kedi ile köpek niye anlaşamaz biliyor musunuz, birbirlerinin dilini yanlış anlarlar.
şöyle ki, köpek, sevinince kuyruğunu sallar ya, "kedi lisanında", kuyruk, saldırmaya hazırlanırken sallanır. Yani garibim köpek, oynayalım derken kediye, kedi de, "aha saldırıyor" diye düşünür.
tam tersi, kedi mutluyken, "gırlar" ya, bu da köpekçede hırlamaya denk gelir. Yani, kedi iyi niyetli yaklaşsa, bu sefer de köpek tedirgin olur, "hayvan bana hırladı" diye.
Şimdi, kadınlara dönecek olursak (ki, erkekseniz, erkek kalın, dönmeyin aman), biz kadınlar, "paylaşan" yaratıklarız. lastik mi patladı, patron mu bağırdı, tırnağımız mı kırıldı, yazdığımız dosya mı uçtu, ararız adamı, derdimizi anlatmak isteriz.
"adamca"da (ki adam milleti, "dert paylaşmaz", çünkü, daha "sert" olmaya şartlamıştır doğa onları), birşey anlatılıyorsa ona, bunun iki anlamı vardır.
1. "Böyle bir derdim var, bunu çöz" duyarlar ve hemen çözümler üretirler.
2. "böyle bir derdim var, bu senin yüzünden oldu" duyarlar ve hemen savunmaya geçerler.
Halbuki, kızın/kadının tek istediği, bir "kulak" o anda.
"Hay allah" "vah vah", falan gibi, bir parça karşılıklı hayıflansanız, ondan sonra, "benden istediğin birşey varsa, yardım ederim" deseniz, aha bitti işte, herkes için dünya barışı.
0