benim dediğim şey zaten belli bir kesinlik içermiyor haliyle. mesela ben de kendimi en fazla yaratıcı uyumadan önce hissederim. bazı bilim adamları ve filozofların geçmişinde de uyku/zihin işlevi arasında bir ilişki kurdukları yada kurma istekleri gözlenmiştir. bir yerlerde okumuşuzdur en azından buna benzer şeyler.
ben öss ye hazırlandığım zamanlarda, yatmadan önce çözemediğim soruları, sabah uyandığımda aklımda cevaplarıyla beraber bulduğum oluyordu ki bu başka bir türüdür konuyla dolaylı yoldan ilişkili olarak. hali hazırda uykunun insan fizyolojisine yaptığı şeylerin tam etkisini bilememiş olmak da işin bir gerçeği.
sonuçta, kendi adıma konuşmak gerekirse, hayatımın uzun bir döneminde uyku problemleri ve uykusuzluk çekmiş biri olarak; uykunun zihinde kesin bir yaratıcılığa yol açtığına inanmam mümkün değil. 48 saat civarı uykusuz olduğum günleri hatırlamaya çalışırsam belki bunlardan sadece yüzde 10unda normalin üstünde bir yaratıcılığa sahip olduğumu düşünebilirim. hatta sadece sanabilirim çünkü yargılar zamanla işlerliğini ve anlık durumlara uygunluğunu kaybediyor ister istemez. bu yazıyı da şu an uykusuzken yazıyorum ve zihnimin yaratıcılıktan biraz uzak olduğunu düşünüyorum. ama yine de anlık coşmalar oluyor olabilir zihinde, buna katılabilirim.
0