burjuvajinin gelişme kaynakları arasında manifaktür üretimi, ticaret, vergi iltizamcılığı ve faizcilik önemli bir yere sahipti. bundan ötürü burjuvaların, 18.yy'da mali yönden devlete hakim duruma geldikleri bilinmektedir. fransa'da 15 ve 16. yy'da gelişmeye başlayan burjuvazi, dönemin krallarının - xiv. ve xv. louis'lerin - ingiltere, prusya gibi avrupa ülkelerine karşı yürüttükleri savaşları, devlete temin ettikleri kredilerle müzaheret etmişlerdir. böylelikle devlet, burjuvaziye karşı borçlu bir duruma düşmüştür. bu durum da, burjuvazinin siyasi alanda rol almasını sağlamıştır. yani siyasetin kapıları burjuvalara açılmış oldu ve burjuvalar, feodal yapı içinde iktisaden muktedir bir konuma geldi. bunlarla birlikte burjuvazinin ''
tiers etat'' adı verilen bir grubun içinde yer aldığını biliyoruz, değil mi? burjuvalar, baktı ki, ''yavaş yavaş siyasi gücü elimiz geçiriyoruz; o halde neden mutlak monarşiye karşı bir başkaldırış gerçekleştirmiyoruz'' diye düşünmeye başladılar. bu cüreti kendilerinde bulmalarının en önemi nedeni, yukarıda da bahsedilen ''tiers etat'' isimli grubun ve diğer imtiyazlıların kendilerine olan desteğidir. bundan ötürü fransız devrimi - sosyal yönden - ayrıcalığı olan toplumsal sınıflara karşı bir halk hareketi olarak değerlendirilir.
burjuvalar, söz konusu dönemde her şeyi halk adına yapmıştır ve aynı zamanda halkın arkasına saklanmıştır. sanayi ve ticaret neşvünema bularak halka yeni bir zenginlik kaynağı sağladı. bu da yeni bir servet dağılımı demektir. yeni bir servet dağılımı, iktidarın el değştirmesini zorunlu kılar.