türkiye'de yaşamaktan ne kadar nefret ettiğimi her yerde yazıyorum. ama "türkiye'de yaşadığını bildiği halde çocuk yapmak" kalıbı da bana çok garip geliyor açıkçası.
çocuğun çok daha medeni bir ülkede 3 yaşında hasta olup da ölebilir. sadece toplumun genel sağlığı nedeniyle, ihtimal türkiye'ye kıyasla daha azdır.
kaynakların azlığı, dünyanın daha fazla insanı taşıyamayacak olması gibi sebeplerden dolayı "biz yetiyoruz, başkasını yapmayalım" derseniz anlarım. ama "ya bi şey olursa?" diye düşünerek çocuk yapmaktan kaçınanların paranoyak olduğunu düşünüyorum. neden çocuk yapılmalı ya da yapılmamalı konusunda sağlıklı bir düşünceden ziyade çok karamsar bir dünya koyuyorlar ortaya.
ben "içgüdülerimizle yaşamıyorum"a katılmıyorum açıkçası, bal gibi de içgüdülerimizle yaşıyoruz. şu şartlar altında evlenmek olsun, çocuk yapmak olsun benim de çok korkacağım şeyler. ama baba olabilecek seviyeye geldiğimi hissettiğimde, şartlar el verecek olursa niye istemeyeyim?
soyun devamını çok basit düşünüyorsun. kimse "ben süperim, 100 sene sonrasını da göreyim" diyerek çocuk yapmıyor. size hiç öyle gelmiyor olabilir ama 3 yaşında, bana benzeyen, sevdiğim kadınla ortak çalışmalarım sonucunda dünyaya getirdiğim apayrı bir can bana acayip sempatik geliyor. evet şu an türkiye'de bunu yapmam, ama "çocuk yapmak tü kaka" da dememek lazım.
her insan bir şeylere ihtiyaç duyar. kimisi gurur ihtiyacını "aslan gibi oğul"la karşılıyor, kimisi başka şeylerden. evladın özellikle de bir kadın için ne ifade ettiğini göstermesi açısından oğullar ve sevgililer şahane bir roman, bu vesileyle önermiş olayım okumadıysan. git morel'e de bakiyim "niye yaptın bu kadar çocuk" diye, saçını başını yolsun senin.
neyse, çok karıştırdım. çocuk yapmak çok acayip ve "güzel ortam" sağlandığı sürece güzel bi şey bence. yapmak isteyenleri anlamak o kadar zor olmamalı. öyle ya da böyle bir şekilde yaşıyoruz. herkes evladına daha iyi bir gelecek sağlamak ister ama allah değiliz biz de yani, "çocuk sevecem" deyip pat diye çocuk yapıyolar, acayip acayip işler.
0