şehirlisine ve köylüsüne göre değişir.
ümit yaşar oğuzcan'ın bir kısa yazısı/anısı vardı; şehirde lüks bir apartman dairesinde kristal avizeli bir evde, evin sarı boyalı saçlı hanımıyla sohbet ediyor ama evde bir eksiklik var, o da etrafta tek bir kitap, kağıt olmaması ve ev sahibesindeki bunu yansıtan sığlık. sonra bir dağ başında çobanın çadırına konuk oluyordu ve çobanın sandığındaki kitapları okuyorlardı.
trt2'de "seyyahların izinde" diye bir belggesel vardı, akdenizin göçer, yörüklerini anlatıyordu. bir bölümün büyük kısmında iki göçebe türkmenle yapılan söyleşi yer alıyordu. üstleri örgü süveterli, güneş yanığı bu iki köylü program boyunca çevrelerine, tarihlerine, yaşam tarzlarına ilişkin bilgi dolu ve bilgece şeyler söylediler, arada birbirlerinin sözlerini kestiklerinde saygıyla özür dilediler. Bana göre hem kitabi bilgi hem insani bilgelik açısından çoğu şehirliden kültürlüydüler.
0