@kint her yargılamada vaka elinize ne veriyorsa (ne olursa) ona bakılıyor. burada bu işin iki kelimelik "şu sayede oluyor" denilebilecek bir yanı yok. yukarıda dediğim gibi iççamaşırındaki semen olur, pubik kıllar olur, duruma göre - zaman çok geçmemişse - mağdurun kanındaki bayıltıcı madde olur vb.
zaten her yargılamada bir taraf oldu, bir taraf olmadı der ve iki tarafın hikâyeleri, senaryoları vb. çarpışır. bu işin "o zaman şöyle ispat olunuyor" diye özetleyebileceğim bir yanı yok. zaten burada ne desem bir "ama" çıkartacak insanlar.
ekleme: (üstte yazdığım cevap neden ve nasıl silindi bilmiyorum. moderatörler yaptıysa allah bildiği gibi etsin) hayatının bir döneminde (iki yıl)
adli bilimler eğitimi almış biri olarak şunu söyleyeyim: ceset yansa da cesetten delil elde edilebilir. ayrıca başka emareler de var. cesedin ellerinin kesilmiş olması (tırnaklarda doku kalmaması için kesmiş) vb.
ceza yargılaması da öyle kolay bir iş değildir. eldeki bütün bulgular, bütün ifadeler değerlendirilir. aradaki mantıki tutarsızlıklar, hayatın olağan akışına uygunluk vb. hepsi dikkate alınır. "şöyle şöyle olsa nasıl ispat edilebilir ki"nin öyle formüle edilebilecek kolay yanıtları yok. ama yukarıda dediğim gibi adli bilimlerin birinci kuralıdır (emrah serbes sonra roman adı yaptı) (bkz:
her temas iz bırakır)