Şu duyuruda cevaplamıştım benzer bir soruyu:
www.eksiduyuru.comBence bu tip şeyleri düşünüyorsanız kesinlikle almayın. Benim 3 kedim var, ikisi kardeş. Kardeş olanlardan biri dünyanın en miskin hayvanı. Koşmaz, oynamaz, yatar uyur, gelip arada kendini sevdirir ama huysuzdur öyle sıkıştırılmaya gelemez, ısırır tırmalar. Diğeri dişi olan, illa oynamak istiyor, çok iyi huylu tırmalamaz ısırmaz ama yaramaz. Sürekli bir şeyler anlatır. İki kardeş birbirinin tam zıttı. Biri ne kadar cimcimeyse öbürü o kadar efe.
Üçüncü kedim ise bambaşka bir alem, çok ama çok yaramaz. Her şeyle ve herkesle oynamak istiyor. Kağıt, kitap, kablo ne bulursa dişliyor. Hatta laptop'ın şarj aletinin kablosunu parçalamışlığı var ama oyun sanıyor onu. Kimseye zarar vermez, saldırmaz. Yaramaz sadece.
Diyeceğim şey şu, kediyi almadan ve kedi büyümeden huyunu suyunu bilemezsiniz. Süs olsun diye alıp sokağa atan çok insan var. Siz böyle olacaksınız demiyorum tabii ki ama hayvan bakmak öyle kolay bir iş değil. Oldukça masraflı bir iş ve çok emek istiyor. Tatile gitmek ayrı sıkıntı, ev taşımak ayrı sıkıntı, güvenilir veteriner bulmak ayrı sıkıntı. İşin maddi kısmına daha hiç girmedim farkındaysanız. Alırsanız tüm gece koşturacak çünkü kedi gece hayvanıdır. Uyutmayabilir, haftasonu sabahın köründe uyandırabilir vs.
Cidden büyük sorumluluk. Ben kedilerimi hiçbir şeye değişmem ama alırken 8786528756 kere düşünmek gerekiyor. Çünkü hayvanlar size, siz hayvanlara çok bağlanıyorsunuz. Bizim sıpa 2 gün veterinerde kaldı işte, geldiği akşam nasıl sarılıyor küçücük patileriyle. Mecburiyetten gitti veterinere ama insan sebebi ne olursa olsun hayvanın o sevgisine ve korkusuna dayanamıyor. Öbürü de ayağı sakat olmasına rağmen, ben veterinerde onu ziyaret edince bana gelebilmek için canı yana yana yürümeye çalışıyor. Alırsanız kediyi, siz o hayvanın her şeyi olacaksınız. Onun sizden başka kimsesi olmayacak. Bırakma imkanınız olmayacak.
Almayın demiyorum ama bu sorumluluğu kaldırmaya hazır mısınız onu iyi tartın.