[]

felsefe ve sosyoloji mülakatı

merhabalar,

malum yuksek lisans dönemi, daha önce felsefe ya da sosyoloji mülakatına girenler var mı nasıl sorular soruyorlar? bilgiye yönelik sorular mı ağırlıkta oluyor? benim lisansım işletme olduğundan tereddüt etmekteyim açıkçası.. üniversite de hacettepe..

tesekkur ederim..

 
Felsefede mülakat tam bilgiye dayalı olmasada birşeyler bilmen şart.Mülakatta şu nedir ? bu böyle midir ? tarzında soruyla karşılaşmayacaksın.Hoca senden birşey anlatmanı isteyecektir her yiğidin yoğurt yeyişi farklı derler ya hocalarında farklı işte.Kimisi tartışma şeklinde yürütür mülakatı kimi de ders anlatır gibi anlattırır.Felsefede bir alanda yoğunlaşman lazım örneğin siyaset felsefesi,sanat felsefesi gibi bir alanda birşeyler bildiğini gösterirsen kabul edilirsin.Bu vakte kadar felsefeyle ilgilenmemişsen yeterli okuma yapmamışsan hocaları ikna edebilmen zor.


  • Kierkegaard  (27.06.12 13:40:33) 
felsefe mülakatı hakkında hiçbir fikrim yok, ama sosyoloji yüksek lisans mülakatına girmişliğim var şahsen. mülakatta ne sordukları aslında hangi üniversite olduğuna göre (hatta jüride kimlerin olduğuna göre) değişebiliyor. hacettepe'yi pek bilmiyorum. ama şöyle bir genelleme yapabilirim sanırsam: yüksek lisans başvurularında genellikle öğrencinin niyetine bakılır. yani neden orada olmak istediğine, bu konudaki ciddiyetine. bu mevzu da "yeminle çok istiyorum, valla bak"la halledilemeyeceği için, sorular elbette soracaklar. ama soruların kitabi bilgiden ziyade yoruma açık sorular olması muhtemel. ben de misal lisansta uluslararası ilişkiler okudum, mülakatta "göç konusu uluslararası ilişkilerde de çalışılabilirken sen neden sosyolojide çalışmayı tercih ettin" diye sormuşlardı. bir de aklında bir tez konusu olsun. "ama kesin kararımı vermedim ki" diye düşünme sakın. ciddiyetini ölçmek için tez konusu sorabilirler. birkaç dakika konuşabilecek durumda olduğun bir konu seç, az biraz fikrin olsun. ben de misal, hiç niyetim olmamasına rağmen, sırf iki kelam edebileceğim bir konu diye göç demiştim tez konusu olarak, sonra tezi yazarken çok alakasız yerlere gittim oysa. öylesine gelenler'le kafasında birşeyler olanlar'ı ayırmak için turnusol kağıdı olabiliyor bu soru.

bizim bölümde işletme lisanslı hoca bile vardı, şansım az diye düşünüp moralini bozma:) başarılar şimdiden.
  • idyl  (27.06.12 14:04:24) 
kierkegaard ve idyl çok teşekkür ederim. aklımda tez konusu mevcut :) ama işte
maalesef çok fazla bir bilgi birikimim yok o yuzden endişeleniyorum mülakatta susup kalmaktan..

  • omonia  (27.06.12 14:53:25) 
o zaman son bir tavsiye daha vereyim. bunu hocalarımız sürekli söylerlerdi bize, ki şu anda da doktora yapıyorum ben, burada da aynı şeyden yakınıyor hocalar: mülakatta sana gelen sorunun cevabını bilmiyorsan, direk "bilmiyorum" de. neyi bildiğin kadar neyi bilmediğinin farkında olman da çok önemli. "yaniii şimdii şöyle diyebilirim" diye lafı dolandırma sakın, bilmediğin anında anlaşılır, lafı uzatman da hoş karşılanmaz. geçtiğimiz dönem dersteyken sınıftan bir arkadaş hocanın sorduğu soruların cevabını bilmemesine rağmen sürekli kasıp durduğu için hoca en sonunda dellenmişti, "bilmiyorsanız bilmiyorum diyin. neyi bilmediğinizi kabul edemezseniz asla öğrenemezsiniz" diye. her ne kadar insanda cahil cühela görünürüm korkusu yaratsa da aslında olumlu bir izlenim bırakan bir şey, bu "bilmiyorum" itirafı. bilmemene rağmen kafa yürütmek istersen de açık açık söylersin, "bilmiyorum ama şu an düşününce şunları söyleyebilirim" diye. "madem bilmiyorsun, burada işin ne" diye çıkışan bir kendini bilmez olursa da, öğrenmek için geldiğini, bunu sistematik bir şekilde yapabilmek ve onu bir sonuca (teze) dönüştürebilmek için orada olduğunu söylersin.

bütün bu tavsiyeler tarafımdan denendi, başarıya ulaştı, ferah tut içini:)
  • idyl  (27.06.12 15:25:17 ~ 15:25:45) 
haha süper açıklamışsın.. çok teşekkür ederim :)
aslında bir diğer alternatif biraz bişielr okuyup 6 ay sonra başvurmak belki bilemiyorum.. kararsızlık ciddi bir huyum oldu şu zamnlarda..
doktoranda başarılar dilerim..
tekrardan teşekkürler =)
  • omonia  (27.06.12 16:27:59) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.