Dedemin anlattığı, kendi başından geçen bir hikayeyi aktarayım: Fakir halktan vergi olarak mahsül isteniyor. Daha zengin ve torpilli olanlar bu vergiyi ödemezken ekstra vergi halkın sırtına yükleniyor. Çiftçiler mahsülü kendileri devlet dairesine kadar götürüp teslim etmek zorundalar. 40 kilo kadar mahsülü sırtlarında uzak köylerden şehir merkezine taşıyorlar. Dedemin hikayesinde bir çok çiftçinin mahsülü ıslak, yeterince kaliteli değil gibi sebeplerle reddediliyor ve yakındaki bir dükkandan mahsül satın alınıp teslim edilmesi gerektiği söyleniyor. Kendisi bu dükkanın bir şekilde memurlarla anlaşmalı olduğunu ifade etmişti. Sonrasında da büyük ambarlarda saklanan ürünün devletin elinde kalıp çürüdüğünü söylemişti. İnönü dönemi olarak belirtmedi ama tarih aralığı uyuşuyor. Benim hikayemdeki sebep bozuk bürokrasi, rüşvet, kötü yönetişim ve politikalar
0