Hiçbir zaman "tek tip" bir insan olamadım. Metal dinlerim, başka bir şey dinlemem dediğim; türkücüyüz biz lan yabancı müzük de neymiş dediğim hiçbir saniye olmadı; olamaz.
Benim için kaliteli olan ne varsa, ufkumu genişletecek, ruhuma hitap edecek, bana duruma göre farklı duygular tattırabilecek ne müzik varsa her zaman içime akıp, aklımı ve kalbimi ele geçirmiştir. Çünkü ben "herhangi bir tarz bir şeyden" değil; direkt "müzikten" çok hoşlanıyorum. Her türlü ritmi kalbimin en derinlerinde hissediyorum.
Bana hayat veren şey bazen bir akordeon olur; bazen elektro gitar; bazen saksafon; bazen klasik gitar; bazen piyano olur. Bazen davulla kendimden geçerim, bazen keman taksimiyle hüzünlenirim; bazen sazla, bazen de ud ile coşkulanırım.
Şu dünyada sadece müzik için değil; gerçek olarak nitelendirilebilecek ne varsa sana "insan" olduğunu, "yaşadığını" hatırlatandır.
Dolayısıyla cazdan rocka, türk sanat müziğinden türküye, r&b'den klasik müziğe, kaliteyle icra edilen her iş gerçektir, dinlenesidir, tapılasıdır.
0