hazmet? ah canım ya. arkadaş senin karşında yurtdışında burslu master yapmış, şimdi de kendi avukatlık bürosunu işleten ve aslanlar gibi paralar kazanan bir kadın var yahu? ne parazitliği? terbiyesiz olunmasın rica ediyorum, ayıp denen bir şey var. güya kadınları savunuyorsun kendi çapında ama karşındaki bir kadına alenen hakaret ediyorsun, kendine yakıştırıyorsan şu tavrı, eyvallah.
belli ki kişisel hezeyan çok derin ama ben yine de açıklayayım, sözleşme hazırlamaktan beynim yandı, iyi geliyor kafam dağılıyor. "kadın güçlü erkek ister" demek, "kadın ilişkide parazit gibi davranır" anlamına gelmez bir kere. kadının güçlü erkek istemesinin altında kendi güçsüzlük algısı yatmaz, bu iki şeyi birbirinden ayıralım. kadının kendi güzelliğinden başka bir şeyi olup olmaması da bu tartışma bağlamı dışındadır zira kadında güzelliği arayan, onu bir parametre olarak sunan erkektir, kadın değil. bu tartışma "kadınların talepleri" üzerinden yapılıyor. kendini haklı çıkarmak adına konuyla ilgisiz parametreleri sokarak bir yere varamazsın.
verdiğin türk filmlerinden fırlamış osman ve patlayan ihale örneği ise abesle iştigal. ben sevgilimden istediğim gerekçe ile ayrılırım, senden izin alacak değilim. hatta hiçbir zenginliğini kaybetmemişken de "daha iyisini" bulduğum için de ayrılabilirim, "yatakta iyi değil" diye de ayrılabilirim ve hatta "boyu kısa" diye de ayrılabilirim. insanların gerekçeleri kendilerini ilgilendirir. sana da bu gerekçeler üzerinden sığlık tanımlaması yapma hakkını vermez. mesele yazı dilinden sığlık çıkarmak ise sen bunun nadide örneklerini verdin zaten, eline kimse su dökemez sığlık konusunda.
ben meslek itibariyle bu saldırgan tavırlara alışkınım, insan olarak da rastladığım ve bir derdini/kompleksini gizlemeye çalışırken aşırı saldırganlaşan ilk insan sen değilsin ama çok belli ediyorsun, onu söyleyeyim.
bak tekrar yazıyorum, ben dahil olmak üzere kadınların hiçbiri "çulsuz adam" istemez. hatta tekrar edeyim "çulsuz adam". sen "aaa çulsuz dediii hii" tribine istediğin kadar girebilirsin, kullanılan bir kelime üzerinden ad hominem denizlerinde boğulabilirsin ama bu gerçeği değiştirmez.
senin argümanda kullandığın teknik şu: "kadınlar çulsuz adam istemez" önermesi üzerinden "kadınların başka hiçbir parametresi yoktur, sadece çulsuz olmasın yeter" gibi bir sonuç çıkarıp bunun anti tezlerini diziyorsun bana oldukça yavan bir üslupla. "o halde baklava gerçek değildir" durumu yani özetle. ondan sonra da kadınların tek parametresi buymuş gibi sadece bu parametreyi genele yayıp onun üzerinden "ya osman fakir olursa, terk mi edeceksin :/" gibi aristoyu mezarında takla attıracak bir mantık yürütmesi yapıyorsun.
kadınlar çulsuz adam istemez demek, sadece zengin olsunlar gerisi önemli değil demek değildir bu bir, bunu tek parametre olarak kabul etmediğin senaryoda da "osmana ne olacak, osman :/" sorusunun da ne kadar zorlama ve abes bir soru olduğu da ortaya çıkar, bu da iki.
tartışmalarda diyalektik hileler kullanılır, insanlar bunların çoğunu farkında olmadan yaparlar. senin yaptığın şeye de genel anlamıyla "sonuç uydurma" ve "karşı örnek uydurma" deniliyor ama çok acemice yapıyorsun bunu. biraz diyalektik ve argüman yaratma/çürütme üzerine çalışman lazım.
osman :/
0