sıpagetti
Şu and 4000lerdeyim. Entry kurallarını okumadım, umurumda da değil. Ama bir bakın, kesin bununla kabul edilmezsin diyeceğiniz birşey var mı?1)Fransızcanankor bir dildir. 11 sene boyunca bu dili okusunuz, derslerinizi bu dilde islersiniz ve liseden mezun oldugunuzda 'evet, ben fransizca konusabiliyor
Şu and 4000lerdeyim. Entry kurallarını okumadım, umurumda da değil. Ama bir bakın, kesin bununla kabul edilmezsin diyeceğiniz birşey var mı?
1)Fransızca
nankor bir dildir. 11 sene boyunca bu dili okusunuz, derslerinizi bu dilde islersiniz ve liseden mezun oldugunuzda 'evet, ben fransizca konusabiliyorum!` dersiniz. universiteyi kazanirsiniz ve fransizca konusacak etrafinizda kimse yoktur, pratik yapamazsiniz. aylar, aylar sonra akliniza gelir. ulan ben hala fransizca konusabiliyor muyum diye. kendinizle fransizca konusmaya baslarsiniz. adam gibi iki cumle kuramayinca durumun vahimiyetini anlarsiniz. konusacak kimse olmadigi icin kendinizle konusursunuz, kendinize sorular sormaya baslarsiniz, disinizdan elbette. insanlar donup bakar ve adiniz deliye cikar. unutulmamasi gereken bir dildir. konusurken rahatlarsiniz, kendinizi mutlu hissedersiniz. kiz tavlamada son derece etkilidir. bu dile uyuz, cirkin, gicik diyen insanlari anlamak fransizcayi ogrenmekten bile daha zordur. en buyuk hayalim fransiz bir sevgilim olmasi, iste o zaman bu dil asla unutulmaz.
2)suşi
olagan ustu bir lezzet. ilk yediginizde sevmezsiniz, bir daha yemem ben bunu dersiniz ama eger benim yaptigim gibi ona bir sans daha verirseniz artik en sevdiginiz yiyecek olmustur. bazilari soya sosuda daldirip yemeyi secer, oyle de cok guzel olur ama asil lezzeti tek basina yendiginde alinir. ac olundugunda 30 tane yenilebilir ve daha fazla yiyesiniz gelir. sagliklidir, tika basa yeseniz bile makarna yada hamburger gibi agirlik yapmaz, hafiftir. insanlar sushiyi cig balik yemegi olarak gorurler ama aslinda pilav yemegidir. ozel olan, ana malzeme pilavdir. bazi geceler ac oldugumda aklima sadece sushi gelir, ve sadece onu duslerim.
3)istakoz
sanilanin aksine istakozlarin sinir sistemleri cok gelismis olmadigi icin suda kaynarken aci hissetmezler. duyulan ses kabukta olusan buharin disari cikmasidir, istakozlarin ses telleri yoktur aglayamazlar. yuzyillar once denizden cikan koca bir bocek olarak goruldukleri icin gemilerde calisan kolelere yedirirlerdi. her aksam istakoz yemegi yemek her koleye nasip olmaz, kolelerin sikayet ettiklerini zannetmiyorum. kolelere o zamanlar he aksam verilen istakozu simdi orta halli bir aile ancak yilda birkac kere yiyebiliyor. bak sen su ise!
4)punch
bir turu tropical punchdir. bu ickinin en onemli ozelligi, tadinin unutulmaz olmasidir. 13 yil once amerikadayken en sevdigim icecekti. turkiyeye donunce hic icemedim, yoktu. 13 yil sonar tekrar amerikaya dondum. yillar sonra bir markette dolasirken gordum onu ilk defa. icmeden once tadini hatirlamaya calistim, hic unutmamistim ki. ilk yudumu aldigimda sanki daha dun icmis gibiydim.
5)how its made
cok buyuk keyifle izledigim program. her muhendisin ya da muhendis olacaklarin izlemesi gerekir. sizi, yapilmasi kolay oldugunu dusundugunuz seylerin aslinda ne kadar zor yapildigini ve yapilmasi zor oldugunu sandiginiz seylerin aslinda ne kadar basit yapildigini gostererek sasirtir. ayrica makinelerin evrimi hakkinda sizi derin dusuncelere sokar. bu makineyi ureten makineyi hangi makine uretmis ve ilk makine nasil uretilmis gibi sorular sordurur. tanrinin varligini sorgulatir.
6)yahoo answers
son derece yararli bir site. ozellikle matematik ve fizik sorularina verilen cevaplar son derece profesyonel. kimsenin bilemeyecegini sandigim bir soru sorarim verilen cevaplari okurken gozumden yaslar dokulur, mutluluk goz yaslari. cevabi vereni bulup sarilasim gelir. ciddi olarak zamaninin cogunu bu sitede gecirip kendi alaniyla ilgili sorulari cevaplayan bir cok insan barindirir. birgun eksiduyurunun da bu seviyeye gelmesi dilegiyle.
7)dunkin' donuts
eger amerikadaysaniz veya yasadiginiz yerde bir subesi varsa sakin gitmeyin, bagimlilik yapiyor. bir kereden bir sey olmaz demeyin, olur. once boston kreme'i denersiniz ilk isirikta artik teslim olmussunuzdur. subede ki butun donutlari denemeden iciniz rahat etmeyecektir. hergun gitmeye baslarsiniz, once gunde bir donut sonra gunde iki donut olmustur. gobeginiz yag baglar. turkiyeye dondugunuzde geceleri titrersiniz, ter basar donutlari dusunerek yatarsiniz.
8)odtü'lü olduğunu kainata duyurma dürtüsü
bu basliga yazan odtululerin sahip oldugu durtudur. bence normal cunku o yastaki bir insanin elle tutulur, somut olan ilk ve tek basarisi bir universite kazanmis olmaktir ve bu universite eger iyi bir universite ise bunu herkese duyurmak ister. cevresinde farkli oldugunu gostermek ister. bu durtu daha cok muhendislik ogrencilerinde vardir cunku en cok onlar calismistir kazanmak icin. bu durtu birde bogazicililerde vardir, baska bir okulda da oldugunu gormedim.
9)Work and travel
akli basinda, iyi bir universitede okuyan gelecegi parlak olan ogrencilerin yapmamasi gereken program. cieede calistim, amerikanin en buyuk work and travel sponsoru ve uluslararasi ogrenci degisim sirketi. burada calisirken wat icin gelen parlak universite ogrencilerimizin ne kadar kotu muamele gorduklerine ve yasadiklari sorunlara tanik oldum. adam yerine konulmuyor ve ucuz vasifsiz isci olarak goruluyor bizim ulkemizin gelecegi olacak insanlar. ingilizcenizi gelistirmek icin sakin gelmeyin, hicbir sekilde gelismez hangi isi yaparsaniz yapin. programin amacini unutmayin, ucuz isci bulabilmek. 30 binden fazla ogrenci geliyor dunyanin her bir yanindan. ne icin? para icin mi? gezmek icin mi? amerikadan para cikmiyor, kazandiginiz para amerikada kaliyor. gezmiyorsunuz en fazla bir kac gunlugune bir kac buyuk sehir gorup evinize geri donuyorsunuz. ozgur degilsiniz. amerika sizi istemiyor, sizi sevmiyor ve bunu size hissettiriyor. turistik ve yabancilarin bol oldugu bir yere gittigim zaman ic gocun zorluklari ve gocmenlerin yasadiklari sorunlar hakkinda videolar ve brosurlerle karsilasiyorum. ne alaka? gocmenlik nerden cikti? ben sadece geziyordum! wat ogrencileri icin gelecek yildan itibaren is degistirmek diye birsey olmayacak. bu yil isterseniz isinizi degistirebiliyorsunuz ama gelecek yil sorununuz ne olursa olsun o iste kalmak ve orada calismak zorunda kalicaksiniz yoksa evinize geri gonderileceksiniz. zorla calistiracaklar sizi. bos verin, siz amerikadan daha degerlisiniz. ayrica, ulkeden ulkeye ogrencilere verilen ozgurlukler de degisiyor. irlandadan, ingiltereden, almanyadan gelen ogrenciler daha ozgur. isterlerse islerinden ayrilip 1 ay bos bos gezebiliyorlar ancak bir turk, rus, bulgar, romen bunu yapamiyor. isinden ayrilirsa hemen onu ulkesine geri gonderiyorlar. halbuki herkes ayni work and travel programiyla gelmisti. uzak durun, belki sizin icin amerikayi gormenin tek yolu bu yoldur ancak geldiginiz zaman kendinizi hapiste hissediyorsunuz ve oraya ait olmadiginizi biliyorsunuz ve bu cok kotu. orada bulunmanizin tek nedeni bir iste calismaniz. turist vizesiyle gelmek ve j-1 vizesiyle gelmek arasinda cok buyuk fark var. yurt disi deneyimi istiyorsaniz eger, erasmus yapin.
10)Portland
adini amerikanin en yasanilir sehri olan portland, maine'den almistir. evet, orijinal portland, mainededir. her ne kadar portland, or kadar populer olmasada.
1)Fransızca
nankor bir dildir. 11 sene boyunca bu dili okusunuz, derslerinizi bu dilde islersiniz ve liseden mezun oldugunuzda 'evet, ben fransizca konusabiliyorum!` dersiniz. universiteyi kazanirsiniz ve fransizca konusacak etrafinizda kimse yoktur, pratik yapamazsiniz. aylar, aylar sonra akliniza gelir. ulan ben hala fransizca konusabiliyor muyum diye. kendinizle fransizca konusmaya baslarsiniz. adam gibi iki cumle kuramayinca durumun vahimiyetini anlarsiniz. konusacak kimse olmadigi icin kendinizle konusursunuz, kendinize sorular sormaya baslarsiniz, disinizdan elbette. insanlar donup bakar ve adiniz deliye cikar. unutulmamasi gereken bir dildir. konusurken rahatlarsiniz, kendinizi mutlu hissedersiniz. kiz tavlamada son derece etkilidir. bu dile uyuz, cirkin, gicik diyen insanlari anlamak fransizcayi ogrenmekten bile daha zordur. en buyuk hayalim fransiz bir sevgilim olmasi, iste o zaman bu dil asla unutulmaz.
2)suşi
olagan ustu bir lezzet. ilk yediginizde sevmezsiniz, bir daha yemem ben bunu dersiniz ama eger benim yaptigim gibi ona bir sans daha verirseniz artik en sevdiginiz yiyecek olmustur. bazilari soya sosuda daldirip yemeyi secer, oyle de cok guzel olur ama asil lezzeti tek basina yendiginde alinir. ac olundugunda 30 tane yenilebilir ve daha fazla yiyesiniz gelir. sagliklidir, tika basa yeseniz bile makarna yada hamburger gibi agirlik yapmaz, hafiftir. insanlar sushiyi cig balik yemegi olarak gorurler ama aslinda pilav yemegidir. ozel olan, ana malzeme pilavdir. bazi geceler ac oldugumda aklima sadece sushi gelir, ve sadece onu duslerim.
3)istakoz
sanilanin aksine istakozlarin sinir sistemleri cok gelismis olmadigi icin suda kaynarken aci hissetmezler. duyulan ses kabukta olusan buharin disari cikmasidir, istakozlarin ses telleri yoktur aglayamazlar. yuzyillar once denizden cikan koca bir bocek olarak goruldukleri icin gemilerde calisan kolelere yedirirlerdi. her aksam istakoz yemegi yemek her koleye nasip olmaz, kolelerin sikayet ettiklerini zannetmiyorum. kolelere o zamanlar he aksam verilen istakozu simdi orta halli bir aile ancak yilda birkac kere yiyebiliyor. bak sen su ise!
4)punch
bir turu tropical punchdir. bu ickinin en onemli ozelligi, tadinin unutulmaz olmasidir. 13 yil once amerikadayken en sevdigim icecekti. turkiyeye donunce hic icemedim, yoktu. 13 yil sonar tekrar amerikaya dondum. yillar sonra bir markette dolasirken gordum onu ilk defa. icmeden once tadini hatirlamaya calistim, hic unutmamistim ki. ilk yudumu aldigimda sanki daha dun icmis gibiydim.
5)how its made
cok buyuk keyifle izledigim program. her muhendisin ya da muhendis olacaklarin izlemesi gerekir. sizi, yapilmasi kolay oldugunu dusundugunuz seylerin aslinda ne kadar zor yapildigini ve yapilmasi zor oldugunu sandiginiz seylerin aslinda ne kadar basit yapildigini gostererek sasirtir. ayrica makinelerin evrimi hakkinda sizi derin dusuncelere sokar. bu makineyi ureten makineyi hangi makine uretmis ve ilk makine nasil uretilmis gibi sorular sordurur. tanrinin varligini sorgulatir.
6)yahoo answers
son derece yararli bir site. ozellikle matematik ve fizik sorularina verilen cevaplar son derece profesyonel. kimsenin bilemeyecegini sandigim bir soru sorarim verilen cevaplari okurken gozumden yaslar dokulur, mutluluk goz yaslari. cevabi vereni bulup sarilasim gelir. ciddi olarak zamaninin cogunu bu sitede gecirip kendi alaniyla ilgili sorulari cevaplayan bir cok insan barindirir. birgun eksiduyurunun da bu seviyeye gelmesi dilegiyle.
7)dunkin' donuts
eger amerikadaysaniz veya yasadiginiz yerde bir subesi varsa sakin gitmeyin, bagimlilik yapiyor. bir kereden bir sey olmaz demeyin, olur. once boston kreme'i denersiniz ilk isirikta artik teslim olmussunuzdur. subede ki butun donutlari denemeden iciniz rahat etmeyecektir. hergun gitmeye baslarsiniz, once gunde bir donut sonra gunde iki donut olmustur. gobeginiz yag baglar. turkiyeye dondugunuzde geceleri titrersiniz, ter basar donutlari dusunerek yatarsiniz.
8)odtü'lü olduğunu kainata duyurma dürtüsü
bu basliga yazan odtululerin sahip oldugu durtudur. bence normal cunku o yastaki bir insanin elle tutulur, somut olan ilk ve tek basarisi bir universite kazanmis olmaktir ve bu universite eger iyi bir universite ise bunu herkese duyurmak ister. cevresinde farkli oldugunu gostermek ister. bu durtu daha cok muhendislik ogrencilerinde vardir cunku en cok onlar calismistir kazanmak icin. bu durtu birde bogazicililerde vardir, baska bir okulda da oldugunu gormedim.
9)Work and travel
akli basinda, iyi bir universitede okuyan gelecegi parlak olan ogrencilerin yapmamasi gereken program. cieede calistim, amerikanin en buyuk work and travel sponsoru ve uluslararasi ogrenci degisim sirketi. burada calisirken wat icin gelen parlak universite ogrencilerimizin ne kadar kotu muamele gorduklerine ve yasadiklari sorunlara tanik oldum. adam yerine konulmuyor ve ucuz vasifsiz isci olarak goruluyor bizim ulkemizin gelecegi olacak insanlar. ingilizcenizi gelistirmek icin sakin gelmeyin, hicbir sekilde gelismez hangi isi yaparsaniz yapin. programin amacini unutmayin, ucuz isci bulabilmek. 30 binden fazla ogrenci geliyor dunyanin her bir yanindan. ne icin? para icin mi? gezmek icin mi? amerikadan para cikmiyor, kazandiginiz para amerikada kaliyor. gezmiyorsunuz en fazla bir kac gunlugune bir kac buyuk sehir gorup evinize geri donuyorsunuz. ozgur degilsiniz. amerika sizi istemiyor, sizi sevmiyor ve bunu size hissettiriyor. turistik ve yabancilarin bol oldugu bir yere gittigim zaman ic gocun zorluklari ve gocmenlerin yasadiklari sorunlar hakkinda videolar ve brosurlerle karsilasiyorum. ne alaka? gocmenlik nerden cikti? ben sadece geziyordum! wat ogrencileri icin gelecek yildan itibaren is degistirmek diye birsey olmayacak. bu yil isterseniz isinizi degistirebiliyorsunuz ama gelecek yil sorununuz ne olursa olsun o iste kalmak ve orada calismak zorunda kalicaksiniz yoksa evinize geri gonderileceksiniz. zorla calistiracaklar sizi. bos verin, siz amerikadan daha degerlisiniz. ayrica, ulkeden ulkeye ogrencilere verilen ozgurlukler de degisiyor. irlandadan, ingiltereden, almanyadan gelen ogrenciler daha ozgur. isterlerse islerinden ayrilip 1 ay bos bos gezebiliyorlar ancak bir turk, rus, bulgar, romen bunu yapamiyor. isinden ayrilirsa hemen onu ulkesine geri gonderiyorlar. halbuki herkes ayni work and travel programiyla gelmisti. uzak durun, belki sizin icin amerikayi gormenin tek yolu bu yoldur ancak geldiginiz zaman kendinizi hapiste hissediyorsunuz ve oraya ait olmadiginizi biliyorsunuz ve bu cok kotu. orada bulunmanizin tek nedeni bir iste calismaniz. turist vizesiyle gelmek ve j-1 vizesiyle gelmek arasinda cok buyuk fark var. yurt disi deneyimi istiyorsaniz eger, erasmus yapin.
10)Portland
adini amerikanin en yasanilir sehri olan portland, maine'den almistir. evet, orijinal portland, mainededir. her ne kadar portland, or kadar populer olmasada.
0
neredeyse yalnizca ilk cümleleri okudum yetti, olur gayet olmamasi icin bir neden bir sikinti yok.
0
Kusura bakmayın lütfen ama "Entry kurallarını okumadım, umurumda da değil." diyen birinin, entrylerinin okunup yorumlanmasını beklemesini benim hafsalam almıyor.
0
Entry'lerin içeriği değil de benim aklıma şu takıldı:
Hem "entry kurallarını okumadım, umurumda da değil" demişsiniz hem de "Ama bir bakın, kesin bununla kabul edilmezsin diyeceğiniz birşey var mı?" diye sormuşsunuz!
Umrunuzda olmayan bir şey için böylesi meraklanmanız çok şaşırtıcı geldi bana açıkçası.
(Kaldı ki, bir başka arkadaşımızın daha aklına takılmış bu soru)
Neyse efendim. Entry'lerinizde herhangi bir sorun yok. Aksine, beklenenin üzerinde bile denilebilir.
Hem "entry kurallarını okumadım, umurumda da değil" demişsiniz hem de "Ama bir bakın, kesin bununla kabul edilmezsin diyeceğiniz birşey var mı?" diye sormuşsunuz!
Umrunuzda olmayan bir şey için böylesi meraklanmanız çok şaşırtıcı geldi bana açıkçası.
(Kaldı ki, bir başka arkadaşımızın daha aklına takılmış bu soru)
Neyse efendim. Entry'lerinizde herhangi bir sorun yok. Aksine, beklenenin üzerinde bile denilebilir.
0
Yazar alımında gördüğüm kadarıyla içeriği kısa ve net ibareler olan birkaç cümleyi geçmeyecek tanımlamalara öncelik veriliyor. İlla doğrusu budur diye demiyorum. Bir arkadaşımdan biliyorum :)
0
gerek yok!
fransızca
11 küsür yıl okuyup ben konuşuyorum dediğiniz de bile aksayan nankör dil.
suşi
ilk yediğinizde beğenmediğiniz sonradan bayıldığınız lezzetli yiyecek.
ıstakoz
sinir sistemi olmadığından dolayı haşlanırken acı hissetmeyen canlı
brunch
üzerinden ne kadar yıl geçerse geçsin tadı unutulmayan türkiye'de bulunması zor içecek
....
...
..
gibi olsa daha güzel olur. kim okuyacak bunları yazık değil mi?
(bkz: geç şimdilik)
fransızca
11 küsür yıl okuyup ben konuşuyorum dediğiniz de bile aksayan nankör dil.
suşi
ilk yediğinizde beğenmediğiniz sonradan bayıldığınız lezzetli yiyecek.
ıstakoz
sinir sistemi olmadığından dolayı haşlanırken acı hissetmeyen canlı
brunch
üzerinden ne kadar yıl geçerse geçsin tadı unutulmayan türkiye'de bulunması zor içecek
....
...
..
gibi olsa daha güzel olur. kim okuyacak bunları yazık değil mi?
(bkz: geç şimdilik)
0
