Hayır, "Tam tersiyim" diyemem ama mükemmeli sevmem. İnsan yapmış gibi gelmez, ben insani şeyleri seviyorum ve kusurlar hoşuma gidiyor. Karşımdaki kişinin insan olduğunu hatırlatıyor.
İşimi çok seviyorum ve en iyisini yapmaya çalışıyorum ama bir işi mükemmel yaparsam eğer, sonra imza olarak çok küçük bir yerini bozarım, insanın yaptığı belli olsun diye. Örneğin, yazdığım bir makalede harf hatası, iki harfin yer değiştirmesi gibi hatalar bırakabilirim ama bu bağlaç olan de'nin bitişik yazılmasına kadar gitmez. Ancak, bu hatayı da sadece mükemmel bir şey yaptığımı düşündüğüm zaman bırakabilirim, o da sık karşılaştığım bir durum değil zaten.
İnsanlarda da duygusuzmuş gibi kusursuz olanlardan hoşlanmam. Herkes bir yerde tökezlemeli en az. Zaafları olmalı, kapıp koyvermeli, karşı koyamamalı az da olsa bir şeylere. Az olmalı ama yine de öyle bir zaman olmalı ki şapır şapır tükürdüğünü yalamalı. Sıkışmalı, küçük bir şey için panik yapmalı, çaresiz hissetmeli. Herkesin sevdiği kişilerde büyük bir sıkıntı ararım. Ama mükemmelce insan olan kişilere de bayılırım. O da öyle bir his, anlatmam istense anlatamam.
"Kusur olsun" derken de kadı kızı gibi her kusuru üstünde toplamak değil ama mükemmel olmasın. "Mükemmel, iyinin düşmanıdır" derler, ona inanıyorum.
0