Sözcüğün Türkçedeki bilinen ilk yazılı kullanımı 1924 yılıdır.
Bir sözlüğün işlevi dilin sözvarlığındaki sözcükleri göstermesidir. Sözlüğün bir sözcüğü bünyesine katması için o sözcüğün dilde kullanılıyor olması gerekir. Gardenparti de kullanılan, yaygın bir biçimde kullanılmış bir sözcük belli ki. (Tabii bunun gardınparti diye okunacağını düşünen yoktur umarım)
Sözcük ırkçılığı yapmak da saçma. Her dilde yabancı dillerden girme sözcükler var. Saf bir dil bulmak olanaksız gibi bir şeydir. Diller de böyle gelişir. İngilizcenin gelişmesi, yaygınlaşmasının sebeplerinden birisi de budur zaten. Eğer Türkçedeki Orta Asya kökenli olmayan sözcükleri ayıklamaya kalksanız insanlar konuşamaz hale gelir. Dil dediğiniz şey sonuçta bir ırkın, etnisitenin vb. varlığına göre değil, doğal akışı içinde gelişir. Dolayısıyla farklı diller arasında etkileşim olması, birbirlerine sözcükler vermeleri doğal.
Yineliyorum: Sözlük dediğimiz şey kafasına göre değil, bir sözcüğün o dil içinde kullanılmış olmasına göre ilgili sözcüğü bünyesine katar. Yani adamlar kafalarına göre eklemiyorlar. Gardenparti de 1924'ten beri Türkçenin sözvarlığına girmiş, kullanılmış bir sözcük.
0