Olaylara bize tanıtılan ve hatta yedirilen şekliyle bakmamak lazım. Kavramlar bağlantılı olduğu asıl hususlarla birlikte ele alınmalı.
Yoga, meditasyon vb. uygulamalar uzakdoğu inanışlarından ayrı bir şeymiş gibi gösterilerek bize çoğunlukla batı üstünden getirildiler.
Spor, aktivite deniyor ama
aslında inanç bağlantılı ritüeller oldukları ortada.
Bunlarla kazanıldığı öne sürülen ruhun huzuru, dinginlik derken başka bir şeye inanmaya veya ibadet yapmaya gerek kalıyor mu? Hayır.
Peki tıpkı buna benzer olarak zor hayat şartlarında, çölde, benzeri yerlerde, normal yediğimiz şeyler bulunmadığında asla yiyemeyecemiğiz şeyler normal zamanlarsa insana nasıl yedirilir?
Onlarında içinde bulunduğu söylenen protein, karbonhidrat, vitaminlerin öne çıkarılmasıyla.
Beslenme, inanç ve toplumsal kurallar ve hatta giyim değiştiğinde toplumun zihnen değişmesi de zor olmuyor. Çünkü bu olaylar birbiriyle bağlantılı.
Bir yerde yazıyordu:
hayranı olduğun toplumun tanrısına da hayran olursun.. diye
Üzerinde kitap yazılması gereken bir söz
0