Ne kadar betim olursa olsun harita gerekli. İnsanlar kitabı okuduktan sonra ya da okuma sırasında haritayı karşılarına açıp uzun uzun bakıyor genelde. Şu güne kadar yazılmış büyük sükse uyandıran tüm fantastik kurgu kitaplarında haritanın mevcut olması tesadüf değil.
Kaldı ki harita yazar için de iyi oluyor. Hikayesi kısıtlı bir coğrafyada geçen yazar, haritadaki diğer yerleri de kullanarak onlara renk katabiliyor.
Örneğin pek sevmediğim R.A. Salvatore Silverymoon'u anlatırken Neverwinterlı bir tüccardan bahsettiğin "Ula bura neymiş?" diye bakıyor ve "Haa anladım." diyor okuyucu.
Günlerce güneye doğru at sürdüler geyiği yapılması yerine yer şekilleriyle yapılan betimlemede yazar kendi yarattığı dünyaya daha hakim olur. (Yüksek dağın yanından geçmediler, -o dağın adı "Yüce Dağ" idi- gibi.)
0