kütle uzayzamanda eğrilikler yaratır. burada zaman bükülür ve zaman bu eğride bulunan bir gözlemciye göre, dışarıda duran bir başka gözlemciye olandan daha yavaş akar. kütlenin artışı, bu kütlenin uzay-zaman düzlemini büküşünü arttırır. kütle arttıkça göçük de artar. eğer kütle ölçülemeyecek boyutlarda aşırı büyük olursa uzay-zaman düzlemi ışığı bile hapsedecek kadar göçecektir. işte bu göçük kara delik olarak adlandırılır. eğim çok olduğu için ışık karadelikten girer ama geri çıkmaz. bazı teorilere göre bu içeri giren ışık evrenin başka bir noktasından geri çıkar.
şimdi bu görsele bak. ;
666kb.com 
yıldızın ışığı bize doğrusal gelmiyor, çünkü güneş (dibimizdeki en büyük kütle o olduğu için) kütlesi ile uzayı biraz aşağıya çekiyor, yani biraz büküyor. uzayı büktüğü için yıldızın ışığı da o bükülmeye batıp çıkarak bize geliyor. böylece ışığın mesafesi bizi yanıltıyor. buradan bir ışın gönderdiğimizde doğru mesafeyi ölçemiyoruz çünkü güneş büktü, oraya gidene kadar birçok gezegen büktü o ışığı. elli bin yere girdi çıktı o ışık. doğru ölçebilmemiz için dümdüz gitmemiz gerekir, bunun için de ışığı geçmemiz gerekir.
bunlar einstein'ın görelilik kuramı. aynı kurama göre gezegenlerin yaptığı gibi uzay-zamanı bükerek yolculuk yapabiliriz. oluşturulabilecek bir kütle ile masanın ortasındaki yuvarlak delikten masa örtüsüne asılır gibi çeksek aşağı, tabaklar birbirine yaklaşacak, yani yıldız bize gelecek. yani ışığın gittiği yoldan değil, kütlenin büktüğü yoldan gideceğiz.