Patronun, müessesenin, şirketin dangalak politikası yüzünden neden asgari ücretli, emir kulu garsona patlayayım. Onun gününü kötü hale getireyim. Gider, kendime yetkili bir kişi, karar verici bulup ona patlarım. Burada kastım sadece garson da değil, her türlü hizmet sektörü. Çağrı merkezindeki kadına da patlamam, zaten hayatından nefret etmiş; bir de benimle mi uğraşsın? Aynı şekilde otobüste İstanbul-İzmir yaparken de klima patladı ve bütün yol boyunca klima suyu arkadaşla benim üstüme aktı. Yol boyu mendillerle tampon yapıp gıkımızı çıkarmayınca tüm otobüs tarafından "Hakkınız yeniyor" diye baskı yapıldı, muavine çıkışmamaları için zor durdurduk arkadaki vırvır konuşan teyzeleri-amcaları. Oysa ki muavin de şoför de arada baktılar, beceremediler, yapamadılar. Yardımcı da olmak istediler. Bu durumda niye beti benzi atmış muavine çıkışayım. İzmir'de inince müdüriyete gittik, orada şarladık, carladık; şikayetimizi de ettik, mutlu olduk. Ben de çalışıyor olsam üstümün dandikliği veya sorumlusu bile olmadığım ama zorla uygulamacısı olduğum bir saçmalık yüzünden azar işitmek istemem, gururuma dokunur. Restoranda da şefe çıkmışlığım vardır. Orada emir kulu, sadece paraya ihtiyacı olduğu için o işi yapmak zorunda olan, senin ona patlaman ya ilgisizlikle karşılanacak ya da boşuna daha fazla sinire kesecek birine niye patlayayım?
Zaten müşteri memnuniyetinin de dönemimizde müşteri şımarıklığına ve müşteri sömürme şeklinde iki uca kaydığını, kimsenin orta yol bulmaya çalışmadığını düşünüp sinir oluyorum.
Burada çalışan kraldan çok kralcı olursa, yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmezse; o tamamen ayrı bir durum.
0