ağır sado-mazo işleri sevdiğim için bi' hatunun kölesi olmuştum. ilişkimizin dinamikleri gereği beni önemsememesi, bana değer vermemesi falan oldukça doğal şeylerdi. dolayısıyla ilgisizliğinin, sevgisizliğinin ilişkimiz adına "olumsuz" bir şey olduğunu fark edemedim.
sanırım gençliğimin en güzel 1.5 senesi benimle buluşmayı reddeden, "belki bu şekilde gelir" deyip yoklukta yüz küsür lira verip aldığım konser biletini de "ben bu müzik türünü sevmiyorum" deyip yakan bu kadını hayal etmek, onun peşinden koşmak, ona bir sürü yazılar falan yazıp öyle ruh hastası gibi yaşamakla geçti.
bu süreçte benimle birlikte üniversiteye başlayan arkadaşlarım derslerini verdiler, stajlar yaptılar, pek çok insan tanıdılar, ne bileyim sevgilileri falan oldu bir şeyler yaşadılar vesaire. ben bu kadının üzerimde yarattığı psikolojik yıkım dolayısıyla insan içine bile çıkamaz hale geldim. kimse hiçbir şey bilmiyordu ama ben onlar gözüme bakar da bir şey anlar diye insanların gözünün içine bakamıyordum. bakkala gideceğim zaman oscar törenine çıkmış kadar heyecanlı ve gergindim.
yalnız olmadığımı biliyorum. bu tarz eğilimler pek çok insanda var. yani daha doğrusu, azımsanmayacak kadar insanda. "düzgün ve normal bir hayat yaşamak" kaygısıyla bu tip işlere hiç cesaret edememiş ya da gönlüne göre birini bulamamış olan arkadaşlara benim tek bir önerim var: asla ama asla denemeyin bile. genç bir kadının böyle bir şeyle sizi mutlu etmesi imkansız. olan tek şey şu, götü kalkıyor ve sizin ilginizle egosunu tatmin edip sktir olup gidiyor.
velhasıl gençliğimin en güzel dönemini bir kadının kölesi olmaya çalışıp, sanırım buna bile layık görülmeyerek, bunu bile beceremeyecek harcadım. bunun yarattığı psikolojik yıkımı, insanın kendi kendini bitirip kafayı yeme noktasına gelmesini falan yaşamamış olan anlayamaz. yani o kadar küçültücü, insanı aşağılık hissettiren şey sayısı azdır sanırım. 20 yaşında millet neler yapar, bizim uğraştığımız işe bak aq.
0