[]

yargıtay hukuk genel kurulu kararı nasıl bulunur?

söz konusu davaya ait haber aşağıda ve ben bu habere konu olan hukuk genel kurlu kararını nasıl bulabilirim?

-------------------------------------------------------------

İstanbul’da Mehmet P., evini ipotek göstererek bir bankadan kredi çekti. Mehmet P. kredi borcunu ödeyemeyince banka tarafından icra takibi başlatıldı. Eşinin borcundan haberdar olmadığını belirten Nurten P. dava açtı. Yargıtay, “Eşin, kocasının borcundan haberi yok; aile konutu üzerine konulan ipotek kaldırılmalı” dedi.
Olay 2011’de İstanbul’da yaşandı. Nurten P.’nin kocası Mehmet P., evlerini ipotek göstererek bir bankadan kredi çekti. Ancak borçlarını ödeyemeyince, kredinin çekildiği banka tarafından icra takibi başladı. Nurten P. eşinin borcundan haberi olmadığını, evlerine konulan ipoteğin kaldırılmasını ve evin icra yoluyla satışının durdurulmasını talep ederek dava açtı.
YARGITAY KARARI ONADI
Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesi, eşin rızası alınmaksızın aile konutunun koca tarafından ipotek olarak gösterilmesinin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verdi. Kararda, “Eşin, kocasının borcundan haberi yok; aile konutu üzerine konulan ipotek kaldırılsın” denildi. Hüküm davalı banka tarafından temyiz edildi. Temyiz istemini görüşen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin kararını önce bozdu. Ancak Hukuk Genel Kurulu, yerel mahkemenin direnme kararını yerinde bularak 2. Hukuk Dairesi’nin kararını kaldırdı. Bu karar sonrası N.P.’nin talebi kabul edilerek aile konutu üzerindeki ipotek kaldırılacak.

 
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2013/2-1181

K. 2014/811

T. 22.10.2014

• AİLE KONUTUNA İPOTEK TESİSİ SIRASINDA EŞİN RIZASI OLMAMASI ( Aile Konutu Şerhi Konulması ve İpoteğin Kaldırılması İstemi - Aile Konutu Niteliğinde Duraksama Olmayan Ancak Üzerinde Aile Konutu Şerhi Bulunmayan Taşınmaz İçin Davacı Kadının Bilgi ve Onamı Dışında TMK Md. 194/1'e Aykırı Olarak İpotek Tesis Edildiği/Davanın Kabul Edileceği )

• İPOTEĞİN KALDIRILMASI İSTEMİ ( Aile Konutu Şerhi Konulması - Malın Maliki Olmayan Eş Tarafından Tapu Kütüğüne Konutla İlgili Gerekli Şerhin Verilmemesi Halinde İşlem Tarafı İyiniyetli Üçüncü Kişinin 4721 S. Türk Medenî Kanunu'nun 1023.Md.si Hükmünden Yararlanacağı/Banka'nın İpotek Tesisi İçin Eşin Rızasını Alma Yönünde Girişimi Olduğu Anlaşıldığından Davalı Banka'nın Taşınmazın Aile Konutu Niteliğini Bilmediğinin Söylenemeyeceği )

• AİLE KONUTU ŞERHİ KONULMASI ( İpoteğin Kaldırılması İstemi - Banka'nın İpotek Tesisi İçin Eşin Rızasını Alma Yönünde Girişimi Olduğu Anlaşıldığından Davalı Banka'nın Taşınmazın Aile Konutu Niteliğini Bilmediğinin Söylenemeyeceği )

• İYİNİYETİN KORUNDUĞU HAL ( İpoteğin Kaldırılması İstemi - Aile Konutu Olarak Özgülenen Taşınmaz Malın Maliki Olmayan Eş Tarafından Tapu Kütüğüne Konutla İlgili Gerekli Şerhin Verilmemesi Halinde İşlem Tarafı İyiniyetli Üçüncü Kişinin 4721 S. Türk Medenî Kanunu'nun 1023.Md.si Hükmünden Yararlanacağı )

4721/m.6,193,194,1023

ÖZET : Dava, TMK m. 194. gereğince aile konutu hukuksal nedenine dayalı olarak ipoteğin kaldırılması ve taşınmaz kaydına şerh konulması istemine ilişkindir. Taşınmaz kaydında aile konutu şerhi olmadığı açıktır. Ancak, davalı banka taşınmazın bu niteliğini bilerek, ipotek tesisi sırasında taşınmaz maliki olmayan eşin ( kadın ) muvafakatini almıştır. Kaldı ki, davalı Banka aşamalarda ısrarla ipotekten davacı eşin de haberdar olduğunu ve onun da oluru ile ipotek tesis edildiğini savunmuştur. Banka'nın, taşınmazın aile konutu niteliğini bilmesi karşısında, muvafakatnamedeki imzanın davacı kadına ait olmaması da sonuca etkili değildir. Zira Banka'nın ipotek tesisi için eşin rızasını alma yönünde girişimi olduğu anlaşılmaktadır. Tüm bu nedenlerle davalı Banka'nın taşınmazın aile konutu niteliğini bilmediği söylenemez. Aile konutu niteliğinde duraksama bulunmayan taşınmaz için davacı kadının bilgi ve onamı dışında, TMK m. 194/1'e aykırı olarak ipotek tesis edilmesi nedeniyle, yerel mahkemece ipoteğin kaldırılması ve taşınmaz kaydına aile konutu şerhi konulması ( TMK m. 194/3 ) kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

DAVA : Taraflar arasındaki “ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aksaray 1. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.09.2011 gün ve 2010/759 E.- 2011/756 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 04.10.2012 gün ve 2011/22346 E.- 2012/23510 K. sayılı ilamı ile;

( ... Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ıspatla yükümlüdür ( TMK.md.6 ). Davacı ipotek tesis edilen konutun aile konutu olduğunu ve ipotek alacaklısının iyi niyetli olmadığını kanıtlamak zorundadır. Mahkemece davacıya bu konudaki delillerini, davalılara da karşı delillerini bildirmesi için süre verilip gösterdiği taktirde delillerin toplanıp, tanıklarının dinlenmesi delillerin hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, TMK m. 194. gereğince aile konutu hukuksal nedenine dayalı olarak ipoteğin kaldırılması ve taşınmaz kaydına şerh konulması istemine ilişkindir.

Davacı kadın, davalılardan koca adına kayıtlı olup aile konutu niteliğinde bulunan taşınmaz kaydına kendisinin bilgi ve rızası dışında ipotek şerhi konulduğunu belirterek, bu şerhin terkini ile taşınmaz kaydına aile konutu şerhi konulmasını istemiştir.

Mahkemece ipoteğin terkinine ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. Davalıların temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur. Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı Banka vekili getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; İpoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması istenilen taşınmazın, aile konutu niteliğinde olduğu hususunda taraflar arasında çekişme bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre, ipotek tesis edilen konutun aile konutu olduğu ve ipotek alacaklısının iyi niyetli olmadığının davacı tarafından kanıtlanmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Aile konutu, Türk Medeni Kanunu düzenlemesi içinde değişik maddelerde ( m. 240, 254, 279, 652 ) zikredilmiş, ancak konuyla ilgili temel düzenleme m. 194'de yer almıştır. Düzenlemeye göre; eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Böylece, kural olarak eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlemi yapmaları serbestîsi Türk Medeni Kanunu felsefesi içinde kabul edilmişken ( TMK m. 193 ), aile konutu ile bu kurala ayrı bir istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir. Düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmıştır ( TMK m. 194/3 ).

Dava konusu, Aksaray, Kılıçaslan Mah., ada 786, Parsel 20, 1 nolu bağımsız bölüm, davalılardan koca H. Ö. adına kayıtlıdır. Taşınmaz için 26.3.2009 tarihinde, davalı koca H.Ö. tarafından Asya Katılım Bankası lehine ipotek tesis edilmiştir. Davacı kadın bu konutun ipotek tarihinde ve daha öncesinde aile konutu olarak kullanıldığını, koca tarafından ipotek tesisinin kendisinin bilgisi ve oluru dışında yapıldığını iddia ettiğine göre davada ispatlanması gereken hususlar şunlar olmalıdır:

i. Konutun aile konutu niteliği ( TMK m. 194 ),

ii. Aile konutu ise ipotek tesisinin kadının bilgi ve onamı ile yapılıp yapılmadığı,

iii. Malik olmayan eşin bilgi ve onamı dışında ipotek tesis edilmiş ise ipotek lehtarı Banka'nın iyi niyetli olup olmadığı ( TMK m. 1023 )

Kuşkusuz bir konutun aile konutu olduğunu iddia eden bunu ispat etmekle yükümlüdür ( TMK m. 6 ). Ne var ki, eldeki olayda taşınmazın bu niteliği çekişmeli değildir. Zira, davacı dava dilekçesinin 8. paragrafında; taşınmazın aile konutu niteliğinin araştırılması için Belediye, Muhtarlık ve Adres Kayıt Bildirim Sistemine ( Nüfus ) yazı yazılmasını istemesi üzerine, davalı Banka vekili 10.11.2010 tarihli cevap dilekçesinde, koca tarafından ipotek tesis edildiği sırada davacı kadının da hazır bulunduğunu ve işleme olur verdiğini, bu nedenle dava dilekçesinde belirtildiği şekilde ikamet ile ilgili araştırma yapılmasına gerek olmağını belirtmiştir.

Öte yandan, ipotek tesisi sırasında hazır bulunduğu ve işleme olur verdiği de davalı Banka tarafından kanıtlanamamıştır. Esasen, Banka tarafından dosyaya sunulan ve davacı kadının olurunu içerdiği belgedeki imzanın davacı kadına ait olmadığı da bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunun sapma göstermeyen uygulamasında aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmemesi halinde, işlem tarafı iyiniyetli üçüncü kişinin 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1023.maddesi hükmünden yararlanacağı kabul edilmektedir ( HGK. 24.04.2013, E. 2012/2-1567, K. 2013/579 ). Bu durum aile konutu olarak kullanılan taşınmazın tapu kaydında, konutun bu niteliğini gösteren şerh olmaması hali ile ilgilidir ve taşınmazın aile konutu olduğunu bilmeyen ya da bilemeyecek durumda olan üçüncü kişinin tapuya güven ilkesinde yararlanmasıdır.

Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay ele alındığında, taşınmaz kaydında aile konutu şerhi olmadığı açıktır. Ancak, davalı banka taşınmazın bu niteliğini bilerek, ipotek tesisi sırasında taşınmaz maliki olmayan eşin ( kadın ) muvafakatini almıştır. Kaldı ki, davalı Banka aşamalarda ısrarla ipotekten davacı eşin de haberdar olduğunu ve onun da oluru ile ipotek tesis edildiğini savunmuştur. Banka'nın, taşınmazın aile konutu niteliğini bilmesi karşısında, muvafakatnamedeki imzanın davacı kadına ait olmaması da sonuca etkili değildir. Zira Banka'nın ipotek tesisi için eşin rızasını alma yönünde girişimi olduğu anlaşılmaktadır. Tüm bu nedenlerle davalı Banka'nın taşınmazın aile konutu niteliğini bilmediği söylenemez. Aile konutu niteliğinde duraksama bulunmayan taşınmaz için davacı kadının bilgi ve onamı dışında, TMK m. 194/1'e aykırı olarak ipotek tesis edilmesi nedeniyle, yerel mahkemece ipoteğin kaldırılması ve taşınmaz kaydına aile konutu şerhi konulması ( TMK m. 194/3 ) kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemece verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.

SONUÇ : Davalı Banka vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 7.763,00 TL harcın temyiz edenden alınmasına, 22.10.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
  • ernest everhard  (20.05.15 22:13:18 ~ 22:13:37) 
Ufak bir not: Karar ile haber birbirinden farklı dikkat edersiniz. Yargıtay'ın bu şekilde karar vermesinin temel nedeni eş adına atılan sahte imza unutmamak lazım ki Yargıtay'ın temel içtihadı bu kararın aksi yönündedir.


  • ernest everhard  (20.05.15 22:14:46) 
benim söylediğim karar daha yeni alınan bir karar ve karara nasıl ulaşacağımı bilmiyorum. sizin verdiğiniz örnekte de aslında bankanın evin aile konutu olduğunu bilmemesinin mümkünatsızlığından bahsediliyor. bu durumda muvaffakat olmayan bir davada bankanın eve gönderdiği eksperlerin evin mesken olduğunu ve ipoteği tesis eden ile ipoteğe olur vermeyen ipotekten habersiz eşin yaşadığını bilmemesi imkansız. iyi niyet nerede?


  • haskoylu deli hasan  (21.05.15 00:20:35) 
Ben akşam Küçükçekmece Mahkemesi nin kararlarına bakarım. Sisteme girilmşse buradan paylaşırım.

---

Ben akşam Küçükçekmece Mahkemesi nin kararlarına bakarım. Sisteme girilmşse buradan paylaşırım.

--
Ne yazık ki haberde bahsedilen kararı bulamadım. Velakin olayda muhtemelen ekstradan bir husus vardır.
  • ernest everhard  (21.05.15 07:33:32 ~ 09:41:18) 
Hukuk Genel Kurulu         2013/2056 E.  ,  2015/1201 K.MÜŞTEREK ÇOCUKLARIN KULLANDIĞI KREDİYE TEMİNAT OLARAK AİLE KONUTUNA İPOTEK KONULMASIAİLE KONUTUNA İPOTEK KONULURKEN EŞİN AÇIK RIZASININ ARANMASIANNE BABA İLE AYNI ÇATI ALTINDA YAŞAYAN ÇOCUKLARIN KREDİ ÇEKMESİAİLE KONUTU ÜZERİNDEKİ İPOTEĞİN KALDIRILMASI İSTEMİEŞİN RIZASI BULUNMAYAN HALLERDE AİLE KONUTUNA İPOTEK KONULMASITÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 193TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 194
"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “ipoteğin kaldırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Küçükçekmece 2. AileMahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.07.2011 gün ve 2011/29 E. 2011/964 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan T. V.Bankası T.A.O. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 15.10.2012 gün ve 2011/23336 E. 2012/24471 K. sayılı ilamı ile; 
“... Davacının eşi olan davalılardan Mehmet'in adına tapuda kayıtlı olan ve aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine 30.11.2007 tarihinde dava dışı A.. M..ve Boya Sanayi Limitet Şirketinin kullandığı kredinin teminatını teşkil etmek üzere ipotek tesis edildiğinde çekişme bulunmamaktadır. Dava dışı şirketin ortakları arasında davacı ve davalı eş Mehmet’in müşterek çocukları olan Murat ve Serhat’ da bulunmaktadır. Murat ve Serhat, dava konusu taşınmazda davacı ve davalı Mehmet ile birlikte oturmaktadır. İpotek işlemi, davacı ve davalı eş ile aynı çatı altında oturan müşterek çocukların kullandığı krediye teminat teşkil etmek üzere kurulmuş bulunmasına göre, Murat ve Serhat’ın annesi olan davacının ipotek işlemini bilmemesi hayatın olağan akışına aykırı düşer. Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanımını hukuk düzeni korumaz (TMK.md.2). Davacının, Türk Medeni Kanununun 194. maddesindeki korumadan faydalanmasına imkan bulunmamaktadır. Davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru görülmemiştir…”
gerekçesiyle oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI 
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalının 15.06.1982 tarihinden bu yana evli olduklarını, davalı eş adına tapuda kayıtlı olup 1997 yılından itibaren müşterek çocukları M.. P.. ve S.. P.. ile birlikte yaşadıkları ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 194. maddesi anlamında aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, davalı eş tarafından müvekkilinin bilgisi ve muvafakati dışında, dava dışı A..M.. Boya San. Tic. Ltd. Şti. ile diğer davalı T. V. Bankası T.A.O. arasında imzalanan kredi sözleşmesinin teminatı olarak davalı banka lehine ipotek ettirildiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı bankaca başlatılan icra takibi üzerine bu durumdan haberdar olunduğunu, davalıların kötüniyetli olduklarını, müvekkilinin ipotek işlemine açıkça muvafakatinin bulunmadığını ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını ve icra takibinde taşınmazın satışının teminatsız olarak durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı T. V.Bankası T.A.O. vekili, dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerhin bulunmadığını, müvekkili bankanın iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı M.. P.., yapılan usuli tebligata rağmen yargılamalara katılmamıştır. 
Mahkemece, TMK’nın 194/1. maddesinde eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlamanın aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı, üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının herhangi bir öneminin bulunmadığı, eldeki davada davacı eşin rızası alınmaksızın aile konutunun ipotek olarak davalı eş tarafından gösterilmesinin TMK’nın 194/1 maddesine aykırılık teşkil ettiğinden bahisle davanın kabulü ile dava konusu aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına dair verilen karar, davalı T. V. Bankası T.A.O. vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle oyçokluğu ile bozulmuştur.
Mahkemece, önceki gerekçelerle ipoteğin kaldırılmasına dair ilk kararda direnilmiştir.
Direnme kararı, davalı T. Vakıflar Bankası T.A.O. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ipotek işleminin davacı ve ipotek veren davalı ile aynı çatı altında oturan müşterek çocukların kullandığı krediye teminat teşkil etmek üzere kurulmuş bulunmasına göre, bu hususun davacının ipotek işleminden haberdar olup bu işleme muvafakat ettiği anlamına gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, 
“Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, ailekonutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, ailekonutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.”
Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konutaile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir.
TMK'nın 193. maddesi ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte TMK'nın 194. madde hükmü ile eşlerin ailekonutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin” korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. 
Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş ailekonutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, ailekonutunun ipotek edilmesi gibi tek başına bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma ancak diğer eşin açık rızası alınarak yapılabilir. 
TMK'nın 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle sözkonusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “açık” olması gerekir (GÜMÜŞ, Mustafa Alper, Türk Medeni Kanununun Getirdiği Yeni Şerhler; Vedat Kitapçılık, İstanbul 2007, Birinci Basıdan İkinci Tıpkı Bası, 41-42 sh.).
Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile ailekonutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin açık rızası şarttır.
Somut olayda, davalı eş dava konusu aile konutu üzerinde diğer davalı banka lehine ipotek tesis etmiş, bu işlem sırasında davalı banka tarafından davacı eşin açık rızası alınmamıştır. 
Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde ipotek işleminin, davacı ve davalı eş ile aynı çatı altında oturan müşterek çocukların kullandığı krediye teminat teşkil etmek üzere kurulmuş bulunmasının da önemi bulunmamaktadır. Bu durumda, TMK'nın 194/1 maddesi eşin açık rızasını aradığından, yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır. 
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce; ipotek işleminin kurulmasına neden olan, davacı ve davalı eş ile aynı çatı altında oturan müşterek çocukların kullandığı krediden ve dolayısıyla da ipotek işleminden davacı eşin haberdar olmadığını kabul etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de yukarıda açıklanan nedenlerle bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi ve bu kararda direnilmesi usul ve yasaya uygun olup; direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ: Davalı T. V.Bankası T.A.O. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (13.637,70 TL) harcın temyiz edenden alınmasına, 15.04.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
  • hayvan gibi yazar  (11.01.16 21:16:14) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.