çünkü bu b.ktan yaşamımızı düzeltecek olan şey siyaset. çalışma saatlerinin, alıması gereken ücreti, gidilmesi gereken tatili, kültürel faaliyetleri vs. birçok şeyi insanı şartlara getircek şey siyaset, getirmesi gereken şey bu.
insan yaşamına sadece psikolojik değil fiziksel olarak da zarar veren tüm kavramlar eleştiriye açık, ki bu fiziksel zararlar eleştiriye bile değil kötülemeye açık olur.
konu iş yaşamı olursa cevap tabii ki siyasi olacak. çalışma şartlarını, ücretleri düzenleyen şey devlet denen yapının sahip olduğu karakter, siyaset.
konu spor olursa da böyle, sanat olursa da böyle, su, elektrik kesilse de böyle, kadın cinayeti olunca da böyle, trafik kazası olunca da böyle, deprem olunca da böyle, bitmez bu.
devlete yönetecek olan siyaset denen yapı insanların tüm bunları düşünmemesi için var. bu kadar insan geri zekalı değil bu kadar boş beleş şeyler hakkında konuşmak istesin. fakat bu kadar basit, boş beleş şeyi çözemeyen şey siyaset olduğu için muhabbetler onun üzerinde yürüyecek tabii ki.
islam düşmanlığı denen şeyin oluşumu islam'ın hoşgörü barındırmaması. islam'ın hoşgörü barındırdığı varsayılsa bile mensup olan kişiler hiç nasiplenmemiş. islam'a olan nefret islam ile bağlantılı laiklere ve islam ile bağlantısı olmayanlara fiziksel zararından kaynaklanıyor. bu olay fiziksel olmasaydı, dediğin gibi eleştirel seviyede kalabilirdi.
kültürel değerlerin aşağılanması kime göre, neye göre? demokratik topum nerede, çoğulcu yapı? topluma öncelikle kültürel değerlerin ne olduğu-olmadığı öğretilmeli. bu ne olduğu belirsiz kültürel değerlerden dolayı herhangi bir insan evladının yaşam alanının sınırlanması veya yok edilmesi bu aşağılamayı yaratıyor. yine fiziksel müdahale. bu olmasaydı yine eleştirel seviyede kalırdı.
hıı bütün bu yazdıklarıma rağmen hoşgörü gösteremez miyim, ılımlı olamaz mıyım?
ben bu işi karşılıksız yaparım ama bana karşılığı negatif olarak dönüyor. benim karşılıksızlığım karşılıksız kalmıyor; bu sebeple olamam, gösteremem, çünkü hoşgörüden anlamıyor toplumumuz ve kültürel değerleri. şiddetten, hiddetten, baskıdan, hükmetmekten anlıyor.
ben protesto, gösteri yaparken özel güvelinkçi, polis bu protestoyu aslında kendi için, onun için yaptığımı anlayamadığı; bana müdahaleyi görev için değil de içten içe şahsi olarak yaptığı sürece hiçbir şey düzelmeyecek.
yani sözlükte de bu kadar b.ktanlık(her şeyin siyasete bulanması) daha iyi bir yaşama kavuşmak için ortaya çıkıyor, düzelmeyeceği aşikar olsa bile.
eğer siyasi yapı yaşamımıza etkiyen şeyleri bize etki ettirtmeseydi biz de bahsetmiyor olurduk. bunun kişisel ilişkilere yansıması da böyle oluyor.
gerçek hayatta da kolay benim için. sıradan insana tabii ki yansıtamıyorsun, çünkü hayati tehlike oluşturabilir ama arkadaşlarımla, akrabalarımla serbestim, eleştiri dozum çok yüksektir. sıradan insana da, balık istifi bir belediye/halk otobüsünde çok kolay siyasi cevap veriliyor 'çünkü halk balık istifi olmayı istedi' gibisinden.
biz de istiyoruz aklımızdan geçmesin bunlar diye fakat hayatı derinden etkileyen şeyler bunlar. sesiz kalmak demek, yaşam alanının yok edileceği anlamına geliyor. kimse değişmek, dönüşmek zorunda değil. kimse kimseye arışmamayı öğrenene kadar bi 200 yılımız var daha.
0