18 yaşındayım ve ne kadar şirin, sempatik, soğukkanlı, kimseye ses etmeyen, ay canım benim bir insan olsam da bugüne kadar kız arkadaşlarıma karşı babamın huysuz tavırlarının benzerlerini takındığımı anladım kısa süre önce. bildiğin o sinir bozucu, ben bilirim'ci, ironik-sarkastik esprilerle karşısındakini zedeleyen konuşma tarzını benimsemişim zaman zaman.
düşünsene pişmanlığımı şimdi, her biriyle (her biri dediğim de 2-3 tane kız, gerçi ikisini istemezdim, biriyle diyelim) geçirebileceğim bir dolu zaman heba olmuş.
çok ürkütücü bi şey bu. babamla aramız gayet bozuk yıllardır, hiç iyi olmadı yani ben 6 yaşındayken de 16 yaşındayken de pek konuşmaz ve birbirimizden iğrenirdik, bunun farkındayız yani.
ama bilinçaltına işlemiş heralde onun kişiliği, bi süre sonra ona benzemişim.
en azından bunun farkına varabildim. biraz geç oldu ama oldu işte.
senin bahsettiğin olay biraz fazla spesifik olmuş. sen 50'li yaşlarına geldiğinde belki sana komplo kurulduğunu düşünmezsin ama muhabbet kuşlarını kafaya takabilirsin, ne bileyim "biralara çok su katıyorlar biralara.." diye beynini yiyebilirsin. yemeyebilirsin de. ama en azından babanı analiz edebiliyosun, nasıl olmaman gerektiğini görüyorsun. of ne uzun yazdım sabah sabah. işim yok raskolnikov. annemle de babamla da sorunlarım var şu anda, okulu bıraktım, kendi yolumu çizmeye çalışıyorum da bir allahın kulu "oo iyi ediyorsun biladerim" demiyor. çok canım sıkılıyo. sıkılmak anlamında değil, daralmak bunalmak anlamında.
0