İki kitaplığım, iki masam, bir gardrobum, bir de kesonum var. Keson kağıt, kablo ve fanzin dolu. Masalardan biri bilgisayar için. Diğer masa, kitaplıklar, gardrobun üstü ve kaloriferin üstü kitap ve dergi dolu. Gardrobun içi kıyafet ve müzik cd'si ve bira şişesi koleksiyonum ile dolu. Yerde puzzle, lego ve Pokemon kartlarım var. Yatağın üzerinde ben oluyorum, altı da işte, henüz yer bulamadığım yahut sınıflandırmadığım koleksiyonlarım ile dolu. Duvarlar boş. Beyaz. Kapının arkası pantolonlar falan... Masanın üzerindeki kitapların üzerinde kulaklıklarım var. Yerde halı yok. Masanın altında iki tane minder var. Ayaklarımı koyuyorum otururken yahut ortaya çekip oturuyorum öyle. Masanın çekmecesi kalemlik, hesap makinesi, kağıtlık falan... Masanın dolabı boş, yalnız bir tane çok büyük ve kalın bir Yeni Zelanda bayrağı var. Bir arkadaşım, Tolkien hayranı olduğumdan hediye etmişti. Filmler orada çekildi ya... :) Masanın önündeki duvarda bir kısım iş için, çoğunluğu çalışırken izlediğim programlardan duyduğum enteresan olaylar, bağlantılar, çıkarımlar ve kitap önerisi yazılı post-it'ler var.Ha, oturduğum hâriç iki de sandalye var, duvar kenarlarında; birinde yazıcı / tarayıcı, diğerinde küçük kâğıt gemiler kutum ve onları yaptığım malzemeler var. Bilgisayar masasında iki monitör, hoparlör, kâğıt havlu, kolonya, hdd, klavye, fare, klimanın kumandası, iki tane silgi, telefonum ve "İlkay'ın sürücü kursu işini hallet" yazılı bir kağıt var. Kapının arkasında kalan yerde ise kirli çamaşırlarım var. Oraya atıyorum, sabahları alıp banyoya götürüyorum. Oda çok büyük değil. Sıkış tepiş de değil. İyi yani. Mis. Bu arada, ben tekrar okumaya üşendim, okuyanlar yeşillendirsin, tek tek saygılarımı sunacağım efendim. :D
0