bak ne güzel dedin "bu saatten sonra kimseden hayvanseverlik dersi alamam" diye.
ben o zamanlar bu arkadaşın düştüğü konumdaydım, sen de çok iyi hatırlarsın.. o entry'i de tamamen iyi niyetimle yazdım. ben senden beklerdim ki ders alma, ders ver..
ayrıca duyan da köpeği akşama kadar evde tuttuğumu hiç dışarı çıkmadığını sanar, esneye esneye parklara götürüp antreman yaptırdığım da oluyor benim ve hiç bir zaman o köpeği eve tıkalı hale getirmedim, getirmem de.
barınaklardaki köpek konusuna gelince. söz konusu köpek, rottweiler. 2 yaşında bir rott'u affedersiniz ama kimse almak istemez, başınıza bela alırsınız. golden de tamam. 14 yaşında yine alır, bakarsın. onu da geçtim, karar verdim tamam alalım dedim bu kez bulduğun barınak istanbul dışına göndermek istememişti hatırlarsan. o anki saçma bi heycanla böyle hataya düştüm ama şunu emin olarak söyleyebilirim ki barınaktan olmasını ben de çok istedim kimse cebindeki parayı havadan harcamayı istemez.
verdiğin örneğe kendin inanıyor musun? cidden soruyorum bunu? biz magaradan geldik ama şimdi kendi ağırlığımızla uzaydan atlayıp ses hızını geçtik (bkz:
free fall)
peki ya köpekler? ilk çağda da insanların dostu, korucusuydu ve hala aynı.. matematik kuramları geliştiren bir köpek gördün mü sen hiç? bi insan kendini nasıl hayvanla aynı kefeye koyar anlamıyorum. onun anatomisiyle seninki bir mi? komik olmayalım lütfen..