[]

Duvar cicekleri

Isim geregi her gun kita degistiriyorum. Ibb iyi ki var di mi? Ne kadar guzel tepeden bakilinca kiz kulesi olan ve yanindan gecerken bakakaldigim acibadem tarafindaki o cicekler. Peki ya kopruden hemen once solda kalan alanin guzelligine ne demeli?
"Aklimi cildiracak" gibi oluyorum istinat duvarlarina kondurduklari cicekleri gorunce! Nasik guzel bir zekadir teeek teeek inci gibi dizmeyi akil eden o zeka. Cok mantikli degil mi? Sarmasik falan yalan tek tek mevsimlik cicek dikelim ki vatandaslarimiz hep farkli cicekler gorsun demisler bence. Mini mini hortumcuklarla beslemisler. Harika ya.

Cok estetik degil mi sizce de?

Soru: sehircilikle ilgili estetik algisi ne kadar farkli olabilir? Arap estetik anlayisi dedim o dedim bu dedim ama duvar cicekleri iyiden iyiye yayginlasti. Bu adamlar bunun cirkinligini goremiyor mu?

 
göremiyor. net.


  • tahret muslugu  (08.07.14 00:30:01) 
cirkin ve kandirmaca. akillari sira yesil alan yaratiyorlar. dusun yani istanbulun, garibimin icine sic, ye bitir, alan birakma. sonra git otoban, e 5, yol kenarlarina siktiriboktan sozde cicekli duvarlari daya, ama muhammed amcaya, rabia teyzeye sorsan cok guzel olmus tur.


  • sekerli portakal  (08.07.14 00:42:12) 
bunları çok beğenen insan sayısı sandığından daha fazla. ben de tahmin etmezdim ama işte...
aynı zeka ve zevk örneğinin bir başka icraatı da köprüyü pavyona çevirmek. bunu da çok beğenen insan sayısı çok fazla.
çevre düzenlemesi konusunda gelişmiş bir zevkimiz, mantıklı ve pratik çözümlemelerimiz yok keza altyapı çalışmaları için de geçerli bu. estetik bakışımız yok...
bugün, istanbul'un en seçkin caddelerinden biri olan bağdat caddesi'ndeki nero'ya git, dışarıda otur ve karşısındaki binayı seyret... her pencerenin altındaki "benim ışıklı tabelam daha cafcaflı olmalı" yarışını izle; hipnoz olmuş gibi 10 dakika boyunca izle ve kendine geldiğinde miden bulanmış olarak bulacaksın kendini. bir ara tabelalara bir düzenleme getireceklerdi ama sanki kaldı o iş...

bu arada her gördüğünde o çiçeklerden rahatsız olan başkalarını da görmek sevindirici.
  • supersonik turbo  (08.07.14 01:31:55) 
merhaba. duvar çiçekleri diye tanımladığınız olgunun gerçek adı, dikey bahçedir. ülkemizde dikey bahçe genelde iş gücü var harcayalım, bize uygun olmayan bitkiler dikelim ki her gün sulama maliyeti ve işgücü çıksın falan kafasındadır. aslında çok ilginç şeyler var.

şöyle düşünebiliriz. küresel ısınma, evet. duvarlar da küresel ısınmadan nasibini alıyor. ısınan beton, çevreye daha çok ısı yayıyor. ancak bitkiler yansımayı önlerler. mesela evimizin duvarları bitkiyle kaplı olsaydı, sıcak yaz günlerinde çok mutlu olurduk.

desen olayı ise birazcık değişik. normalde otobanda ilgi çekmeyen desenlerin olması lazım. düşünsenize, yandaki araç ileri gidince, sen kendini geri gidiyor sanıyorsun. algı çok ilginç bir şey. o yüzden sade olması lazım yani. ankara'daki gibi kedi gözü falan olmaması lazım, korkuyorum şahsen görünce. sonra hop zincirleme kaza. yazık, günah.

bu arada ankaralıyım, ama görmüşlüğüm var orayı. öyle mesleki muhabbete dahil olayım dedim.
  • allineed  (08.07.14 01:38:12) 
Bunlarin sebebi heep baharr..:)


  • Barbunya2  (08.07.14 01:56:44) 
tam olarak nesini beğenmiyorsunuz dikey bahçenin? benim işimin parçası da o yüzden gerçekten fikrinizi önemseyerek soruyorum, desenler mi mesela size çok avam geliyor yoksa komple olayın kendisi mi saçma?

duvar bahçe konusunda biraz değişim olmaya başladı, okmeydanı'nda mesela çiçeklerle değil çok yıllık çalılarla yapılan bir örneği var belki görmüşsünüzdür, bence çok daha iyi öylesi. ben kendim de mevsimlik çiçeklerle olanlarından çok hoşlanmıyorum. çalılarla yapılan sistem bana her açıdan daha mantıklı geliyor sonuçta sürekli söküm-dikim olmuyor, daha az dikkat çekici renklerde oluyor vs. duvar bahçe hakkındaki allineed'in açıklamaları da çok doğru bu arada.

genel peyzaj olarak bakarsak öz eleştiri yapayım, özellikle anadolu yakasındaki yol kenarındaki peyzajda artık iyice abartılı çizgiler hakim ve bir peyzaj mimarı olarak beni de rahatsız ediyor bu durum. köprü girişindeki manzaraya yorum bile yapmıyorum zaten, hele akşam yolda giderken sağdan soldan gelen renkli renkli ışıklar beni rahatsız ediyor. ama bu konuda yıkıcı eleştiri yapılmasını da doğru bulmuyorum. özellikle peyzaj konusu bizde yeni yeni gelişen bir şey, bir anda avrupa seviyesinde işler çıkmıyor maalesef. "ıyy çok kıroo, vs" deneceğine, "şöyle olmasaymış daha iyi olurmuş, şu şu yapılsa daha mantıklı" gibi bir eleştiriyle gelinse, bu gelişim çok daha hızlı bir şekilde ilerler. ben bir park tasarlarken sorabildiğim herkesten fikir almaya çalışıyorum mesela, "sen orada ne görmek, ne yapmak istersin" diye ve çoğu zaman fark edemediğim bir çok noktayı bu sayede görebiliyorum.
  • dust in the wind  (08.07.14 03:50:37) 
@ dust in the wind,

eh madem sesimizi duyan birileri var, boş boş yakınmayı bırakalım =)

okmeydanı tarafındaki çalışmayı görmedim ama anadolu yakasında yapılan dikey bahçenin çaprazlama desenleri vardı hafızam beni yanıltmıyorsa. üstelik o çaprazlar her bir çiçek bloğunun bitiş ve başlangıcında da yarım kalmış ve deseni bozmuştu. simetri hastalığına fersah fersah uzak birisiyim, buna ek olarak yıllarımı sanat ve tasarımla geçirdim, bana olmamışlık hissi veriyor; arabayı kullanan ben olsam algıda seçicilikten dolayı direkt dikkatimi dağıtır. çapraz gelen çiçekler kırmızı renkte, (çapraz kesişimlerden dolayı baklava deseni oluşuyor) haliyle köşeli formdaki kırmızı daha çok dikkat çekiyor. amaç dikkat çekmek olsaydı eyvallah ama zaten hali hazırda trafik kazalarında alıp başını giden bir ülkeyiz, daha fazla dikkat dağıtmak neden?
daha sakinleştirici (mavi ya da yeşil) tonlar kullanılması daha doğru bir seçim olurdu. bir çiçek bloğu açık yeşil bir diğeri koyu yeşil olabilirdi.

susuzluk çeken bir ülkenin daha az su isteyen, daha az bakım isteyen seçeneklere yönelmesi gerekir.

fenerbahçe parkıysa eksikleri olsa da ideale yakın bir park.
caddebostan sahildeki çimlerin üstüne oturma kolaylığıyla fenerbahçe parkının ışıklandırması ve düzenlemesini bir araya getir, abbasağa parkının heykel, merdivenlerini koy, yoğurtçu parkının oyun alanı, basket sahası,koşu parkuru...
gayrettepe'deki florance nightingale karşısındaki küçük parkta (adını hatırlamıyorum) mesela girişinde kapı var, böylece köpekleri serbest bırakıp oynamalarını sağlamak çok büyük kolaylık. bütün parka olmasa bile bir bölümüne gerekli her parkta. sonuçta köpekten korkan var, ortalıkta koşturan çocuklar var...

ama minimum düzeyde bir parktan beklentim, etrafında yanında yöresinde yaşamış birilerinin heykellerinin olması (heykel önemli =)... ), sosyalleşebilinecek özel alanlar ve onyüzbinmilyon ağaç isterim. ağaçların altına oturabilmek isterim. her yere mevsimlik çiçek ekilmesin isterim; onlar da olsun tabi ama çimlere de oturabilelim.

çocuk oyun alanları daha doğal malzemelerden olsun isterim,plastikle büyümesin çocuklar.

içinde çay bahçesi olacaksa parkın en fazla 1/10 oranında yerini kaplasın isterim. her bankın yanında çekirdek yiyenlerin, kabuklarını yere atmayacağı yükseklikte gerekirse buna özel tasarımı olan çöp kutusu isterim.(bankla aynı düzlemde-iki yanında da olacak şekilde olabilir)

biraz fazla oldu sanırım, bıraksan sabaha kadar anlatırım da şimdilik yeter sanırım =)
  • supersonik turbo  (08.07.14 04:37:56 ~ 04:39:04) 
O mekanizma gorundugu icin bence gercekten cok cirkin. Bunun yerine sarmasik tercih edilemez mi? Ayrica neden agaclandirma yerine surekli yenilenmesi gereken cicekler ekiliyor?
Ben insaat muhendisligi okudum peyzajdan anlamam ama olayin maliyetini tahayyul edebiliyorum. Gercekten kaynaklarin gereksiz harcanmasi gibi geliyor bana.

Bir de o dikey bahceye daha buyuyen bir seyler yapilsa, o alttaki mekanizma gorunmese ve tum duvari kaplayabilse baya guzel olur. Ama boyle kutu kutu cicekler sacmalik. Trafikte yanlarinda kitlenip de mekanizmayi inceleme firsati bulana kadar ben o ciceklerin yapay oldugundan supheleniyordum mesela.

Almondhill in oradaki duzenlemeler vs hrpsi gercek disi gorunuyor. Sims'te gidiyorum gibi ya.

Ek: bir de goztepe park in halini her gordugumde aglamak istiyorum. Koca alan, her yer cim ama oturacak bir yer yok. Mesela amsterdam da sehir icindeki bu tip parklarda ufak tefek kenarda duran cicekler disinda hic cicek yok. Her yer oturmak icin. Bizim bu parkta niye cim tiprak dururken ben sacma sapan bank a oturmak zorundayim?
  • ay nov kung fu  (08.07.14 11:07:13 ~ 11:09:55) 
@supersonik turbo ve @ay nov kung fu, cevaplarınız için çok teşekkürler, benim için çok faydalı oldu.

mevsimlik çiçekler hakkındaki eleştirilerinize sonuna kadar ben de katılıyorum ve kendi yaptığım çalışmalarda da asgari seviyede kullanmaya çalışıyorum. ben avrupa yakasında olduğum için anadolu'daki çalışmalar hakkında çok bir şey söyleyemeyeceğim ama en azından avrupa'da artık çok su isteyen, çok bakım isteyen ve sürekli masraf çıkaran bitkilerin kullanılmasından vazgeçilmeye başlandığını söyleyebilirim. özellikle yol kenarlarında mevsimlik çiçekler yerine çok yıllık çalı türü bitkiler tercih ediliyor artık. her yerde değil tabii ama mevsimliklerin miktarını azaltmaya ve yerine çalıları kullanmaya yönelik bir eğilim var. duvar bahçelerde modüllerin gözükmesi konusunda da aynı şekilde katılıyorum, zaten yapılan desenler de o yüzden pek algılanmıyor.

bahsettiğim okmeydanı'ndaki çalışma da şöyle bir şey, mesela burada modüller gözükmüyor: (git: imgur.com)

sarmaşıklar kesinlikle bence daha estetik. ancak açıkçası kimse büyümesi zaman alacak bir şeyi tercih etmiyor, genelde uygulandığı gibi fark yaratan bir şey olsun istendiği için sarmaşıklara pek yanaşılmıyor sanırım.

köpekler için ise gerçekten insanlardan çok talep var o yüzden artık tasmasız köpek gezdirme alanlarına yer veriliyor yeni parklarda. aynı şekilde koşu ve bisklet yolları için de inanılmaz talep olduğu için artık alanı müsait olan hemen her parka bu fonksiyonlar da ekleniyor.

heykel konusunda ise gerçekten hala çok geriyiz. hala bir tabu olarak görüldüğünü söyleyemem ama hani böyle padişahlar ya da başka çok önemli kişiler dışında heykel kullanımına kimse pek yanaşmıyor sanki. gereksiz masraf gibi gözüküyor herhalde bilemiyorum ama ben de daha çok park içerisinde rastgele dağıtılmış, esprili heykelleri çok seviyorum.

çocuk oyun alanı zemini konusu ise biraz sıkıntı. kum kullanınca hayvanlar (hatta hayvanlardan daha çok insanlar) kumun içine tuvaletlerini yapıyorlar ve mikrop yuvası haline geliyor oralar. ağaç kabuklarından oluşan bir malzeme var, onu da şarapçılar vs buldukları gibi toplayıp yakıyorlar. koca pergolaları yakan adamlardan bahsediyorum gerçi ağaç kabukları hiçbir şey.

ağaçlandırma konusunda da, aslında ağaçlandırma özellikle de tem kenarlarında bol bol yapılıyor. ama böyle daha yoğun insan akışının olduğu yerlerde, şehrin göbeğinde vs bir desen yapma merakı var gerçekten. yine bana kalsa kır çiçekleri hepsinden güzel ama hep bana kalmıyor maalesef :P

çime oturma konusunu ise şöyle söyleyeyim: dediğim gibi bizde daha peyzaj anlayışı o kadar gelişmedi. içinde yayılabileceğiniz kocaman bir çim alan hayal edin, bir yanda da çocuklar uçurtma uçursun oyunlar oynasın, ne güzel değil mi? güzel aslında ama ona şu an insanların bakış açısı "e burası boş kalmış?" düzeyinde, o yüzden de "boş" buldukları her noktayı bir fonksiyonla tamamlama derdindeler.

bir şey daha diyeyim. buraya yazdıklarınızı, önerilerinizi ibb'nin beyaz masa birimine mail olarak yollarsanız, o bölgeyle ilgilenen birim bunları imkanlar dahilinde dikkate alacaktır. öyle önerdiği şeyin yapılmasını sağlayan birçok insan örneği var çünkü, lütfen siz de yaşadığınız yer güzelliği için katılımcı olmaya bakın. tekrar teşekkür ediyorum önerileriniz ve eleştirileriniz için. :)
  • dust in the wind  (08.07.14 19:01:19) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.