ben harika insanların, sağlıklı ilişkilerinde bu tarz salak şeylere yer olduğuna inanmamak istiyorum diyeyim en yumuşak ifade ve hafif tabir ile.
ama dünya üzerindeki insan ilişkilerinin (buna aile, arkadaşlar, iş ve aşk kategorileri ve diğer zibilyon tane kategori dahil) neredeyse tamamında 'kaçan kovalanır' çalışır. tabii sende talep gören bir şey var ise*. yoksa odanda çürürsün.
ben kendim iyi bir örnek değilim, çünkü ben hem istemsiz olarak -bu tanımlar çerçevesinde- kaçan birisiyim hem de bilinçli olarak bunun taktik sınıfından kullanılmasını doğru bulmuyorum. açıklamak gerekirse; bir şey senin huyunsa, yani tabiatında varsa yaptığında üzerinde sakil durmuyor. bu her konuda çalışır. bir şeyi zorla yapanı sevmem. sonradan edineni sevmem. içinde olan güzellik ya da çirkinlikleri kullanarak kendine yol çizmen daha uygun olur. çünkü kendine içkin bir şeyi kullanmak, kendine ait olmayan bir şeyi kullanmaktan daha kolaydır. mesela eski arkadaşlarımdan birisi kendine kıskançlığı üzerinden yol çiziyor. bu konuda çok başarılı ve kendini böyle var edebiliyor. başka bir eski arkadaşım rus kadınlarına benziyor, o da bunu kullanarak kendine yol çiziyor. bunlar onların içlerinde olan şeyler. onun için kolayca uygulamaya geçirebiliyorlar. yani özet= sen bunu soruyorsan buna halihazırda sahip olmayan birisisin demektir. insan genellikle kendisinde olmayan şeylere karşı farkındalık kazanır ve sahip olmadığı şeyi irdeler. ben mesaj alınca bazen telefonu kapıyorum. hatta telefonu çoğunlukla açmıyorum. sıkılıyorum çünkü. bu benim içimden geliyor. durduramıyorum. bundan bir fayda sağlama beklentim yok. telefon melodisini duyunca sinirlerim zıplıyor. sen böyle hissetmeden neden böyle bir davranış göstermek isteyesin ki yahu?!
*talep gören şey = güzellik, para, arkadaş çevresi, şeytan tüyü, zeka, başarı, sükse, seks, prestij v.d. gibi
0