Ekşi Duyuru

o kadarını ben de anladım? sorun gerçek olup olmadığı fotoğrafın.

evet, gerçek.
şu anda gönüllülerle belediye falan uğraşıyorlar hep birlikte.
türkiye'nin her yerindeki barınakların hali buna benziyor.
neyse ki bununla belediye biraz ilgilendi.

boşuna hayvanları barınaklara göndermeyin demiyoruz.
yani sokakta havlıyor diye rahatsız olup belediyeye aldırdığınız köpekler buralara benzer yerlere gidiyor.

bunu size cevaben yazmadım, genel bir bilgi olarak eklemek istedim.

fotoğraf gerçekte köpek ölmüş mü onu anlayamadım.adam facebookta yazmış kaskatı kesmiş vs diye.adamın yazdığı

"kaskatı kesilmiş bedenini okşayıp '' bu barınaktaki en şanslı köpeksin sen '' deyip yanından ayrılalı daha bir saat olmadı... fotoları yükleyip çıktı almak için nete bağlanabileceğimiz bir yere geldik.. nöbetçi savcılığa ifade vermek üzere netten çıkıyoruz.. LÜTFEN TEPKİ VERİN...ve lütfen yarın size en yakın bakımevine gidin.. Bakımevlerine gidin , gidin şu lanet olası bakımevlerine... gidin."

teşekkür ederim. bulunduğum şehirde çok fazla sokak hayvanı yok umarım sonları böyle olmamıştır. kendi hallerinde yaşasın tüm canlılar böyle öldürmekle ellerine ne geçecek hem cana kıyıyorlar hem de doğanın dengesini belliyorlar. lanet olsun

@michael jackson: evet, köpek öldü gerçekten. bir metre kadar, belki ondan kısa olan bir zincirle bağlıyken, dışarıda donarak ölmüş.
bolu barınaı burası.

zaten barınaklara gittiğinizde görürsünüz, yerleri çimento ya da temizliği kolay diye seramik karo falan kaplıdır. penceresiz demir kapıları olan hücreler ya da birkaç köpeğin bir arada yaşayabileceği kafes şeklinde bölmeler vardır.

oraya giden köpek sağ çıkmayı ve ormana atılmamayı başarırsa ki genelde başaramaz, sokaklarda daha saldırgan davranıyor. sonra tekrar şikayet ediliyor. bu sefer de saldırgan olduğu için öldürülüyor.
yani sonuçta sonları ya bu tip yerler ya da barınak kapasitesi dolduğu için bırakıldıkları ormanlar.

polonezköy, şile yolunu falan görüyorsunuzdur. ormanda kalınca da açlıktan birbirlerini yiyip, kamyon altında kalıyorlar işte.
döngünün özeti bu.

bunun için gönüllülerin dışında yapılacak neler var? devletin yasaları yok mu? kimler bu konularla ilgili çalışma yapabilir.

devletin yasaları var. 5199 hayvan koruma kanunu var. ama denetleme yok.
sonuçta şimdi belediye yardım ediyor, çünkü tepki aldı.
tepki alsa da yardım etmeyenler çoğunlukta.
ama zaten buralardan sorumlu olan belediye.
şikayet ediyorsunuz, kimsenin umurunda değil.
sokaklardan toplama yaparken bile bazı kuralları var bu işin, ama uyulmuyor.
bazı barınaklara gönüllüler alınmıyor. mesela ümraniye.

bunun için yapabileceğiniz bir sürü şey var.
bir kere barınakları mümkün olduğunca ziyaret edin.
genelde uzak yerlerde olurlar, ama hafta sonları mesela 1-2 saatinizi ayırabilirsiniz.
çevrenizdeki insanlara durumdan bahsedin. çünkü hayvan sever gördüğünde kaçıyor insanlar. bu kadar vahşetle uğraşınca insan saldırganlaşıyor haliyle.
yani hayvan sever çevresinin dışında kalan insanlara da durumu anlatmak, bilinçlendirmek çok önemli. bir sürü insan sokakta köpek görünce iyilik yaptığını zannederek de barınağı arıyor.

özellikle kış aylarında mama, gazete, battaniye, ekmek, süt falan gibi şeyleri ya bir barınağa gönderin ya da sokaklarınızdaki köpekleri insanların rahatsız olmayacağı şekilde besleyin.
çünkü köpek uzun süre aç kalınca, sokak şartlarında da yaşadığında psikolojisi bozulur. sonuçta sosyal hayvanlar bunlar ve iç içe yaşıyoruz.

sokakta gördüğünüz bazı köpekleri birkaç arkadaş aranızda para toplayıp kısırlaştırın. özellikle erkekler 1-2 günde ayağa kalkar ve operasyonları daha kolay olur. maliyeti 100-200 civarıdır.

sokak kedi ve köpeklerini birçok veteriner kliniği ya çok indirimli ya da bedava kısırlaştırır.

bu, herkes kendi kapısının önünü temizlerse, bütün şehir temiz olur anlayışıyla yaklaşılabilecek bir konu.

besleme falan gibi konularda bazen insanlar çok tepkili olabiliyor.
o yüzden en mantıklısı köpeklerle birebir ilişki kurmadan, kuru mama paketini alıp, mesela kaldırımın duvarla birleştiği kenarlarına belli miktarlarda bırakmak. mesela evden çıkıp, otobüs durağına gidiyorsunuz, belli yerlere bırakın biraz. mutlaka fark ederler ve kuru mama çevreyi de kirletmez.

bunun dışında en önemli ve hayat kurtarıcı olanlardan biri su.
hem kuşlar, hem kediler, hem köpekler için sokağınızın bir yerine bir yoğurt kabıyla su koyun birkaç günde bir.
inanın birkaç sokak yukarıda yaşayan köpek sırf su içmeye gelip, yerine dönebiliyor.
nasıl yaptıklarını bilmiyoruz, ama kaynakları hemen fark ediyorlar.

ve son olarak, dediğim gibi herkese bu konudan bahsedin. çünkü bu hayvan sevmeyenlere bile ucu dokunan sosyal bir mesele. sevmediğiniz için ölümlerine neden olmayın. var olanı besleyip kısırlaştırın ve böylece onlar da sokaklarda sefil olmasın, sizin de vicdanınız rahat olsun.

edit: hayvana zarar verme, tecavüz etme, taciz etme, şiddet uygulama gibi eylemlerin kabahatler kanunundan çıkıp, suç sayılması için gerekli yerlerde tepki verin.

bakın, geçen gün 5 yaşında dayısının tecavüzüne uğrayan çocukta da aynı şey oldu. dayısı bundan önce hayvanlarla ilişki kurduğu bilinen biriymiş. eğer bu suç sayılsaydı, çocuk tecavüze uğramadan hayvana tecavüzden o adam ceza alırdı. bazı ülkelerde hayvan, çocuk, kadın, erkek tacizi ve tecavüzü aynı klasmanda değerlendiriliyor ve hayvana tecavüz eden de cinsi sapık veya cinsel suç işlemiş kişiler database'ine işleniyor.

Ben şöyle düşünüyorum; yani bir apartmanda ortalama 20 ailenin yaşadığını farzetsek, yahu her apartman 2-3 sokak hayvanına sahip çıkamaz mı? Bu o kadar mı zor? Çöpe dökecekleri yemek artıklarını verseler o bile yeter. Bu kadar mı insanlıktan çıktık yahu?

Barınaklar ölüm yuvalarıdır. Hiçbir canlı öyle bir ortamda yaşamayı hak etmez. En güzeli sokak hayvanlarının kısırlaştırılıp alındıkları yere bırakılmalarıdır. Daha kaç can yitip gidecek barınaklarda? Bu ilk değil, son da olmayacak ne yazık ki... Bizler insan olarak duyarlı olmadığımız ve "evrendeki her şeyin sadece insanoğluna hizmet için yaratıldığına" inandığımız sürece bütün bunların değişmesi o kadar zor ki... :(

Bunları görünce zamanında beğenmediğim Zonguldak barınağının ne kadar iyi olduğunu düşünüyorum. Kafeslerde olabildiğince az hayvan tutan, mümkün olduğunca kısırlaştırıp doğaya bırakan sokakta yaşaması mümkün olmayan sakat/kör hayvanları kendi bahçelerinde kulübede bakan, her kafeste kaloriferli iç bölme ve köpeğin rahatça çıkabildiği dış bölme, günde en az iki kez temizlik, askeriyeden gelen yemekler ve en önemlisi canla başla çalışan veteriner hanımdı geçen sene. Dışarıdan gelen hayvanlara bile yardımcı oluyordu. O zaman burası pis bakımsız falan diyorduk ama iç mekan yanlış hatırlamıyorsam 10 derecenin altına düşmüyordu.
Daha büyük ve geliri daha yüksek şehirlerde ise trajedi halinde olmasını anlayamıyorum. Bu insanlar hayvanlara değer vermiyorsa niye o şartlarda öyle yerlerde çalışıyorlar ki?