şu askerde kafayı yeme muhabbetini de ayrıca anlamış değilim.
yani doğuda, sürekli bir tehdit altında yaşayanları tenzih ederek konuşuyorum: neyin kafayı yemesinden bahsediyorsunuz ya?
bizi askerde siktiler amk siktiler. her sabah 2-2.30 saat spor yaptırdılar, it gibi koştuk, öleceğimi sandım bi ara koşularda. çöp dağlarının tepesinde kürekle çöp attık, aptal aptal muhabbetleri ülke meselesiymiş gibi saatlerce tartıştık. ve her akşam o koğuşa girip yattığımda, her şey sıfırlanıyordu. sabah, dün hiç sikilmemişiz gibi uyanıyorduk.
hiçbirimiz de kafayı yemedik. dün hatta buluştuk askerden arkadaşlarla. gülerek anlattık. "ulan o dönem ne siktiler ama.." dedik, güldük.
ve kafamın en rahat olduğu dönemdi. hiçbir dert yok tasa yok. tek derdimiz, acaba bugün istikamet yer miyiz. dün çöpe gönderdiler, bugün de gider miyiz, şimdi -3 derece havada koşuya çıkacaz, terli terli gelip rüzgarı yiyecez keşke koşturmasalar. dert mi lan bu amk? bunlardan kafayı yiyen adamın iradesini sikeyim ben.
0