kegums'un cevabının direkt olarak bana yazıldığını düşünmüyorum, ama yine de cevaben kendime göre bilgilendirici şeyler yazmak istedim.
benimki de özel bir eğitim almamasına, aile içinde yaşamasına rağmen gerçekten çok söz dinlerdi.
sehpada duran oyuncağını biz vermediğimiz sürece almazdı, sus dediğin anda susardı, kendisine ait olmayan hiçbir yiyeceği yemezdi vb.
hiçbir zaman evin içinde kabloları kemiren, sıkıntı veren, terlik yiyen, yaramazlık yapan falan bir hayvan olmadı.
sadece çok fazla enerjisi vardı ve çok hareketliydi.
dediğim gibi, sabah dolaştırıp çişini yaptırmak 15-20 dakika sürse, o dolaşmadan birkaç saat sonra çıkıp, bütün gün kulübün bahçesinde 3-4 saat koşardı.
daha sonra akşam tekrar 15-20 dakikalık bir ihtiyaç dolaşması olurdu.
ama özellikle 4-5 yaşına kadar bütün bu aktivitenin üzerine, akşamları da oyun oynamak isterdi.
söylendiği gibi dişiler hem daha sakin, hem de daha uysal oluyorlar.
yani erkeklerin hareketi de daha fazla.
köpeği görevlendirmek gerçekten önemli.
market torbalarını bile taşırkenki gururu görmeye değer.
yani verilen görevi yerine getirdiği zaman onlardan mutlusu olmuyor; ama şu da bir gerçek ki, köpeğin sağlığı için o hareketin ne kadar yararlı olduğunu biz panço ölmeden önceki 2 yılda anladık.
kanser gibi bir hastalığı ya da kronik bir rahatsızlığı, düzenli kullandığı bir ilaç vb hiç olmadı.
sadece son 6 aydır artık çişini arada bir kaçırmaya başlamıştı.
arka bacakları zaman içinde güçsüzleşmiş olsa da, öldüğü gün bile yerinden kendi kendine kalkıp, kendi kendine yürüyebiliyordu.
benim köpeğim yaşlılıktan, artık ömrü dolduğu için öldü.
ama dediğim gibi, hastalıktan sürünüp, düzenli bakıma ihtiyacı olacak bir hale gelmedi.
ve ben bunu gençliğindeki aktifliğine bağlıyorum.
15 yaşlarında olup da, arka bacaklarında hiç sorun olmadan, hatta hafif tempoda koşabilen köpeği az görürsünüz.
bahsettiğim düzen 7-8 yaşına kadar devam etmişti ve dediğim gibi, her zaman zinde ve sağlıklı bir hayvan olarak öldü.
köpek bakmak, ona bakarken zor gelen bir şey değil.
hiçbir anne de çocuk büyütmek çok zor diye yakınmıyor.
kimse gereken fedakarlıkları yaparken bundan şikayetçi olmuyor.
mesela bunları yapabilecek biri olmak.
o hayvanın 15, belki 20 yıl yaşayacağını düşünerek, olabilecek her şeyi göze almak.
panço felç de olabilirdi.
her gün altından kakasını temizlemek zorunda da kalabilirdik.
her köpek benim anlattığım şekilde ölmüyor.
ki öldüğü gün, kendimi hayatımda en çaresiz hissettiğim gündür.
uzun lafın kısası; zihinsel olarak sorumluluk alması hayvan için ne kadar yararlı ve gerekli olsa da, bu tip köpekler harekete ihtiyaç duyar.
yani "2 saat yürüteceğine 15 dakika x yap, o ona yeter" fikrine katılmıyorum.
zaten sokak hayvanları vs konularıyla da çok ilgili olan ve hayatı kedi-köpeklerle içli dışlı geçen biri olarak, 15 yaşında bir köpeğin ne demek olduğunu biliyorum.
kötü bakılmış ya da hasta olan 15 yaşındaki köpeğin ne demek olduğunu da biliyorum.
yapanla yapmayan arasındaki fark da benim için budur.
ben köpeğimi gayet idealist bir şekilde yetiştirdim ve hayatımı yeri geldiğinde onun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurup, kendiminkileri ikinci plana atarak yaşadım.
bu elbette sürekli olan bir şey değil, ama olabilen ya da gerekebilen bir şey.
yani her köpek günde 4 saat koşmayabilir, 2 saat oynadığında onunla idare eder belki.
ama yaşlandığında ne olur?
yaşı ilerlediğinde, evdeki hareketi de azaldığında ne kadar kilo alır?
bunun bir de yarını var, onu da düşünmek lazım.
ben bunu söylemeye çalışıyorum.
dolayısıyla golden ya da labrador tarzı bir köpeği eve alıp, günde 2 kere 15-20 dakikadan, toplamda 1 saat dolaştırıp, sonra oynamak köpeğin gelecekteki sağlığıyla yakından ilintili.
ki zaten hayvan fiziksel aktiviteye ihtiyaç duyuyor, yani bu bir gerçek.
ayrıca benim söylediğim şey zaten "golden evin altını üstüne getirir, golden yalnız bırakılınca çok ağlar" vs değildi.
0