rüzgar türbini (tribünü değil :)) ilk kurulumu masraflı olmakla beraber işletme masrafı düşük bir gereç. bakım masrafları bir doğalgaz santraliyle karşılaştırılamaz doğal olarak. elektriğimizin yarısından fazlası ne yazık ki yerli kaynaklarla değil, doğalgazla üretiliyor.
türkiye rüzgar enerjisi açısından avrupa'daki en iyi ikinci potansiyele sahip. (bkz:
repa)son lisans başvurularında epdk'ya 80.000 MW lık başvuru yapılmış, türkiye'deki toplam kurulu gücün 40.000 MW olduüu düşünülürse rakamın büyüklüğü anlaşılır. sistem kısıtları nedeniyle bu rakamın onda biri bile (şimdilik) kurulamıyor ne yazık ki.
son kanun değişiklikleriyle son kullanıcıların kendi yenilenebilir enerjilerini üretip fazlasını devlete satmaları teşvik ediliyor. ilgileniyorsanız çin malı dikey eksen türbinleri araştırın derim.
nükleere gelince, teknolojisine sahip olup utanyumunu kendin zenginleştirmediğin sürece cazip değil. nükleer yasası felaket zaten; ne atıkların ne olacağı ne de santralin kaldırılması konusunda mantıklı maddeler var. bir de güya ucuz kaynak olacak nükleerin ihalesinden 20 cent fiyat çıktı, dünya ortalamasının 3 katından fazla. şu anda evimize giren elektriğin maliyetinin 10 cent (doğalgaz santrallerinin yaklaşık satışı da bu civarda sanırım) olduğu düşünülürse fiyatın abukluğu ortaya çıkar.