cancişlerim.bedenim bu kreşendo olayına çok acayip yaklaşmakta benim. ne zaman güzel devam eden ve melodisinin yüreğimi dağladığını hissettiğim bir parçaya denk gelsem kreşendo içeren, ağlamaya başlıyorum. bunu ilk farkettiğimde misal `bill conti`'nin `going to distance`'ını dinliyordum otobüste. bi
cancişlerim.
bedenim bu kreşendo olayına çok acayip yaklaşmakta benim. ne zaman güzel devam eden ve melodisinin yüreğimi dağladığını hissettiğim bir parçaya denk gelsem kreşendo içeren, ağlamaya başlıyorum. bunu ilk farkettiğimde misal
bill conti'nin
going to distance'ını dinliyordum otobüste. birden baya baya ağladığımı hissettim. duygusal hiçbir sorunum yokken bile bazı parçalar bende bir "tık" attırıyor ve gözlerim dolmaya başlıyor. ama ne dolma. bir gece vakti kız arkadaşla oturmuş takılırken brian tyler'ın inama nushif'e denk gelmiştik bir dj setinde. bildiğin hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım falan... bunun gibi bir ton örnek daha vardır aklıma gelmeyen. (procol harum, king crimson parçaları geldi mesela aklıma şimdi yine).
en son, sezen aksu'nun kayıp şehir diye bir şarkısında denk geldim bu psikoza. nakaratında birden dünyanın en büyük azaplarını çekermiş gibi hissetmeye başlıyorum. bu, bana ayrı bir zevk de veriyor. parçanın tamamı dandik de olsa misal, nakarat öldürüyor beni.
bunun nedenini bilmiyorum, pek merak da etmiyorum hatta. çok ufak yaştan beri müzikle uğraşıyorum belki de beni bir şekilde çekiyor bu yanım. duyuruyu açmaktaki asıl amacım ise bu şekilde kreşendolar barındıran parçaları listelemek.
evet.