saçmalama. hemen git. ne kadar erken o kadar iyi. dünyaya bir kere geleceksin.
bunu ertelemenin bünyende ne gibi sonuçlar doğuracağını az çok tahmin edebiliyorum, sen de edebilirsin. fırsatlarını her zaman iyi değerlendir. bir daha asla gelmeyebilirler.
bana güven ve git. zaten bir şey olursa gelirsin.
hem bu tarz hisler yalnızca sende olmuyor. gitmeden önce çok fazla düşünce ve kaygı üşüşüyor. gidince geçiyor.
çok uzun zaman kalacaksan yurtdışında, hava alanında uçağa binene kadar dizlerin titriyor. eğer benim gibi kalp hastası ve stres+evham kombosunda dünya markası olan bir baban varsa mesela, ailecek dramatik sahne yapmayı falan seven tiplerseniz, bi de ekstra pimpiriklilerse sen konusunda: ayrıldığınız andan itibaren vik vik konuşuyorsunuz uçağa binene kadar. sonra biniyorsun uçağa, elinde telefon, "dur baba sırt çantamı yerleştircem bi'" diyorsun, kapatıyorsun.
koltukta bir 20 saniye geçiriyorsun. tek başına.
son kez arıyorsun babanı, baban sana "şimdi in istersen, boşver, yanarsa yansın paramız" diyor. senin cevabın da "hayır baba. tamam, iyiyim. artık gitmeye hazırım, bunu istiyorum." oluyor.
o uçağa binince anlayacaksın.
döndüğünde de herkes sağsalim, üstünüze afiyet yerinde.
git evladım. git.
0