o hikaye aslında şöyledir; bir yerin sorumluluğunu, mesela bir ere, onbaşıya verirler. o isterse oradan faydalanabilirsin. yoksa, elektrik yoktu komutanım, anahtarı bulamadım komutanım, makina bozuktu komutanım diye üstlerini de devre dışı bırakabilir, kimseye de yar olmaz.
taburda yıkanacak yer yoktu. arkadaşlardan biri tugay komutanının aile dostuymuş. dedim, lan olm söyle tugaycıya bir yer bulsun da yıkanalım. tugaycı oraya buraya emir göndermiş ama bir halt olmadı, yine kirli kaldık. sonra biri çıktı, ben topçu bataryasının hamamcı onbaşısını tanıyorum, dedi. gittik bataryaya, onbaşı koca hamamı bize kapattı, sonra da çay ısmarladı.
(bkz:
bu da böyle bir anımdır)