TL cikti.
Cevre sehirleri veya birkac gun daha once gitmeyi dusunmez misiniz? Cok daha uygun oluyor.
Bebek icin normal sistemden bebek olarak girisini yapacaksiniz, onun bilet bedeli sifira yakin bir deger oluyor. Bebek icin kurallarda belirtilen kadar bebek arabasi vs hakki oluyor sadece.
Ucuzabilet ile kendi sitesi arasinda bu kadar fark olmasi garipmis. Ben genelde kendi sitelerinden almayi tercih ediyorum ama bu kadar fark varsa alirdim ucuzabiletten sanirim.
Luxair web sitesinden hic bulamadim istanbul ucusunu, THY sitesinden en yuksek bagaj hakki olan prime fly, kisi basi 30 kg ucak alti bagaj, bebek dahil 33.000 TL cikti.
Cevre sehirleri veya birkac gun daha once gitmeyi dusunmez misiniz? Cok daha uygun oluyor.
- mbond (04.07.24 16:31:37 ~ 16:33:12)
@mbon 15 Ağustos - 18 Ağustos arasında bir tarih olması gerek.
Hem bebek hem büyük bavullar hem köpek olacağı için başka bir şehirden gitmek çok zor olur diye düşünüyorum.
Hem bebek hem büyük bavullar hem köpek olacağı için başka bir şehirden gitmek çok zor olur diye düşünüyorum.
- michael_knight (04.07.24 16:39:14)
O zaman en iyi fiyat 15 Agustos, hersey dahil, PrimeFly 29 bin TL, araci firmadan almaya deger fark var ama bir degisim vs gerekince, ya da bir sorun olunca bunlara ulasmasi dert olabiliyor. Ucuzabilet satisi yapiyorsa belki farklidir, daha duzgundur bunlar vs bilemiyorum.
Baska sehirden gitmek falan evet zor olur tabii.
Baska sehirden gitmek falan evet zor olur tabii.
- mbond (04.07.24 16:57:30)
Uçak bileti aslında kolay ama sizin hikaye zormuş maalesef. Bebek köpek vs vs.
En son kızım 15 günlükken uçağa binmiştik, vergiler hariç ücret almamışlardı. Püf noktası şu en ön koltuğu satın alıp uçağa binince puset taktıracaksınız hostes arkadaşlara. Daha da zorlaştı dimi :) iyi yolculuklar şimdiden.
En son kızım 15 günlükken uçağa binmiştik, vergiler hariç ücret almamışlardı. Püf noktası şu en ön koltuğu satın alıp uçağa binince puset taktıracaksınız hostes arkadaşlara. Daha da zorlaştı dimi :) iyi yolculuklar şimdiden.
- artci sarsinti (05.07.24 00:08:38)
oğlumla çok uçak seyahati yaptım. bilet satın alırken normal çocuğun da bilgilerini giriyorsunuz, 2 yaş altından ücret almıyorlar zaten. kucakta gidiyor, ekstra bebek kemeri veriyorlar.
- deartheodosia (05.07.24 00:12:43)
[]
Bronzlaşan ile koyu renk teni olan anlaşılıyor mu?
Bir insana baktığımızda o kişinin güneşten mi bronzlaştığı yoksa ten renginin normalinin mi öyle olduğunu anlayabiliyor muyuz?
Anlayabiliyorsak bu renginden mi yoksa başka ipuçlarına bakıp bir tahmin mi yapıyoruz?
Anlayabiliyorsak bu renginden mi yoksa başka ipuçlarına bakıp bir tahmin mi yapıyoruz?
kıvrım bölgeleri, kollardan anlarım diye düşünüyorum. güneşlenirken kol alt kısmı altta kalıyor yanmıyor, veya göbekli büyük memeleri var (erkek) meme altı güneş görmüyor. (piliç çevirme gibi sürekli dönmüyorsa)
hepsi aynı ise kendi rengi, geçişler var ise güneşlenme derdim.
hepsi aynı ise kendi rengi, geçişler var ise güneşlenme derdim.
- tolgan (03.07.24 14:13:20)
Adana'da anlaşılması imkansız. Anca tatil öncesi ve sonrası şeklinde karşılaştırma yapılarak anlaşılır.
- prole (03.07.24 16:42:02)
Dolandırılmadım. Ben asla dolandırılmam diye düşünmem.
- rock n roll (03.07.24 11:08:25)
Ben adamı suya götürür susuz getiririm.
- hops (03.07.24 11:08:50)
ben cok net dolandirilirim. hayir deme özürlüyüm zaten.
kücük dolandirilmisimdir büyük bir sey cok sükür basima gelmedi.
kücük dolandirilmisimdir büyük bir sey cok sükür basima gelmedi.
- robert bosch (03.07.24 11:10:36)
Valla demiyorum. Az önce Instagram'dan 0 takipçi, 0 takipli, profil fotosu olmayan bir hesap takip isteği attı. Biosunda "Beni hemen takip etmezsen elimdekileri herkesle paylaşırım." yazıyor. Gerçekten birilerinin elinde bir şeylerim olsa giricem oltaya. Her yerdeler.
- sekizdokuzon (03.07.24 11:11:15)
Ben asla dolandirilmam diyen kisi dolandirildigin farkinda olmayan kisidir
Hayat ona guzeldir.
Hayat ona guzeldir.
- duyurukullanıcısı (03.07.24 11:20:51)
Bal gibi dolandirildim. Hem de cok gerzekce. Sahibinden sahte ilanlardan tutun, tanidigim bir gerizekaliya 3 sene oncenin 1400 tlsiyle borc verip aciklamaya “borc” yazmamak gibi vukuatlarim var. Insan kendini bir cuval bok gibi hissediyor gercekten.
- nefertarii (03.07.24 11:25:42)
kolay kolay dolandırılamam. çünkü bütün yolları kapattım.
ha bi ara "aslında havalimanında çalışıyorum parfümcüsüne" denk geldim. duty free ürünü olduğunu iddia ettiği bi ton parfüm saçtı ortaya. parfümlerin sahte olduğunu ne kadar verebilirsin peki dedikten sonra anlamıştım zaten. (ilk kez başıma gelmişti:) söylediği fiyatın çok çok altına hatta zaten piyasada olan çakma parfüm fiyatına 3-4 şişe parfüm almıştım. sanırım sıfır maliyetli bir şeydi onun için, gümrükte el konulan sahte parfümler falandı muhtemelen. bir nevi bağış sayılır bu ya dolandırılmış olamam çünkü giden para çok saçma bir paraydı ve olayın farkındaydım. yani dilenciye versem burun kıvıracağı bir paraydı. eleman da kafa bir çocuktu kıyamadım. parfümleri bizim berbere verdim :)
ha bi ara "aslında havalimanında çalışıyorum parfümcüsüne" denk geldim. duty free ürünü olduğunu iddia ettiği bi ton parfüm saçtı ortaya. parfümlerin sahte olduğunu ne kadar verebilirsin peki dedikten sonra anlamıştım zaten. (ilk kez başıma gelmişti:) söylediği fiyatın çok çok altına hatta zaten piyasada olan çakma parfüm fiyatına 3-4 şişe parfüm almıştım. sanırım sıfır maliyetli bir şeydi onun için, gümrükte el konulan sahte parfümler falandı muhtemelen. bir nevi bağış sayılır bu ya dolandırılmış olamam çünkü giden para çok saçma bir paraydı ve olayın farkındaydım. yani dilenciye versem burun kıvıracağı bir paraydı. eleman da kafa bir çocuktu kıyamadım. parfümleri bizim berbere verdim :)
- Improbable (03.07.24 11:37:49)
Ben adamı halıya oturtur, halıyı satıp adamı borçlu çıkarırım. Zamanında dolandırıcı dolandırmışlıgım var. İşin özü babana bile güvenmemekten ve uyanık olmaktan geçiyor
- limonlu eksi (03.07.24 11:38:53)
pırıl pırıl dolandırılıyor herkes. bazen de en yakınınız dolandırıyor sizi. kimse başıma gelmez demesin, görürüm sizi.
- co2s2 (03.07.24 12:20:09)
dolandırılmayan olur mu ya. en fazla farketmemiştir.
bile isteye bir kez dolandırıldım. instagram reklamlarında güzel ve ucuz bi ürün gördüm. ucuz ve yurtdışı olduğu için şüphelendim, sitelerini falan inceledim ama ikna etti yine de. hediye almak istiyordum, benzerini bulamamıştım. neyse, aldım ve gelmedi. tahmin ettiğimiz gibi oldu. bunun dışında bilerek ya da bilmeyerek ve farkında olduğum bi dolandırıcılık yaşamadım. dikkat ediyorum bu tarz şeylere.
"yüzde 90 indirim"le ürün satan dükkanların kendisi tümden dolandırıcı zaten. avm'de dükkan açtıkları için önemsemiyoruz. o yüzden dolandırılmadım diyen yoktur, en fazla farkına varmamıştır.
bile isteye bir kez dolandırıldım. instagram reklamlarında güzel ve ucuz bi ürün gördüm. ucuz ve yurtdışı olduğu için şüphelendim, sitelerini falan inceledim ama ikna etti yine de. hediye almak istiyordum, benzerini bulamamıştım. neyse, aldım ve gelmedi. tahmin ettiğimiz gibi oldu. bunun dışında bilerek ya da bilmeyerek ve farkında olduğum bi dolandırıcılık yaşamadım. dikkat ediyorum bu tarz şeylere.
"yüzde 90 indirim"le ürün satan dükkanların kendisi tümden dolandırıcı zaten. avm'de dükkan açtıkları için önemsemiyoruz. o yüzden dolandırılmadım diyen yoktur, en fazla farkına varmamıştır.
- biseysorcaktim (03.07.24 12:28:33)
Dolandırılanların da tek tesellisi "herkes dolandırılır" herhalde. Dolandurılmadım, dolandırılmam. Herkesin enayiliği kendine, avutmayın kendinizi ajdksklals.
- hops (03.07.24 12:42:02)
ben safımdır dolandırılırım. geçmişte dolandırılmadım ama bu dolandırılmayacağım anlamına gelmez.
- komando kani var bende (03.07.24 12:45:15)
Ben artık dolandırılınca " vay be, adam beni bu yaştan bu tecrübeden sonra çırak çıkarttı." deyip dersimi alıp devam ediyorum.
- kumandanim (03.07.24 13:07:51)
Dolandirilmadim. Ama safimdir potansiyel tasiyorum. Tetikte olmaya calisiyorum
- Kittie (03.07.24 13:18:14)
Aaa beni abim dolandirdi yahu. Butun duyuru sahit djfnf atlamisim onu.
- Kittie (03.07.24 13:19:19)
Dolandırılmadım. Ama dolandırılmam derdim eskiden. Sonra bir telefon görüşmesi yaptım dolandırıcılarla. Reddettim ama çok pimpiriklilik yaptığımı düşünerek reddettim. Onlar da ben reddedince direk tamam dediler kapattık. Sonra öğrendim ki dolandırıcılık numarasıymış. Ben fazla evham yaptığımı düşünmüştüm.
Demekki bu insanlara inanmak o kadar da zor değil dedim. Artık daha dikkatliyim. Hala dolandırılmadım.
Demekki bu insanlara inanmak o kadar da zor değil dedim. Artık daha dikkatliyim. Hala dolandırılmadım.
- zimbirik (03.07.24 13:43:12)
Dolandirilmam çok zor ama sonunda zarar gorecegimi bile bile bir konudaki teklifine on defa hayır dediğim bir arkadasa en sonunda evet diyerek büyük maadi manevi zarar gördüm. Ha o da gördü ama yine de çok bile bile ladeslik bir durumdu.
- deer hunter (03.07.24 17:08:44)
Dolandırılmadım, dolandırılmam.
Bazı kazıklar yedim, yine yiyebilirim bazen belli olmuyor.
Bazı kazıklar yedim, yine yiyebilirim bazen belli olmuyor.
- pispinti (03.07.24 17:20:07)
neden dolandırılmayayım ya, dolandırılabilirim :) bugüne dek hiç dolandırılmadım ama yaşarsam eğer kesin 60larda benim de anlamadığım şeyler çıkacak ve panik halinde olacağım.
- deartheodosia (03.07.24 17:20:09)
Kucukken sahte pokemon kartlari itelemisti bir abi. Ben de ayni gun benden kucuk birilerine itelemistim. Bir daha dolandirilmayacagimi soyleyemem.
- chickentown (03.07.24 21:01:39)
[]
Başka bir ülkeye göç etmek nasıldır?
Başka bir ülkeye göç etmenin duygusal yanıyla ilgili pek bilgi bulamıyorum internette.
Bunun hissettirdikleri, olumlu-olumsuz yönleri vs.
Siz böyle bir blog yazısına, videoya rastladınız mı?
Bir de derli toplu bir "yurtdışına taşınmadan önce yapılması gerekenler; vekaletname vermek, kontörlü hatta geçmek, banka hesaplarını bilmem ne yapmak" gibi pratik önerileri de bulamadım.
Rastlayan olursa iletebilir mi?
Yazmak isterseniz o da güzel olur.
Bunun hissettirdikleri, olumlu-olumsuz yönleri vs.
Siz böyle bir blog yazısına, videoya rastladınız mı?
Bir de derli toplu bir "yurtdışına taşınmadan önce yapılması gerekenler; vekaletname vermek, kontörlü hatta geçmek, banka hesaplarını bilmem ne yapmak" gibi pratik önerileri de bulamadım.
Rastlayan olursa iletebilir mi?
Yazmak isterseniz o da güzel olur.
Duygusal yanı kişiye göre değişir. Göç etmek diye bir genelleme yok aslında. Kimi iş bulur gider kimi eğitim için gider kiminin parası vardır takılır vb. Bunların duygusal sonuçları da farklılık gösterir.
Türk insanı canı sıkılınca Türkiye'den sktr olup gitmek başlığına yazıp sonra da şuraya nasıl gidilir buraya nasıl gidilir diye soru soruyor. Eğer bir genelleme yapacaksak; akraban yoksa yalnızsın. Girişken biri değilsen, kırılgan yapıdaysan muhakkak sorun yaşarsın.
Nereye gidersen git herkes benimle arkadaş olacak, sevgili olacak, burada seks bolmuş, burada para bolmuş kafasındaysan hayal kırıklığı yaşarsın. Bunlar da işin biraz psikolojik yönleri. Türkiye'de olduğu gibi kahveyle çayla veya arabayla kadın tavlama yok
Türk insanı canı sıkılınca Türkiye'den sktr olup gitmek başlığına yazıp sonra da şuraya nasıl gidilir buraya nasıl gidilir diye soru soruyor. Eğer bir genelleme yapacaksak; akraban yoksa yalnızsın. Girişken biri değilsen, kırılgan yapıdaysan muhakkak sorun yaşarsın.
Nereye gidersen git herkes benimle arkadaş olacak, sevgili olacak, burada seks bolmuş, burada para bolmuş kafasındaysan hayal kırıklığı yaşarsın. Bunlar da işin biraz psikolojik yönleri. Türkiye'de olduğu gibi kahveyle çayla veya arabayla kadın tavlama yok
- ferenc (01.07.24 22:48:54 ~ 22:53:58)
Size iki tane çok güzel kitap öneriyorum:
Göç Psikolojisi- Meral Gezici Yalçın
www.kitapyurdu.com
Göç, Kültür, Kimlik- Iain Chambers
www.kitapyurdu.com
Göç Psikolojisi- Meral Gezici Yalçın
www.kitapyurdu.com
Göç, Kültür, Kimlik- Iain Chambers
www.kitapyurdu.com
- Amaranta ursula (01.07.24 22:51:57)
aradigin duzenlilikte midir bilmiyorum ama eksi sozluk bu konuyla ilgili baslik ve entry dolu. ayni sekilde youtube da oyle. bence turkler kulturel olarak cok ice donuk olduklari icin bu baska bir ulkede yasama/tasinma/yabancilik/gurbet kavramlari asiri fazla irdeleniyor. dolayisiyla da sonsuz bir literatur mevcut.
- hot potato (02.07.24 01:55:42)
Youtube da onlarca video var
- oscar (02.07.24 02:29:41)
Duygusal olarak sadece sunu soyleyebilirim
Burada biraktigin sevdiklerin varsa cok ozluyorsun ve eger geri donup ziyaret etmezsen cok buyuk bosluk olusuyor ve dolduramiyorsun
Tabi ben normal insanlardan bahsediyorum. Bazi insanlar vardir aileden arkadaslardan ve ulkeden illallah etmistir o adam icin cokta fifi bi durum olabilir.
Ama insanin anilari aklinanfalan cok geliyor bir sure sonra hatta turkce muhabbet etmeyi ozleyebiliyorsun surekli yabanci dil konustugundan.
Aklima bunlar geldi. Eger hasreti asabilirsen hereey cok kolay olur.
Burada biraktigin sevdiklerin varsa cok ozluyorsun ve eger geri donup ziyaret etmezsen cok buyuk bosluk olusuyor ve dolduramiyorsun
Tabi ben normal insanlardan bahsediyorum. Bazi insanlar vardir aileden arkadaslardan ve ulkeden illallah etmistir o adam icin cokta fifi bi durum olabilir.
Ama insanin anilari aklinanfalan cok geliyor bir sure sonra hatta turkce muhabbet etmeyi ozleyebiliyorsun surekli yabanci dil konustugundan.
Aklima bunlar geldi. Eger hasreti asabilirsen hereey cok kolay olur.
- Zetnikov (02.07.24 07:37:21)
Turkiye'den goceli 3 yil olacak yakinda, kronik Turkiye/istanbul problemleri (duzensizlik, problemli insanlar, cakallik/uyaniklik, rusvet/iltimas) hala rahatsiz edici ancak bulundugum yerde olmaktan cidden biktim. Surekli bir bahane bulup turkiyeye kacasim geliyor kisa sureli de olsa, mecburen kisa sureli oluyor.
- mbond (04.07.24 17:03:48)
[]
Esnaf yok olacak di mi?
Domestos gerekti.
Trendyol market'te 49,50 liraya kapıma kadar getiriyorlar (sepeti 300 liraya tamamlamak gerek galiba ama kolayca tamamlanıyor)
Bizim mahalledeki temizlik malzemeleri satan dükkana gidip aldım, 49,50 liraydı orada da.
Bu esnaf düzgün bir insan, dükkanı temiz, çeşidi bol, güleryüzlü. Para kazandırmak isterim. Ama aynı fiyata kapıma getirirlerken, kayıtlı kredi kartımdan otomatik para çekerken nasıl alışveriş yapayım esnaftan?
Bu işin sonunda tüm esnaflar yok mu olacak? Dünyanın başka ülkelerinde bu süreci yaşayıp tamamlamış toplum var mı?
Trendyol market'te 49,50 liraya kapıma kadar getiriyorlar (sepeti 300 liraya tamamlamak gerek galiba ama kolayca tamamlanıyor)
Bizim mahalledeki temizlik malzemeleri satan dükkana gidip aldım, 49,50 liraydı orada da.
Bu esnaf düzgün bir insan, dükkanı temiz, çeşidi bol, güleryüzlü. Para kazandırmak isterim. Ama aynı fiyata kapıma getirirlerken, kayıtlı kredi kartımdan otomatik para çekerken nasıl alışveriş yapayım esnaftan?
Bu işin sonunda tüm esnaflar yok mu olacak? Dünyanın başka ülkelerinde bu süreci yaşayıp tamamlamış toplum var mı?
Herkes online alışveriş yapmıyor/yapmayı tercih etmiyor bu nedenle tüm esnaf yok olmaz öyle ayrıca sürekli müşterileri oluyor. Belki o esnaf Trendyol satıcısı olur yada olmuştur bile
- pembediken (27.06.24 13:48:57)
elbette ben esnaf olsam böyle olmasını tercih etmem ama geçmişte olup şimdi olmayan bir çok meslek var.
- jülsezar (27.06.24 13:51:09)
Yok olmasa bile sayıları ciddi oranda azalacaktır.
Sancılı ama her daim olan bir şey. Kalaycılar, bakırcılar, kunduracılar, seramikçiler, terzilerin günlük giyime yönelik ezici bir çoğunluğu yok oldu.
İnsanlık tarihinin çok ezici bir bölümü, neredeyse tamamında seramik kaplar hayatın vazgeçilmez parçasıydı örneğin. Bugün kırsalda bile seramik kap kullanımı kalmadı. Özellikle bu konu beni çok şaşırtıyor düşününce. Pişmiş toprak kaplar gerçekten 10 bin yıl boyunca insan hayatında çok büyük öneme sahipken bugün bizim için sanki hiç yok, hiç olmamış gibiler ve bu tarihin geneline kıyasla neredeyse aniden gerçekleşti.
Esnaflığın bitmesi daha çok zaman alır büyük ihtimalle ama küçük perakendecilerin sayısında azalma olacaktır evet. Bu düşüş trendinin geriye dönmesi de çok güç görünüyor.
Sancılı ama her daim olan bir şey. Kalaycılar, bakırcılar, kunduracılar, seramikçiler, terzilerin günlük giyime yönelik ezici bir çoğunluğu yok oldu.
İnsanlık tarihinin çok ezici bir bölümü, neredeyse tamamında seramik kaplar hayatın vazgeçilmez parçasıydı örneğin. Bugün kırsalda bile seramik kap kullanımı kalmadı. Özellikle bu konu beni çok şaşırtıyor düşününce. Pişmiş toprak kaplar gerçekten 10 bin yıl boyunca insan hayatında çok büyük öneme sahipken bugün bizim için sanki hiç yok, hiç olmamış gibiler ve bu tarihin geneline kıyasla neredeyse aniden gerçekleşti.
Esnaflığın bitmesi daha çok zaman alır büyük ihtimalle ama küçük perakendecilerin sayısında azalma olacaktır evet. Bu düşüş trendinin geriye dönmesi de çok güç görünüyor.
- akhenaten (27.06.24 13:59:27 ~ 14:03:16)
esnaf full dolandırıcı olmus zaten online alısverıs daha iyi
tek sıkıntı var alacagın urunu kendın tam olarak ınceleyıp secemıyorsun
mesela karpuz soyledın getırcek cocuk dırek bı tanesını alıp ozellıkle iyi mi diye secmıyorsa kelegı yeme ihtimalın yuzde olarak artabılıyor.
tek sıkıntı var alacagın urunu kendın tam olarak ınceleyıp secemıyorsun
mesela karpuz soyledın getırcek cocuk dırek bı tanesını alıp ozellıkle iyi mi diye secmıyorsa kelegı yeme ihtimalın yuzde olarak artabılıyor.
- Zetnikov (27.06.24 14:36:35)
Herkes gibi esnaf da farklilasmaz ise yok olur. Burada esnafin sucu herkesin ulasabilecegi bir urunu satmaya calismak, yok kardesim o zmn sen organik deterjan satacaksin, bitkisel satacaksin. Yogurdu sutaş degilde kendi ilcendeki mandiradan getirteceksin
- duyurukullanıcısı (27.06.24 15:06:01)
Bir çok ülkede Türkiye'de ki gibi esnaf yok daha çok zincir mağazalar var ticaret Türkiye'de ki kadar gelişmiş değil. Burada e-ticaretin getirmiş olduğu konfor ve avantajdan bahsetmişsiniz. Aslında pazarlama taktiği 300 TL'de limit var. Küçük esnaf tabii ki unicorn trendyol ile rekabet edemez. Gelecekte esnaf yok olmayacak fakat pazar oluşmuş bir bölgede sayıları azalacak. Bir bölgede 10 bakkal varsa bu sayı 3'e düşecek.
- doharkoman (27.06.24 15:06:07)
şimdi piyasada yer edinebilmek için düşük fiyat çekiyorlar.
yoksa bir elemanın sadece bir kişiye en az yarım saat hizmet etmesinin maliyeti ve yol hiç de ucuz değil.
küçük esnaf yok olabilir ama üç harfli indirim marketler hep yaşayacaktır.
yoksa bir elemanın sadece bir kişiye en az yarım saat hizmet etmesinin maliyeti ve yol hiç de ucuz değil.
küçük esnaf yok olabilir ama üç harfli indirim marketler hep yaşayacaktır.
- parka (27.06.24 15:37:33)
abi bahsettiğin şey "ticaret", asla yok olmayacaklar. sayılarının azalacağını da düşünmüyorum.
- tchuck (27.06.24 15:48:08)
@tchuck ticaretin yok olacağını düşünmüyorum. Küçük esnafın bu ticarette yer bulamayacağını düşünüyorum.
Ticaretten (dayanıklı tüketim malları satışı mesela) 50 bin şirket ekmek yerken bu sayı 500'e düşecek mesela. Sizce öyle olmayacak mı?
Ticaretten (dayanıklı tüketim malları satışı mesela) 50 bin şirket ekmek yerken bu sayı 500'e düşecek mesela. Sizce öyle olmayacak mı?
- michael_knight (27.06.24 16:22:20)
Bence önlem alınmazsa olacak. Zaten zincir marketler üreticileri de önce kendine bağımlı yapıyor sonra batırana kadar sömürüyor.
Büyük sermaye dediğin toplarken yemesin diye kölelerin kafasına demir maske takan tipler. Buldukları her zaafiyeti değerlendirirler.
Ulus devletler kendilerini korumazlarsa tedricen ücretler de ortadan kalkabilir.
Büyük sermaye dediğin toplarken yemesin diye kölelerin kafasına demir maske takan tipler. Buldukları her zaafiyeti değerlendirirler.
Ulus devletler kendilerini korumazlarsa tedricen ücretler de ortadan kalkabilir.
- hebanon (27.06.24 18:44:32)
sevsek de sevmesek de en kötü esnaf tekel olmuş büyük şirketlerden iyidir. ucuzsa bugün ucuz. rakibi kalmayınca böyle olmayacak. tekel olursa rakibi olmayacak.
ben esnaflığın tamamen biteceğini düşünmüyorum ancak evet sayıları epey azalacak. belki ekonomik avantajı da olmayacak. az şubeli orta ölçekteki zincir marketler bile yenilik yapmadığı sürece zora girecekler bence.
---
bakkal ya da mahalle marketlerini her zaman sevmesem de; ekmek,yoğurt gibi basit şeyleri buralardan almayı seviyorum. büyük marketlere girdiğimde sadece yoğurt alıp çıkmıyorum yanına daha bir sürü şey alıyorum, üstüne bir de dükkan içinde bir sürü dolaşıyorum kasada uzun süre bekliyorum. açıkçası günlük alışverişlerimde büyük marketler hiç yer etmiyor. benim yaşadığım yerde bakkal ve büyük marketler hepsi bana eşit mesafede. işte bu durumda çok fazla fiyat farkı olmadığı ve olumsuz bir tavrı olmadığı sürece küçük esnafı tercih ederim.
ama trendyol market konusunda haklısınız. günlük ihtiyaç için bile minimum tutara ulaşılıor, kısa sürede eve geliyor ve gidip almamla aynı, hatta bakkalda bulabileceğimden daha iyi. neden trendyol market'i kullanmayayım. ister istemez ben de kullanıyorum kolayıma geldiği için ama küçük esnafın yok olmasını da istemiyorum.
ben esnaflığın tamamen biteceğini düşünmüyorum ancak evet sayıları epey azalacak. belki ekonomik avantajı da olmayacak. az şubeli orta ölçekteki zincir marketler bile yenilik yapmadığı sürece zora girecekler bence.
---
bakkal ya da mahalle marketlerini her zaman sevmesem de; ekmek,yoğurt gibi basit şeyleri buralardan almayı seviyorum. büyük marketlere girdiğimde sadece yoğurt alıp çıkmıyorum yanına daha bir sürü şey alıyorum, üstüne bir de dükkan içinde bir sürü dolaşıyorum kasada uzun süre bekliyorum. açıkçası günlük alışverişlerimde büyük marketler hiç yer etmiyor. benim yaşadığım yerde bakkal ve büyük marketler hepsi bana eşit mesafede. işte bu durumda çok fazla fiyat farkı olmadığı ve olumsuz bir tavrı olmadığı sürece küçük esnafı tercih ederim.
ama trendyol market konusunda haklısınız. günlük ihtiyaç için bile minimum tutara ulaşılıor, kısa sürede eve geliyor ve gidip almamla aynı, hatta bakkalda bulabileceğimden daha iyi. neden trendyol market'i kullanmayayım. ister istemez ben de kullanıyorum kolayıma geldiği için ama küçük esnafın yok olmasını da istemiyorum.
- biseysorcaktim (27.06.24 21:59:18)
kucuk esnafa kolay kolay bisey olmaz, olsaydi kuzey amerika'da bakkal kalmazdi.
dukkan senin oldugu surece korkacak bisey yok.
dukkan senin oldugu surece korkacak bisey yok.
- cooperr (27.06.24 22:46:33)
mahalle esnafı özellikle ahlaklı ise bence desteklemek lazım. adamı paket servise yönlendirebilirsin, zaten çoğu esnaf elinden geldiğince yapıyor paket servisi. abi/abla evden çıkamıyoruz eve servis yapar mısınız, kapıda posdan öderiz vb. gibi cümlelerle ikna edebilirsiniz o esnafı. 300 lira harcayacaksanız her alışverişte ben esnaf olsam getirirdim :)
- duyulmasi gerektigi kadar (27.06.24 23:08:12)
Online alışverişin en çok eleştirilen yönü bu. Tekelleşme riski.
Türkiye henüz ayırdına varmadı ama dünyada ciddi tartışılıyor.
Aslında bu dediğiniz amerika'daki walmart istilasının online versiyonu gibi.
Amerika'da walmart küçük yerleşim yerlerine gidiyor.
Ama gittiği yerde kasap var, bakkal var, manav var, mobilyacı var...
Walmart müşteri çekmek için ne yapıyor?
Orada zarar etmeyi göze alarak fiyat kırıyor.
Kasaptan daha ucuza et satıyor.
Walmart'ın gücü var, zarar ediyor. Başka dükkanlardan gelen parayla orayı döndürüyor.
Ama kasap tek dükkan fiyat kıramıyor.
İflas ediyor. Başka iş de bilmediği için gidiyor walmart'ta kasap oluyor.
Tüm esnaf yaşıyor bunu.
Bir noktadan sonra dükkanların çoğu kapanıyor.
Dükkan sahipleri o zincir marketin çalışanı oluyor.
Marketin de rakibi kalmıyor istediği ürünü, istediği fiyatı dayatıyor.
Ben bu işin de buraya evrileceğini düşünüyorum ama kişisel fikrim tabii.
Burada şunu tartışmak lazım Türkiye'de bakkallar batarken, her yeri zincir markalar sararken, Almanya'da mesela türk bakkallar nasıl ayakta kalabiliyor?
Mesela hollanda'da bir zincir marketin hemen karşısında dimdik duran bir "bakkal" görebilirsiniz. Çünkü devlet ikisinin de ticari çıkarını koruyor.
Cevap basit, regülasyon ve vergi politikaları.
Şimdi gelelim ilk soruya.
Şöyle bir veri var. Hatırladığım kadarıyla Türkiye'de günlük perakende'nin şu anda sadece %25'i online dönüyor. Buraya kadar sorun yok.
sorun şurada başlıyor. Online perakendenin, yani o %25'in %70 %80'i birkaç büyük markanın elinde.
Gerçek hayatta bu çok mümkün değil fantastik bir oran. Yani düşünün bir avm'de ya da bir çarşıda, bir ilçede dönen ticaretin %80'i sadece 3 mağazada dönüyor ne olur?
Şu anda e-ticaret markalarını seviyoruz. Ucuzlar, eve servis yapıyorlar. Ama bu bir yerde duracaktır. Çünkü şu anda pazarlarını büyütmeye ihtiyaçları var. Rakipleri kalmayınca da ya da güçsüzleşince de bu avantajlar sürecek mi?
Rekabet tüketici lehinedir. Ama biri pazarı domine ettiği zaman tüketici zararlı çıkar.
Burada esnafı "dijitalleşsin o da" diye suçlamak da manasız.
Esnaf tüm bunların farkında. Esnaf da biliyor app yapmayı, e-ticareti vs.
Ama esnafın sermayesi trendyol'la amazon'la rekabet etmeye yetmiyor.
O yüzden o pazaryerlerinde dükkan açıyor.
Orada dükkan açınca da onların kölesi oluyor.
Bu arada mahalle esnafı ahlaklı ve dürüstse desteklensin kısmı da şaibeli.
Yani o büyük zincirler öyle şeyler yapıyor ki bazen en "esnaf" bile yanında masum kalır.
Ama zincir markalar, onlara bayılıyoruz. Esnaf hep kötü gözümüzde.
Bu da algı.
Türkiye henüz ayırdına varmadı ama dünyada ciddi tartışılıyor.
Aslında bu dediğiniz amerika'daki walmart istilasının online versiyonu gibi.
Amerika'da walmart küçük yerleşim yerlerine gidiyor.
Ama gittiği yerde kasap var, bakkal var, manav var, mobilyacı var...
Walmart müşteri çekmek için ne yapıyor?
Orada zarar etmeyi göze alarak fiyat kırıyor.
Kasaptan daha ucuza et satıyor.
Walmart'ın gücü var, zarar ediyor. Başka dükkanlardan gelen parayla orayı döndürüyor.
Ama kasap tek dükkan fiyat kıramıyor.
İflas ediyor. Başka iş de bilmediği için gidiyor walmart'ta kasap oluyor.
Tüm esnaf yaşıyor bunu.
Bir noktadan sonra dükkanların çoğu kapanıyor.
Dükkan sahipleri o zincir marketin çalışanı oluyor.
Marketin de rakibi kalmıyor istediği ürünü, istediği fiyatı dayatıyor.
Ben bu işin de buraya evrileceğini düşünüyorum ama kişisel fikrim tabii.
Burada şunu tartışmak lazım Türkiye'de bakkallar batarken, her yeri zincir markalar sararken, Almanya'da mesela türk bakkallar nasıl ayakta kalabiliyor?
Mesela hollanda'da bir zincir marketin hemen karşısında dimdik duran bir "bakkal" görebilirsiniz. Çünkü devlet ikisinin de ticari çıkarını koruyor.
Cevap basit, regülasyon ve vergi politikaları.
Şimdi gelelim ilk soruya.
Şöyle bir veri var. Hatırladığım kadarıyla Türkiye'de günlük perakende'nin şu anda sadece %25'i online dönüyor. Buraya kadar sorun yok.
sorun şurada başlıyor. Online perakendenin, yani o %25'in %70 %80'i birkaç büyük markanın elinde.
Gerçek hayatta bu çok mümkün değil fantastik bir oran. Yani düşünün bir avm'de ya da bir çarşıda, bir ilçede dönen ticaretin %80'i sadece 3 mağazada dönüyor ne olur?
Şu anda e-ticaret markalarını seviyoruz. Ucuzlar, eve servis yapıyorlar. Ama bu bir yerde duracaktır. Çünkü şu anda pazarlarını büyütmeye ihtiyaçları var. Rakipleri kalmayınca da ya da güçsüzleşince de bu avantajlar sürecek mi?
Rekabet tüketici lehinedir. Ama biri pazarı domine ettiği zaman tüketici zararlı çıkar.
Burada esnafı "dijitalleşsin o da" diye suçlamak da manasız.
Esnaf tüm bunların farkında. Esnaf da biliyor app yapmayı, e-ticareti vs.
Ama esnafın sermayesi trendyol'la amazon'la rekabet etmeye yetmiyor.
O yüzden o pazaryerlerinde dükkan açıyor.
Orada dükkan açınca da onların kölesi oluyor.
Bu arada mahalle esnafı ahlaklı ve dürüstse desteklensin kısmı da şaibeli.
Yani o büyük zincirler öyle şeyler yapıyor ki bazen en "esnaf" bile yanında masum kalır.
Ama zincir markalar, onlara bayılıyoruz. Esnaf hep kötü gözümüzde.
Bu da algı.
- anten (28.06.24 11:43:13 ~ 11:44:29)
Getir kuryesi filan hiç kullanmıyorum ben, evime sürekli sipariş için birilerin gelip gitmesi hoşuma gitmiyor. Esnaftan da almıyorum hep büyük marketlere ya da orta boyuttaki marketlere gider kendim alırım her şeyi. Eve sadece su siparişi veriyorum :D
- titanic kemancısı (28.06.24 11:45:19 ~ 11:46:38)
[]
Tarla/arsa almak
Bu iş hiç bilmiyorum. Arsa/tarla almak istiyorum.
Sadece şunu biliyorum: "Kadastral yola cephesi varsa, 5000 m2'den büyükse o zaman tarımsal faaliyeti sürdürme amacıyla içine küçük bir yapı inşa edilebilir" Bunu da yanlış ve eksik biliyor olabilirim.
İşte bu özelliklere sahip bir yer alsam, bir süre sonra oraya bir klübe, bir tinyhouse koysam yasal olarak başım da çok derde girmez diye düşünüyorum. Hayalim bir villa değil de şehirden uzak, kendimize ait bir yer, domates-biber ekebilmek, hafta sonu kaçıp nefes almak, emekli olunca yaşarım diye hayal kurmak vs.
Çok mu yanılıyorum? Böyle bir yer alırken nelere dikkat etmem gerekir?
Bilmediğim çok fazla şey olduğu için bana bu işleri anlatan bir kaynak önerebilir misiniz?
Ek olarak şunu da düşünüyorum. Bu şekilde bir tarla alırsam çok büyük bir para kaybetmem. Olsa olsa %20-30 fazla para ödemiş olurum, en kötü durumda bir gün toplamda %30-35 kayıpla satarım. Bu düşünce doğru mu?
Sadece şunu biliyorum: "Kadastral yola cephesi varsa, 5000 m2'den büyükse o zaman tarımsal faaliyeti sürdürme amacıyla içine küçük bir yapı inşa edilebilir" Bunu da yanlış ve eksik biliyor olabilirim.
İşte bu özelliklere sahip bir yer alsam, bir süre sonra oraya bir klübe, bir tinyhouse koysam yasal olarak başım da çok derde girmez diye düşünüyorum. Hayalim bir villa değil de şehirden uzak, kendimize ait bir yer, domates-biber ekebilmek, hafta sonu kaçıp nefes almak, emekli olunca yaşarım diye hayal kurmak vs.
Çok mu yanılıyorum? Böyle bir yer alırken nelere dikkat etmem gerekir?
Bilmediğim çok fazla şey olduğu için bana bu işleri anlatan bir kaynak önerebilir misiniz?
Ek olarak şunu da düşünüyorum. Bu şekilde bir tarla alırsam çok büyük bir para kaybetmem. Olsa olsa %20-30 fazla para ödemiş olurum, en kötü durumda bir gün toplamda %30-35 kayıpla satarım. Bu düşünce doğru mu?
Ev yapacağın kısım 5000 metrekarenin dışında olmalı.
Evin alanında, yüksekliğinde ve yola mesafesinde belirli kısıtlar var.
Tarım bakanlığınca belirlenmiş bazı tarım alanlarına hiç yapılamıyor. Sit alanları da öyle.
Konteyner de koysan, villa da yapsan öncelikle belediyeden yapı izni almak zorundasın ve işlemleri arasında fark yok. Küçücük bişey demen işlemi basitleştirmiyor.
Su için tarım maksatlı sondaj ruhsatı alman lazım ki bunda çok büyük kısıtlar var.Kadastral yoldan belediye su borusu geçiyorsa sorun yok.
Elektrik için sondaj elektriği ruhsatı alman ve en yakın direkten senin oraya gereken direk ve hat parasını da ödemen gerekiyor. Alacağın elektrik konut elektriği olmadığı için biraz pahalı oluyor.
Sürekli kalmayacaksan yurdum insanı soyar orayı.
Gerek inşaat ve gerekse daha sonraki onarım ihtiyaçlarında usta bulma olayı daima sorun olacaktır.
İnterneti sorun olmayan bir yer olsun. Sana burada alıştık. Görmezsek üzülürüz.
Uzun vadede her durumda değer kazanır.
Geçimini tarımdan sağlayamazsın. Yeni Türkiyede o pek mümkün değil.
Not: Tapuda tarla değil de, zeytinlik veya zeytinlik vasıflı tarla yazıyorsa çivi bile çakamazsın. Ona dikkat et.
Yeri almadan önce sondaj konusunu araştır. Su çıkıyor mu, kaç metreden çıkıyor, mevsimsel kurumalar gösteriyor mu gibi konuları çok iyi etüd etmen lazım. Susuz yaşanmaz.
Evin alanında, yüksekliğinde ve yola mesafesinde belirli kısıtlar var.
Tarım bakanlığınca belirlenmiş bazı tarım alanlarına hiç yapılamıyor. Sit alanları da öyle.
Konteyner de koysan, villa da yapsan öncelikle belediyeden yapı izni almak zorundasın ve işlemleri arasında fark yok. Küçücük bişey demen işlemi basitleştirmiyor.
Su için tarım maksatlı sondaj ruhsatı alman lazım ki bunda çok büyük kısıtlar var.Kadastral yoldan belediye su borusu geçiyorsa sorun yok.
Elektrik için sondaj elektriği ruhsatı alman ve en yakın direkten senin oraya gereken direk ve hat parasını da ödemen gerekiyor. Alacağın elektrik konut elektriği olmadığı için biraz pahalı oluyor.
Sürekli kalmayacaksan yurdum insanı soyar orayı.
Gerek inşaat ve gerekse daha sonraki onarım ihtiyaçlarında usta bulma olayı daima sorun olacaktır.
İnterneti sorun olmayan bir yer olsun. Sana burada alıştık. Görmezsek üzülürüz.
Uzun vadede her durumda değer kazanır.
Geçimini tarımdan sağlayamazsın. Yeni Türkiyede o pek mümkün değil.
Not: Tapuda tarla değil de, zeytinlik veya zeytinlik vasıflı tarla yazıyorsa çivi bile çakamazsın. Ona dikkat et.
Yeri almadan önce sondaj konusunu araştır. Su çıkıyor mu, kaç metreden çıkıyor, mevsimsel kurumalar gösteriyor mu gibi konuları çok iyi etüd etmen lazım. Susuz yaşanmaz.
- Mirket (26.06.24 12:00:20 ~ 12:05:03)
buyuk bahceli mustakil ev olmadan buyuk bahceli mustakil ev gibi olan bir sey ariyorsunuz anladigim kadariyla. o isler oyle olmuyor genelde. her getirinin bir goturusu var. bi defa dogal hayatla ugrasmak zor, toprak emek ister. bakmazsan yabani olur. ara sira gideyim kafa dinleyeyim diye arsa alinmaz. altyapi yok, ustyapi yok. topragi eseleyip tuvaletini yapmaktan cekinmiyorsan ara sira kampa git cadir kur, bedavaya gelir. yatirim amacli aliyorsan ileride imar falan gelirse o zaman durum degisir. o da hizlica olmaz, muhtemelen cocugun torunun yapar anca. bildigin gibi imar tapu isleri genelde yandaslarin elinde, herkese dusmez kolay kolay kisa vadede.
bi tanidik ayni dedigin amacla tarla aldi, hatta icinde tugladan kulubesi de var. kocaman tarlanin ortasinda 4 duvar. su yok, lagim yok, elektrik yok, isitma yok. alet edevat yok. ilk baslarda 3-5 haftasonu gidip domates falan ektiler ufak bi koseye, hasat zamani gelince hepsi cop oldu cogunu konu komsuya dagittilar. tarlanin bir kismini rica minnet yan tarladaki traktorlere surdurduler, o ayri bi dert. sulamayla ugrasamadilar, su belli saatlerde geliyor orada hazir olman lazim. agac ektiler tutmadi. icinde onceden 1 tane elma agaci var, o bile dert. toplasan belki 100 kilo elmayi kim napsin, toplamasan dokulup yerde curuyor hepsi, agac bakim istiyor budama asilama falan. artik gitmiyorlar da oyle duruyor eken bicen yok. yilda 1 defa bol bol elma yiyoruz, ama tarlaya verdikleri parayla 1000 yillik elma ihtiyaclarini giderirlerdi herhalde.
bi tanidik ayni dedigin amacla tarla aldi, hatta icinde tugladan kulubesi de var. kocaman tarlanin ortasinda 4 duvar. su yok, lagim yok, elektrik yok, isitma yok. alet edevat yok. ilk baslarda 3-5 haftasonu gidip domates falan ektiler ufak bi koseye, hasat zamani gelince hepsi cop oldu cogunu konu komsuya dagittilar. tarlanin bir kismini rica minnet yan tarladaki traktorlere surdurduler, o ayri bi dert. sulamayla ugrasamadilar, su belli saatlerde geliyor orada hazir olman lazim. agac ektiler tutmadi. icinde onceden 1 tane elma agaci var, o bile dert. toplasan belki 100 kilo elmayi kim napsin, toplamasan dokulup yerde curuyor hepsi, agac bakim istiyor budama asilama falan. artik gitmiyorlar da oyle duruyor eken bicen yok. yilda 1 defa bol bol elma yiyoruz, ama tarlaya verdikleri parayla 1000 yillik elma ihtiyaclarini giderirlerdi herhalde.
- icim urperiyor (26.06.24 14:28:50)
[]
Araba kapı kolu kırmaktan hapse girilir mi?
Bir arkadaşım akrabasının arabasını akrabasının apartmanın otoparkına sokacakmış, bir araba otopark kapısına parketmiş, girememiş.
Korna çalmış gelmemiş, arabada telefon numarası aramış yokmuş.
Arabanın kapısı açık mı diye denemiş ve arabanın kapı kolu kırılıp elinde kalmış.
Araba sahibini de bulamamış, mahalledeki trafik de kilitlenmiş. Arkadaşım da arabayı paralı otoparka parketmiş, geri dönüp bakmış araba sahibi yine yok. E onun da kalemi vs. yokmuş. yanında. Zaten çok gönlü de yokmuş.
Bırakmış gitmiş.
1- Dava vs. açılırsa sabıka kaydında görünür mü?
2- Siz ne yapardınız ve konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Korna çalmış gelmemiş, arabada telefon numarası aramış yokmuş.
Arabanın kapısı açık mı diye denemiş ve arabanın kapı kolu kırılıp elinde kalmış.
Araba sahibini de bulamamış, mahalledeki trafik de kilitlenmiş. Arkadaşım da arabayı paralı otoparka parketmiş, geri dönüp bakmış araba sahibi yine yok. E onun da kalemi vs. yokmuş. yanında. Zaten çok gönlü de yokmuş.
Bırakmış gitmiş.
1- Dava vs. açılırsa sabıka kaydında görünür mü?
2- Siz ne yapardınız ve konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
dava açılırsa değil, dava sonunda hüküm giyerse sabıka kaydında görünür. ben olsam plakasını not eder, bir karakola gidip durumu izah ederdim. onlar araç sahibine ulaşır ve olay tatlıya bağlanırdı. plakasını aldıysa dediğim gibi yapsın bence olay tatsız bir hal almadan.
bu arada hapis falan olmaz, zararını tazmin eder, hagb verilir en kötü ihtimalle. bu durumda da dava giderleri ve karşı tarafın avukat masrafı da arkadaşınıza yüklenir. semeriyle seksene patlar. en iyisi yukarıda dediğim yöntem.(hukukçu değilim, kişisel görüş ve tahminim bu)
Mala zarar verme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 151. maddesinde “Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
bu arada hapis falan olmaz, zararını tazmin eder, hagb verilir en kötü ihtimalle. bu durumda da dava giderleri ve karşı tarafın avukat masrafı da arkadaşınıza yüklenir. semeriyle seksene patlar. en iyisi yukarıda dediğim yöntem.(hukukçu değilim, kişisel görüş ve tahminim bu)
Mala zarar verme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 151. maddesinde “Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
- mustafakesekci (26.06.24 10:51:46 ~ 10:56:04)
Verilen bazı bilgiler şaibeli.
Bir insan başkasının arabasının kapısını niye zorlar?
.nasıl bir zorlama, eğer kasıt yoksa kapı kolunu kırar?
Kapı açık olsaydı ne yapılacaktı?
Bence de acilen arabanın sahibi aranıp zarar tazmin edilip iş tatlıya bağlanmaya çalışılsın. Çünkü olay tam olarak hırsızlık teşebbüsü görüntüsü veriyor.
Bir insan başkasının arabasının kapısını niye zorlar?
.nasıl bir zorlama, eğer kasıt yoksa kapı kolunu kırar?
Kapı açık olsaydı ne yapılacaktı?
Bence de acilen arabanın sahibi aranıp zarar tazmin edilip iş tatlıya bağlanmaya çalışılsın. Çünkü olay tam olarak hırsızlık teşebbüsü görüntüsü veriyor.
- Mirket (26.06.24 10:59:06)
Arkadaşım gidip bakmış, arabayı bulamamış. Plakasını da almamış. Olay bitmiş.
@Mirket kapıyı denemesinin sebebi hem telefon numarası bırakmayan hem de bütün gürültüye rağmen arabasına bakmayan kişi kapıyı açık bırakmış olabilir. Böylece arabayı boş viteste geri geri ittiririp otoparka girilebilir hale getirmek veya arabanın içinde telefon numarası aramak.
Kapı kolu gerçekten de çok zorlanmadan kırılıvermiş. Şunun gibi olmuş arabam-blog.mncdn.com
@Mirket kapıyı denemesinin sebebi hem telefon numarası bırakmayan hem de bütün gürültüye rağmen arabasına bakmayan kişi kapıyı açık bırakmış olabilir. Böylece arabayı boş viteste geri geri ittiririp otoparka girilebilir hale getirmek veya arabanın içinde telefon numarası aramak.
Kapı kolu gerçekten de çok zorlanmadan kırılıvermiş. Şunun gibi olmuş arabam-blog.mncdn.com
- michael_knight (26.06.24 11:31:00)
Tamam ben iknayım da,
araba sahibi olsam ben arabamı çalmaya çalışmışlar diye polisi ararım öyle bir durumda.
Polis de 'normal şartlarda hırsızlıktan işlem başlatır, parmak izi aramasıyla da 5 dakikada bulur.
O durumda da, mala zarar verme suçuyla değil de hırsızlık teşebbüsü suçuyla muhatap kalır arkadaşın. Onu diyorum ben.
araba sahibi olsam ben arabamı çalmaya çalışmışlar diye polisi ararım öyle bir durumda.
Polis de 'normal şartlarda hırsızlıktan işlem başlatır, parmak izi aramasıyla da 5 dakikada bulur.
O durumda da, mala zarar verme suçuyla değil de hırsızlık teşebbüsü suçuyla muhatap kalır arkadaşın. Onu diyorum ben.
- Mirket (26.06.24 11:44:16)
Kapının kolu o vakte kadar araç sahibinin elinde kalmadıysa , arkadaşınızın kolu çok hızlı şekilde, tekrarlı olarak ve hırsla çektiği ortada.
- diyecevaplandı (26.06.24 12:46:19)
Arkadisiniz araca kasıtlı zarar vermiş, bu ifadeyi karakol savcilıkta vs verirse bi tarafları ile gulerler ona.
Adamın kaskosu vs varsa sigorta rucu edebilir.
Bir sinirle iş yapmış, adamla uzlaşması mantıklı.
Adamın kaskosu vs varsa sigorta rucu edebilir.
Bir sinirle iş yapmış, adamla uzlaşması mantıklı.
- Fritz-X (26.06.24 12:48:10)
hape gireceğini sanmıyorum ama büyük ihtimalle suçlu bulunur. çünkü arabanın kapısı açık mı diye kontrol edeyim derken arabanın kapı kolunun kırılması pek inandırıcı gelmiyor.
- abelardo (26.06.24 12:59:29)
dava açılmadan önce uzlaşmacı var, tazminat ile hayata devam edilir. neyin hapsi? + dava olmadığı için sabıka oluşmaz.
hiç bişi yapmam, adam çekip gitmiş zaten razı gelmiş, ona da ders olmuş bir daha elalemin otoparkına park etmez.
hiç bişi yapmam, adam çekip gitmiş zaten razı gelmiş, ona da ders olmuş bir daha elalemin otoparkına park etmez.
- selam (26.06.24 13:27:25)
Araba sahibi şikayet ederse mala zarar vermeden dava açılır. 4 ay ile 3 yıl arasında bir hapis cezası var. hagb kararıda verilebilir ama hagb kararı verilirse tekrar suç işlediği zaman katlamalı ceza alır.
- komando kani var bende (26.06.24 13:36:45)
arkadaşın belli ki öfkeyle asılmış kapı koluna.
o değilde hayal ettiği ya da hafifletici unsur gördüğü şeyleri yapamaz. ne münasebet açacak kapıyı yok arabayı itecek, yok içinde numara arayacak. siz insanları evde bulamayınca kapıyı açıp içerde bir şeyler arıyor musunuz? hırsızlığa teşebbüsten yargılansa yeridir. dua etsin araç sahibinin arabadan kaybolan bir şeyi yoktur. net bir şekilde haklıyken haklılığını kaybetmiş arkadaşınız.
o değilde hayal ettiği ya da hafifletici unsur gördüğü şeyleri yapamaz. ne münasebet açacak kapıyı yok arabayı itecek, yok içinde numara arayacak. siz insanları evde bulamayınca kapıyı açıp içerde bir şeyler arıyor musunuz? hırsızlığa teşebbüsten yargılansa yeridir. dua etsin araç sahibinin arabadan kaybolan bir şeyi yoktur. net bir şekilde haklıyken haklılığını kaybetmiş arkadaşınız.
- air (26.06.24 14:29:39)
Arkadaşlar biraz abartıyorsunuz gibi geldi bana.
Arabayı çalıp birkaç gün gezip bıraksa bile ceza alacağından şüpheliyim ben. Aynı Türkiye'de yaşamıyor muyuz?
Arabayı çalıp birkaç gün gezip bıraksa bile ceza alacağından şüpheliyim ben. Aynı Türkiye'de yaşamıyor muyuz?
- michael_knight (26.06.24 14:32:05)
mala zarar vermenin yanısıra hırsızlık teşebbüsü bu resmen. arkadaşın ayvayı yedi yani eğer adamın uğraşası varsa:D
- kaptan maydanoz (26.06.24 14:35:53)
abartmıyor musunuz demişsin ama soru başlığı hapse girilir mi direkt :D
- jülsezar (26.06.24 14:43:11)
valla işte sabıkalı vs değilse arkadaşın sıkıntı büyük. genelde çünkü sokak ortasında adam vuruyorlar bir şey olmuyor sen ben bir arbede yaşıyoruz bir dünya başımız ağrıyor. o hesap sade vatandaşsa epey bir ağrıtabilirler başını.
- air (26.06.24 15:19:05)
Bir şey olmaz. Mala zarar verme suçundan HAGB alır en fazla. Onda da adamla uzlaşırsınız hallolur mesele. Hapse mapse girmez eğer sabıkası yoksa. HAGB sabıka kaydında görünmez ayrıca.
İkincisi savcılığın bunu hırsızlığa teşebbüs olarak düşüneceğinden de oldukça şüpheliyim. Hırsız kapıyı açmak isterse camı kırar, kapı kolunu niye kırıp bıraksın. En kötü yandaki otoparka arabayı park ettiğine dair fişi vs. sunarsa hırsızlık geyiği falan olmaz.
Yorumlarda çok fazla yanlış şey gördüm. Hepsini düzeltemeyeceğim. Hukukçuyum.
İkincisi savcılığın bunu hırsızlığa teşebbüs olarak düşüneceğinden de oldukça şüpheliyim. Hırsız kapıyı açmak isterse camı kırar, kapı kolunu niye kırıp bıraksın. En kötü yandaki otoparka arabayı park ettiğine dair fişi vs. sunarsa hırsızlık geyiği falan olmaz.
Yorumlarda çok fazla yanlış şey gördüm. Hepsini düzeltemeyeceğim. Hukukçuyum.
- jangbogo (26.06.24 15:46:46)
[]
Cold brew vs. filtre kahve anlaşılır mı?
"Kahve içmeyi severim ve az-çok anlarım" diyen 100 kişiden kaç tanesi içtiği soğuk kahvenin cold brew mü yoksa filtre kahve mi olduğunu anlayabilir?
Sıcak filtre kahve soğutulursa geçen sürede acılaşır kahvenin aroması kaybolur, damakta metalimsi bozuk para yalamış gibi bir tat bırakır, köşeli bir tadı olur
Cold brewda ise bu acı tat olmaz, daha yuvarlak dengeli kahvenin cinsine göre karamel fındık badem karakterli bir tat kalır
Bunu kaç kişi ayırt eder bilemem
Cold brewda ise bu acı tat olmaz, daha yuvarlak dengeli kahvenin cinsine göre karamel fındık badem karakterli bir tat kalır
Bunu kaç kişi ayırt eder bilemem
- grimavi (25.06.24 12:18:03)
Ben sadece americano'yu ayırabiliyorum. Onu da genelde hep americano içtiğim için yapabiliyorum. Ayırmayı da bilinçli olarak yapamıyorum "bu bi değişik" diyorum sadece.
Filtre kahve cold brew için deney yapmıştık bir kere. Arkadaşla birimiz filtre birimiz cold brew almıştık. Yan yana içince anlaşılıyor, cold brew daha yoğun ve derin. Filtre 2K ekransa coldbrew 4k UHD. Ama ayrı ayrı içsem anlamam.
Filtre kahve cold brew için deney yapmıştık bir kere. Arkadaşla birimiz filtre birimiz cold brew almıştık. Yan yana içince anlaşılıyor, cold brew daha yoğun ve derin. Filtre 2K ekransa coldbrew 4k UHD. Ama ayrı ayrı içsem anlamam.
- akhenaten (25.06.24 12:25:34)
Sıcak demlenip yavaş soğuyan kahvedeki acı ve sevimsiz tadı ayırt edebiliyorum ben, ki çok iyi bir damağım/burnum yok. Ama mesela cold brew ve iced espresso'yu (sıcak demlenip çok hızlı soğuyor) ayıramam büyük ihtimalle.
- kobuzchu kiz (25.06.24 12:27:55)
Soğuk filtre dediğimiz tam nasıl soğuk? Bekleyip soğuyan kahveyi anlıyorum ben de ama normalde americano ile filtre kahveyi bile ayırt edemem bence :D
- nundu (25.06.24 12:34:10)
@nundu makinede yapılan filtre kahvenin bekleyip bir süre sonra buzdolabına koyup soğutulmuş hali demek istedim.
- michael_knight (25.06.24 12:50:54)
Ne yaptın Mike? Makinede yapılıp içine buz atılarak hemen servis edilen kahve ile karşılaştırıyorsun sandım. Bu hali ile fark etmeyen 3ü1 arada içince de French press herhalde falan diyordur. Bak o kahvenin acı tadı geldi bir an dilime sanki :)
- nawar (25.06.24 13:23:01)
@Nawar'ın dediği gibi uzun cold brew yerine hemen servis edilen bir teknik de var, youtube'dan japanese cold brew diye aratırsan çıkar, hem hızı hem tadı belki uyar sana
- grimavi (25.06.24 14:08:49)
[]
ChatGPT'yi ucuza almanın yolu var mı?
20 USD olarak görünüyor bende fiyat.
Başka bir yerden daha uygun fiyatlı almanın yolu var mı?
Başka bir yerden daha uygun fiyatlı almanın yolu var mı?
Direk ChatGPT yi ucuza almanın yolu yok. Ancak app store daki bazı uygulamalar var mesela POE gibi onlar de ChatGPT Api ını kullanıyorlar aynı zamanda başka AI modelleri de kullanıyorlar. Onlar daha uygun olabiliyor. Mesela POE aylık 500 tl. Daha uygun başka uygulamalar da vardır muhakkak.
- nuevo (25.06.24 10:54:09)
apple appstorede fiyatı daha uygun.
aylık 500tl
aylık 500tl
- nuisance2 (25.06.24 11:18:22)
google play üzerinden daha ucuza almıştım.
- false pretension (25.06.24 12:24:46)
[]
Lens alırken kazıklanıyor muyum? Ne yapsam?
Keratokonus için çifti yaklaşık 500 euro'luk bir lens kullanıyorum, Türkiye'den alıyorum.
Almanya'da 250 Euro'ya satıldığını görüyorum internette. Aynı marka, aynı çeşit. Özel üretim lensler.
Türkiye'de iki katına satıyor olabilirler mi?
Almanya veya başka bir ülkeden bu lensleri almanın bir yolu var mıdır?
Almanya'da 250 Euro'ya satıldığını görüyorum internette. Aynı marka, aynı çeşit. Özel üretim lensler.
Türkiye'de iki katına satıyor olabilirler mi?
Almanya veya başka bir ülkeden bu lensleri almanın bir yolu var mıdır?
Şu an döviz bazında ÇOK pahalı bir ülkeyiz. Çok pahalı diye bilinen ülkeler bize ucuz geliyor. Bizzat aldığım teknolojik ürünlerde bunu tekrar tekrar yaşadım. Sorularına cevap:
- Evet olabilir.
- Satılıyorsa amazon vb. üzerinden sipariş verebilirsin. O ülkelere giden tanıdığın olursa onlardan da isteyebilirsin. Özel üretimse ilgili kuruluş ile iletişime geçip Türkiye'ye kargo yapmalarını talep edebilirsin. Gümrük vb. prosedürleri iyice öğrenmen lazım vergisi oluyor.
- Evet olabilir.
- Satılıyorsa amazon vb. üzerinden sipariş verebilirsin. O ülkelere giden tanıdığın olursa onlardan da isteyebilirsin. Özel üretimse ilgili kuruluş ile iletişime geçip Türkiye'ye kargo yapmalarını talep edebilirsin. Gümrük vb. prosedürleri iyice öğrenmen lazım vergisi oluyor.
- Lethe (24.06.24 14:15:08)
[]
Temu'dan alışveriş yapılır mı?
Temu'dan alışveriş yapmaktan bahsediyor herkes.
Bu site neden popüler oldu?
Alışveriş yapılır mı ve nelere dikkat etmek gerek?
Bu site neden popüler oldu?
Alışveriş yapılır mı ve nelere dikkat etmek gerek?
aliexpress gibi ama yeni çıktığı için indirim var bol bol
dikkat etmen gereken şey alışveriş limitin: ayda 1 kez gümrükten mal geçirebilirsin ve 5 adet ile sınırlı. bu sınırın da max bedeli 150 euro.
dikkat etmen gereken şey alışveriş limitin: ayda 1 kez gümrükten mal geçirebilirsin ve 5 adet ile sınırlı. bu sınırın da max bedeli 150 euro.
- neira (14.06.24 10:54:39 ~ 13:14:44)
kaynak yapıp bir soru da ben sorayım.
bir alışverişte en fazla kaç adet ürün olmalı? veya ürün sınırı var mı? ufak tefek 10 adet ürün olabilir mi? tutar olarak 150euroyu geçmiyor ama adet sayısı fazla.
bir alışverişte en fazla kaç adet ürün olmalı? veya ürün sınırı var mı? ufak tefek 10 adet ürün olabilir mi? tutar olarak 150euroyu geçmiyor ama adet sayısı fazla.
- scudman1 (14.06.24 13:00:15)
Benim boş bulunup ufak tefek 24 ürün aldığım alışverişi tek pakette gönderdiler, gümrükten çıkmış, kargo dağıtımda şu an.
Aliexpress gibi ama çok indirimli +1 fazla kalite beklememek lazım, gerçi üç tane çanta aldım, beklediğimden iyi çıktı hepsi.
Aliexpress gibi ama çok indirimli +1 fazla kalite beklememek lazım, gerçi üç tane çanta aldım, beklediğimden iyi çıktı hepsi.
- kobuzchu kiz (14.06.24 14:33:12)
Popülerliği pazarlama faaliyetleri ile alakalı yoksa; Çin'den ürün gönderen diğer firmalardan pek bir farkı yok. Ancak dikkat edilmesi gereken bir iki şey var;
1 - Ürünlerin boyutları neredeyse her zaman fotoğraflarda gözükenden küçük. O yüzden ilan detaylarında boyutlarına bakıp emin olmak lazım.
2 - Hızlıca bir şeyler aldırmak için "Uçtu kaçtı süper indirim" falan diye geyik yapıp duruyor, gazına gelmemek lazım
3 - Aynı ürün farklı satıcılarda daha ucuza satılıyor olabilir, iyice bir bakmak lazım
4 - Ürünler fotoğraflarda süper, kaliteli gözükse de genelde çok büyük beklentiye sahip olmamak lazım.
5 - Bazı ürünler metal gibi vb. gözüküyor ama plastik olabiliyor, materyal konusuna da dikkat etmek lazım.
1 - Ürünlerin boyutları neredeyse her zaman fotoğraflarda gözükenden küçük. O yüzden ilan detaylarında boyutlarına bakıp emin olmak lazım.
2 - Hızlıca bir şeyler aldırmak için "Uçtu kaçtı süper indirim" falan diye geyik yapıp duruyor, gazına gelmemek lazım
3 - Aynı ürün farklı satıcılarda daha ucuza satılıyor olabilir, iyice bir bakmak lazım
4 - Ürünler fotoğraflarda süper, kaliteli gözükse de genelde çok büyük beklentiye sahip olmamak lazım.
5 - Bazı ürünler metal gibi vb. gözüküyor ama plastik olabiliyor, materyal konusuna da dikkat etmek lazım.
- salihdt (14.06.24 14:39:17)
[]
Sıcak hava hasta eder mi?
Yetişkin ve bebek için ayrı ayrı soruyorum.
Mesela 32 derecede uyumak, yaşamak hasta eder mi yoksa sadece insanın konforunu mu bozar?
Bunun üst limiti var mı?
Mesela 32 derecede uyumak, yaşamak hasta eder mi yoksa sadece insanın konforunu mu bozar?
Bunun üst limiti var mı?
Müthiş rahatsız ve hasta eder, edebilir.
Nem yüksekse sürekli terlersin.
Sıcağa maruz kaldığın için(sokakta da klima yok), bir sıcak bir soğuk olunca dengen kayboluyor.
Yüksek nem de bir süre sonra bu sıcak soğuk etkisini çok kolay yaşatabiliyor.
Açıkçası sıcak hava, diş ağrısı gibidir. O an ki çaresizliğini geçince yeniden aynı şiddette anımsayamazsın. Hissedemezsin. Fakat sıcak ve nem altındaki hisler anlatılmaz yaşanır.
Bu arada evet, memleketim Akdeniz bölgesinde.
Nem yüksekse sürekli terlersin.
Sıcağa maruz kaldığın için(sokakta da klima yok), bir sıcak bir soğuk olunca dengen kayboluyor.
Yüksek nem de bir süre sonra bu sıcak soğuk etkisini çok kolay yaşatabiliyor.
Açıkçası sıcak hava, diş ağrısı gibidir. O an ki çaresizliğini geçince yeniden aynı şiddette anımsayamazsın. Hissedemezsin. Fakat sıcak ve nem altındaki hisler anlatılmaz yaşanır.
Bu arada evet, memleketim Akdeniz bölgesinde.
- pavlis (12.06.24 22:32:01)
45 derece ve üstünde insanlar ölür. Hayvanların da bir kısmı aynen. 39-45 derece arası özellikle kalp veya tansiyonu olanlar için risklidir.
- alfired (13.06.24 02:01:22)
geçen sene yaşadığım eve gece bile 30 derece oluyordu. gündüz de 32 gibi hatırlıyorum. sıcaktı evet. o evde doğum yaptım temmuz ayında. yazı orada atlattım yani minik bebekle. konfor bozuyor evet ama hastalık vs olmadı. odaya nemlendirici alacaktım, onu da yapmadım. ıslak havlu vs koyuyordum ama neme yardımcı olsun diye. her gün yıkıyordum ve burun temizliyordum. zıbından başka bir şey giydirmiyordum. su vermedim ilk altı ay ama gece gündüz sık sık emzirdim.
yani konfor bozuyor mu evet ama hasta olur diyemeyiz. sonuçta millet adananın köyünde filan da çocuk yetiştiriyor.
yani konfor bozuyor mu evet ama hasta olur diyemeyiz. sonuçta millet adananın köyünde filan da çocuk yetiştiriyor.
- elorelia (13.06.24 08:40:05)