lisedeyken bir fransizca ogretmenim vardi, erkek arkadasi turktu. anlattigina gore iliskilerinden 2 yil sonra istanbul'a tatile gitme karari almislar, gitmeden once tum kadinlarin carsafli, gece hayati olmayan, icki icilmeyen, avrupadan cok uzakta yasam tarzlari olan, klasik bir musluman ulkesi saniyormus. erkek arkadasi durumu anlatsa da inanmamis. tatile geldiginde ise soka girmis. ' gordugum butun kadinlar benden daha modern, magazalar sokaklar gayet hos ve guzeldi, soylediklerime cok pisman oldum sonradan' demisti. o seneden itibaren de yilda iki kere turkiye'ye geliyor. istanbul, kas gezip gidiyor.
bunun tam tersi turkiye'ye hic gelmese de ataturk hayrani bir matematik ogretmenim vardi. turkiye'nin de musluman ulkeleri arasinda ayri bir yeri olduguna inanirdi.
bir baska ogretmenim de turkiye'nin hemen her yerini gezmis, dogu ve bati arasinda kalan bir ulke oldugunu ama asla tamamen doguya donecegini dusunmedigini soylemisti.
bunlar gibi bir suru orneklerim var, insanlarin hem fikir oldugu tek nokta ise yemeklerimizin cok guzel oldugu.
lokasyon isvicre bu arada ama baska avrupa ulkelerinden insanlar da mevcut tabii.
0