Doktora yaptığım için pişman değilim. Çok mutluyum tam tersine, iyi ki yapmışım. Tek pişmanlığım neden yurt dışında yapmadığım ve kalmadığım. Gerçi sebebi vardı, ilk gidişi karşılayacak param yoktu ama borç harç, kredi, bir şekilde halledilirdi. Gözüm korktu herhalde. O yüzden kafama tükürüyorum muntazaman. Şimdi yurt dışı tecrübesi eklesem bile yeri dolmuyor. Ancak, akademisyen olarak yaptığım seçimden memnunum.
"Akademisyenler mutlu mu" sorusunun cevabı şu: Okuldaki cemaatçi kadrolaşma olması, rektörlerin seçimle gelmemesi ve gelenin minik RTE gibi davranması her gün başka bir karın ağrısı çıkarıyor ama onun dışında mutluyum yaptığım seçimden. Her devlet kurumunun derdi genel olarak bu.
Ekleme: Bir de şundan pişmanım yurt içi/ yurt dışı konusunda. Biz üniversitede süper memur olarak çalışıyoruz, bilimci gibi değil. Çünkü sürekli memurların yapmadığı kağıt-kürek işlerini bize teslim ediyorlar. Örneğin, sekreter Excel öğrenmiyor ve öğrenmek istemiyor. İşler çeşitli kademelerden hocalara dağıtılıyor. Geçen gün bir profesör staj defterlerini numara sırasına dizdi bir saat boyunca örneğin. Çünkü sekreter günün ortasında çekti gitti. Ya da IT uzmanının "Internete giremiyorum"a verdiği cevap "Yeniden açıp kapadın mı? Allah Allah, neden girmiyor acaba". Hakkı yenmemesi gerekenler de var ama genelde 657 zihniyetiyle zor oluyor.
0