Zeka beraberinde incelmiş bir zevk getirmiyorsa değerli değildir.
Yalnızca hesap yapabilen biri belleği olan ama işlemcisi olmayan bir bilgisayar gibidir.
Belli kombinasyonları sıralı olarak bize verebilir ama onlar arasındaki korelasyonu okumaktan uzaktır.
Dünyada zeki, hatta dahi olarak nitelenen insanların hepsinin kendi alanları dışında uğraşları, müzik, resim, tiyatro, edebiyat konularında incelmiş bir zevki ve birikimi vardır.
Yani, zeka, içinde bulunulan dünyayı bütünlüklü olarak okumayı sağlamıyorsa beş para etmez.
Sahici bir zeka diri bir merakla olan biten her şeye yönelir ve bunları sistemli biçimde işler.
Sadece zor matematik sorularını çözebilen birinin analitik düşünebildiğini savunmak yersizdir, beraberinde dil becerisi yoksa o kişinin işlem kapasitesi "sınırlıdır."
Ancak standartın üzerindeyse işlem kapasitesi, ona dahi demekten geri durmaz toplumlar.
Şimdi sınıflandırıyorlar ve matematik dahisi, edebiyat dahisi vb. diyorlar.
Bu ayrılabilir bir şey değil, ilgi alanı ne olursa olsun onunla ilgili kavrayışının sınırlarını algıladığı evrendeki her şeyle ilişkilendirebilen biri zekidir.
Ve son olarak; herkes aptalların mutlu olduğunu, zeki insanın mutlu olamayacağını savunur ama esasında zeki insan mutludur çünkü yaşadığı ana nüfuz edebilir.
ek: Sicim teorisi incelmiş bir zevkin ürünü.
Aptal bir bakış açısıyla kaba saba bir teorem oluşturulmuyor, arkadaşım.
Halka zevk vermesinden söz etmiyorum zaten.
Eğer zekiyse, beyin boş durmuyor ve işleyebileceği kadar çok veriyi işliyor.
Sanat ya da bilim ayırmaksızın.
Bu seçimle ilgili bir durum değil, kişi için bir zorunluluk oluyor.
0