iş haciz safhasına geldiğinde kredi sözleşmesinde bankaya ikametgah olarak bildirilmiş bulunan adrese giderler.
orada karşı tarafın avukatını "bu mallarla adamın bir ilgisi yok, bunları alsanız da biz itiraz eder geri alırız" kanaatine getirecek kadar delil varsa elde, konuşulur, ufffacık teffecik bir ihtimalle haciz durdurulur.
ama bu muhtemelen olmaz. bu durumda yine hacze geldikleri zaman, ki zamanı bilelim de evde olalım falan denir karşı tarafa veya icra dosyası düzenli olarak kontrol edilir, avukatın icra müdürlüğü'nden aldığı randevunun gününe bakılır. evde mümkün olduğunca yükte hafif, pahada ağır eşya kaçırılır. gelenler haciz kayıtlarını tutarken tutanağa "istihkak" iddiası düşürtülür.
ha eğer mallar gerçekten borçluya aitse ve fatura, makbuz vs türlü türlü alındıları onun üzerineyse; aksini kanıtlamaya tanık da yoksa.. uğraştırmasınlar.. uzamasın boşuna, mallar gider.
bu durumda da hayatın sürdürülmesi için, ibadet için, çalışmak için zorunlu olan eşyalar VE görünüş itibariyle adama ait olmadığı apaçık olan eşyalara dokunulmaz. (yatak, değersiz tabak çanak, seccade, epilasyon aleti, üç tekerlekli bisiklet vs.)
ama eğer malların adamın olmadığına dair deliller varsa haczi takip eden yedi gün içerisinde icra mahkemesinde istihkak davası açılır. davayı "mallar aslında onun değil, benim" diyen kişi açar.
eğer bu süre içinde hacizli mallar satılırsa istihkak istidata dönüşür vs..vs...
sözün kısası.. buradan aldığınız tavsiyeler de mutlaka fikir verir ama böyle işlerde avukat yardımı almak gerekir.
0