Eskiden olsa adam öldürünce sen de öldürülürdün. Mantığı gayet basit ve makul. (bkz:
idam) (bkz:
kısas)
Şimdi adam öldürünce müebbet yiyorsun. O da kısasın bir yansıması.
@microfiction'a paralel olarak, 1926 tarihli ceza kanunu İtalya'dan iktibas edilmişti. Bu kez iktibas sözkonusu değil. (Ayıp lan, 100 senelik devlet kanun iktibas eder mi?) Yeni kanunda Alman etkisi bayağı arttı ama İtalyan etkisi de yoğun. Türk doktrini de zaten Almancılar ve İtalyancılar olarak ikiye bölünmüş durumda. (Evet son 10 saatimi Alman ekolü öğrenmeye çalışarak geçirdim, 10 saat lan, İtalyan ekolüyle yetiştim diye suçum günahım neydi benim?!)
Zaten dediğin gibi 10 yıl diye bir şey yok. 8-12 var mesela. İndirim sebepleri var, nitelikli haller var, ceza sorumluluğunu azaltan haller var, ayrıca hakimin bir sürü takdiri indirim sebebi var... Hülasa var oğlu var. Tüm bunlar da zaten bahsettiğin sorunu biraz kırabilmek, cezalara esneklik kazandırabilmek için.
Eski yıllardan şunu hatırlıyorum, bir deneme-yanılma durumu olmuş gerçekten. Cezaların caydırıcı olabilmesi için ağırlıkları aşırı arttırılmış (Fransa'daydı yanılmıyorsam, şu an beynimden dumanlar tüttüğü için adımı sorsan bilemeyebilirim) fakat bu kez de hakimler ceza vermekten kaçınır olmuşlar. Caydırıcılık tümüyle ortadan kalkmış yani.