[]

siz olsaniz ne yapardiniz?

Bi suredir psikologa gidiyorum. Uzun sure antidepresan kullandım, bir senedir birkaç kez ciddi bırakma denemelerim oldu ama hep aynı noktaya geliyorum. Tamamen birakamiyorum ilaçları. Durumum kritik, major depresyon diyorlar. İş buluyorum, calisamiyorum, evden hatta yataktan dışarı cikamiyorum. Son bir aydır ilaç kullanmayı bıraktım çünkü artık cidden çok sıkıldı m. İlaç tedavisine yanıt verdigimi düşünmüyorum.

Dunki psikolog gorusmemde, psikolog bir doktor ismi verdi. Çok iyi, ilgili bi doktor olduğunu söyledi. İnternette araştırdım kartaldan devlet hastanesinde görev yapıyormuş. Hem evime çok uzak hem de gitsem bile benle yalnızca on dk ilgilenebilecek. Derdimi tam anlamıyla anlatabilir miyim, bilmiyorum. İlaç kullanmam gerekiyor belli ki ama ben minimum miktarda kullanmak istiyorum. En son başladığım tedavide dirt farklı ilaç verildi ve ben bütün gün yataktan çıkmayan halimi özler hale geldim. Tedaviyi ve ilaçları bıraktım dolayısıyla.

Benim istediğim dediğim gibi minimum ilaç tedavisiyle biraz ayaklanıp iş yapabilir hale gelmek, hayatima bi yön vermek. Bunu kendi irademle bassrmaya çok uğraştım fakat belli ki kazın ayağı öyle değil. Psikologum intihar dusuncelerimin kritik boyutlara ulaştığını soyluyor ve şiddetle psikiyatrik tedavi öneriyor. Yakinlarimi bile arayıp bilgilendirdi intihar riskim bulunduğuna dair.

Param olmadığı için özel kliniklere gidemiyorm. Devlet hastanelerine gitmekten de aartik bıkmış usanmış durumdayım. Psikoloğun önerdiği doktor evime çok uzak bi hastanede çalışıyor. Şimdi ben bu adamı görmeye gideyim mi? Bana faydası olmasi için bu olaya ne kadar asilmam gerekiyor? Yıllardır anlasabildigim bi psikiyatrist bulamadım, hastaligimin bir turlu sonumlenmemesi bundan midir? Yeniden bi tedaviye başlayıp tekrar yarıda birakmaktansa hiç baslamamak daha mi iyi? Yarın buradan ta kartala gidecek motivasyonu kendimde nasıl bulabilirim?

Beynimi kemiren asıl kilit soru su: yıllarım, hatta biraz arabesklesmek gerekirse gencligimin en güzel yılları 'hasta' olarak geçtikten sonra artık iyileşmenin, hayatı iyi kötü idame ettirmenin bi yolu bulunur mu? Diyelim ki iyilestim (gorece), harcadigim bütün o bos zamanı telafi edebilecek bi yol bulabilir miyim?

Artık hicbi şey yapmadan durayim mi yoksa tekrar başa dönüp tekrar cirpinmaya, hayatın akışına bi yerinden eklemlenmeye çalışmaya devam mi?

 
gitmeden bilemezsin bence denemekten zarar gelmez.


  • cekilmis gayfe  (11.08.15 21:53:16) 
Tabi ki o doktora gidiceksin ve ilaclarini kullanicaksin.

Yaa arkadas anlamiyorum o ilaclari süs diye üretmiyorlar.
Var bi bildikleride veriyorlar kullan diye.ha belki dogru doktora denk gelmemis olabilirsin ama bu iyilesemicen anlama gelmiyor.ve sakin iyilesmeden o ilaclari birakma,gerekiyorsa omur boyu kullancaksin.
Bi tansiyon,kalp ne bileyim seker hastasi nasil surekli kullanmak zorundaysa sende kullanmak zorundasin.

Evine uzak olabilir ama gidip konusmadan nasil bir doktor oldugunu bilemezsin.mutlaka ilaclarina devam et.
  • brnbrs  (11.08.15 22:16:58) 
yarın kartala gidecek motivasyon:
yapacak daha iyi bir işin var mı? kaybedecek bir şeyin var mı? yok. yarın evde oturursan bir şeylerin değişme ihtimali var mı? yok. o ihtimali yaratmak için tavsiye edilen doktora görün. psikoloğun senin durumunu en iyi bilen kişi olarak o doktoru tavsiye ettiyse bir bildiği vardır.

hayatının en güzel yılları geçti diye bir şey de yok. en güzel yılların kendinle barışık yaşayabildiğin zaman gelecek. ağır hastalıklar insanın zamanından çalıyor evet, ama her çöküntü insana kendiyle, hayattan istedikleriyle ve çevresindekilerle ilgili bir şeyler öğretiyor illa.

doktoru gör, sen 10 dakikada neyi anlayacak diyebilirsin ama psikologlarla psikiyatristlerin yaklaşımları farklı sonuçta. biri terapi yaparken biri senin beyninin kimyasında elektriğinde nelerin ters gittiğinin teşhisini koyup o kimyayı düzeltecek ilacı yazıyor. ama o 10 dakikada verdiği karar doktorun tecrübesinden süzülüp geliyor. ilaçlarını mutlaka düzenli iç ve takiplerini aksatma, yarıda bırakılan tedavilerin çok zarar verdiği bilinen bir şey.
  • lily briscoe  (11.08.15 22:21:47) 
Elbette gitmelisin. Savaşmadan bırakmak yok.


  • scheisskopf  (11.08.15 22:25:01) 
varsayalım %50 işe yaramayacak. peki geri kalan %50 ihtimal azımsanabilecek bir oran mı?

kaybettiğiniz zamana değil, bu terapi ve ilaçlar sonucunda yakalayacağınız zamana odaklanmaya çalışın. hayaller kurun, planlar yapın.

biliyorum psikologlar vesaire biraz ön yargılı yaklaşıyorlar ama araştırıp doğru dürüst bir yaşam koçundan da destek alabilirsiniz psikolog ve psikiyatristinizle eş zamanlı. yaşam koçu geçmişinizi konuşmaz, planlama yapmanıza yardımcı olur, NLP teknikleri ile beslenen çeşitli metodları vardır, içerikten çok süreçle ilgilenip, süreci düzenlemenize katkı koyabilirler. seansların sonunda siz kendiniz zaten eylem planlarınızı dillendiriyor olacaksınız o seans konuştuğunuz konuyla ilgili. şayet çalışacaksanızda lütfen ortalıkta dolaşan, size şunu şunu yapacaksın diyen koçlardan biri ile çalışmayın, işini etik kurallara uygun düzgün yapan birini bulmaya çalışın.
  • Phoebe  (11.08.15 22:36:55) 
bir yerlerde doğru depresyon ilacına ulaşmanın ortalama 6 ilaçtan sonra mümkün olduğunu okumuştum(şu an kaynağı bulamadım, ecnebi psikoloji sitesiydi). Tabii bu süreç yıllar alabiliyormuş, her ilacın etki süresini beklemek zaman alıyordur. Durmak yok denemeye devam demelisin bence.


  • primusinterpares  (11.08.15 22:49:45) 
Aramizda 2-3 yas var gerci ama, sunu soyleyeyim buralar daha daha guzel yillar. Gel buralara; boyu gecmiyor, su da besberrak ve ilik. O zamani kaybetmis olabilirsin ama bu zamani kaybetmeyebilirsin. Gavurlarin "A penny saved is a penny earned" diye bir lafi var, "Savurmadigin her kurus kazancindir ve var olani korumak da bazen daha fazlasini istemek gibidir" gibilerinden; bu da o hesap. Haliyle gecmisi donduremezsin ama buralar hakkaten fistik gibi, super. Buralardan aldigin zevk oralarda yasanilan bilcumle sacmaligi unutturup ustune kaymakli cila bile cekebilir.

Doktor da demis "Bu adam super" diye, o kadar super olmasa seni bilmemneredeki doktora yonlendirmez. Demek ki bir bildigi var, bilmese yonlendirmez. 10 dakikayi da azimsama, Picasso'nun "Ben bu resmi 5 dakikada yapmadim; 50 yil arti 5 dakikada yaptim" hesabi gibi adamin o kadar tecrubesi var; hani ilk birkac seansta seni anlasa sonrasinda cozuverir zaten. Ayrica doktor demis zaten "Gitmen sart" diye; kizdirmayayim ama bence pek secme sansin da olmamasi gerek. Ki burada secmemen icin tek neden Kartal'da olusu. E cok degerli bir isin de yoksa, evden ciktin mi gerisi rahat gelir.

Motivasyon icin "Saat 11 oldu, sen hala kalkmadin" ebeveynleri gibi arayip "Hadi hadi, hala gitmedin mi" yapabilirim. Bezdirme yontemi ile motive ederim.
  • aychovsky  (11.08.15 22:57:42) 
kaç yaşındasın bilmiyorum ama hayat zaten her zaman sadece mutlulukla geçen bir şey değil. Ayrıca "kaybettiğim zamanı telafi edebilir miyim" demişsin, zamanı sabit bir şey gibi düşünme, bir yıl olur dolu dolu ve çok güzel yaşarsın, başka türlü geçen on senene bedeldir, zaten o yılı on sene gibi hissedersin. zaman gerçekten göreli bir şey, bunu herkes gibi sen de hissedebiliyorsundur.

gençliğinin en güzel yılları hayatın en güzel yılları olmayabilir, hatta bu çoğu insan için böyle, hatta yine bir araştırmada okumuştum, insanların en mutlu olduğu yaşlar 50'li yaşlarmış.
www.telegraph.co.uk
bu sefer kaynak da veriyorum :)
tabii bu direkt kadınlar için bir kadın üzerinden yazı olmuş ama genel olarak da o yaşlarda insanlar daha mutlu hissediyorlar, çünkü genelde geçim dertleri azalmış oluyor, ne bileyim çoluğu çocuğu büyütmüş, kendilerine daha fazla zaman ayırabilir hale geliyorlar falan filan, hayat tecrübesi de mutluluğa katkı sağlıyordur muhtemelen. dohtura git, dohtur en azından bizim gibi tecrübesiz değil, elinden binlerce insan geçmiştir,
ha daha önce de dediğim gibi, ilacı bulmak uzun sürebiliyormuş, hatta doktora da sor bunu, var mı böyle bir şey diye, ne bileyim, sen önden hazırlan hızlı hızlı sor bütün sorularını, kafandaki sorulara açıklama iste.
umarım görüşme iyi geçer, sağlıcakla kal...
  • primusinterpares  (12.08.15 14:08:23) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.