abi tatil beldelerindeki esnafın çarşıdakinden pazardakinden farkı yok ki, onları dört dil bilen ve her gün spor yapan isviçreli adamlar mı sanıyon? adamda senin ingilizce bilgini sınayacak temel yok, çat pat gramersiz falan sadece iletişim kurmak için konuşa konuşa öğrenmiş işte.
ben kendim öyle bi işte çalışmadım ama istanbul'da gittiğim mekanlarda garsonları falan izlerim hep. "would you like" gibi basit bir kalıbı bile bilmeden, hatta diyaloğa girmeden iş yapan adamlar var. bu durumdan işveren de şikayetçi değil, turist de. adam döner yemek için giriyor ve dönerini yiyip çıkıyor mesela. iş yapıyon sonuçta, edebiyat değil ki.
o yüzden her türlü yardırır gidersin yani. tabii pratiğin yoksa başta sıkıntı olabilir, teklersin falan ama problem değil. aşağılık kompleksimden mi bilmiyom ama turistlerin çoğu sempatik geliyo bana ya, "ingilizce konuşamıyorum ki" deyip ağlamaya başlasan mendil verip başını okşayacaklar gibi amk. normalde konuşmaya çekinen bi insanım, turistle ingilizce konuşurken hiç çekinmiyorum. çünkü biliyorum adam sevgi dolu, her gün tayyip'e maruz kalmıyo falan.
0