hepsi konuşamaz hatta çok az türü konuşabilir. en zekileri jakolardır. jakolar 5000'e kadar kelimeyi öğrenebilir. yalnız jakolar her papağan gibi pahalıdır ve bakımı da sanılanın aksine epey zordur. küçükken kuzenimin zoruyla dayım evlerine bir tane almıştı. ilk başlarda şarkılar söyleyip, marşlar okuyan, önceki sahibi adaşım olması sebebiyle adımı çoğu insandan daha iyi telaffuz eden bir hayvanken ilgisizlikten ve bakımsızlıktan küsüp sadece cikleyebilen bi'şey olmuştu garip.
ayrıca papağan eğitimi de epey zor. eğitirken koruyucu eldiven giymezsen parmağını en az yirmi otuz kez ısıttırırsın. ben ilk kez bir makava yaklaşmadan evvel "kuş bu, nolur ısırmasından?" demiştim. hata etmişim, hayatta tatmadığım kadar dayanılmaz ve sivri bir acı yaşatmıştı kol kadar (makavlar pek de küçük kuşlar değil, kolumdan da büyükleri var) hayvan bana. hele ki yeni açılmış bir yarayı ısırıversinler..
bunun dışında beslenmeleri olsun, kafes bakımı olsun, tırnak kesimi olsun seni daha doğrusu anneni zorlu günler bekliyor. örneğin makavların sadece kırmızı, tropikal meyvelerle beslendiğini duymuştum. kış günleri manavdan manava dolaşıp papağanın için o mevsimde bulunması imkansız taze, kırmızı meyvelerden aramak hakverirsin ki zahmetlidir çok. bayat (çekirdek filan çok etkilemiyor ama) veya pişmiş bir gıda aldıklarında da maalesef hemen etkileniyorlar.
(...)
demem o ki gerek yok bu kadar pahalı ve zahmetli bir hediye almana bence. üstelik sana çaktırmadan 80 yaşında veya hasta papağanı da kakarlar, anlamazsın.. sonra bir de onunla uğraş. "yok, illa alıcam" diyorsan tavsiyem konuşmasını bir kenara bırakıp bir cennet alman. "mutlaka konuşsun" dersen de bahsettiğim gibi jakolar idealdirler.
0