simdi universite olayina egitim amaci ile bakmamak lazim. universiteye giren cogu kisi icin, universite bir ilim, ogrenim, arastirma yeri degildir. bir is uzerinde yeterlilik sertifikasi alinan bir yerdir. eh bu baglamda universiteye daha cok para kazanabilmek amaci ile gidilir. buradan duz mantikla, (ve biraz da genellemeyle) en cok para kazanilabilen isler genellikle en riskli ya da bazi nedenlerden oturu az kisinin yapmayi bildigi islerdir. (bir de sans isi var) herkes cok para kazanmak ister. o yuzden herkes bu tarz seyleri okumak ister. talep fazlaligindan, pazar bu konu uzerine soyle buyurmustur: "en cok para kazanmayi kim istiyorsa onlari alin bu bolume" eh bu durumda o kadar basvuru arasindan en iyilerini secmek icin daha cok para kazanmak isteyen kisilerin arasindan bir tur sisteme uyumluluk ve zeka testi yapilmak sekli ile en iyileri seciliyor. yani pazarda talebin cokluguna yetecek kontenjan olmamasindan oturu (ki gerekli "yeterli kalitede" ogretmen kontenjanin saglanmasi icin bir 10-12 yil gerekeceginden) dogan bir olay
puan meselesi. boyle bir "engelleme" olmadigi takdirde gercekten iyiler alinmazsa ogretmeye harcanan emek bosa gider.
yani cevap su: killanacak bir sey yok, talep yok arkelojiye, cunku para kazandirmiyor, cunku halkin umrunda degil daha birak 10bin yili, bizanstan once toprakta kimin yasadigi.. dinozor dedigin de tavugun buyugu iste. fenerbahce'nin avrupa'da yazdigi tarih daha onemli.. kultur gelistirecek kadar zengin bir ulke degiliz. is imkani olur, akademide kalirsin, memur maasina devam edersin, ama onun disinda omur boyu sana oyle ahim sahim bir para kazandiracak bir is degildir, sonucunda "tarih" tir, bu nedenle de (bkz:
tarihi eser kacakciligi)