Sana şöyle söyleyeyim, ucunu ister kadere ister kısmete ister hayra ister selamete bağla ama bazı şeyler senin kontrolünde olmuyor. Ben Erasmus'a tamamen şans eseri gittim, orada aldığım dersler burada sayılmadı, yine şans eseri okuldaki ders programım değişti, mezun olamazken olabilir hale geldim, falan filan.
Çok kafanı takma, ben yurtta kaldım, yurt ne ulan dedim, bizimkilerden alakasız bir yurt çıktı, 3 katlı giriş çıkışına kimsenin karışmadığı, kızları erkekleri getirip kaldırabileceğin bir yerdi. Denk geldi yani. Ondan bu kadar kafaya takmayın.
Erasmuscu olarak şunları hatırlatayım, kalacağınız yeri ayarlayın, uçak biletinizi ayarlayın, hava alanından şehre nasıl gidilir onları araştırın, bu tip pratik bilgiler işinize çok yarar, benim zamanımda ve hatta hala oluyor bu, hibeler biz gittikten sonra hesabımıza yatmıştı, ben ilk 1-2 ay cepten para yemiştim ama sonra hibe gelmişti.
Survival konusunu halledin önce, ondan sonra gezersiniz, Erasmus öyle süper birşey ama süper de olmayabiliyor. Boktan tutorlar, boktan şehirler, plan yapılmadığı için açıkta kalmalar vs. deneyimi zehir edebiliyor.
Hayat Erasmusla sınırlı değil, ileride cebinizde paranız varken de gezebilirsiniz başka ülkeleri. Ülke gezecem diye sürünmenin anlamı yok. Sizin öncelikli hedefiniz Erasmus deneyimi.
Biz gezdik tozduk diyenler çokçadır ama şu da var tabi, ben sanat bölümünde okumuştum, ödev proje falan yoktu, okulda kafamıza göre çalışıp sonra içerdik. Ama başka arkadaşım gayet it gibi ders çalışmıştı Erasmusla gittiği okulda.
Yani herşey önceden planlandığı gibi olmuyor, siz oraya gidin, yerleşin, etrafınızı tanıyın, hayata uyum sağlayın, harcamalarınızı denk getirin, eğer günlük yaşamda bile ailenizden para istemeniz gerekiyorsa o zaman gezmeye kasmanın anlamı yok. Sonuçta avrupada 3-5 ülke görecem diye sokakta sürünmenin anlamı yok
0