[]

yazmak için yaşamak lazım. onu nasıl hallediyoruz?

"yazamayan yazar kaprisi" yapmak istemiyorum, hiçbir şekilde sanatçı veya yazar olduğumu iddia edecek değilim. fakat çocukluğumdan beri hem okumayı hem de yazmayı çok seviyorum. duyuruda bile "üslubun çok farklı, çok güzel" diyen pek çok insan oldu ve açıkçası bu yazma anlamında kendime olan güvenimi, gazımı arttırmakla birlikte gtümü çok kaldırıyor işin açığı.

hayatımda bir kez yarışmaya katıldım ortaokulda, ilçe ikincisi oldum. boş derste yazdığım bi' şeydi. sanat sepet işlerine girmeyip sadece kendi halimde yazıp okuduğum için bu tip ortamlara, yarışmalara falan girmedim hiç. takip etmedim, ilgi duymadım.

yaş 20 oldu. yazmayı çok seviyor ve istiyorum ama ne yazabileceğimi bilemiyorum. hayat deneyimim çok kısıtlı. kendi saykedelik fikirlerimi, kafamda kurduğum dünyayı aktarsam çok LAME ve ARIZA görünürüm diye korkuyorum.

bu "yaşam deneyimi" dedikleri şey nasıl kazanılıyor? ben şimdi deneyimim yok diye 45'ime kadar yazamadan çizemeden oturmalı mıyım? yoksa YA BEN YAZMAK İSTİYORUM DA DENEYİM LAZIM diyerek kendimi metronun önüne mi atmalıyım mesela hayatımda farklı bi' renk olsun diye?

ne yapmak lazım? kabız olunca kayısı yiyip duphalac içiyorum. şimdi ne yapmak gerek? üzülüyorum. millet aldı yürüdü. "ben iyi yazıyorum yea" diyen birinin, 20 yaşında ortaya bir şey koyabilmiş olması lazım bana göre. işleyecek kapasite var da malzeme yok. yani ben kendimi öyle değerlendiriyorum. bu nasıl halledilir?

lütfen "yazarlık kursu" demeyin. 800 lira verip yazar olmak istemiyorum, öylesi eksik kalsın.

 
Beş yıl sonraki halin olarak sanırım bir iki akıl verebilirim.

Okumaya, gezmeye, insanları incelemeye devam et. istanbulda değilsen istanbula gel. İstanbuldaysan sokak sokak gez. Farklı semtleri ve insanlarını gör. Okumaya devam et. Hep aynı şeyler okuma.

En önemlisi de yazmak için değil içinden geldiği için ve içinden geldiğinde otur yaz. Bukowski nin çok güzel bir lafı vardı ama işte ben hafızamda tutamıyorum böyle şeyleri.

Bir de, göte göt de lütfen.
  • m murphy  (26.11.14 20:55:48) 
yazmak icin deneyim degil, asil hayal gucu gereklidir. inan bana tum o romanlar yasanip yazilmadi. hayal gucu de nasil gelistirilir bilmiyorum, bol bol film izleyebilir, empati yetenegini gelistirmeye calisabilirsin. yalniz empati gucunun artmasi da hayatta cok aci cekecegin anlamina gelir, etrafta yarali, mutsuz, kayip insanlari gordukce depresyona girmeye basliyorsun durduk yere.

yazmak zor istir gercekten de, en basta sabir gerekiyor yazabilmek icin ayni konu ustune sayfalarca, gunlerce.
  • kurbanlik koyun  (26.11.14 20:58:00) 
Bence de hayal gücü lazım. Bu da bol kitap (masal belki), film, vb. ile olabilir. Sonuçta başkalarının deneyimlerine ortak oluyorsun sanal da olsa.


  • aychovsky  (26.11.14 20:59:36) 
Ha bir de şahsen yirmi yaşında birinin yazdığı şeyleri pek okuyacağımı ve hatta bu işin içinde olan çoğu kişinin okuyacağını da sanmıyorum.

Ben okurum diyen de, kabul görmemiş yazmayı beceremeyip ben de iyi yazıyorum ama değerimi bilen yokçu adamlardır.

Yazarlık konusu çok dolu olmayı gerektirir. Elbette istisna olabilirsin ve bunu kısa öykülerle ispatlayabilirsin. Ama bir iki taneyle ve insanların gazıyla değil, ortaya bir şeyler koyarak yapabilirsin.
  • m murphy  (26.11.14 21:02:32) 
bir şeyler yazmak için belli yaşanmışlıkların olması gerektiğine katılmıyorum ben. örneğin ben nacizane bilim kurgu yazarı olmak istiyorum. hayal diyelim. bunun için gerçekten zaman yolculuğu yapacak, ya da uzaya gidecek değilim? biraz hayal gücü, biraz da karakterleri, ilişkileri, tespitleri, mesajları iyi yerleştirebilmek için gözlem yeteneği lazım diye düşünüyorum. gerisi kalemine bakıyor, ki seninki iyi. benimkinden de iyi.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (26.11.14 21:04:57) 
Yaşa o kadar da baktığını düşünmüyorum, çünkü Zadie Smith, White Teeth'İ yazdığında 25, Autograph Man'i yazdığında 27 civarı, On Beauty'yi yazdığında 30 yaşındaydı. Gerçekten de evrimini gözleyebiliyor insan. Ama 25 yaşında yayımladığı roman (ki yazmaya da 23'ünde başlamış sanırım) ödül üstüne ödül kazandı. Eleştirmenler bayıldı.


  • aychovsky  (26.11.14 21:07:48) 
iyi yazabilmek için yaşlanmayı beklemek diye birşey yok. birçok ünlü yazara bakarsak, ilk ses getiren yapıtlarını çok genç yaşlarda verdiklerini görebiliriz, belki senden daha genç. ama bazıları da belli bir olgunluğa eriştikten sonra ciddi bir devrim geçirmişler. belirli bir seviyeye gelebilmek için yaşanması, tecrübe edilmesi ve üzerinde düşünülmesi gerekli şeylere ihtiyaçları varmış.

bu sorunun herkeste geçerli olan tek bir cevabı yok. kiminin yeteneği var bu işe, biraz da şartlar müsait olduğunda parlıyor. kimi, çok farklı şeyler yaşamış, bizim bu sakin hayatımızla hayal bile edemeyeceğimiz şeyler, bu yaşadıklarını boşaltma ihtiyacı hissediyor; kimi çok insan tanımış, kendisini derinden etkileyen, düşünmüş, bazı şeylerin cevaplarını bulmuş. cevap bulduğunda bunları paylaşmak zorunda hissetmiş kendini, faydalı olmak istemiş. kimi kendini son derece mutsuz, güçsüz hissetmiş, yazıya bir kurtuluş olarak bakmış.

öneri istersen:

deneyim zamanla olan, yanlış yaparak ve gözlem yaparak kazanılan bir şey. bunun yanında;

okumak
insan tanımak
gezmek, görmek
zorluk çekmek,
sevmek aşık olmak, aşk acısı çekmek, sevilmek
bol bol üzülmek
bol bol sevinmek
ve bol bol yazmak

eğer yazdıklarını sonraki okuyuşunda beğenmiyorsan bu kötü bir şey değil, ilerleme kaydediyorsun demektir. hiç pes etmeden çalışmanı öneririm.
  • puc  (26.11.14 21:12:03 ~ 21:13:08) 
"Kendi saykedelik fikirlerimi, kafamda kurduğum dünyayı aktarsam çok LAME ve ARIZA görünürüm diye korkuyorum."

neden korktuğunu anlamadım lame ve arıza görün nolucak? Bilakis kendini iyi ifade edebilirsen çok güzel işler çıkarabilirsin.
  • legolasin son oku  (26.11.14 21:22:49) 
"write drunk, edit sober" diye bir laf var. leym ve arıza görünür diye kendini frenlememek için onu düşünebilirsin belki.


  • olsen  (26.11.14 22:04:07) 
Hoca Efendinin Sandukası'nın önsözünü okudun nu sen?


  • compadrito  (26.11.14 22:27:26) 
yazmak için hissetmek gereklidir. hissettiğin kadar yazarsın. hissedemiyorsan zorlamanın alemi yok. birileri bir şeye güzel dedi diye o şey ille güzel olmak zorunda değil. zorlamayla olacağına da inanmıyorum yazma işinin.


  • devilred  (26.11.14 22:34:39) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.